28. Bölüm - Yenge

87 20 1
                                    

Evden mutfakta annemi ikna ettiğimiz bir konuşma yaptıktan sonra Dinçer ile üzerimizdeki altınları annemin getirdiği bir takı kutusuna koyduk. Sonrasında ise gençler olarak koştur koştur evden çıktık. Ben Dinçer'in arabasına geçtiğimde Eylül nedendir bilinmez Hazal'ların arabasına binmişti.

Azra'da gelmek istese de annem "Gençlerin arasında ne yapacak?" Diyerek göndermemişti. Azra biraz üzülmüştü. O yüzden onunla sonradan farklı bir planım vardı. Bunu onu da teselli etmeye çalışırken kulağına fısıldamıştım da öyle morali düzelmişti.

Eylül Hazal'ların arabasına geçtiğinde ise Dinçer ile birbirimize baktık. Ardından Dinçer arabanın yanına ilerleyip kapımı açtığında arabaya yaklaştım. Kenara tutup yüksek arabaya adımımı attıktan sonra oturduğumda ise Dinçer dışarı sarkan elbisemin eteklerini de toparladı ve kapıyı kapattı. Arabanın önünden dolanıp şoför koltuğuna oturduğunda ise ilk olarak kravatını gevşetti. Ardından ceketini çıkarıp arka koltuğa attı.

Yakasındaki düğmeleri ve gömleğin bileğini katlarken ise gözüme ayrı bir yakışıklı görünmüştü.

AY BENİM NİŞANLIMDI BU ADAM! RESMİ
OLARAK SEVGİLİMDİ YANİ! ANNEMLER FALAN HERKES BİLİYORDU! AAA ŞİMDİ KAFAYI YİCEM
BURADA!

Arkadaşlaaar! Bu adam benim kocam! Kocamda kocam, kocamda kocam....!

Dinçer kısaca bana baktığında yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama afalladı ve "Niye öyle gülümsüyorsun?" dedi yüzünde hafif bir gülümseme oluşurken.

Adama iki saniyede nasıl düştüysem ağzımda yayık ayranı gibi açılmıştı sanırım. İfademi toparlayıp "Hiç. Öylesine." dedim.

Şimdi 'Sana düştüm.' tarzı bir cümle kursam bu Dinçer'in zor zahmet dayandığı sabrına kibrit çakmak gibi olurdu. Geldiğinden beri gergin gergin oturuyordu zaten.

Belli ki evde gün boyu bana karşı aşırı samimi tavırlar sergilememesi için uyarılmıştı. Öyle bir his almıştım. Daha doğru canım görümcemden öyle bir mesaj demek daha doğru olabilirdi.

Dinçer arabayı çalıştırdığında bana bir kez daha baktı. Ardından "Çok güzel olmuşsun. Bugün sana bakmalara doyamadım." dedi.

Gülümseyerek "Teşekkür ederim. Sende çok yakışıklı olmuşsun. Tabi her zaman çok yakışıklısın, orası ayrı." dedim.

"Yaa?" dedi Dinçer çapkın bir ifade ile. Sonra uzanıp elimi tuttu ve dudaklarına getirip elimin üstünden öptü.

"Seni seviyorum." diye fısıldadı yeniden saniyelik gözlerimin içine bakarken. Tekrar yola döndüğünde ise kalbim çok hızlı atıyordu. O kadar zaman olmuştu ama hala buna alışık değildim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Taç Kimde?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin