Gökçe'den;
Salak değildim anlamıştım tabiki bir şeyler olacağını ama kalbimin ritim sesi beni heyecanlandırmasın diye dalgaya vuruyordum.
Bu benim çocukluk hayalimdi..
~11 sene önce
Yine bir akşam ailelerimiz buluşmuş Dolunayların evindeyiz ve kız kıza balkonda yıldızları izliyoruz,
Dolunay, "bugün babamın, anneme evlenmek için taktığı yüzüğün teklifini izledim, çok güzeldi..."
Sonra Hazal, "acaba bize de öyle yüzük takarlar mı?" dediğinde ben araya girip, "bence biz çok güzeliz, takarlar tabii!" dedim, tabii bu sırada hepimiz, saçlarımızı savurduk.
Açelya, "nasıl teklif isterdiniz?" dediğinde hemen ben atladım, "lunaparkta! o en çok binmek istediğim, ama binemediğim dönme dolapta, kalpli minnoş balonlar,kırmızı halıda hep ünlüler yürüyor, bence bende havalı bir kız olduğum için o gün bende kırmızı halıda yürümeliyim..."
Çağla, abim öküzünün asla ince düşünüp yapamayacağı bir teklif istemişti, "gemide biz martılara simit atarken onun bir anda diz çöküp teklif etmesi. bence çok tatlış olurdu!"
Hazal,galata kulesinde istemişti,
"babam bana galata kulesinin hikayesini anlattı ve çok güzeldi, orada olmasını isterdim."
Tolga,tek taş yerine çikolatalı süt vermese bari...
Dolunay,"tabiki benim böyle çok süslü olmam lazım! ben, topuklularım ve ponçik elbisemle çok tatlı olacağım için, onunda bana böyle herkesin olduğu bir yerde hiç beklemediğim bir anda magazinciler falan etrafımı sardığında ben onlara cevap veremiyorken, bana şarkı söylerse ve haberlerde 'şok şok şok' diye geçersek çok güzel olur!" deyip derin bir nefes aldı. Eymen yapardı valla, ama öyle magaziniydi, şok şok falan zor olurdu. Dolunay süslülüğüne çok düşkün bir kız olarak hayalinide öyle kurmuştu.
Ablamın varlığından bile haberimiz yoktu, en sonunda kendini tutamayıp kahkaha atmasıyla ona dönmüştük.
Evet ablam o zamanda iğrenç kahkaha atıyordu
"Allahım nereye gitsem boş muhabbet off!" diyen ablama hepimiz kaşlarımızı çatınca, oflayarak içeriye girmişti.
ergen o zamanlar..
~Şimdi
Dönme dolabın önüne geldiğimde kalpli balonları görmüştüm, ama ben daha hiç bir şeye hazır değildim. dönme dolaba binmeden, kırmızı halının kenarından gelen Onurun yanına gittim, kafamı iki yana sallayarak, "şimdi olmaz...yapamam."dediğimde yüzü düşmüş kaşları çatılmıştı, "istemiyor musun?" diye sordu ama gözlerinde 'istiyorum' dememi bekleyen bakışları vardı...
Gözümden akan yaşın düşmesine izin vermeden sildim ve konuşmaya başladım.
"sen söyle Onur? Birini çok seviyorsun.canından çok seviyorsun,her şeyden çok, herkesden çok,seviyorsun işte..
ama o? Terk edip gidiyor..
tamam terk etsin eyvallah. Ama bir mektupla? Üç beş kelimelik mektupla. Bana hiç bir şey anlatmayan mektupla.kardeşim için diyen mektupla..
kardeşin için canımı alsan razıydım ama sen her şeyimi aldın.. yani seni.
Ve her şeyim gidince ben hiç bir şey kaldım"
kollarımı açıp kendimi gösterdim "bak.. terk ettiğin kıza bak.. üç seneyi çok kolay geçirdiğimi mi sanıyorsun? İşimi aldım elime, her şey tamam dedim, yine çıktın karşıma."
işaret parmağımla kalbimi gösterdim, "ve bu geri zekalı kalbim, kardeşi için dedi, kardeşi için yanında ol, itiraf edemedim köpekler gibi seviyorum işte diyemedim. Şimdi evlenme teklifi..." deyip kahkaha attım.
"senden bir nisan intikamım bu kadar iğrenç olmalıydı bence!" deyip Onurun renkten renge giren yüzüne baktım ve tekrar kahkaha attım
Çok korkmuştu..
