x53

3.7K 167 57
                                    

biraz daha devam edicem birkaç survi öncesi throwback ile ama en geç 60. bölümde final artık arkadaşlar aşsöcl arkadan da yeni bir kurgu ile uğraşıyorum onu yayımlarım bu bitincee

------

iki yıl önce 

OGEDAY

--

"Efendim İhsan?"

"Kanka naber?"

"İyiyim, spor salonundan çıkıyorum şimdi. Senden naber?"

"İyi ben de. Eve uğramadan benim ofise gelsene bir."

"Neden, hayırdır?"

"Ya bir kız geldi bugün Nisa. Acun Medya'nın ricasıyla aldım fizik tedaviye geçen ay falan. Survivor'a gidecekmiş bu yıl ama bileğini sakatlamış gidememiş, seneye gitmeye karar vermiş. İstanbul'da bir antrenör arıyormuş. Sen geldin aklıma."

"Kanka iyi güzel de benim dolu zaten dersler falan, nasıl alayım kızı?"

"Ya gel bir tanış, olmadı sizin salondan başkasıyla görüştürürsün sen de. Acun Ilıcalı'ya söz verdim oğlum kıza sahip çıkacağıma. Kız buralı değil doğru dürüst Türkçesi de yok zaten, yardımcı olmaya çalışıyorum."

Ofladım. "İyi tamam, geliyorum bir yarım saate."

"Bekliyorum kardeşim."

Telefonu kapatıp navigasyona İhsan'ın ofisinin adresini girip arabayı çalıştırdım. Büyük ihtimalle bahsettiği kızı ders için kabul edemezdim. Her gün zaten kürek kulübü ve spor salonu arasında gidip geliyordum ve zamanım fazla kalmıyordu. Ama en azından ihtiyacı olan şeyi öğrenip salondan İpek'i falan ayarlayabilirdim çalışması için.

İhsan'ın fizik tedavilerini yaptığı ofise gelince arabamı park edip içeri girdim. 

"Hoşgeldiniz Ogeday bey."

"Hoşbuldum. İhsan odasında mı?"

"İhsan bey tedavide şu an, yanına geçebilirsiniz isterseniz."

"Tamamdır, teşekkür ederim." 

Gülümseyip alt kata indim. 

"İhsan?"

"Kardeşim, hoşgeldin." 

"Hoşbuldum." Yanlarına yaklaştığımda önce İhsan'la sarılıp selamlaştıktan sonra, yatakta uzanmış bizi izleyen kıza gülümsedim, elimi uzattım. "Merhaba, Ogeday Girişken ben." 

Gülümseyip elimi sıktı. "Nisa Bölükbaşı." 

Gülümsediğinde gözleri çekik oluyordu, Japon gibi.

"Memnun oldum Nisa." 

"Ben de Ögeday." İsmimi söyle şekliyle güldüm.

"Ögeday değil, Ogeday."

Söylediğimle yüzü kızardı. Utanmışrı sanırım. Gözleri yine kısılırken utangaç bir şekilde gülümsedi. "Şey, tam söyleyemiyorum. Özür dilerim."

"Ne demek, hiç sorun değil."

"Kardeşim sen benim odama çık istersen. Nisa'nın seansını halledip gelelim hemen, olur mu?"

"Tamamdır kanka. Yukardayım ben."

-- -- 

Geçen birkaç dakikanın sonunda Nisa ve İhsan odaya girdiler. 

patience // ognisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin