Part2
Biasımızla evliyiz ve 4-5 yaşlarında bir çocuğumuz vardır. Biasımızla baya önemli bir aile yemeğine katılırız. O sırada çocuğumuz sorun çıkartır. Yemekleri ittirip bir babasına bir size vurup şımarır ve biasınızla çocuk için birbirininize girerdiniz (Kavga anlamında)
Soo: Oğlunuza dönüp "Sana artık durmanı söyledim! Duymadın mı? Beni çocuğum! Sen gerizekalı mısın? Derdi. Ve sen oğlunuzu milletin içinde rencide etmesine sinirlenirdin Ve
Sen: Yeter be! deyip elini masaya vurup ayağa kalkarsın. Ve Soo sen çocukla bu şekilde konuşamazsın! Hele ailelerin önünde onu azarlayamazsın! Ana bu hakkı kimse vermiyor. Sen de bu hakkı kendinde görme!.
Soo: Çocuğumla nasıl konuşacağımı sana mı? soracaktım! Çizgini aşma otur oraya deyip sana bağırırdı.
Sen hiç kimseyi takmazdın ve ailelere dönüp "Kusura bakmayın gecenizi mahvettim! Özür dilerim! Afiyet olsun" der ve çocuğunu kucakladığın gibi orayı terkedersin..
Sehun: Oğlum bak çarpıcağım ağzına bir tane! Sesin çıkmadan otur oraya derdi. Ve sen herkesin içinde çocuğunuza kızmasına sinirlenirdin ve
Sen: Sehun sen ne diyorsun ya!? Daha bu yaşına kadar vurmamışız. Şimdi de dövmeye niyetim yok! Hele sen ona hiç vuramazsın!
Sehun: Ben suçu niye çocukta arıyorum ki! Al işte senin terbiye vereceğin çocuk böyle arsız şımarık terbiyesizin teki olur! Ayağa kalkıp sana bravo sen çok iyi bir ebevynsin deyip seni alkışlayarak dalga geçerdi ve. Karşınıza da oturan annesi sehuna bağırıp "otur yerine! Siz nerede olduğunuzu biliyor musunuz? Sizin yaptıklarınızı çocuklar yapmaz!" der ve ikinize de kızıp sizi sustururdu....
Baek: Çocuğunuzun kolundan tutarak onu hırpalardı ve
Sen: Dayanamayıp baek'e Sen ne yapıyorsun Allahıskına! deyip çocuğunuzu çekip ondan alırdınız ve sen ona bu şekilde davranamazsın kendine gel diye bağırırsın ve
Baek: Nasıl davranacağımı sana sormayacağım! O benim çocuğum! Haddini bil! Sen kiminle konuşuyorsun asıl sen kendine gel derdi ve ona sinirlenip suratına tokatı yapıştırırdın. Ve o hiç birsey yapmazdı ve gözleri dolup sana bakar ve giderdi... Ve 1 ay sonra boşanırdınız..
Chen: O seninle hiç bir şekilde çocuğunuzun gözü önünde tartışmazdı. O sorunları hep konuşarak çözerdi...
Yeol: Kızınızın omuzundan tutarak yerine şiddetli bir şekilde otuttururdu. Ve sen ayağa birden fırlayıp herkesin içinde Yeole bağırarak!
Sen: Sen ne yaptığını sanıyorsun! Seni salak! Derdin
Yeol: Ağzını topla! Sen benimle bu şekilde konuşamazsın? Özellikle insanların içinde...
Sen: Bana söyleyene bak! Ozaman sende adam olsan milletin gözü önünde çocuğunun gururunu kırmazdın! Değil mi? Derdin..
Yeol: Burada durmanın bir anlamı kalmadı. Size afiyet olsun deyip alıp başını giderdi...
Kai: Direk sana bakarak çocuğa bahane bulmamak lazım! Böyle bir annesi varken şımarık olması normal derdi!!!
Sen: Sen ne diyorsun be! Ozaman bir baba olarak görevini yapıp ilgilenseydin ya kızınla! Tabi sen bakıp büyütmediğin için o lafı söylemeyi kendinde hak görürsün! Sen de haklısın! Der çocuğunun elinden tutarak oradan çıkıp giderdin..
Kris : Yavrum evladım! Sen ne yapıyorsun! Senin derdin ne?? Söyle haydi babaya derdi ama çocuğunuz yine susmazdı. Ve sana dönerek Al şu çocuğu sustur yoksa elimde kalacak derdi...
Sen: Ne demek al şu çocuğunu? Ben bu çocuğu tek başıma mı! Yaptım? Bugün bir baba olmayı denesen zor olur dimi??
Kris: insanlar içinde benimle düzgün konuş ya da defol git derdi. Ve sen onu orada terk ederdin..
Bölüm sonu.....