14.

490 47 57
                                    


Genç adamın yüzüne dokununca Ferhat kendine gelip musluğu kapatıp yara bandını aldı.

"Nerden çıktın karşıma?" diyen genç kıza gülümseyerek baktığında elini bantladı.

"Kader güzelim kader!" dediğinde ikiside önüne dönünce hazır olan domatesleri de alıp sandviçi hazırlamaya başladı bile. Aynur ise genç adamı aşkla izlerken genç adamın arkadan beline sarıldığında

"Aynur iyi misin güzelim?" Hiçbir fikri yoktu.

"Bilmiyorum Ferhat, sadece sana sarılmak istedim." Sandviçler hazır olduğunda genç kızın ellerinden tutup belinden çekecekken Aynur izin vermedi. Usul usul akan gözyaşlarını görmesini istemiyordu. Ferhat tekrardan genç kızı kendinden çekince Aynur'a doğru dönüp

"Aynur neler oluyor?" diyerek genç kızın gözyaşını sildi.

"Bilmiyorum her defasında söylüyorum bunun farkındayım fakat aklım, kalbim öyle karışık ki anlatamam sana Ferhat!" Genç kızın alnından öpüp

"Soru işaretlerinin hepsi geçecek."

Tabakları masaya koyduğunda Aynur hemen meyve suları doldurup masaya koyduğunda

"Helal olsun!" Ferhat Aynur'un yanağından öperek

"Asıl sana helal olsun güzelim." dediğinde ikisi birlikte yemeklerini yemeğe başladılar. Aynur ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra

"Bozbey'im!" Gözlerini genç kıza dikerek

"Söyle Ehlibeyt 'in gülü!" Yanakları kızarmıştı genç kızın

"Sonra yürüyüşe çıkalım mı?" Olumlu anlamda başını sallayarak

"Olur, tabi güzelim neden olmasın." dediğinde gülümsedi genç adam. Aynur yemeğini bitirdikten sonra tabağını makineye koyduğunda Ferhat genç kızı izliyordu. Hemen önüne dönüp meyve suyunu içince Aynur'da yanına gelmişti. Kafası çok karışıktı genç kızın. Evet, seviyordu kabul ama ona söylediği kelimeyi öğrendiğinde gerçekten her şey çok zor olacaktı. Kesinlikle bırakmazdı bunu biliyordu. Deniz'in onu bırakıp gitmesi kaderdi belki peki ya Ferhat'ın biranda karşısına çıkmasına ne demeli? Hiçbir fikri yoktu. Ona sebepsiz yerde âşık olması bilmiyordu hemde hiç! Ferhat tabağını koyduğunda Aynur'un elinden tutarak

"Gel bakalım gezdirelim küçük hanımı."

Aynur tereddütsüz elini tutup koluna sarıldı. Evden çıktıklarında Ferhat genç kızın elini tutup öperek geri bıraktığında yürümeye devam etti.

"Özür dilerim Ferhat sana çok âşık olsam da, seni ölesiye istesem de bunu sana yapamam! Bizim ailelerimiz karşı duracak sevgilim affet beni!" Derin bir iç çekip içinden söylemişti. Ferhat'la son gecelerini yaşayıp bu şehirden ayrılacaktı. Aynur'u dalgın bir şekilde gören genç adam genç kızın yüzünü okşayarak

"Neyin var senin?" Aynur yerinden sıçradı adeta

"Şey beben dalmışım." Ferhat pek inanmamıştı. Ferhat gülümseyerek

"Dela_ ay neydi bak unuttum. Ha Delalamın (güzelim)" Aynur gülerek

"Sen öğrenmeye mi başladın?" Olumlu anlamda başını salladı.

"Daha o kelimeyi öğreneceğim yalnız ben çok çabuk öğrenirim küçük hanım kendini benim eşim olarak şimdiden hazırla!"

"Ya o gün geç olursa?" Ferhat kaşlarını çatarak baktı.

"Ne demek bu?" Aynur ağzını kapatıp

"Şey ben bunu içimden söyledim sanıyorum!" Ferhat öfkeyle genç kızın çenesini tutup parmaklarıyla dudaklarına sürttü.

EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin