İyiyim, iyiyim, iyiyim. - 9

35.4K 3.1K 50
                                    

Hira, kahverengi, uzun ve gür saçlarını at kuyruğu yapmış, elle çizilmiş gibi düzgün hatlı bir yüze sahip kendi yaşlarındaki çocuğu izlerken, onu nerede gördüğünü hatırlamaya çalıştı. Düşünürken farkında olmadan kaşlarını çatmış ve başını hafifçe yana eğmişti.

"Beni Doğu'daki partide gördün." dedi çocuk, kızın aklındakileri okurcasına. "Herkesin içinde, orta yerde kanamıştın." Arsızca güldü ve geniş adımlarla yaklaştı, yatağın yanındaki ziyaretçi sandalyesine oturup, bacak bacak üstüne attı.

Hira, karşısındaki konuşur konuşmaz, partide Deniz'in yanında gördüğü ve uzaktan ne kıza ne de erkeğe benzetebildiği genç çocuğu hatırladı. Onu bir kez de sınıfta ön sıralarda otururken görmüştü. Şimdi yakından görünce, herhangi bir kafa karışıklığı yaşamıyordu. Bir erkeğe göre fazla güzel yüz hatları... diye düşündü kız. Öncesinde karıştırmasının sebebi bu olmalıydı. Donuk bakışlarla çocuğu süzdüğünün farkına vararak, gözlerini kaçırdı ve onu tanıdığına dair bir işaret vermemeye karar verdi.

"Mete ben." dedi çocuk elini uzatarak. "Deniz'in kuzeniyim."

Kız kendisine uzanan zarif eli çok hafif ve çok kısa bir süre için tuttuktan sonra, elini geri çekti.

"Sizde genetik mi?"

"Ne genetik mi?"

"Başkasının odasına izinsiz girmek."

Mete, kız az önce çok komik bir şaka yapmış gibi kahkaha attı ve istifini bozmayarak:

"Enstitünün reviri ne zamandan beri senin özel odan oldu?" diye sordu.

Hazırcevaplık da genetik olmalı. Kız daha önce olduğu gibi bu görgü problemini görmezden gelmeye karar verdi.

"Geliş sebebini öğrenebilir miyim?"

Mete, gözlerini kızdan kaçırmadan, dar paça pantolonunun cebini karıştırdı ve her ne bulduysa avcuna aldıktan sonra kıza doğru hafifçe eğilip, kapalı parmaklarını yavaşça açtı. Bir sihirbazın, en güçlü gösterisini sunarkenki özgüvenine sahipti.

Çocuğun elindeki kimi yerinde çamur lekeleri olan açık mavi çipi gördüğünde, kızın kalbi hafifçe tekledi. Eğer başına yaklaşık bir hafta önce yaşadığı o olay gelmemiş olsaydı, çoktan yanakları kızarır ve elleri titremeye başlardı. Ne var ki artık, bu tip can sıkıcı olaylar onu eskisi kadar şiddetli etkilemiyordu.

"Bu sana tanıdık geldi mi?" Kız, daha öncesinde gizlice kullandığı hallüsinasyon çipinden başını kaldırıp, Mete'ye baktı.

"Geldiyse?"

Karşısındaki güldü ve avcundaki çipi tekrar cebine attı.

"Yasal yaş sınırı otuz beş." dedi. "Bunları ele geçirmek için hangi riskleri göze aldığımızı bilsen, dudağın uçuklardı."

Kız, çocuğun tehditkar bakışlarından korktuğunu belli etmemek için, gözlerinin içine bakmaya devam etti.

"Seni buraya Deniz mi gönderdi?"

Mete'nin gözlerindeki tehlikenin, yerini öfkeye bırakışını izledi.

"Ben onun hizmetçisi değilim." dedi sert bir sesle.

"Öyle olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum."

"Buraya seni uyarmaya geldim, kendi irademle, kimsenin haberi olmadan." diye fısıldadı Mete. Sandalyeden kalkmış, kolunu kızın yattığı yatağa dayayarak, Hira'nın yüzüne eğilmişti. Kız, Mete'nin üzerine sinmiş tütün kokusunun ciğerlerine doluşundan hoşlanmadı.

KOLYEWhere stories live. Discover now