KÜÇÜK SEVGİLİM (BxB)

By dimpledangell

257K 9.6K 2K

"Eğer..."dedi küçük olan,"Bildiklerimi konuşursam yalnız ben değil,sende yanarsın!"dedi büyük olanın gözlerin... More

1.Bölüm 💙
2.Bölüm 💙
3.Bölüm 💙
4.Bölüm 💙
5.Bölüm 💙
6.Bölüm 💙
7.Bölüm 💙
8.Bölüm 💙
9.Bölüm 💙
10.Bölüm 💙
11.Bölüm 💙
12.Bölüm 💙
13.Bölüm 💙
14.Bölüm 💙
15.Bölüm 💙
16.Bölüm 💙
18.Bölüm 💙
19.Bölüm 💙
20.Bölüm 💙
FİNAL 💙
İLK HEYECAN 🌠
BEBEĞİMİN BAKICISI 💫

17.Bölüm 💙

6.2K 303 53
By dimpledangell

Umarım beğenirsiniz 🙏🏻

İyi okumalar 💙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Kahvaltı edecekleri mekana az gecikmeli olsada gelmişti üç kardeş. Poyraz ve Rüzgâr denize bakan bir masa tutmuşlar ve kahvaltıyı sipariş etmiş, bekliyorlardı. Kısa bir selamlaşma faslının ardından herkes yerleşmişti koltuklara. Meftun, Rüzgâr'ın yanına geçti. Melih, Meftun'un karşısına, Merve'de Poyraz'ın karşısına oturdu. Bir süre sonra kahvaltılıklarla dolmuştu masa. Melih, fazla muhabbete katılmadan geçirmek istiyordu bu kahvaltıyı. Yalnız Poyraz, bugün adım atmak istiyordu Melih'e. Melih Poyraz'ın gözlerine bakabilse belki görecekti nasıl kararlılıkla parlıyordu gözleri. Karşısındaki kız için değildi gözlerindeki ışık. Karşısında oturan, gözleri denize dalan çocuk içindi.

Herkes bir şeylerden konuşuyordu ve Melih susuyordu. Ona laf atılmadıkça konuşmuyordu. Karşısında iki yıldır özlemiyle yanıp tutuştuğu, sevdiği adam vardı ama bakamıyordu bile. Eğer bakarsa, gözlerinden aşkı taşacaktı. Melih, Poyraz'a nasıl bu kadar aşık olmuştu kendisi bile bilmiyordu. Deli gibi seviyordu ama bakması bile yanlıştı sanki. Ona göre yanlış değildi elbet. Herşeye karışan topluma göre yanlıştı. Kalp bugüne kadar kimi dinlemişti ki onu dinlesin. Kim söz geçirebilmişti ki kalbine o söz geçirebilsin. Yanlışsa, toplum alsın o yanlışları...

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐

Rüzgâr ve Meftun, kalpleri birbirinin aşkıyla dolu. Gözlerine bakan biri anlar hemen aralarındaki şeyi. Kahvaltı edilirken kaçamak bakışları ele vermişti onları. Tabiki Poyraz ve Melih biliyordu ama Merve bilmiyordu henüz. Gözünden kaçmadı tatlı bakışmaları.

"Size ne oluyor öyle? Liseli aşıklar gibisiniz." dedi Merve, Rüzgarla Meftun'a bakarak. "Aranızda bir şey mi var diyeceğim ama..." dedi ve sustu.

"Ama?" diye devam etti Rüzgar.

"İkinizde erkeksiniz." dedi. Masadaki dörtlü gerildi bu sözle.

"Erkeksek ne olmuş Merve? Bizim sevmeye hakkımız yok mu?" diye parladı Meftun.

"Hayır, öyle demek istemedim. Sadece... Bilmiyorum bana garip geliyor. İki erkeğin ve iki kadının birbirini sevmesi."

"Bu biraz cinsiyetçilik olmuyor mu Merve? Ne farkeder? Senden ne farkı var o insanların? Bir erkeğin bir erkeğe aşık olmasının nesi garip?" dedi Poyraz ve Merve kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu Poyraz'dan.

"Canım, iyi ki bir şey dedim. Bi de dövün bari." dedi şakayla karışık, ortamdaki gerginliği atmak için.

