27. Bölüm - Bir Ömür Böyle...

131 16 2
                                    

İş yerinde çalışırken gözüm ikide bir Mahur'un masasına takılıyordu.

Bugün gelmeyeceğini söylemişti. Önceki günde oldukça kötü görünüyordu. Hatta onu o şekilde görmeyeli uzun zaman olmuştu. En son bazı ailevi problemleri olduğunda ofise öyle gelmişti.

Ama şimdiki konu biraz daha farklı gibiydi.

Bende az çok tahmin etsemde Mahur'da ucundan biraz çıtlatıp sonra ayrıntılı konuşuruz demişti.

Konu şuydu ki Berk Cihan daha yeni sosyal medyaya bir kızla birlikte düşmüştü. Kız ile kol kolalardı. Daha magazine yansımasa da Twitter kaynıyordu. Mahur'da iyi bir Twitter çevresi edindiğinden dolayı elbet o da bunu görmüştü.

Açıkcası ben Mahur'un Berk Cihan'a karşı bu kadar yoğun hisler beslediğini bilmiyordum. Hatta aralarında bu kadar bağlanacak bir şey olduğunuda anlamamıştım. Küçük bir flörtleşme sanmıştım ki bu da kısa sürmüştü. Ancak Mahur konuşmayı kestiklerinden bu yana pek iyi görünmüyordu.

Bugün de aynı şekilde gelmemesi aslında Mahur'un Berk Cihan'a baya değer verdiğinin kanıtı gibiydi.

Derin bir nefes aldım. O sırada telefonumun şarjı azaldığından dolayı uyarı verdiğinde çekmecemi açtım. Ancak yoktu. Masanın üstüne şöyle bir göz attıktan sonra yine bulamayınca bu sefer şarjımı arabada bırakıp bırakmadığımı düşündüm.

Ayağa kalkıp ofisten çıktıktan sonra arabaya gittim. Zaten arabaya girer girmez şarjı buldum. Kapıyı açıp torpidodan şarj başını aldıktan sonra kabloyu da USB girişinden çıkardım. Ofladıktan sonra dikiz aynasından şöyle bir tipimi düzelttim. Torpidodan ıslak mendil alıp göz altlarıma akan rimelimi hafifçe temizledikten sonra ıslak mendilimi geri kapatıp torpidoyu da kapattım.

Arabadan çıkıp kapıyı kilitledikten sonra bina kapısından içeriye girdim. Ofise doğru döndüğümde ise ofis kapısının önüne büyük bir gül demeti bırakan birisini gördüm. Kaşlarımı çatıp bir kaç adım attığımda ise o kişi arkasını döndü ve şaşkınca karşımdaki Berk Cihan'a baktım.

Berk Cihan'da başını kaldırıp beni gördüğünde önce gözleri kocaman açıldı. Ardından şaşkınca "Elif?" dedi.

Hemen arkasına, kapının önündeki gül demetine baktı. Ardından yeniden bana dönüp "Şey..." dedi.

Derin bir nefes alıp "Bende gidiyordum şimdi." dedi ve başını eğip ilerledi. Tam yanımdan geçiyordu ki "Berk Cihan." dedim.

Durduğunda arkamı dönüp "Biraz konuşalım mı?" dedim.

Bana baktı. Ardından "Elif bence sen bu meseleye hiç girme. Benim yüzümden Mahur ile tartışmanızı istemem." dedi.

"Mahur böyle bir şey için bana kızmaz. Ayrıca bende bu sorun neyse bir an önce hallolsun istiyorum."

Berk Cihan iç geçirdi. Ardından "Pekala." dedi.

Başımı sallayıp ilerlediğimde Berk Cihan'da peşimden geldi. Yerdeki çiçekleri alıp kapıyı açtıktan sonra Berk Cihan'da peşimden içeriye girdi.

Çiçekleri masama bıraktıktan sonra kenardaki koltukları Berk Cihan'a işaret ettim.

Berk Cihan oturduğunda "Bir şey içer misin?" dedim.

"Yok teşekkür ederim."

"Pekala." dedim ve karşısına oturdum.

İç çekip "Öncelikle aranızda tam olarak ne oldu bende bilmiyorum. Ne yaşadınız neler konuştunuz bilmiyorum. Sadece Mahur'un anlattığı kadarını biliyorum. " diyerek söze başladım.

Taç Kimde?Where stories live. Discover now