Kurtarış

25.5K 1.5K 84
                                    


Taktığım kulaklıkta herkesin bağırtısını duyarken, ben arabayla çoktan yarış alanına girmiştim. Üstelik benim girdiğim de anons ediliyordu. ''Herkes sesini kessin!'' diye bağırdığımda hepsi bu yüzümü yeni görecekti, ''Çağın şimdi sana bir şey söyleyeceğim sakin olacaksın, büyük ihtimalle frenlerin tutmuyor,'' dediğimde herkes nefeslerini tutmuştu.

''Asi, saçmalama baktık frenlerine, sıkıntı yok,'' diyen Demiri duyduğumda yoldaki kontrolümü sağlamaya çalışıyordum. Ali de bana yardımcı olmaya çalışıyordu. ''Bana odaklanmayın ben bu yolu avucumun içi gibi bilirim çok yarıştım burada, siz Çağına odaklanın. Çağın beni duyuyor musun?'' diye sorduğumda sonunda onun sesini duyabilmiştik.

''Frenler tutmuyor,'' diyebilmişti sadece şokun etkisine girerek. Girdap ve Egenin ''Abi!'' diye bağırtılarını duyabiliyordum. Çağan onları sakinleştirmeye çalışırken Demirle Ali panik içinde ne yapacaklarını tartışıyorlardı. Benimse Çağına yetişmeme daha vardı.

''Herkes sussun artık, yoksa kurtaramayacağım Çağını. Ben kimseye konuş demeden kimse çıtını çıkarmasın. Çıkaracaksanız eğer kulaklıkları çıkarın,'' dediğimde yeniden sessizlik oluştu.

''Çağın yol engebeli farkındasın değil mi?'' dediğimde hızımı daha fazla arttırırken diğer hızımı kesmeye çalışan arabalardan teker teker kurtulmaya çalışıyordum. ''Çağın ses ver! Şimdi sırası değil, Çık şu şoktan!'' diye bağırdığımda sesimin ulaşmasını umdum.

''Asi Çağının duvarla mesafesi gittikçe azalıyor,'' diyen Demire bir şey diyememiştim. Ama artık görüş açımdaydı Çağının arabası. ''Tamam sorun yok görüş açımda Çağının arabası,'' derin bir nefes aldım, ''Çağın arabanı sola kır!'' diye bağırdığımda arabasını sola kırdığının farkındaydım. Hem onun arabasını hem kendi arabamı yönetirken, dışarıda hala daha bizim anonsumuzun yapıldığını duyabiliyordum.

''Biriniz pisti boşalttırsın ve arabanın frenlerinin tutmadığını, ambulansın ve itfaiyenin hazır beklemede olmasını söylesin çabuk!'' diye komut verdiğim de ''Çağın sağa kır direksiyonu,'' derken artık Çağının tam arkasındaydım. ''Raptiyeler var,'' diyen Çağının sesini duymak içimde şükür nidalarına sebep oldu. ''Yok, yanılsamaları var sadece, şaşırtmaca,'' dediğimde arabada gaza son kez yüklenip Çağının arabasının önüne kırdım arabamı ve el frenini çektim.

Alnımdan akan terler, saçlarımın alnıma yapışması beni rahatsız ederken derince bir nefes verdim. Planımın ilk bölümünü gerçekleştirebilmiştim.

''Asi ne yapıyorsun!'' diyen herkesin bağırtısı birbirine karıştı. Ama içlerinden Egenin ve Girdabın ağladığını duyabiliyordum. Kendim için değil en çok onlar için Çağını kurtarmalıydım. İkizim için yapmalıydım bunu. Bu ailenin yeniden dağılmasına izin veremezdim. Toprağın altına koyduğum abimin kokusunu yeni bulmuşken yeniden toprağın altına koyamazdım.

''Bir daha sesinizi kesin demeyeceğim. Ne yaptığımı çok iyi biliyorum,'' dediğimde Çağının tarafına baktım. Şok olmuş korku dolu gözlerle bana bakıyordu. ''Asi çek arabanı öleceksin,'' dediğinde onu dinlemedim, ''Bana güvenmek zorunda değilsin ama söylediklerimi yapmak zorundasın. Anladın mı beni,'' dediğimde beni duyuyor ama duymuyor gibiydi, ''Girdap, Ege ve Asil için, ikizin için anladın mı beni!'' sürekli bağırıyordum sesimin ona daha net ulaşması için.

''Asi çek arabanı öleceksin,'' diyor başka da bir şey demiyordu. Şoktaydı, farkındaydı ve kendini yönetmeye çalışıyordu.

''Çağın kes sesini dinle beni. Yol artık daha da engebeli olmaya başladı, üç dediğimde direksiyonu hafifçe sola kır ve el frenini çek. Araba hafif yokuş yukarı olacak bu duvarla aramızdaki mesafede hızını düşürmemize yardım edecek, anlıyor musun beni vakit kaybedemeyiz.''

AilemWhere stories live. Discover now