Tolga yanıma gelip çikolatalı sütünün pipetini ağzıma tıkıştırınca 2 yudum almıştım ki, Tolga hemen bağırdı "lan, az iç ayı!" dediğinde ona göz devirerek Onura baktım, hala şoktaydı. kendine gelince, "o kadar bilet aldım, bide süsledim,bari binelim." deyince hepimiz kahkaha atmıştık.
Elini bana uzatınca elini tuttum eğer sizi sevdiğinizden eminseniz gurur yapmayın ve anı yaşayın.
Dönme dolap çalıştıktan sonra Onur diz çökerken, dönme dolap yavaşlıyordu. Onur konuşmaya başlayınca gözlerine odaklandım.
"Son nefesime kadar gözlerinin içinde gülmeme izin verir misin? ablan evlendikten sonra benimle evlenir misin?"dediğinde kahkahama engel olamadım.
abla tehditi, nerede görsem tanırım...
"Eeveettğğ!" diye anırmamla Onur ayağa kalkıp bana elindeki kırmızı gülleri verdi ve tek taşı parmağıma taktı, sonrasında sıkıca sarıldı, saçlarımdan öpüp,"çok özledim. Çok!" dediğinde sıkı sıkı sarılıp, "bende." dedim.
Tolga'nın üzerimize döktüğü yapraklarla birbirimizden ayrıldık,evet bildiğiniz yaprak atıyordu üstümüze.
Onur,Tolgaya tekme atınca Tolga saydıra saydıra oturdu.
Ve aşık olduğum adamla göz göze geldik
Ah benim bakmalara doyamadığım..
Onur beni havaya kaldırıp döndürünce bu küçücük yerde can vermemek için durdurdum.
Aşağıya indikten sonra Onur dakika bir bakıp bakıp sarılıyordu ve abim bu durumdan hiç ama hiç memnun değildi.
~
Onur arka kapıyı Arya için açarken bende ön kapıyı kendim için açtım. Onur şöför koltuğuna oturmadan tek taş olan elimi göğsüne koyup güllerimi de gösterdim.
İç sesim: çok şükür dostlar benimdee artıık bir seevgiliim var hırsıındaan çatlaasın düşmaanlaarr
Fotoğrafı çektikten sonra hikayeme attım. Onurda sırıtarak arabayı çalıştırmıştı.
~
Eve gelince Onurun yanağına ufak bir buse kondurup, arabadan indim.
Bizimkiler bugünde bende kalıp yarın gidecekti, bende kalanlar arasında Onur ve Arya yoktu...
Eve hepimiz hucüm ederken, kapıda sıkışıp kalmıştık, bende onları ittirip eve girdim.
Odama gidip kapısını kapattığımda tek taşıma bakarak sırıtmaya başladım.Tek taşımdan gözlerimi aldıktan sonra yatağımın üstüne koyup duşa girdim.Ilık bir duştan sonra pijamalarımı giyerken salondan gelen seslerle kaşlarımı çattım, Odamdan çıkmamla bağırmam bir oldu,
salak Tolga,mutfakta patlamış mısırın kapağını kapatmamıştı...
Hazal desen yangına körükle gidip tabağımı kırmıştı.
Abim ve ablam koltuğumda yayılıyordu,
Ablamın yanında Egemen abi ve abimin yanında Çağla vardı.
Çağlar ve Açelya cips yiyor,
Eymen ve Dolunay evin nızkını yiyor.
Çıldırmamalıyım
Sakin..
"Evimden siktir olup gider misiniz?"
Tolga mal mal sırıtıp, "Hayır." dedi.
Bu çocuğu öldürmemem için bir sebep söyleyin bana?
Yok.
yanına gidip, mutfağın halini gösterdim, "eğer burayı sabaha kadar temizlemezsen ve ben yatınca sessiz olmazsan, çikolatalı sütlerini saklarım, duydun mu!?"
Tolga kahkaha atarak, "ben çikolatalı sütlerin yerini biliyorum ki!" deyip dolabın üstünü gösterdi, ama orada göremeyince ayaklarını yere vurup, "çok kötüsün!" diye bağırdı.
Bu saatte marketler açık olmadığı için bana kalacaktı.
"Evi düzgün temizlersen bulabilirsin." dedim.
Aslında alakası yoktu,çekmeceye saklamıştım. ama Tolgayı çikolatalı sütten ve Hazaldan başka bir şeyle kandıramazdım.
Tolga bana eliyle yılan yaparak 'tıss' sesi çıkartırken, "yılan!" dediğinde öpücük atıp odama gittim.
Ohh! evde temizlenecek.
Yatağımın üstündeki tek taşla biraz daha aşk yaşadıktan sonra, yatağımın yanında olan komodinin üstüne koyup, yatağıma girdim. kendimi uykuya teslim edecektim ki, aklıma eski alışkanlığım gelince WhatsApp'a girdim.
Gökçe: iyi geceler sevgili ♥️
Manit: iyi geceler Dünyam 🔐
Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle telefonumu yastığımın altına koyup uykuya daldım.
~ 9 AY SONRA
Abimin evlenmesi ablamın nişanlanmasının ardından bende bugün isteniyorum. İsteniyorum dedim çünkü ne diyeceğimi bilmiyorum. Ay istemeye geliyorlar işte.
Bütün kızlar toplandık, bir kuaför saçımdan tutarken, diğeri farımı sürüyor, diğeri ojemi falan.
Saçım ve makyajım yapıldıktan sonra elbisemi giymem için hepsi dışarı çıktı.
Elbisemi giydikten sonra aynada kendime bakıp kızları çağırdım, onlarda beni beklerken elbiselerini giymişlerdi.
Dolunay yanıma gelip "ohaa çook iyii!" dedi,
Diğerleride Dolunay ile aynı fikirde beni süzüyorlardı.
İstemede bile gelinin kız kardeşi makyajı yaptıran ablam, yanımıza gelip bana baktı, "ayy! güzel olmuşsun, çirkin!" demesiyle kıkırdadım.
Yanıma gelip sarılınca bende ona sarıldım, ablam "ağlak, ağlama sakın, makyajın akar!" deyince kendimi tutup gülümsedim.
Açelya, "ay sanki kocaya gidiyor yaa!" deyince hepsi ona tip tip baktı, Çağla, "tuvalete gitmiyor herhalde,kocaya gidiyor tabii!" dediğinde hepimiz gülüyorduk.
Birisi kapıyı tıklatınca "gel." dedik
Babam...
Babamın benle konuşacağını anlayınca hepsi dışarıya çıktı.
Babam yanıma gelip alnımdan öptü "çok güzel olmuşsun, güzel kızım."
"Teşekkür ederim baba."
"Onur... ona güveniyorum seni asla üzmez. Ama üzerse arkanda dağ gibi baban var, unutma olur mu?" Dayanamayıp sarıldım, babamda saçlarımı öperken kısık seslimle, "olur." dedim.
Bir süre sonra ayrıldık.
babam gülerek, "azıcık daha sarılırsam, vermem seni,ona göre." deyince bende güldüm.
Kapıya doğru giderken, "Gelirler birazdan, hadi sizde bekletmeden inin aşağıya. "
"Tamam."
Kızlar içeri girmeden kapıya gidip, "hadi aşağıya iniyoruz." dedim.
Hep beraber topukluların sesiyle merdivenden inerken abim kulaklarını kapattı. Ay haspam.
Çağla abimin yanına gitmeye yeltenirken Hazalla birlikte onu çekip mutfağa götürdük.
Her şey tamamdı. Tabakları falan ayarlayıp mutfaktan çıktık.
Çağla hemen abimin yanına gitmişti...
Bir süre telefona baktıktan sonra zil çaldı, ben hevesle açmaya giderken annem, "deli dana gibi koşma kız,gelen Tolga!" deyince hayallerim suya düştü. Tam geri dönüyordum ki annem, "kız çocuğa kapıyı açsana!" deyince "kalkıp nişanlısı açsın bir zahmet." Dedim.
Evet Tolga ve Hazal nişanlı...
Hazal oflayarak kalktı, "ne olur yani sen açsan!?" omuz silkerek yerime oturdum,yayıldım da diyebiliriz.
Tolga içeriye elindeki sütle girince hiç şaşırmadım. 70 yaşındada içer bu.
"Yazıklar olsun kız Gökçe iki saat kapıyı açmadın." Onada omuzlarımı silkip telefonumu elime aldım.
Acaba Onura yazsam mı?
Ne o öyle görgüsüz gibi?
Yazayım yazayım.
Gökçe: nerdesin aşkım mdndndjhd
Evimin Direği: burdayım aşkım
Gökçe: nerdesin Onur
Evimin Direği: özüne döndün
Evimin Direği: 5 dakikaya geldim🤗
Gökçe: tömsm
Gökçe: tanam
Gökçe: T A M A M
Evimin Direği: heyacanlandın mı dmdbmahdhd
Gökçe: kes.
