x50

4.3K 149 86
                                    

Bölümün geç gelmesinden dolayı özür dilerim hem twitterdaki kaos enerjimi emdi hem de tendonumdaki bir sıkıntıdan dolayı okula da gidemedim tüm gün hastanedeydim zor bi gün oldu laşsmclşsc

—Ogeday—

Eve geldiğimde Anıl ve İlayda salonda oturuyorlardı. Arabanın anahtarını kenara bırakıp onlara döndüm.

"Nisa nerede?" 

"Uyumaya çıktı. İyi misin kardeşim sen?" 

"İyiyim, sakinleştim. İyi geceler size." 

Yatak odasına çıktığımda Nisa cama dönmüş yatıyordu. Üstümü değiştirip yanına uzandım, kollarımı beline sardım. Boynuna bir öpücük kondurduğumda bana dönüp elini yanağıma koydu.

"Ogeday?"

"Benim güzelim. Uyu hadi."

"Özür dilerim." Mırıldanıp yanağımı okşadı.

"Tamam, sorun yok. Uyu hadi." 

"Emin misin?"

"Eminim sevgilim." Alnından öptüm. "Uyu hadi."

Gözlerini kapatıp kafasını göğsüme yasladı. Uyuması için saç uçlarını okşarken ben de gözlerimi yumdum.

Evden çıktıktan sonra bir süre nereye gideceğimi bilmeden arabayla öylece dolaştıktan sonra rastgele bir yere park etmiş ve deniz kenarında oturmuştum. Hem kendimi sakinleştirmek için, hem Nisa'nın sakinleşmesi için, hem de ikimizin de düşünebilmesi için bu sürenin gerekli olduğuna inanıyordum. İlişkimiz boyunca hiç tartışmamış değildik tabii ki, illa ki tartışmıştık. Normalde bizi rahatsız eden en ufak şeyi anında birbirimize söyler, üzerine tartışacaksak tartışırdık ve konu kapanırdı. Bu sefer ben konuşmak istemeyip o da ne olduğunu anlamayınca gereksiz bir şekilde uzamış ve ben dolmuştum. Mutfaktaki konuşmamızda fazla üstüne gittiğimi düşünmüyordum da açıkçası, içimden gelenleri söylemiştim. Sadece belki çıkıp gitmem fazla olabilirdi, ama onun da neden gittiğimi anladığını biliyordum.

Saçlarına tekrar tekrar öpücükler kondurdum. Sabah güzel uyanacağımızı, ve güzel bir gün olacağını umuyordum.

-- -- -- 

Sabah uyandığımda kollarımın arasında Nisa'yı görünce gülümsedim. İşte uyanmayı sevdiğim sabahlar bunlardı, dün sabahı yaşanmamış saymayı planlıyordum. 

Normalde kalkıp sporumu yapardım, sabah rutinimi çok nadiren aksatırdım. Ama sanırım bugün de aksatacaktım.

Nisa göğsümde yatmaya devam ederken bir yandan saçlarını okşayıp bir yandan telefonumda gezindim. Arada saçlarına öpücükler kondurdum. Yüzünü izleyip keyiflendim. Güzel bir sabahtı.

"Ogeday?" Gözlerini kırpıştırıp doğruldu.

"Günaydın güzelim." Gülümseyip yüzüne gelen saçları arkaya attım. 

Kafasını sallayıp tekrar sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. "Ogi, özür dilerim."

"Şşş, tamam birtanem. Geçti, unutalım onu."

"Ama hayır, üzülmüşsün işte." 

Hafif yerimde doğrulup çenesini hafifçe tuttum ve bana bakmasını sağladım. "Güzelim, kıskandım, sinirlendim, keyfin kaçmasın diye konuşmadıkça doldum, sen de fark etmedin. Dün konuştuk içimdekileri söyledim, sen de farkına vardın. Kapandı konu. Artık özür dilemene gerek yok tamam mı?"

"Seni seviyorum." 

"Ben de seni seviyorum minik balığım." Dudağına bir öpücük kondurdum.

"İlayda ve Anıl da neye uğradıklarını şaşırmışlardır."

patience // ognisWhere stories live. Discover now