Affediş

14.9K 1.1K 224
                                    


O gün kahvaltı masasın da Girdap abimin son söylediklerinden sonra herkes sinirleri bozulmuş bir şekilde kahkaha atarken az kalsın babam kalpten gidiyordu. Tüm gün boyunca Lodos ve Poyraz, Girdap abimin yaptığı şeyi düzeltmeye çalışıyorlardı. Allahtan telefonu kapadığında biz kahkaha atmaktan kendimize gelebildiğimiz de tüm evlerin parasını ödememişti. Yaklaşık bir 15 tanesinin ödemişti. Hala daha o günü düşündükçe hayret ediyordum Girdap abime. Ama alışmıştım da artık garipsemiyordum. Alışmıştım artık onlardan biri olmaya.

O günden sonra hep birlikte bir yığın ev baktık. Sonlara doğru gerçekten bu fikri ortaya attığım için pişman bile olmaya başlamıştım. Ama yine her zaman ki gibi beni ilk anlayan Poyraz olup olaya el atmıştı. Ve sonunda hepimizin içine sinen bir ev bulduğumuz da bu sefer ki kavga, kim hangi katta kalacak olmasıydı.

Aslında hayır, asıl kavga, kimin benim katımda kalacak olmasıydı. İkizim her türlü ikizlik kategorisinden kalacağım kattaki odalardan birinin onun hatta direkt yanındaki odanın onun olacağını söylüyordu. Girdap abimse yine bildiğimiz gibi maydanoz olup, ikizime her defasında, ya odayı seç ya da katı, ikisine birden sahip olamazsın deyip, çıldırtıyordu onu.

En son ki yaşanan kavgaya annem ve babam bile dahil olmuştu, kızımla bu sefer biz aynı katta kalacağız diye. Onların bu hallerini izlemek her defasında beni yeniden kahkahaya boğarken, kavganın sonunda hepsinin gözleri bana dönüp karar bana kaldığında, attığım tüm kahkahalar içime otururcasına kalıyordum.

Ve sonunda bu dertten beni kurtaran Ali abim olmuştu. Kat düzeninin aynı kalması yönünde bir fikir ortaya attığında anında desteklemiş ve öyle olmasını istemiştim. Tabi belli bir süre Girdap abimin de tatlı tribini çekmiştim ama sonunda barışmıştık.

Odamın kapısı çaldığında başımı test kitabından kaldırmıştım, ''Gir,'' dediğimde kapıya bakmadan çalışından kimin geldiğini anlamıştım. Yüzümdeki sımsıcak gülümsemeyle arkamı dönüp gelen Poyraz abime baktık. İçimden ona Poyraz abi derken daha sesli olarak ona duyurmamıştım. Onunla Lodos abimi süründürmek ayrı zevkli oluyordu.

''Vallahi tüm ilaçlarımı içtim Poyraz,'' dediğim de yüzünde başka bir gülümseyiş vardı bu sefer, ''Ne, ne oldu,'' dediğimde, kapımı yavaşça kapayıp yanıma geldi. Dizlerinin üzerine çöktüğünde, ''Kapat gözlerini,'' dediğinde onun heyecanı bana da bulaştığında kapatmıştım gözlerimi. ''Uzat elini,'' dediğinde, elimi uzatmıştım.

Belli bir süre sonra elime bir şey konduğunda Poyraz abim aç demeden, açmıştım. ''Eee ben daha aç demedim ki,'' diye sızlanırken Poyraz abim, elimdeki şeyin gerçekliğine bakıp, ''Gerçekten mi?'' diye sorabilmiştim.

''Bak sakın kimseye söyleme, özellikle de Lodos abime, öldürür yoksa beni. Çağında bilmiyor tamam mı? Savaş biliyor, ondan izin aldım. Zaten uzun zamandır da tedavin güzel gidiyor, ilaçlarında da bir aksaklık olmadığında bu çikolatayı yemeye hak kazandın,'' dediği anda boynuna sarılmıştım sıkıca abimin.

''Çok çok çok teşekkür ederim,'' dedim elimdeki çikolataya bakarak.

Sımsıkı sarılırken bana, kokumu her defasında aynı şekilde içine çekerken, ''Kimseye söylemek yok, söz mü?'' dediğine, ''Söz, söz kimseye söylemem,'' diyebilmiştim.

Birbirimizden ayrıldığımız da, abim masamın üzerinde duran test kitaplarına baktı, ''Nasıl gidiyor çalışmalar?''

''Harika. Lodos çok yardımcı oluyor bana. Bence Girdap abimin anlattığı kadar da sıkmıyor bizi,'' dediğimde Poyraz abimin yüzündeki gülümsemeyi inceledim, ''Bunu bir de ikizine sormak lazım, her gün evi inletiyor, abi yeter, diye,'' dediğinde Poyraz abim, ikimizde ufak bir kahkaha atmıştık.

AilemWhere stories live. Discover now