10.

681 57 105
                                    

Dosyalar neredeyse bitmek üzereydi. Saat üçe geliyordu genç kız resmen açtı. Genç kızın odasına biri gelince Aynur gel komutuyla girdi. Siyah saçlı ela gözlü genç bir adamdı. Boyu neredeyse bir yetmiş idi. Elinde yemeği göstererek

"Hem tanışmış oluruz hemde yemek yeriz diye düşündüm!" Ferhat'a baktığında yanında aynı o kız vardı. Ne diye tekrar geldiyse

"Ay çok iyi düşündünüz açlıktan ölüyordum resmen!" dediğinde Ferhat Aynur'un başka bir adamla yemek yediğini görünce sinirle masaya vurduğu sırada yanındaki genç kızda korktu.

"Diğer dosyaları hallet bunlar bitti ayrı yeten akşamki toplantıyı yarına ertele!" Onaylayarak gitti. Hızlı bir şekilde genç kızın odasına girdiğinde yemek Aynur'un boğazında kaldığında iki üç defa öksürdüğünde kendine geldi.

"Buyurun Ferhat Bey yemek yemez misiniz? Ah pardon sizin önemli işleriniz vardır!" diye öfkeyle söylendiğinde.

"Sana yemek yasak demedim mi? Sabah kahvaltını yapaydın!"

"Saat üçbe üç normal acıkmam!" Genç adam gerilimi görünce

"Ferhat Bey Aynur hanımın öğle yemeğine çıkmadığını görünce yardımcı olmak iste..." Ferhat öfkeyle

"Bunları toplayıp dışarı çık!" Sinirle söylediğinde genç adama söz söylettirmedi hoş gerçi söz söylerse kovulacağını biliyordu genç adam çıkar çıkmaz Aynur eliyle masaya vurdu.

"Ne yaptığını zannediyorsun? İlk günden beni göndermeye mi çalışıyorsun?" Olumlu anlamda başını sallayarak yaklaştı genç kıza

"Evet! Güzelliğin dillere destan olmasın bana özel olsun Alevi kızı !" dediğinde baktı genç adama, Aynur'un sırtı duvara deyince

"Ferhat uzak dur!"

"Benimle yemeğe geleceksin hazırlan!"

"Düşünmem lazım!" Sabahki muhabbeti genç adama hatırlattı. Ferhat biraz daha yaklaşarak

"Birileri kıskandı mı?" Kaşlarını sinirle çatarak

"Neden kıskanayım ağam!" Genç kızın yanağına elini dokunarak

"Bozbey'e ne oldu?"

"Yok, oldu?" diyerek genç adamın elini yanağından çekti. Gideceği sırada tekrar elinden tuttuğu gibi kendine çekip belinden tuttu.

"Aynur deli etme beni!"

"Yapma Bozbey ne olur uzak dur ne olur!" Gözünden yaş aktı sevdiği kadının. Gözyaşını silerek

"Ne yapıyorum sana Ehlibeyt 'in gülü istemeden zarar mı verdim?" diyemiyordu ki kalbim sana kayıyor diye, diyemiyordu ki seni herkesten kıskanıyorum diye ve senin merhametine tutuldum diyemiyordu! Peki, Aynur bunları kendine itiraf edebildi mi? Tabiki hayır!

"Hayır, ama korkuyorum!"

"Neden korkuyorsun?" Derin bir iç çekti genç kız gözlerinin içine bakarak yanağına dokundu.

"Sana âşık olmaktan Bozbey! Seni ateşe atmaktan" Gülümsedi genç adam

"Beklide oldun Ehlibeyt 'in gülü! Hem bir şarkıda diyor ya sen ateş ol ben yanayım diye ben seninle yanmaya razıyım!" Gülümsedi kadın.

"Olmadım Bozbey kalbimi kontrol ederim ben, Denizden sonra mantığımla hareket edeceğim." Burnunu genç kızın boyun girintisine koyarak

"Aşkta mantık olmaz Ehlibeyt 'in gülü! Ben seninle çayır cayır yanmaya razıyım sende razıysan tut ellerimden bırakmayayım seni! Hem sen beni böyle Kürtçe güzel sev ben sana Türkçe aşkla bakayım olmaz mi Alevi kızı?" Olumsuz anlamda başını salladı.

EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)Where stories live. Discover now