x32

6.1K 135 26
                                    

ALIN SİZE SEVİŞME YA ÖZÜR DİLERİM ÖYLE BIRAKTIĞIM İÇİN TAMAM APZÖAPZÖWŞSÖSŞDÖSŞ

NISA

Uyandığımda Ogeday yanımda uzanmış telefonu ile oynuyordu. Gördüğüm manzaraya karşılık gülümsedim. Yaklaşıp çenesine bir öpücük kondurdum. Dudakları yukarı kıvrılırken bana döndü.

"Günaydın güzelim."

"Günaydın Ogi."

Saçlarımı okşadı. "Duşa girmek ister misin?"

"Olur."

Yataktan kalkıp beni kucağına aldığında güldüm. Geldiğimden beri ilgisi hep benim üzerimdeydi ve bu hoşuma gidiyordu. Bacaklarımı beline doladığımda kalçamdan tuttu.

"Zorluyorsun bugün beni." Nefes verip konuştuğunda kahkaha attım. Çıplak uyumuştum, o da uyanmayayım diye beni giydirmemişti. Eli kalçamdaydı, ve şu an bizi ayıran tek şey onun üzerindeki ince kumaşlardı.

Ogeday tuvalete adımlarken yaklaşıp dudağımı dudaklarına sürttüm. Geri çekilecekken alt dudağımı dişlerinin arasına aldı. Kalçamı tutan ellerinden birini enseme koyup beni tekrar kendine yaklaştırdı. Dudaklarımızı birleştirip beni duvara yasladığında kollarımı boynuna doladım.

"Nisa." Nefes nefese dudaklarımızı ayırdığında bir şey söylemesine izin vermeden tişörtünün uçlarından tutup yukarı kaldırdım. Karşı koymadan kollarını yukarı kaldırdığında tişörtü çıkartıp yere bıraktım. Gözlerim kaslarında gezinirken dudaklarıma istemsiz bir sırıtma yayıldı.

"Ben yokken iyi çalışmışsın Ogi."

Gülüp tekrar dudaklarımızı buluşturdu. Dillerimiz birbiri ile dans ederken kendimi ona daha çok yasladım, ve bacaklarımın arasında hissettiğim şişlik ile inledim. Sırtımı duvardan ayırıp banyonun tersine yürümeye başladığında yatak odamıza gittiğimizi anladım. Beni yatağın üzerine bırakıp üstüme çıktığında dudaklarımızı sonunda ayırdım. Omuzlarından onu yan tarafa ittirdim ve üzerine çıktım. Aşağıya kayarken eşofmanının ve baksırının lastiklerinden tutup kendimle beraber aşağıya çektim. Gördüğüm sertlikle sırıttım, elime aldığımda Ogeday'ın kasıldığını hissettim ve derin bir nefes verdiğini duydum.

"Güzelim, beni delirtiyorsun." Doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı. Saçlarımı eline doladığında sırıttım.

"Özlemişsin beni baya, belli oluyor."

Baş parmağını dudağıma yasladığında ağzımı aralayıp parmağını dudaklarımın arasına aldım ve emdim. Dudaklarını ısırıp parmağını ağzımdan çıkardığında yaklaşıp onu ağzıma aldım ve emdim. Dudaklarından dökülen erkeksi inleme ile bacaklarımı birbirine bastırdım. Yavaşça emerken eline dolanmış saçlarımı çekiştirdi ve kafamı hızlı hareket ettirmeme yardım etti.

Ağzından dökülen inlemeler artarken kafama bastırıp sonuna kadar aldırdığında gelen öğürme hissine karşı koyamadım. Gözlerimden yaşlar gelirken yutkunur gibi yaptığımda Ogeday'ın ağzından ismim dökülürken boğazımdan akan sıvısını hissettiğimde ellerini saçlarımdan çekti. Yutkunup sırıtarak doğruldum, yüzüne yaklaştım.

"6 aydır açım da, en çok sana açmışım galiba."

Söylediğim şeyle kocaman bir kahkaha döküldü dudaklarından, ve ani bir hareketle beni altına aldı.

"Sen bu lafları nereden öğrendin ya?"

Gülüp tekrar dudaklarımdan öptü, bacaklarımı ikiye ayırıp arasındaki yerini aldı. Dudaklarımı açlıkla öperken elini kadınlığıma götürüp okşamaya başladığında dudaklarımızı ayırıp inledim.

"Ogi, lütfen." İnlediğimde yüzüne yayılan sırıtışı fark ettim.

"Lütfen ne, güzelim?"

"Sana ihtiyacım var."

Kafasını boynuma gömdü. Hassas noktalarımı çok iyi biliyordu, dudakları anında boynumdaki noktaları bulup emmeye başladığında aldığım nefesler bana yetmiyormuş gibi hissettim.

Girişime yaslandığında tırnaklarımı omuzlarına geçirdim.

"Kasılma güzelim." Bir eli belimi okşayıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Yavaşça içime girdiğinde inleyip kafamı arkaya attım, tırnaklarımı omzundan sırtına indirdiğimde canının acıdığını tahmin edebilsem de o an onu düşünemiyordum.

Kendisini yavaşça içime ittiğinde inledik. Tırnaklarım sırtını çizerken hareketlerine devam etti. Dudaklarımdan dökülen inlemeler onunkilerle karışırken gözlerimi yumdum.

"Oge, devam et." Belimden tutup hızlanırken kulağıma eğildi.

"Çekçe konuş." Nefes nefese söylediği şeyle sırıttım.

"Miláčku, zrychli." (Sevgilim, hızlan.) Kulağına Çekçe fısıldadığımda dudaklarından dökülen inleme ile daha da hızlandı.

İkimizin inlemeleri birbirine karışırken belimdeki tutuşu ve gelgitleri sertleşti.

"Ogeday, Miláčku, už přijdu." (Sevgilim, geliyorum.) Elini kadınlığıma götürüp okşadığında dudaklarımdan dökülen çığlıkla kafamı arkaya attım. Zirveye ulaştığımda belim yay gibi gerilirken hareketlerinin yavaşlamasından onun da geldiğini anladım. Kafasını boynuma gömdüğünde ikimiz de nefes nefeseydik. İçimden çıkıp kendini yanıma bıraktı ve beni göğsüne çekti. Eli sırtımı okşarken saçlarıma öpücük kondurdu.

Nefesim kendine geldiğinde doğrulup ona döndüm.

"Yatakta Çekçe konuşmamdan hoşlanıyorsun hm?"

Gülüp saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Çekçe konuşurken ne kadar seksi göründüğünün farkında değilsin bence."

"Myslím, že ne." (Değilim sanırım.)

Yataktan kalkıp beni de ayağa kaldırdı. Ne yapacak diye beklerken birden beni kaldırıp omzunun üzerine attığında çığlık attım.

"Sen devam et beni kışkırtmaya, ondan sonra sızlanırsın yürüyemiyorum diye."

Söylediği şeye kahkaha attığımda kalçama vurdu. Banyoya ilerlediğimizi fark ettiğimde sırt kaslarını öptüm.

Umarım Selma bir süre daha gelmezdi.

///
AY BU SEFER OLMUŞ MU GELMEYİN ÜZERİME AĞDÖWĞDÖWĞDÖWĞSÖDÖ

patience // ognisWhere stories live. Discover now