64

263 10 58
                                    

Çağatay elbiseyi halledip adamlarından birini çağırarak verdiği adrese iletmelerini söyledi. Genç adam onayladığında gitmişti. Saat neredeyse ona geliyordu. İşlerinin hemen hemen çoğunu halletmişti. Yarın sadece hastane işleri kalmıştı. Oldukça heyecanlıydı genç adam, sonuçta yıllardır gizliden sevdalandığı kadınla evlenecekti. Arabayı sürdüğünde telefonu çaldı. Alper yazısını görünce üç kez aramanın sonunda açmak zorunda kaldı.

''Evet.''

''Neredesiniz, o yanında mı? 'diye sorduğunda genç adamın sesinin titrediğini fark etmişti.
"Seni ilgilendirmez ne oldu söyle?"
"Çağatay bir kız için dostluğumuzu bitirmeyeceksin umarım."
"Gelince konuşuruz az kaldı."
"Dışarda konuşalım. Sinem uyuyor." dediğinde kapattı. Ceketini alıp gideceği sırada genç kadının geldiğini gördüğünde nereye diye bakış atmasıyla haber verip çıktı.

Yarım saat sonra buluşacakları yere geldiklerinde Çağatay arabaya yaslanmış bir şekilde bekliyordu. Alper arabadan inip yanına gittiğinde cama vurduğunda arabadan indi.
"Ne yaptığını zannediyorsun lan sen?"
"Ne demek ne yaptığını zannediyorsun?"
"O kadın benim eski sevgilim arkadaşına ihanet mi ediyorsun?"

Çağatay düşünür gibi yaptı.
"Hani yıllardır ölüyüm diye kandırdığın o kız mı, uzun suredir benim takip edip koruduğum o kız mı? Ben o kızla evleniyorum! Bir gün sonra düğünümüz var. İster inan ister inanma. Onu senden çok mutlu edeceğim."
"Lan sen nasıl yaparsın?" diyerek genç adama yumruk atmıştı. Hemen ardından Çağatay attığında

"Yıllardır içimde gizli sevdası var yıllardır." Alper daha çok öfkelenip kafa attı.
"Benim kara sevdama göz dikmek nedir lan? Adamlığa sığar mı bu?"
"Adamlık yaşadığın halde ölü gibi gösterip de başka bir kadınla evlenmek değil! Hele ki kalbinde kavuşamadığın bir yârin varsa!" Bütün öfkesini kusuyordu genç adama. Alper'in öfkelendikçe durmadan vuruyordu.

''Sana ne lan sana ne, sen kimsin? Benim yıllardır hasretini çektiğim kadına nasıl göz koyarsın, benim yıllardır özlemiyle yanıp tutuştuğum, dokunamadığım kadına nasıl göz koyarsın he nasıl?'' Çağatay'ın telefonu ısrarla çaldığında öfkeyle genç adamı itledi. Telefonunu aldığında genç kızın aradığını fark edince açmadı. Fakat ısrarlı çalışıyla açtı. Genç kız görüntülü aradığı için gülümsediğini görmüştü.

''Çağatay çok teşekkür ederim. Çok beğendim elbiseyi. Seni görüntülü arayıp teşekkür etmek istedim.'' Genç adamın gülümsediğini gördüğünde yüzüne dikkatli baktı. Genç kaşı ve dudağı patlamıştı. Yüzü düşerek kaşlarını çatmıştı genç kız.

''Ne oldu sana, neyin var?''

''İyim ben güzelim bir şeyim yok. Eminim o elbise sana çok yakışacak.''

''Yerini söylesene geliyorum hemen.''

''Berivan ısrar etme hadi sen çok yorgunsun güzelce dinlen yarın işlerimiz var zaten.'' Alper'i fark ettiğinde onunda yüzünün yaralandığını gördü. Genç kıza baktığını yeni fark etmişti Berivan.

''Söylemezsen ben bulurum yerini hemen geliyorum.'' Telefonu kapatarak hızlı bir şekilde evden çıktı. Genç kız sesleri duymamazlıktan geldiğinde Şeyhmus kardeşinin peşine korumalardan birini takmıştı. Genç kız taksiyi durdurur durdurmaz adresi söyledi. İlerlediklerinde korumayı fark ettiğinde

''Ah abi ya ne diye takarsın bu korumayı?'' Umursamayıp ilerledi. Neyse ki bulundukları yeri dağın başında olduğunu biliyordu. Genç kız taksi parasını verip iner inmez. Genç adamın yanına gitti. Fakat gördüğü kişiyle durdu. Alper'in dudağı kan içindeydi. Kalbindeki oluşan acıya rağmen kalbini tutmadı. Onu umursamamaya çalışarak Çağatay'ın yanına geldi.

EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin