Aşkın dile ihtiyacı yoktur. T...

By mucahitt49

6.5K 626 1.3K

(DÜZENLENDİ) İkinci kez okunmayı hak ediyor. Sağır, dilsiz Jin ve çocukluğundan beri onu seven otizimli Taeh... More

BİRİNCİ BÖLÜM
İKİNCİ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNÜCÜ BÖLÜM
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALTINCI BÖLÜM
YEDİNCİ BÖLÜM
DOKUZUNCU BÖLÜM
ONUNCU BÖLÜM
FİNAL

SEKİZİNCİ BÖLÜM

387 53 235
By mucahitt49

Jin, Jisoo'yu görmenin mutluluğuyla gülümseyerek "Nasılsın?" diye işarat etti. Jisoo gözlerinin içi paralarcasına tam cevap verecekken, dışarıda arabada bekleyen eşi kornaya bastı.

Jin yardımcı olmak adına Jisoo'nun aldığı şeyleri tezgahtan aldı, ardından birlikte kapıya kadar yürüdüler. Jisoo, Jin'in elindekileri aldığında elleri uzun bir süre birbirine değmişti.

Jin elini geri çekmeden Jisoo'yu izlemeye devam ederken, bu durum Jisoo'nun hoşuna gitmişti. İçinden 'Acaba beni halan seviyor mudur?' diye geçirmeden edemedi.

Tekrardan gelen korna sesiyle Jisoo istemeden de olsa, Jin'e el salladı ve arkasını dönüp bekleyen arabaya doğru yürüdü. Jin ise o sırada içeride Jisoo'yu arabaya binene kadar izlemişti. Jin, Jisoo'yla tekrar karşılaşacağını hiç düşünmemişti. Jin giden arabanın arkasından eski yaşadığı anılara daldı. Farklı hissediyordu, duygularını karma karışık olmuştu.