Telefonumu kapatıp koltuktan kalktım odada 4 dönerken Tolga "ne oldu Mevlana olmaya mı karar verdin" dedi
Ona kaşlarımı çatıp, "hıı" dedim.
Dolunayı sevgilisinin yanından kaldırdım
evet ben yazışırken bu mültecilerde gelmiş.
Dolunayı kaldırınca, "geliyorlar! ya beş dakika dedi,beş!"
Dolunay tepki vermeyince, Açelyaya döndüm, tık yok.
Hazal tık yok.
Çağla tık yok.
Seda nerede? Egemen abi olmadığına göre onunla...
Zil çalınca, "geldiler!" dedimz babamı görünce gider ayak kızının şizofren olduğunu düşünmesin diye düzgün durdum.
Kapıya gittiğimde arkamda cemaat vardı mübarek.
Cemaate ablam ve Egemen abide katılmış. Daha demin neredeydiler?
Kapıyı ellerim titreye titreye açtım,Nergis teyze gülümseyerek topuklularını çıkarıp içeriye girdi, ellerinden öptükten sonra salonda bir koltuğa oturdu.Onurun dedesi sandığım çok ponçik bir dede girdi içeriye, onunda ellerinden öptüm. oda tekli koltuğa oturmuştu.arkamdaki cemaatta salona katılmış, koltuklara yerleşmişti.
Onur'u görmemle yutkunamadım. Çok çok çok yakışıklı olmuştu.
Onur çiçeği ve çikolatayı verirken kulağıma eğilerek, "çok güzel olmuşsun." deyip içeriye gidiyordu ki, "sende." dedim.
Onur göz kırparken kapıda kalan Arya, "hoop! bende buradayıım!" deyince sırıttık.
Hepimiz salona geçtikten sonra havadan sudan konuşulmaya başladı
Tabii biz Onurla hep göz göze kalıyoruz falan.
Onurcuğum, Babam biraz daha bizi yakalarsa vermez beni haberin olsun..
Sohbetten sonra kahve yapma sırası gelince ben,Çağla,Hazal,Açelya,Dolunay ve ablam mutfağa gittik.
Kızlar mutfakta bana yardım ederken bende kahvenin köpüren kısımlarını koymaya başladım.
Tolga yanımıza gelip, "Onurun kahvesine pulbiber,nane,karabiber her şeyi koy, tamam mı canım kankam!" deyip anlamasınlar diye hemen mutfaktan çıkıp onların yanına gitti.
Kahveye çay kaşığıyla tuz koyup, pulbiberi beni terk ettiğin için deyip 3 çay kaşığı koyduktan sonra kahveleri alıp sakin olmaya çalışarak önce Onurun annesine ve sonra dedesine verdim. kendi anneme ve babama verdikten sonra bizimkilere verip mutfağa gittim.
Onurun kahvesini alıp ona götürdüm suyunu elimde tutarak yanında bekledim Dolunay video çekiyordu.
Onur kahveyi burnunu kapatarak içtikten sonra kalanını bana uzattı kısık sesiyle "ben içtim sende iç. Anca beraber kanca beraber." Demesiyle sesimi kısarak "öküz." deyip kahveyi aldım,biraz içtikten sonra elimdeki suyu içecektim ki, Onurun uzattığı suyu görünce o daha büyük bardak olduğu için onu ben içip, benimkini de ona verdim.
~
Dede "uzun lafın kısası.. gençler birbirini sevmiş. Bize de saygı duymak düşer. Allahın Emri Peygamberin Kavliyle kızınız Gökçeyi oğlumuz Onura istiyoruz"
Kalbim durdu.
Babam derin derin bana baktıktan sonra konuşmaya başladı, "dediğiniz gibi gençler sevmiş, saygı duymak düşer... verdim gitti. " hep bana duygulu gözlerle bakarak konuşmuştu.
Yüzüklerimiz takılınca babama sarılmak istesemde önce Onurun ailesiyle sarılmam gerekiyordu.Dedenin elini öpüp alnıma koyduktan sonra,Nergis teyzeninde elini öptüm. Onurda benim ailemin elini öptükten sonra kendi ailesine geçti, bende babama sıkı sıkıya sarılarak elini öptüm,Anneminde elini öpüp sarıldım.
Sonra elimdeki kırmızı kurdelesi sarkan yüzüğe baktım,baktık..
Ve bir kez daha Şükrettim Allaha karşıma böyle güzel kalpli birini çıkardığı için.
~
🥺🧚♀️🎈