66

380 15 52
                                    

Berivan sabah gözlerini kısarak açtığında Çağatay'ı çıplak görür görmez yutkundu. Korkuyla kendine baktığında hızla yorganı üzerine çekti.
"Allah'ım ne yaptım ben?" diye kendi kendine söylendiğinde Çağatay ağlama sesiyle uyandığı sırada koca bir siktir çekti. Dokunmak istedi fakat çekinerek dokunamadı.

"Ben özür dilerim." Genç kızın gözlerinden akan yaşı gördüğünde kendine lanetler okudu.
"Biz ne yaptık Çağatay?"
"Benim yüzümden özür dilerim Berivan." Ellerini tutmak istedi fakat yapamadı. Genç kadın anladığında
"Çok çok sarhoştuk değil mi? O yüzden..."
"Büyük ihtimalle. Fazla kaçırdık." Gözlerini kaçıran genç adama baktı. Yanağına dokundu genç kız.

"Çağatay utanıyorsun benden."
"Asıl sen utanıyorsun bakamıyorum sana. Seni ağlattığım için kendime lanet okuyorum."
"Sa_sadece çok sarhoştuk sende söyledin bak." İç çekti genç adam. Biri bu durumu durdurabilirdi. Fakat yapamamışlardı. Peki, ama neden?
"Evet, ama durdurabilirdik. Sana zorla..." Gözünde süzülen yaşla Çağatay hemen sildi.

"Şey ben duşa gireyim." Kalkacağı sırada bulunduğu durumla utanarak
"Bekle arkamı döndüğümde duşa gir sonra ben girerim daha rahat edersin." dediği anda Çağatay hızla arkasına döndüğünde genç kadına gidene kadar bakmadı. Berivan hemen kalktığı gibi banyoya girdi.

Arkasına dönen genç adam yastığı aldığı gibi kokladığında kokusunu içine çekiyordu. Berivan duşa girdiğinde bütün soğuk suyu üzerine dökerek oturduğunda
"Aptal Berivan aptal! Aptalsın kızım sen!" diye ağlayarak kendine söyleniyordu. Yapacağı hiçbir şey yoktu. Duyguları, ihaneti, öfkesi ona ele geçirmişti. Karanlıkla boğuşan ruhu yana yana yeniden doğarken bu defa tekrar üzerine toprak dökülmüştü.

Çağatay ağlama sesini duyduğunda derin bir iç çekti.
"Aptalsın oğlum. Kızın acısı varken." diyerek kendine söyleniyordu. Berivan en sonunda duştan çıkıp kurulandığında kıyafetlerini anın şokuyla almayı unutmuştu. Bornozunu giyip saçını havluyla bağladıktan sonra odadan çıktı. Şaşkınlıkla genç kıza bakan adam yutkundu.

"Şey kıyafetim..."
"Dolapta bedenine uygun kıyafet var istediğini giyebilirsin. Hem bende duşa gireyim." Zoraki gülümseyerek gideceği sırada Berivan elini tuttu.
"Şey bu yaşananlar..."
" Sadece senin ve benim aramda. Korkma tutup ona söyleyecek halim yok."
"Onu demek istememiştim."
"Sıkıntı yok Berivan benim yanımda rahat olabilirsin." Gülümsediğinde genç adam banyoya girdi.

Bir kaç saat sonra Berivan oturma odasında otururken Çağatay gülümseyerek bakıyordu. Genç adamı görünce toparlandığında Çağatay yanına oturmuştu.

''Bugün biraz geç gelebilirim işlerden dolayı sen yemeğini mutlaka ye tamam mı?''  dediğinde onayladı genç kız.

''Onları akşam yemeğine davet etmekle kararlı mısın Berivan?'' Gülümsediğinde

''Evet kararlıyım. Mutluluğumuza şahit olsunlar.''

''Peki gerçekten mutlu musun?'' Bir adım yaklaşarak ellerini tuttu.

''Şimdilik evet sen gerçekten anlayışlı birisin Çağatay. Bunu diğer zamanlarda da göreceğiz.'' Hiç düşünmeden sarıldı genç kadına kokusunu derin bir şekilde içine çekerek konuşmaya başladı.

''Hep böyle kalacağım sana söz veriyorum.'' dediğinde küçük bir buse kondurdu. Berivan kendini hemen geri çektiğinde boynunu kaşıdı.

''Sen işe geç kalma. Hem o bir şey derse de umursama bile.''

''İnan umurumda bile değil. Sadece sen umurumdasın!'' dediğinde alnından öperek gitti.

Aynur ve Ferhat artık hazırlardı. Ikiside derin bir nefes alıp verdi. Bütün Urfa halkı sevdalarını duyup kalkarak onların aşklarına nasıl meydan okuduklarını izlemek için hem Urfa halkı hemde, dört bir yandan diğer ailelerde gelmişti. Bu yarışma Urfa'da oldukları için Urfa'ya gelmişti. İlk önce Aynur'un diğer genç kızlarla beraber yoğurt yeme yarışı yaparak yoğurdun içinden altın bulması istendiğinde yarışı başlattılar.

EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin