1 Arkasında yanan meşalenin alevini
gözüyle görmeden, aklından geçirmeden
bir aynada gören kişi,
4 camın söylediği doğru mu diye dönüp de
bakınca, nasıl camın notaya uygun bir ezgi
gibi gerçeği söylediğini görürse;
7 ölümlülerin günümüzdeki kirli
yaşamını açıklayan kadın, ruhuma
Cennet coşkusu doldurduğunda,
10 Sevda'nın beni yakalamak için boynuma
geçirdiği güzel gözlere bakarken, öyle
davrandım ben de, belleğim beni yanıltmıyorsa.
13 Dönüp de, bu göğün dönüşüne dikkatle
bakınca mutlaka görülen şeye
gözlerim takılınca,
16 ışıklar saçan bir nokta gördüm,
öyle parlaktı ki ışığı,
bakan gözler kamaşır, kapanırdı;
19 buradan görünen en küçük yıldız
ay olurdu onun yanında, ama
yıldız gibi dururdu yıldızların yanında.
22 Rengini aldığı ışığı saran aylanın,
oluştuğu buhar ne denli yoğunsa
ışığa o denli yaklaşması gibi,
25 noktanın çevresinde de bir ateş çemberi
öyle bir hızla dönüyordu ki, dünyanın çevresindeki
en hızlı devinim erişemezdi hızına;
28 başka bir çember sarıyordu bu çemberi,
bunu üçüncü, üçüncüyü dördüncü, dördüncüyü beşinci,
beşinciyi de altıncı çember izliyordu.
31 Daha üstte yedinci çember yer alıyordu,
bu çember öyle genişti ki, Iuno'nun habercisi
bile içine alamazdı onu.
34 Sekizinci, dokuzuncu çemberler de böyle idi;
sayıları birden ne denli uzaksa
o denli ağırdı dönüşleri;
37 en parlak ışığı, arı kıvılcıma
40 Büyük bir kuşkunun içimi kemirdiğini
gören kadınım dedi ki: "Gökler de, doğa da
işte bu noktaya bağlıdır.
43 Gözlerini ona en yakın çembere çevir;
bil ki, bunca hızlı dönmesi
içinde tutuşan sevgiden gelir."
46 Dedim ki: "Eğer dünyanın düzeni
bu çemberlerde gördüğüm gibi
olsaydı, söylenenler inandırırdı beni;
49 oysa evrenin duyarlı kesiminde,
merkezden uzağa gidildikçe
çemberlerde Tanrı sevgisi çoğalır.
52 Sevginin, ışığın dışında sınır
bilmeyen bu şaşırtıcı melekler ülkesinde
merakım sona erdirilecekse,
55 örnekle görüntüsü birbirlerine
niçin uymuyor bilmek istiyorum,
çünkü bu soruyu bir türlü çözemiyorum."
58 "Parmaklarının bu düğümü çözmeye
yetmemesi şaşırtmasın seni, kördüğüme
dönüşmüş çünkü, kimse denemeyince çözmeyi!"
61 Kadınım böyle dedi, sonra ekledi:
"Söyleyeceklerimi iyi dinle
gidermek için susuzluğunu, aklında tut dediklerimi.
64 Bölümlerinin içerdiği
erdemin az ya da çok oluşuna göre,
geniş ya da dar olur gövdeli çemberler.
67 Daha büyük erdem, daha çok esenlik verir;
daha çok esenlik, daha büyük gövde içerir,
eğer eksiksizse taşıdığı bölümler.
70 Demek ki, evreni kendisiyle döndüren çember,
sevgisi, bilgisi en fazla çember
hangi çemberse o çemberdir.
73 Bu nedenle, sana yuvarlak gibi
gelen bu nesnelerin görünüşüne değil de,
erdemlerine ayarlarsan ölçünü, büyükten küçüğe,
76 küçükten büyüğe şaşırtıcı
bir uyum görürüsün her gökle
o göğün aklı arasında."
79 Boreas'ın yumuşak yanağı
üflediğinde, nasıl havanın yarı yuvarı
bulutsuz, berrak olur da,
82 ufku kaplayan sis temizlenip, dağılır
ve göğün dört bir yanı gülerse
olanca güzellikleriyle;
85 kadınım apaçık bir yanıt verip de,
gerçek, gökte bir yıldız gibi görününce,
öyle oldum ben de.
88 Sözleri sona erince,
çemberlerden kıvılcımlar saçıldı
kızgın demirden saçılan kıvılcımlar gibi.
91 Her kıvılcım kendi ateşini izledi;
sayıları öyle çoktu ki,
satrancın eş çarpımlı dizisini geçerdi.
94 Onları yerlerinde tutan, bundan böyle de
hep oldukları yerde tutacak olan, yerinde duran
noktaya ilahiler yükseldi çemberden çembere.
100 Sevgi bağlarını hızla izlemelerinin nedeni,
ellerinden geldiğince noktaya benzemek istemeleri;
ne denli yükselirlerse, o denli gerçekleşir istekleri.
103 Çevrelerinde dönen sevgilere de
kutsal görüntünün Tahtları denilir,
meleklerin ilk bölümünü onlar sona erdirir;
106 şunu da bil ki, her ruhu erince
kavuşturan gerçeğin ne denli derinine inerse
gözleri, o denli sevinç duyar bunlar.
