Alfa türünün tükenme noktasına geldiği, üremenin durduğu kırsal topraklara şehirde yetiştirilmiş asker alfaların gönderilmesine karar verilir. Min Yoongi de bu grubun içindedir ve görevi öğretmenliğin yanı sıra tıpkı köye gönderilen diğer alfalar gi...
merhaba biz geldik yarın baby blue'yu yayınlayalı tam bir yıl olacak zaman ne çabuk geçti. ✨💫🌟
önceki bölümde oylar tekrar düşmüş bir süre derslerime odaklanmak istiyorum siz de o sürede sınırı geçersiniz diye düşünmekteyim. BİR DE son bölümlere girdik artık, bu serüven de bitiyor🙁
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🚞
Herkes mışıl mışıl uyuyup güzel düşler içinde süzülürken Jimin için gün adeta doğmak bilmiyordu. Kümesteki horozlar gün doğmadan yarım saat önce ötmeye başlardı, onların sesini duyana dek dakikaları saydı. Ama olmuyordu işte. Ötmüyordu aptal horozlar.
Bu kuşkusuz geçirdiği en sancılı ve en uzun gecelerden biriydi. Yoongi'sinin özlemini çekiyordu, yanındayken bile onu özlediğinden şimdi onsuz olmak yüreğini kavuruyordu. Şefkatine, sevgisine, koşulsuz ilgisine çok muhtaçtı. Bir ara, pişman olacağını bilmesine rağmen perdesini kaldırıp kulübenin ışığı parlayan penceresine baktı. O da uyumamıştı hâlâ.
Ah o kulübe. Artık evlenip o şirin kulübeyi yuvası haline getirmeyi, kendinden parçalarla yeniden yaratmayı ne çok arzuluyordu. Tanrıdan tek dileği bir an önce düğün gününü gelmesiydi. O şehir hayatı istediğini sanmıyordu, şehri görmemişti gerçi ama olsun, köyden vazgeçemezdi. Camdan bakınca minik okulu ve bitişiğindeki öğretmen evini göremeyecekse şehri istemezdi.
"Uf Yoongi,"diye sızlandı kendi kendine.
Annesine çıkışmak istediği zamanlarda dilini ısırıp kendini tutuyordu fakat ona kalırsa kimse hamile bir omega olarak ne kadar zorlandığını göremüyor ya da görmek istemiyordu. Ne alfası vardı ne de onu anlayacak Taehyung'u vardı, hayır kimsecikler yoktu. Ablası her seferinde onu bu konuda gazlamaya çalışsa da Jimin ailesiyle bozuşmaktan kaçınıyordu ama bir gün fena patlayacaktı.
Hamile omegalar alfalarına ihtiyaç duyardı. Bunu düşünürken durakladı. Peki Reun duymuyor muydu? Jimin haftada birkaç kez aflasıyla vakit geçirebiliyor, kendini ve tatmin edilmeye aç yüreğini sakinleştiriyordu ama peki ya dünyada bu sistemden muzdarip olan tüm o hamile omegalar? Onları düşündükçe kendine çok öfkeleniyordu. Durumuna minnet duyması gerekirken utanmadan şikayet ediyordu.
Karnını okşarken "Ya Yoongi bir başkasıyla eşlenmeyi seçseydi?"diye fısıldadı. Aslında böyle şeyleri dile getirmemeliydi ama yapamıyordu. Bebeğiyle her şeyden konuşuyordu. "Ama o bizi seçti. Bizimle olmayı seçti, değil mi yavru alfacık?"
Diğer bir yanı da hemen karşı çıkıyordu buna. Seçtiyse bir alfa-eş olmayı bilmeli ve sizi ayıran herkese karşı çıkmalı. Çıkabilmeli.
Çıkabilirdi ki. Cesaretsiz olduğundan değildi, Yoongi onu üzmemek için karşı çıkmıyordu. Diğer yanına böyle söyleyince sessizlik oldu. Alfası için hayatı daha da zorlaştırmaktan itinayla kaçıyordu ve bu konuda katıydı.
