Alfa türünün tükenme noktasına geldiği, üremenin durduğu kırsal topraklara şehirde yetiştirilmiş asker alfaların gönderilmesine karar verilir. Min Yoongi de bu grubun içindedir ve görevi öğretmenliğin yanı sıra tıpkı köye gönderilen diğer alfalar gi...
heyyo biz geldik!! Sınavlar, bayram derken arayı açtım biraz. Bu bölüm şu ana kadar yazdığım en zor bölümdü, üç defa yazıp sildim, umarım beğenirsiniz🩵
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
❤️🩹
Jimin, yüreğinde Yoongi için çok kıymetli bir yer ayırmıştı. Hayatı boyunca yüreğini onun kadar hızlı çarptıracak biriyle daha tanışmayacağını, bir kişinin daha ona böyle hissettiremeyeceğini biliyordu. Yoongi özeldi. Çok ama çok özel.
Tam da bu yüzden ona da aynılarını hissettirmek için çırpınıyordu.
Alfa için çok özel olmak istiyordu. Belki bencilceydi belki yanlıştı ama istiyordu işte. Onu kendisine öyle derin bağlarla bağlamıştı ki artık onsuz bir hayatı düşleyemez olmuştu.
Hayatının geri kalan kısmını Yoongi ile geçirmekten hiç şikayetçi olmazdı. Her sabah uyandığında onun yüzünü görmek, ona gülümsemek, onunla saatlerce sıcak bir şöminenin önüne yahut bir söğüt ağacının püsküllü dalları arasında samimi bir sohbete dalmak, onunla yarınlar yokmuşcasına öpüşmek, onunla saatler boyunca ağır ağır sevişmek...Tüm bunları yalnızca onunla yapmak istiyordu.
Yoongi, Jimin için her şeyin ilkiydi. Onu bu kadar özel ve eşsiz yapan buydu belki.
Ya da belki düşlerindeki tarife tam uyuşuydu onu özel yapan. Anlayışlı oluşu, gülümseyişindeki sıcaklık, onunla ilgilenme şekli, yaydığı huzurlu koku. Yanındayken evindeymiş gibi hissedebileceği başka bi alfa yoktu. Olsun istemiyordu da.
Tüm bu sevgi dolu düşünceleri birkaç saniyeye sığdırdı. Ardından elindeki kupayı bırakarak tabureden kalktı. Yoongi dışarı çıkmak için hazırlanıyordu. Ama Jimin bunu istemediğine o anda karar vermişti.
"Gitmeyelim,"dedi usulca.
Yoongi, omegası için bulduğu çizmeleri yere bırakıp başını kaldırdı. "Efendim?"
"Kar topu oynamak istemiyorum," hemen düzeltti. "Şu anda oynamak istemiyorum. Başka zaman yaparsak çok daha mutlu olurum. Ama şimdi değil."
"Ama az önce demiştin ki-"
"Fikrimi değiştirdim," omzunu silkti, çocuk gibi avutulmak istemiyordu, alfası kızgınlığındayken ve besbelli zor durumdayken bunu yapmak istemiyordu. "Beni neredeyse kandırıyordun."
"Yapmaya çalıştığım bu değildi,"dedi ve ardından pes etmiş gibi bir nefes vererek dikleşti. "Seni incitmemeye çalışıyordum."
Jimin ona doğru bir adım attığında Yoongi gözlerini başka tarafa çevirdi. Alfanın kokusunun sıcak odanın içinde yoğunlaştığı, neredeyse bunaltıcı bir hâl aldığı birkaç saniye boyunca Jimin ona ulaşmak için çabaladı. "Kokun seni ele veriyor, Yoongi. Neredeyse acı çektiğini anlayabiliyorum."
