Mesafe

20.9K 1.2K 200
                                    


''Ali,'' birinin fısıltıyla abime seslendiğini duydum. ''Ali,'' fısıldayan ses gittikçe bizi yaklaşırken Ali abimin hala daha uyuduğunu anlayabiliyordum. Gözlerimi açtığımda karşımda Poyrazı görmeyi beklemiyordum. ''Ben, özür dilerim seni uyandırmak istememiştim,'' dediğinde sadece Poyraza baktım. ''Kahvaltı hazır, o yüzden uyandırmaya gelmiştim,'' sesinde çekingenlik vardı gözleri ise ona şans vermem için yalvarıyordu bana. ''Yardım etmemi ister misin?''

''Gerek yok, abim kalkınca onunla beraber yaparız kahvaltı,'' dediğimde gözlerinde yeniden hayal kırıklığı görmüştüm Poyrazın.

''Asişkooooom!'' Odaya Girdap abimin endamlı bir şekilde adımı bağırarak girmesi, göğsünde yattığım Ali abimi de uyandırmıştı. ''Ee yuh ama ya, aile var aile. Oha bir dakika yanlış oldu bu,'' dediğinde odadan çıkıp yeniden odaya girerken, ''Aliiiğğğ kalk!'' diye bağırmıştı bu sefer.

Zavallı Ali abim kendine gelmeye çalışırken Girdap abim susmadan konuşmaya devam ediyordu, ''Senin de boyun posun devrilsin Ali, kalk kız kardeşimin yanından. Nedir senden çektiğim ya. Asi söyle şu Aliye kalksın yanında. Bak bak bir de göğsüne yatırmış. Serttir onun göğsü yatma bir daha oraya benim göğsüme yat, yumuşacıktır benim ki.''

''Abi, bak Allah aşkına ya, Allahın adını verdim. Sabah sabah başlama bari. Ayrıca insan böyle mi uyandırılır ya, yıldım senden yıldım.''

''Kes, kes, kes, yatmasaydın o zaman Asişkomla. Gayet de hak ettin, bu şekil uyandırılmayı. Hadi kalkın mükellef bir kahvaltı hazırladım,'' dediğinde eminim ki Ali abimle beraber Girdap abimin üzerinde gezdiriyorduk gözlerimizi. Üzerine giydiği önlüğün her yerin de un, yumurta, süt, şeker, çikolata lekeleri anlayabildiklerimken daha anlamadığım bir sürü daha leke vardı.

''Asim, abimin de üzerinden anlaşıldığı gibi bence mutfak batmış durumda, yaptıklarını tahmin edemiyorum bile, gel biz zehirlenmeyelim, dışarı da güzel bir kahvaltı yapalım mı?'' diye kulağıma fısıldarken Ali abim, ''Yok ya, sen defolup gidebilirsin dışarıya ama Asişkom olmaz,'' diyen Girdap abimin Ali abimle olan atışmalarını sessizce dinliyordum.

''Asim,'' Girdap abim sesini neşeli tutmaya çalışırken şimdi yüzündeki gülümseme de hafiften solmuştu, sesi gibi. ''Asim,'' dediğinde tekrar, ''Efendim,'' diyebilmiştim.

''Buraya getireyim mi kahvaltıyı abim, o günkü gibi. İster misin?'' Girdap abim bana ne zaman abim dese, boğazım düğüm düğüm oluyordu. Hemen yanımda, saçlarımı kulaklarımın arkasına alan gözlerimin içine zar zor bakan Ali abim, ''Abicim,'' demiştim. Gözlerim onun gözlerine kaymıştı.

Beni anlamaya çalışıyorlardı, ne istediğimi bilmek istiyorlardı, ben bile bilmezken, onlar bilmek istiyordu. ''İstemiyorum, ben gelirim masaya,'' demiştim. O arada Poyraza takıldı gözüm. O beni görüyordu sanki, o benim hala daha sakladıklarımı anlıyordu. Ben bile ne istediğimi bilmezken o biliyordu sanki.

''O zaman Asi hanım, uçmaya hazır mısınız?'' Durumum ne kadar iyileşse de Girdap abim beni kucağına almaktan vazgeçmiyordu. Her defasında da bana, uçmaya hazır mısın, diye sorardı. Sanki başka türlü sorsa o soruyu benim kırılacağımdan korkardı. Başka türlü sorsa o soruyu ben değil de o kırılırdı daha çok.

''Yürüyelim mi bu sabah birlikte, yürümek istiyorum,'' demiştim.

''Abi bence de kız kardeşimiz yürüsün. Özellikle de senin bu üstünün halinden sonra,'' dediğinde Ali de sesini neşeli tutmaya çalışıyordu.

Girdap üzerine baktıktan sonra sinsice gülümseyerek önlüğünü çıkarttı ardından Aliye baktığında, ''Abi aklından dahi geçirme,'' dese de Girdap çoktan elinde büzüştürdüğü önlüğü Alinin üzerine fırlatmıştı. ''Abi ama yaa,'' Ali kendince Girdap abime söylenirken Girdap abim çoktan benim yanıma gelmişti. Yanıma gelirken de Poyrazın yüzüne dahi bakmamıştı.

AilemWhere stories live. Discover now