Taç Kimde?

30. Bölüm - Nikahta Keramet Vardır

"Yenge sence bu nasıl?"

Dönüp Dila'nın elindeki bikiniye baktım. Hatta bikini olma ihtimali olan kıyafete baktım.

"Yani... Biraz fazla açık değil mi?"

"Yenge balayı için alıyorum zaten! Balayı için tuttuğumuz villanın havuzunda kocişime giyicem!" dedi sona doğru gittikçe aşko kuşkolaşan ses tonuyla.

Yüzümü buruşturup "İyi. Kocişin karar versin o zaman. Sonuçta bana giymicen." dedim önüme dönerken.

O sırada Dila "İyi. O zaman sende abimle yaparsın alışverişini." dediğinde anlık olarak yüzüm kıpkırmızı kesildi ve elimdeki mayoya baktım.

Bir dakika bir dakika! Bana böyle bir şey söylenmemişti! Tabi ortaokulda fen dersinde ve devamında lisede evelallah bir şeyler öğrenmiştik ancak benim şu an bunu kabul etmek gibi bir niyetim yoktu. Yani... Dinçer ile ben... Hayır ya! Yok artık yani!

Tabi Dila şimdi benim bu iç sesimi duysa 'Yenge bebekleri de leylekler getiriyor sanmıyorsun inşallah?' diye sorabilirdi ancak bu tepkilerim benim bunlardan bi haber olmamdan değil olayın anlık farkına varıp sindiremememdendi.

Ne gerek vardı yani?! Ayrıca ben daha kendimi hazır hissetmiyordum!

"Yenge o yüz renginden ne düşündüğün anlaşılıyor bu arada."

Dila'nın sesiyle elimdeki mayoyu fırlatıp "Ne alaka canım?!" dedim ve geri çekildim.

"Ay yenge sende!" dedi Dila göz devirirken.

Tescillenmişti işte. Dila'ya belli etmeden gerilmeye devam et sen Ela'cım.

Koluma girip "Dünyanın oluşumundan Adem babamız ve Havva annemizden bu yana tüm canlıların yaptığı bir şey bu. Peygamberlere ve Nihat Hatipoğlu'na böyle şeyleri konduramasak da evet insanlar böyle soyuna soy katıyo. Bizi leylekler getirmedi. Artık bu gerçeği aşmalısın." dedi ve yavaşça başını salladı.

Ben bu kızı cidden tanıyordum artık. Ayrıca bu yaşına kadar çarpılmadan gelebilmesi mucize gibi görünüyordu.

"Ayıp denen bir şey var. Ondan haberin var mı? Veya mahremiyet? Özel hayat?"

"Karı koca arasında mahremiyet olmaz. Saygı olur, huzur olur, aşk olur. "

"O zaman benimle aranda mahremiyet olsun bari!"

"Üzgünüm, sende o mahremiyeti yengem olduğun zaman kaybettin." dedikten sonra başka bir mağazaya doğru yürüdük.

Şu an nerede miydik? Tam olarak Dila'nın iki gün sonra olacak düğününden sonra gideceği balayı için alışverişe gelmiştik.

"Yenge bu arada oynayacaksın, söz verdin!"

"Azıcık oynarım."

"Saçmalama! Oynaman lazım! Ele güne karşı gelin görümce karşılıklı oynayıp düşman çatlatmamız lazım."

"Bu düşman kim tam olarak?"

"Ünlüler ve elitler camiasında gözünü abime diken kadınlar."

Kaşlarımı çatıp hafifçe geri çekildim.

"Hangi kadınlar ya?!" dedim.

Dila gülerek "Ya işte görmek istediğim Elif Ela Maral bu ya! Çıkar şu pençelerini!" dedikten sonra "Ay pardon. Elif Ela Şahaplı. Abim kızıyo Elif Ela Maral diyince." dedi.

"Sebep?" tek kaşımı kaldırırken. Soyadımı değiştirmicem. İnat değil mi?

"Öyle. O sizin nikahı kafasında kıymış bile. Deli biraz da."