109 Demek ki, buradaki kutluluğun temeli
sevmek değil, görmek eylemidir,
sevmek görmekten sonra gelir;
112 görmenin ölçüsü ise, iyi niyeti
ödüllendiren yüce gücün değerlendirmesidir;
dereceden dereceye böyle geçilir.
115 Bu sonsuz bahar ülkesinde gececi
Koç'un bile yapraklarını dökemediği
öteki tomurcuk üçlüsü ise,
118 Hosanna söyler sürekli,
ve üçe katlar bu ezgiyi
üçlünün oluşturduğu üç sevinç dizisi.
121 Bu takımda yer alır öbür kutlu kişiler:
önce Dominazioni, sonra Virtudi gelir;
onları Podestadi izler.
124 Sondan önceki iki çemberde ise
Principati'ler yer alır, bir de
sevinçler içindeki baş melekler.
127 Yukarıya bakarlar bu melekler;
aşağıdakileri de etkiler,
hepsini yukarıya çekerler.
130 Dionysus öyle büyük bir istekle
verdi ki kendini bunları incelemeye,
tıpkı benim gibi ayırdı, adlandırdı onları.
133 Ama daha sonra Gregorio ondan ayrıldı;
ne var ki, göklerde açınca gözlerini
kendine gülmek zorunda kaldı.
136 bir ölümlünün bunca gizli bir gerçeği
dünyaya yaymasına şaşırma; çünkü bu gizi
burada gören kişi, bu yuvarlarla ilgili
139 başka gerçeklerle birlikte ona bunları öğretti."
NOTLAR
2/ Aklından geçirmeden = gözlerinde canlandırmadan.
4/ Camın = aynanın.
8/ Kadın = Beatrice.
16/ Nokta = Tanrı.
19/ Buradan = dünyadan.
25/ Ateş çemberi = meleklerden oluşan bir çember.
32/ luno'nun habercisi = gökkuşağı (İris). en yakın çember saçıyordu, sanırım ışığın içine en çok o giriyordu.
37/ Arı kıvılcım = Tanrı.
40/ Kuşkunun = öğrenme merakının.
43/ En yakın çember = Serafların çemberi.
48/ Olsaydı = bir noktanın çevresinde dönen dokuz çemberden oluşsaydı.
49/ Duyarlı kesim = dünya ve çevresindeki gök.
50/ Merkezden = dünyadan (dünya evrenin merkezi sayılıyordu).
53/ Bu melekler ülkesinde = göğün dokuzuncu katında.
55/ Örnekle görüntüsü = Cennet'in yer aldığı göklerle dünya.
61/ Kadınım = Beatrice.
66/ Gövdeli çemberler = göğün dokuz katı
67/ Erdem = iyilik.
70/ Döndüren çember = göğün dokuzuncu katı.
79/ Boreas = şafak tanrıçasının oğlu, kuzey rüzgârı (poyraz) estirirdi, ancak ağzının sağ tarafından üflediğinde meltem estirdiğine inanılırdı.
80/ Havanın yarı yuvarı = atmosfer.
93/ Satrancın eş çarpımlı dizisini geçerdi = Dante satrancın kökenine ilişkin doğu kökenli bir masala gönderme yapıyor; satrancı bulan kişi, hükümdar kendisine "dile benden ne dilersen" deyince satranç tahtasındaki birinci kare için bir buğday tanesi, ikinci kare için iki, üçüncü kare için dört, dördüncü kare için sekiz vb buğday tanesi ister; hükümdar bu isteği kabul eder ama yerine getiremez çünkü altmış dört kare için vermesi gereken buğday tanesi tutarı 18 kentilyonu aşar.
100/ Sevgi bağlarını = Tanrı'ya sevgilerini.
101/ Noktaya = Tanrı'ya.
103/ Sevgilere = meleklere.
104/ Kutsal görüntü = Tanrı.
104/ Tahtlar = Tanrı'nın istencini yansıttıkları için bu melekler böyle adlandırılır.
105/ İlk bölüm = Seraflar, Kerubiler ve Tahtlar.
110/ Sevmek = Tanrı sevgisi.
110/ Görmek = Tanrı'yı görmek.
115/ Gececi Koç = sonbaharda Koç takımyıldızı gece görünür.
117/ Tomurcuk üçlüsü = melek üçlüsü; melekler üçer üçer sınıflandırılır.
118/ Hosanna = Bkz ÂrafXI(107).
122/ Dominazioni, Virtudi, Podestadi = melek adları; Dominazioni = egemenler; Virtudi = erdemliler; Podestadi = güçlüler.
125/ Principati = melek adı (prenslikler).
127/ Yukarıya = Tanrı'ya.
128/ Aşağıdakileri = aşağıdaki melekleri.
130/Dionysus = Bkz Cennet X(114).
133/Gregorio = papa Gregorio (540-604).
134/ Göklerde = Cennet'te.
135/ Gülmek zorunda kaldı = melekleri sınıflandırırken yaptığı hatayı anladı.
136/ Bir ölümlü = Dionysus.
138/ Kişi = ermiş Paulus.