Jisoo sulanmış gözlerle giden arabanın arka camından Jin'e baktı. Jin çok yakışıklı olmuştu. Eski çelimsiz vücudu yoktu. 

~~~

  Akşam olup eve dönen Jin o gece tek başına camdan dışarı izliyordu. Aklındaki onlarca sorulara ve duygularına cevap bulamıyordu. Taehyung'a karşı bir koruma içgüdüsüne sahipti zaten. Akşamları eve gelince Taehyung'un kendisi için parlak ve gülen gözlerine karşı içten içe mutlu ve huzurlu oluyordu. 'İyi ki Taehyung yanımda.' diyordu.
Ama bugün Jisoo'yu yeniden gördükten sonra aklı karışmıştı.

Yatağında tek başına uyuyan Taehyung'un yanına gitti. Yıllardır yapmadığı şeyi yapmaya karar verdi.  Eskiden sadece Jimin ve Jisoo'ya tek yapmıştı. Ama ne Jimin, ne de Jisoo bu küçük sınavdan geçebilmişti. Yine de Jin onları kendi isteğiyle hayatından çıkartmamıştı, koşullar buna sebep olmuştu. Jimin'in başına dert olmak ve zarar gelmemesi için ondan uzaklaşmıştı. Böylesi en iyisiydi Jin'e göre.

  Jin gecenin ikisinde aklındaki şeyi ayarlayıp eve geri döndü. Hiç vakit kaybetmeden odasına girdi ve yüzünde düz bir ifadeyle uyuyan Taehyung'u hafif sarsarak uyandırdı. Taehyung ne olduğunu anlamadan kendisini bir sokak lambasının altında bulmuştu. Jin özelikle Taehyung'u işaretlediği yere bıraktı ve önceden ayarladığı el testereyi alıp, tahtadan olan sokak lambasını kesmeye başladı.

Taehyung uykulu gözlerle Jin'i izliyordu. Uykusu vardı ve bir an önce burdan gitmek istiyordu.
İşini bitiren Jin, Taehyung'un yanına geldi ve Taehyung'a tutması için gömleğinin ucunu uzattı. Bu onların rutiniydi ve Taehyung için bu rutin her gerçekleştiğinde midesinde uyuyan kelebeklerin hepsi bir anda uyanıp uçmaya başlıyorlardı.

Jin, Taehyung'a baktı, tahta sokak lambasından çatlama ve kırılma sesleri gelmeye başladı. Jin, Taehyung'un da herkes gibi direğin kendi üstüne düşmesin diye, kendisini bırakıp gideceğini düşündü. Bu sorunun cevabını az sonra öğrenecekti. Gidecek mi yoksa, yanında mı kalacak. Jin çok merak ediyordu sonucunu ve bu sonucun düşündüğü gibi olmamasını çok istiyordu.

Direğin çatlayıp kendi üstlerine yavaşça düşmeye başladı. Taehyung hiç tereddüt etmeden Jin'in yanında durdu. Jin, Taehyung'un bir saniye bile tereddüt etmeden yanında kalmasına şaşırmıştı. Korkmamıştı. Kendine güvenmiş ve gitmemişti bir santim uzağa.

Taehyung ne olduğunu ve Jin'in neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu. Ama ne olursa olsun Jin'in yanından hiç bir zaman ayrılmayı düşünmüyordu. Jin'in kendisini gerçekten istemediğini ve yanında fazlalık gibi hissettiğinde belki o zaman giderdi.

Jin şaşkınlığını üzerinden attı ve mutlulukla Taehyung'a döndü. Anın getirdiği cesarete allınını Taehyung'un allnıyla birleştirip, hafifçe burunlarını birbirine sürttü. Taehyung, Jin'in bu hareketi karşısında gözlerini sıkıca kapattı ve alt dudağını ısırdı. Böyle bir şey beklemiyordu. Kelebekler ağzından dışarıya çıkıp özgürce uçmak için Taehyung'u zorluyorlardı.

Taehyung heyecandan baş parmağını bu sefer burnuna yavaşça deydirip, istemeyerek de olsa allınını Jin'in allnından ayırdı. Ama Jin biran olsun sevgi dolu bakışlarını çekmedi Taehyung'un üzerinden. Taehyung, Jin'in bu hareketine karşı bütün cesaretini topladı ve çekingen hareketlerle Jin'in yaptığının aynısını yapıp, allınlarını birleştirdi. Sonrasında burunlarını birbirine sürttü.

Jin ne olursa olsun doğru bir karar verdiğini düşünüyordu. Şu anda mutluydu ve bunu bozmak istemiyordu. Bir erkeği nasıl seveceğini bilmiyordu, ama bu erkek Taehyung'sa elinden geleni yapmayı düşünüyordu.

~~~

Jisoo kendisine en yakışan elbiselerini giyip evden çıkmıştı. Bir kaç günün ardından dayanamamış ve Jin'i tekrar görmek için, onu gördüğü yere gitmeyi düşündü. Önceden çağırdı ve şu anda kapısının önünde kendisini bekleyen taksiye binip yola çıkmıştı.

  Arabaların az olması sebebiyle kısa bir yolculuktan sonra istediği yere varmıştı. Ücreti ödeyip indi taksiden. Orada bulunan dükkanlara Jin'in sordu. Jin'in çalıştığı dükkanın öğrendiği gibi, vakit kaybetmeden dükkandan içeri girdi. Orada çalışan birine sorduğunda beklemesini istemişti. Sonrasında ise patronu Jin'in yanına gelip işaretlerle "Birinin seni görmek istiyor." Demişti, Jin'in sayesinde yeni öğrendiği işaret dili ile.

Jin, başını hafif uzatıp Jisoo'yu kapıda görmesiyle elindeki işi hızlıca bıraktı. Gülen bir yüzle yanına gitti ve işaretlerle "Hoş geldin.' demişti.

Ardından patronuna dönüp bir kaç günlüğüne izin istedi. Uzun bir süredir burada da çalışıyordu ve hiç izin kullanmamıştı.
Jisoo bu izin kendisi için olduğunu anladığında çok mutlu olmuştu. Jin, Jisoo'yu Taehyung ile tanıştırmak istiyordu. Patronu kabul etmesiyle Jin, Jisoo'yu da yanına alıp kendi evine gitmeyi teklif etti.

Jisoo bu tekliften başka bir şey anlamıştı ve bunu hemen kabul etmişti. Zaten kacasıyla doğru düzgün bir diyalog kormuyorlardı ve bir birinden çok uzaklaşmıştı uzun bir zamandır.

  Jisoo, Jin'le birlikte yürürken, Jin'in heyecanla etrafı gösterek işaretlerle anlatıyordu. Jisoo da işaret dilini bildiği için ona rahatlıkla cevaplar verebiliyordu.

Jin uzun zamandır böyle rahatlıkla birisiyle anlaştığını hatırlamıyordu. Ve bu durumdan çok mutlu hissediyordu. Evinin önüne gelmeleriyle, Jisoo'ya dönüp beklemesini istedi. Jisoo anlamamış gözlerle Jin'e baktı. Onun hızla içeri girdiğini gördüğünde, bekli evi dağınıktır diye düşündü.

Jin içeri girmesiyle, Taehyung her gün yaptığı şeyi yapıp, Jin'i korkutmaya çalışmıştı. Elinde ki boş kese kağıdını şişirip patlamıştı. Ama Jin bir tepki vermeyerek Taehyung'u eliyle içeriye geçmesi için işaret etti. Taehyung yerinden kıpırdamayınca, Jin yaptığı şeyi anladığında artık geçti.

Taehyung gözlerindeki üzüntüyle başını yere doğru etmişti. Jin, Taehyung'un yaptığından dolayı moralinin bozulduğunu anladığı gibi hızla yalandan korkmuş gibi yaptı. Bu bile yeterdi Taehyung'un gülümsemesine.

Jin vakit kaybetmeden Taehyung'u odalarına götürüp, üstündeki elbiseleri çıkartıp, yenilerini giydirmeye çalıştı. Jisoo kapının yanındaki açık olan küçük camdan içeriye baktığında, Jin'in bir erkeğin üstünü değiştirdiğini gördü.

Başta şaşkınca izledi bir süre, daha sonra yanlış düşünüp boş verdi. Kısa bir süre sonra Jin'in kapıyı açıp, Jisoo'yu içeri davet etmişti. Jisoo içeri girdiğinde etrafı incelemeye başladı. Jin onu bir koltuğa oturttuktan sonra gidip içerdeki Taehyung'u işaretle çağırdı.

Taehyung çekingen hareketlerle soluna girdi, başını kaldırıp Jisoo'ya bakmadı bile. 'Neden burada olduğunu düşünüyordu.' Jin, Taehyung'a eğilerek selam vermesini istedi, Taehyung da hemen istediğini yaptı. Jisoo gözleriyle Taehyung'u işaret ederek kim olduğunu sordu Jin'e. Jin, Taehyung'a bakarak iç çekti ve gülümseyerek kalbinin üstünü göstererek parmaklarıyla kalp işareti yapıp, ardından ellerini birbirine kenetledi.

Jisoo şaşırsada bir şey demedi, hakkının da olmadığını biliyordu. Buruk bir gülümseme sundu Jin'e ve sonrasında Taehyung'a baktı. Artık tamamen kaybetmişti Jin'i, sırf annesinin dedikleri ve kendi bencilliği yüzünden kaybetmişti.

  Jisoo akşama kadar Jin'le konuşmuştu, sonrada da evine gitmesi gerektiği söyleyip gitmişti. Taehyung içindeki tarif edemediği şeyin kıskançlık mı korku mu anlamamıştı. Ama her ikisi de olabilirdi. Jin'in kendisinden gitmesine dayanamazdı, onsuz yapamazdı artık. Daha yeni yeni kazanmışken Jin'i, bu kadar çabuk kaybetmekten korkuyordu.

Jin'in, Jisoo'yla nasıl ilgilenip, güldüğünü hatırladıkca içinin ezildiğini hissediyordu. Midesindeki kelebekler, Jin'in Jisoo'ya her gülümseyişin birer birer ölüyordu. Ve bu yüzden Taehyung, Jin'e baktığında hissettiği açıda dolayı sulanan gözlerini saklamak adına başını başka tarafta çeviriyor veya ediyordu görmesin diye. Hoş kendisine pek baktığı da yoktu.

  O günden sonra Jisoo -beş gündür- tekrardan evlerine geliyordu ve Jin o gidene kadar Taehyung ile tek bir şey kelima bile konuşmuyordu. İznini sadece Jisoo'yla sohbet ederek geçirmişti. Bu durum Taehyung'un kendini tek değerli hissettiği yerde artık değersiz hissettiriyordu.
Jin ise bunu fark etmemiş ve Jisoo evlerinden gittikten sonrasında bile Taehyung'la doğru düzgün vakit geçirmiyordu. İzni böyle geçmişti.

   İki haftanın ardından Jin'in evde kaldığı gün, Jisoo tekrar evlerine gelmesiyle Jin onu dışarıya çıkarmayı teklif etmişti. Jin, Taehyung'un nasıl olduğunu neler hissettiğini bilmeden evden çıkıp otobüse bindiler. Jin, Taehyung'u cam tarafına ve yanına da Jisoo'yu oturttu. Taehyung, Jin'in ceketinin elinden kaymasıyla panik yaptı. Çünkü Jin, her zaman Taehyung'u bırakması için korkutmadan haber verirdi. 

Ama Jin, Jisoo'nun soluna oturmasıyla Taehyung'un eli boş kalmıştı. Taehyung titreyen ellerini ve alt dudağını ısırarak cam tarafta döndü. Camdan yansıyan Jin'e baktığında, Jin'in gülerek Jisoo'yla işaret dili ile konuştuğunu gördü. Az önce kendisini korktuğunu ve kalbini kırdığını bilmeden gülüyordu.

Sulanan gözlerini saklamak adına başını eğdi. Bir süre bekledikten sonra başını yanıda ki cama çevirip, tırnağıyla hayali çizgiler çizmeye çalıştı. Şimdiden pişman olmuştu gelmekle. Sadece bugünü daha fazla acı çekmeden ve sorunsuz bir şekilde bitirmek istiyordu.

Otobüsün durmasıyla Jin ve Jisoo, Taehyung'u beklemeden inmişlerdi. Jin, Taehyung'u arkasında unutmuştu. Taehyung da geride kalmamak ve Jin'i kaybetmemek için hızla arkalarından indi. İşlek bir caddeye gelmişlerdi. Jin ve Jisoo yolun karşısına geçmek için yürürlerken, arkalarında ki Taehyung kimseye deymemeye ve dokunmamaya çalışarak onlara yetişmeye çalışıyordu. Yolun boş olduğunu gören Jin'le Jisoo hızla koştular.

Taehyung, Jin'le arasına daha fazla mesafe girmemesi adına yola bakmadan, Jin'e doğru koşarken yanında geçen otobüs kolunu sıyırıp omuzuna çarptı. Taehyung çarpmanın etkisiyle yere düştü. Dizlerinin üstü, kolu ve avucunu içi tahriş olmuştu. Omuzu ise ağrıyordu. Etrafında ki insan kalabalığı Taehyung'u korkutmaya yetmişti bile. Kalabalığa baktığında Jin aralarında yoktu. Gitmişti. Canından çok kalbi acıdığı için gözleri dolu doluydu ve bu yüzden deli gibi ağlamak istiyordu.

Jin bir dakikanın ardından yanına baktığında Taehyung yoktu, hızla arkasına baktı. Taehyung'u göremeyince kalabalığa doğru yürüdü. Kalabalığı yarıp halen yerde olan Taehyung'un yanına gidip "Özür dilerim." "Çok üzgünüm." işaretlerini yaptı.

Taehyung, Jin'e bakmadı. Tek bırakmıştı kendisini bu kalabalıkta. Canı çok açıyordu ve ağlamamak için çok zor tutuyordu kendini. Jin'in yardımıyla ayağa kalktı. Bu duruma Jisoo hiç bir şey yapmamış, sessiz kalmıştı. Hatta Taehyung'un abartığını düşünüyordu.

   Yemekler yenmiş, akşama doğru sokak satıcılarının yanına gelmiştiler bir şeyler atıştırmak için. Jin atıştırmalıkları ilk önce Jisoo'ya ikram ediyordu, sonrasında ise Taehyung hevesle kendisine vereceğini düşünürken, Jin kendisine vermeden elindekini yiyip geri bıraktı. Taehyung her satıcının önünde durduklarında belki kendisine verir diye, hevesle Jin'e bakıyordu. Ama Jin kendisine pek bakmadığı için hiçbirinden vermemişti.