"Bu arada Rüzgar benim sevgilim. Sana garip geliyor ama bu fikre alışsan iyi olur." deyip çayından yudumladı Meftun. Merve bir tepki vermeden lavaboya gitmek için müsade isteyip çantasını da alıp lavaboya gitti. "Off benim iştahım kaçtı ya." dedi Rüzgar elindeki çatalı masaya bırakıp.

"Merve gelsin de kalkarız. Daha fazla uzamasın bu kahvaltı faslı. Can sıkıcı şeyler yaşanabilir." dedi Poyraz. Kafasındaki şeyleri ertelemeye karar verdi. Melih susmuş oturuyordu öylece. Birşey demiyordu.

"Abi iyi misin?" diye sordu Meftun Melih'e. Melih zoraki de olsa gülümseyerek cevap verdi.

"Iyiyim kardeşim." dedi ve birkaç dakika sonra Merve geldi. Hesabı isteyip kalktılar. Mekândan çıktıktan sonra üç kardeş kendi kendi arabalarına, Poyraz ve Rüzgârda kendi arabalarına binip gittiler.

Eve geldiklerinde anneleri evde yoktu üç kardeşin. Bu Merve için iyi bir fırsattı.

"Melih, Meftun. Gelin de bir konuşalım sizinle." deyip odaya geçti. Pesinden Melih ve Meftun da odaya girdi. Yanyana oturdular. Merve de tam karşılarına geçti. "Bak Meftun. Beni kötü veya homofobik olarak bilmeni istemiyorum. Evet garip geliyor ama iğrenmiyorum sizden. Orda kendimi anlatamadım. Hepiniz üstüme gelince de açıklayamadım kendimi. Beni yanlış anlama. Sen benim kardeşimsin. Her halükarda yanında olacağım elbette." dedi gülümseyerek. Meftun da biraz olsun rahatlamıştı. Aynı evin içinde homofobik biri çekilmez olurdu.

"Tamam sorun değil." diyebildi sadece.

"Tamam o zaman. Ama kahvaltıyı berbat ettim. Özür dilerim. Bunu telafi edeceğim." dedi ve Meftun'u yanağından öpüp odasına çıktı.

"Sen bir şey anladın mı?" dedi yanındaki abisine. Melih onaylamayan şekilde başını salladı ve odasına geçti. Meftun'da kendi odasına geçti. Yatağına uzandı ve biraz uyumaya karar verdi.

Uyandığında hava kararmak üzereydi. Biraz ayılmayı bekledi yattığı yerde. Iyice ayıldığına karar vererek yataktan kalktı ve pantolonun cebinde duran telefonunu çıkarıp Rüzgâr'ı aradı. Telefon birkaç çalışan sonra açıldı.

"Küçüğüm?" diyen sesini duyar duymaz Meftun'un yüzünde tatlı bir tebessüm peydah oldu.

"Nasılsın sevgilim?" dedi yüzündeki tebessüm solmadan.

"Iyiyim güzelim sen?"

"İyiyim ama seni özledim. Birlikte bir şeyler mi yapsak? Biliyorsun kahvaltı tam bir fiyaskoydu."

"Aynen öyle oldu. Tamam o zaman hazırlan seni almaya geliyorum."

"Hemen hazırlanıyorum." dedi ve telefonu kapattı Meftun. Bir süre sonra hazırlanıp çıktı evden. Rüzgâr arabasıyla kapının önünde bekliyordu. Arabaya bindi ve direksiyonda oturan sevgilisine baktı. Kalbinin hızı asla azalmıyordu sevgilisini görünce. Aksine günden güne artıyordu. Aklına gelmesi bile yetiyordu.

"Nereye gitmek istersin?" diye sordu Rüzgar gülümseyerek.

"Yalnız olabileceğimiz bir yer olursa çok iyi olur." diye fısıldadı genç çocuk sevgilisine. Rüzgâr birkaç saniye düşündü önce. Daha sonra aklına bir yer gelmiş olmalı ki yüzündeki gülümsemeyle cevap verdi küçüğüne.

"Aklımda bir yer var. Oraya gidelim. Çok seveceksin." dedi ve arabayı bahsettiği yere sürmeye başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra dedikleri yere vardılar.

