Duşumuzu almış odamızda hazırlanıyorduk. Acun Ilıcalı'nın evinde bir yemek düzenleniyordu ve Nisa onunla gitmem için çok ısrar etmişti.
"Ogi, oldum mu böyle?"
Gömleğimin yakalarını düzeltirken ona döndüm. "Çok güzel olmuşsun miniğim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bu halay videosundaki klasik kombin)
O da gözleriyle beni süzdü. "Sen de çok yakışıklısın Ogi he." Yaklaşıp düğmelerimi iliklemeye başladı. "Kapa ama bunları iyice."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Enişteme çok sulanıyorum da bu aralar)
Gülüp yanaklarını sıktım. "Hadi hazırsan çıkalım, geç kalacağız."
Kafasını sallayıp çantasını aldığında salona ilerledik. Selma koltuğa yayılmış televizyon izliyordu.
"Selma, jsi si jistá, že chceš být sama?" (Selma, yalnız kalmak istediğine emin misin?)
"Jsem si jistý sestro. Z bratra Ihsana mě bolí hlava, nechoď." (Eminim abla. İhsan abi başımı ağrıtıyor, gelmesin.)
Söylediği şeyle gülüp saçlarını karıştırdım. "Objednejte si něco, pokud máte chuť, ano? Nechávám peníze na botníku." (Canın bir şey çekerse sipariş ver tamam mı? Ayakkabılığın üzerine para bırakıyorum.)
"Tamam Ogeday abi." Gülümseyip kafasını salladığında Nisa'nın elini tuttum.
"Hadi güzelim."
—•—
Acun'un evine geldiğimizde arabadan inip anahtarı güvenliğe uzattım, diğer tarafa dolanıp Nisa'nın kapısını açtım ve elimi uzattım.
"Buyrun şampiyon hanım."
Gülerek elimi tuttu ve arabadan indi. "Ya Ogi, kızaracağım yine bak."
Gülüp ellerimizi kenetledim ve güvenliğin söylediği taraftan ilerleyip bahçeye ulaştık.
Neredeyse herkes yemek masasının etrafında toplanmıştı. Acun'un bizi görüp ayağa kalkması ile herkes bu tarafa döndü.
"Ooo, şampiyonumuz gelmiş." Acun gülümseyerek yanımıza geldi ve Nisa'ya sarıldı. Ayrıldıklarında elini bana uzattı. "Sonunda tanışabildik seninle de."