  Taehyung saatin hemen geçmesi için, başka şeylerle ilgilenmeye zorladı kendisini. Kolundaki ve avuç içindeki kabuk bağlayan sıyrıklarla baktı. Kalbi kadar olmasa bile, omuzunda halen hissettiği hafif bir acı vardı.

Daha sonra içki almak adına başka bir sokak satıcının yanına gitmiştiler. Mini bar gibi bir yerdi. Jin satıcıya dönüp ilk kendisine ve Jisoo'ya istemişti, daha sonra bir tane de Taehyung'a istedi. Taehyung heyecanla içeceğini beklerken, satıcı sonunda kendisine içeceğini uzatmıştı.

Taehyung bir yudum içeceğini ağzına aldığı gibi tadı acı geldiği için hemen ağzından püskürtüp, kırmızı sıvı çenesinden gömleğine dökülmüştü. İçmek istemediği için başını iki yana sallayıp istemediğine dair sesler çıkartı. Yanıda bulunan insanlar iğrenir gibi Taehyung'a bakmaya başladılar. Taehyung etrafındakilerin kendisine attıkları iğrenç bakışları görmemişti, ağzındaki kötü tattan dolayı. Sadece su içmek istiyordu.

Jin, Taehyung'u fark etmesiyle, sinirle hemen Taehyung'un ağzının etrafını peçete yardımı ile sildi. Ardından işaretlerle azarladı ve satıcıya Taehyung'a bir daha vermemesi için de işaret etti. Sonrasında ise hiç bir şey olmamış gibi kendine ve Jisoo'ya içki istedi. Ardından hiç bir şey olmamış gibi Jisoo'nun dediğine gülümseyerek, konuşmalarına devam ettiler.

Taehyung başını eğip baş parmağıyla burnuna vurmaya başladı. Sakin kalmaya çalışarak başını başka tarafta çevirdi. İçi çıkana kadar ağlamak istiyordu. Jin'i bırakmak istemiyordu, ama Jin kendisini ne halde olduğunu bile görmüyordu. Jin'e ilk defa kızmıştı, bunca olanlardan terk bırakılmalardan sonra ilk kez kızdı.

Artık burada kalmanın bir anlamı olmadığını düşündü. Bir ay öncesine gitmek istedi, Jisoo'nun isminini bile bilmediği zaman gitmek istedi. Fazlalık gibi hissetmediği günlere geri dönmek ve orada sıkışıp kalmak istedi. Ama bu kendisinin elinde olan bir güç değildi, hem zaten Jin hep kendisinden kurtulmak için bir yerlere bırakmamış mıydı?

Kurtulmuştu artık.

Taehyung geri geri yürümeye başladı, gözleri Jin'deydi. Ama Jin, Jisoo'yla gülerek içki içmeye devam ediyordu. 'Ondan gidiyor olduğumu hissetmiyor mu acaba?'  diye düşündü Taehyung, yanaklarından ki ıslaklığı umursamadan. Bir kez bile kendi olduğu tarafına dönmeyen Jin'e arkasını döndü Taehyung ve kalabalıktan biraz uzaklaştı. Bir kaç adım sonra dayanamadı, belki Jin orada olmadığını fark eder diye arkasına döndü.

Ama Jin, Jisoo'la gülerek konuşmaya devam ediyordu.

Taehyung artık orada beklemenin bir anlamı olmadığını anladı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Bir daha geri dönmeyi düşünmeden gitti Jin den...


Continue Reading

You'll Also Like

79K 5.8K 23
BunnyKook: Jimin beni yemiş ~jikook, vhope, namjin~ 22.11.20/24.01.21
13.9K 1K 33
Sizden nefret eden bir alfa ile bir oda da kilitli kalsanız, ne hissederdiniz? Omegaverse mpreg #1 Yeongyu 29/12/23 #1 Beomjun 30/01/24 #1 Tyuning 20...
4K 318 19
"Bir şey söylemek istiyorum ama kızma" "Ne olduğuna bağlı" "Ben erkek olmak istiyorum"
80.8K 5.2K 31
Jimin: Tabiki sorun değil Jungkook. sadece doğum günümde benim yanımda olacağına Yoonginin yanındaydın.