19. Bölüm - Can

160 23 1
                                    


Mahur bana bakıp "Ne yiyelim?" dediğinde "Bilemedim ya. Hamburger gibi istiyorum ama pizza da alabiliriz." dedim.

"Pizzası güzel midir? Yeter mi?"

"Yani fazla bile gelebilir belki. Büyük gibi duruyor."

"Öyle yapalım o zaman." dediğimde Mahur bir anda ayaklandı.

Kaşlarımı çatıp ona baktığımda Mahur arkamda bir yere bakıyordu.

Gülümseyerek "Hoş geldiiiin." dedi.

Kaşlarımı çatıp arkama baktığımda ise gözlerimin kocaman açılmaması imkansız hale gelmişti. ŞAKA MIYDI BU?!

"Hoş buldum."

Berk Cihan Mahur ile sarıldığında ben hala şok içerisinde olduğum yerde kaskatı kalmıştım. Çok idrak edebildiğimi sanmıyordum. İdrak ettiğimde de bu şaşkınlıkla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Bir anda Uçan Sabri gibi kendimi oradan oraya fırlatabilirdim mesela.

Berk Cihan bana elini uzatıp "Merhaba. Elif Hanım, değil mi?" dediğinde ben hala kitlenmiş bir şekilde adama bakıyordum. Ellerim sandalyenin kenarlarında şok içerisinde kalmıştım. Adamın eli de hala havadaydı.

Mahur öksürüp "Ela!" dedi dişlerinin arasından gülümseyerek. Uyarı ile beynim harekete geçtiğinde uzanıp adamın elini sıktım ve "Merhaba." dedim.

Berk Cihan "Tanıştığıma memnun oldum." dediğinde bende sahte bir gülümsemeyle "Bende bendeee." dedim. 'Bana bak! Yellow'un içindeki cidden sen misin?' dememek için kendimi zor tutuyordum.

Berk Cihan Mahur'un yanındaki yerini alırken ben Mahur'a bakıp kaş göz işareti ile burada noluyor demeye çalışıyordum ki Mahur gözlerini kocaman açıp "Sus." dedi ağzını oynatarak. Ve ardından ağzımızı oynatarak sessiz bir tartışmaya girdik.

Berk Cihan kafasını kaldırıp bize baktığında ise aniden gülümseyerek ona baktık.

"Ben sizi rahatsız etmedim, değil mi? Mahur öğle yemeğine çıkıyoruz dediğinde benimde boş vaktim vardı. Öyle katılırım diye düşünmüştüm, umarım rahatsız etmedim."

"Yok yok. Ne rahatsızlığı. Yemek yiyip kalkacaktık sonuçta." dedim. İnşallah inandırıcı olabilmişimdir. Son maçta senin yüzünden ceza yiyen Fred'i unutmuş değildim.

Mahur "Ne alırsın?" dediğinde Berk Cihan "Ben tok gibiyim. Kahve alsam yeter." dedi.

"O zaman biz ne alalım?" dedi Mahur bana bakıp.

Şimdi adamın yanında ağzını aça aça pizza ile hamburger yemek olmazdı. Ah be Mahur! Bir zevkim vardı, onun da içine ettin! İçine ediş şeklinde bu yani!

"Tavuklu makarna alalım." dedim. Şimdi bu Bursa kekosunun yanında Fettucini Alfredo demeye gerek yoktu. Tavuklu pilav gibi düz tavuklu makarna işte.

"Aynen öyle yapalım." dedi Mahur. Ancak garsona Fettucini Alfredo demeyi eksik etmedi. Garson senden daha medeni Berk Cihan. Sen medeni değilsin. Anlıyorsundur inşallah.

Siparişleri verdiğimizde Berk Cihan bize dönüp "Eee? İşler nasıl gidiyor? Tabi Mahur biraz anlattı. Mimarlık ofisiniz varmış sanırım." dediğinde Mahur'a bakıp imalı bir şekilde "Ahahaha! Mahur anlattı demek?" dedim.

Ne zamandır konuşuyordu bunlar?! Mahur neyi anlatacak Berk Bey? Bunun benimle ne alakası var?

Mahur'a baktığımda benden tarafa bakmıyordu. Yeniden Berk Cihan'a baktım.

"Öyle iş güç bizde. Yoğunuz bir süredir. Bir iş aldık, onla uğraşıyoruz."

"Büyük bir iş sanırım. Çok müsait olmuyor Mahur genelde."

Taç Kimde?Where stories live. Discover now