8. Bölüm - İlk Maç

144 20 0
                                    

"Sonra ne oldu? Öylece çekip geldiniz mi?" dedi Hazal hayret içinde.

"Napacaktık başka?"

Esin şaşkınlık içinde "Ela sen salak mısın? Bildiğin ofisi basmışlar! Polisi falan arasaydınız!" dediğinde "Polise şikayet etsem ne olacak? Adamlar şikayet oluşturabilecek bir tehditte bile bulunmadılar. Bunlar beni tehdit ettiler diye kamera kayıtlarını açıp izletsem asıl beni ters kelepçe yapıp alır götürürler." dedim.

"Salak mısın sen adamlara kafa tutuyon?" dedi Esin şaşkınca.

"Ya daha kaç kere diyeceğim? Belki sesim ondan yüksek çıkarsa korkar gider diye düşündüm."

"Deli taklidi de yapaydın. Daha çok korkardı."

Hazal'da Esin'e katılıp "Adamı ısırsaydın falan. Bak o zaman kesin kaçardı." dedi.

"Of! Dalga geçmeyin ya?!"

Hazal gülerek "Peki senin çok sevgili kankan Dinçer bu duruma nasıl bir tepki verdi?" dedi imalı bir şekilde.

"Çok sevgili kankam Dinçer bu olayı unutun, ben bir şeyler halledeceğim, tanıdıklarım var dedi."

"Sende güvenip bıraktın yani?" dedi Hazal tek kaşını kaldırarak.

"Ne yapacaktım başka? Tanıdıklarım var dedi. Biliyor demek ki bu işleri. Halleder herhalde polisle falan."

Hazal başını geri atıp "Ama sen çok gerizekalısın ya! Gerçekten çıldırmama ramak kaldı." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Noluyo?"

Esin sinirle "Hala noluyor diyor ya? Delircem!" dedikten sonra Hazal uzanıp sandalyeme tekme attı.

"Aptal! Bu adam senden hoşlanıyo hoşlanıyo! Gerizekalı seni!"

"Ya bak yine başladınız!" dedim göz devirip.

Esin "Vallaha saçımı başımı yolacam az kaldı! Ya bu adam habire senin dibinde, habire senden bir şey istiyor, sürekli senin işlerini halletme derdinde! Ya hala nasıl anlamıyorsun ya? Ya sen bir kere hayatın boyunca Dinçer ile tanıştığından bu yana aldığın kadar çiçeği ne zaman aldın?!" dedi.

"Bende size diyorum ki bu adamla konuşup muhabbet eden benim. Dışarıdan belki öyle görünebilir ama biz şakalaşıyoruz, öylesine konuşuyoruz yani. Yani bi iltifat bir şey diyorsa da şaka olduğunu biliyorum yani."

"Ya şaka değilse ve sen öyle sanıyorsan?"

Yüzümü buruşturdum.

"En nefret ettiğim şeydir. Arkadaş olarak konuşurken bir anda öyle açılması falan. Madem böyle bir duygun vardı en başında söyleseydin."

"E gerizekalı en başından belli ediyor da sen anlamıyorsun işte!" diye itiraz etti Hazal.

"Biz bence bu konuda sizinle ortak bir paydada buluşamayacağız." dedim pes ederek.

"Ben sana zamanı gelince söyleyeceğim ama."

Ayağa kalkıp çay doldurmaya gittiğimde Hazal arkamdan bağırdı.

"Doğru söyle."

Elimde çaydanlıkla dönüp bardakları doldururken "Neyi?" dedim. Ardından çaydanlığı ocağa bırakmaya gidip geri döndüm.

Taç Kimde?Where stories live. Discover now