İntikam

12.9K 1K 190
                                    




Karşımızda çalan televizyon sesiyle Latifin, ''Asi!'' diye bağıran öfkeli sesi birbirine karışırken, evin içerisine adım attığını belli ediyordu.

Karşımızda oturan Girdap abim yerinden hızlıca kalkıp salon kapısının arkasına saklanmadan önce tam salon kapının önünde duran vazoyu düşürdüğünde, ben gözlerimi televizyondan çekmiş abimin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken, gözlerinden öfke akan Latif hızla salon kapısından içeri girdiği anda, Girdap abim salon kapısının arkasından çıkıp, Latife çelme taktığında Latif yere düşmemiş, yere cam kırıklarının üzerine resmen yapışmıştı.

''Göğsüm!'' diye bağıran Latifin arkasından, Girdap abim olduğu yerde kıs kıs gülerken, merdivenlerden hızlıca inen Demir ve Ali abim dikkatimi çekmişti. Ayaklarına giydikleri traktörü andıran ayakkabılarla hızla Latifin yanına geldiklerinde, sanki hiç farkında değillermiş gibi biri sağ elinin, diğeri sol elinin üzerinde zıplarken, ''Ellerim,'' diye bağıran Latifin sesini duyduklarında, son kez ellerinin üzerinde tepinerek, ''Anaa, bu kim,'' diyen Girdap abim, ''Oha, yerde yatan Rüzgar abim değil miymiş,'' diyen Demir abim, ''Demir çıksana oradan adamın ellerine basıyoruz, hiç farkında değiliz,'' diyen Ali abimin oyunculuklarını izliyordum.

Latif ayağa kalkarken, göğsünden akan kan beyaz göleğine bulaşmıştı, ellerine bakarken, ellerinin titrediğini ben bile görebiliyordum. Mutfaktan çıkan Rüzgarla göz göze gelirken, ''Latif,'' demişti Rüzgar, ''Senin burada ne işin var.''

Latif ellerine bakan gözlerini Rüzgara dikerken, tam ağzını açmış konuşacakken, ''Ama önce bir dakika,'' diyen Rüzgar, Latifin yanına yürüdüğünde, tam yanında durdu, daha sonra bize döndü. ''Poyraz abi,'' dediğinde Rüzgar, dönüp Poyraz abime baktığımda hala daha televizyon izlediğini gördüğüm de, ''Poyraz abi,'' diye yeniden seslenmiş Rüzgar.

Poyraz abim de sanki yeni duyuyormuş gibi dönüp Rüzgara baktığında, ''Ne var abicim, bir bırakmadın filmin en heyecanlı yerindeyiz, bilmiyor musun, ben bir şeye odaklanınca başka bir şey duyup, görmem,'' derken ardında Rüzgara bakıp, Latife bakıp, ''Misafirimiz mi var,'' dediğin de, Latif yeniden ağzını açacakken, ''Bunun eşi nerde,'' derken Rüzgar elindeki tavayı hızla kaldırdığında, tavanın arka kısmı tam olarak Latifin suratına yapışmıştı.

Şok içerisinde olanlara bakarken, Poyraz abim, sanki olanları hiç görmemiş, filmi izliyormuş gibi yapmaya devam ederken, ''Burnum!'' diye bağıran Latifin sesi, ''Ay ne yaptım ben, çok özür dilerim, ben hesap edemedim, tavanın yüzüne çarpacağını ki,'' derken Rüzgarın yüzündeki hain gülüşü görmüştüm, dönüp bana göz kırptığında, gözlerimi defalarca açıp, kapamıştım, bir hayalin içinde olup olmadığımı anlamak için.

Merdivenlerden inen Asrın abimi gördüğüm de ayağındaki ayakkabılar dikkatimi çekmişti. ''Evet gençler Flamenko dersi almaya başladım,'' dediğin de salondan içeri girerken, ''Ayakkabılarım nasıl olmuş, çok mu topuklu almışım,'' demesinin ardından, saçma sapan ayak hareketleri yaparken, bir şekilde Latifin yanına kadar gelip, iki ayağına da onu dehşet derece de bağırtacak şekilde basmıştı.

Latif bağırırken, Asrın abim onun ayaklarının üzerinden ayaklarını çektiğinde, ''Oğlum Rüzgar ne işin var ayağımın altında, bilmiyor musun ben dans ederken sürekli ayağıma bakarım kimseyi görmem,'' derken, ''Abi ben buradayım,'' demişti Latifin yanında ki Rüzgar.

''Oha, sen buradaysan, bu kim?'' derken Asrın abim, Latifi kolundan tuttuğu gibi kaldırmaya çalışırken, çok büyük bir ihtimalle Latifin kolunu o kadar çok sıkmıştı ki, Latif yeniden acı içinde bağırırken kolunu Asrın abimden çekmeye çalışıyordu. Asrın abim tam Latifin kolunu bırakacakken bir de çenesine dirsek atmıştı.

AilemWhere stories live. Discover now