Rüzgâr'ın bahsettiği gibi çok güzel bir yerdi burası. Tepeye benzeyen bir yerdi ve gökyüzü, sanki elini uzatsa tutabilecek kadar yakındaydı. Şehitin gürültüsünden, kirlerinden arınmış bu yer sanki masal dünyasına ait olabilecek kadar güzeldi. Şehrin bütün manzarasını gözler önüne seren iki katlı bir ev vardı ve çok güzel görünüyordu. Taşlı yoldan geçerek eve geldiler ve Meftun'un gözü verandaya kaydı. O verandaya doğru giderken Rüzgâr içeri girdi. Meftun verandaya bakıyordu hala. Çok güzel bir manzarası vardı. Birkaç tane büyük minder rastgele yere koyulmuştu. Tavanda loş ışıklandırmalar vardı. Minderlerin olduğu kısımda bir sehpa ve onun üstünde antika bir gramofon vardı ve Meftun bu ortama çok şaşırmıştı. Gramofonun yanında plaklar vardı ve bu Meftun'un oldukça hoşuna gitmişti. Burası kimin eviydi bilmiyordu ama çok hoşuna gitmişti. Rüzgâr elinde bir şişe ve iki kadehle geldi. Birazda çerez getirmişti daha sonra. Meftun plaklara bakarken, Rüzgâr arkasından yaklaşıp beline sarıldı ve boynundan öptü.

"Nasıl buldun burayı?" diye mırıldandı Meftun'un boynundayken.

"Çok güzel. Asla böyle bir yer beklemiyordum. Bayıldım." dedi ve arkasına döndü. "Kimin evi burası?" diye sordu.

"Abimle benim. Biz aldık bu evi. Ara sıra geliyoruz. Sende gör istedim." dedi Meftun'un önüne düşen saçını geriye alarak.

"Çok güzel düşünmüşsün. Çok beğendim." dedi yüzündeki mutluluk dolu büyük gülümsemesiyle.

"Buna çok sevindim." dedi Rüzgar ve Meftun'u minderlerden birine oturttu. "Biraz müziğe ne dersin?" dedi minderin üstünde oturan Meftun'a bakarak. Meftun, yerdeki şişeyi eline alıp açmaya çalışırken sevgilisine baktı.

"Harika olur derim." dedi gülümseyerek ve elindeki şişedeki kırmızı sıvıyı kadehlere doldurmaya başladı. Rüzgâr seçtiği bir plağı taktı ve gramofonu çalıştırdı. Sevgilisinin yanindaki mindere oturdu. Romantik şarkının çıkardığı tınılar yavaş yavaş kulaklarına ulaşırken, kalplerine de ulaşıyordu sanki. Şarkı çalmaya devam ederken Meftun başını Rüzgâr'ın omuzuna yasladı. "O kadar mutlu, huzurluyum ki senin yanında. Benden hiç gitme olur mu?" dedi sevgilisine omuzundan yukarı bakarak. Rüzgâr bakışlarını Meftun'a çevirdi ve cevap verdi.

"Asla seni bırakamam ben. Seni bırakırsam sensiz yasayamam." dedi. Sevgilisinin alnına bir öpücük kondurdu.

"Biz hep bu anda kalsak ya." diye mırıldandı sevgilisinin omuzuna tekrar başını yaslarken.

"Keşke küçüğüm, keşke."

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐

Baya uzun bir bölüm oldu. Yorumlarınızı bekliyorum.

Rüzgâr'la Meftun'un dinlediği şarkı medyadaki şarkı.

Sizleri seviyorum ❤

Continue Reading

You'll Also Like

5.5K 347 7
"Gece altımda ezilmek senin için sorun değil sanırım. Tek bir hareketinde canını çıkarırım Stiles." O beni tehdit ederken benim dikkat ettiğim tek ş...
264K 10.8K 33
Bir öğrenci ve bir öğretmen her şeye rağmen birlikte olacaklar mı? (Hitorijime My Hero'dan esinlenilerek yazılmıştır)
3.4M 126K 70
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
6.2K 441 10
İnsanlarla birlikte yaşayan vampirler ve vampirlerin prensi bir isana aşık olursa nolur? özellikle o kişi erkekse?...