Aşkın dile ihtiyacı yoktur. T...

By mucahitt49

6.5K 626 1.3K

(DÜZENLENDİ) İkinci kez okunmayı hak ediyor. Sağır, dilsiz Jin ve çocukluğundan beri onu seven otizimli Taeh... More

BİRİNCİ BÖLÜM
İKİNCİ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNÜCÜ BÖLÜM
BEŞİNCİ BÖLÜM
YEDİNCİ BÖLÜM
SEKİZİNCİ BÖLÜM
DOKUZUNCU BÖLÜM
ONUNCU BÖLÜM
FİNAL

ALTINCI BÖLÜM

451 51 104
By mucahitt49

Jin üzerlerine gelen treni gördüğü gibi, durmak için ayağını ve elindeki sopayı tekrar yere sürtmeye başladı. Taehyung vücudu kitlenmiş gibi, kocaman gözleriyle trene bakıyordu. Neyse ki tren de tam durmak için yavaşlamıştı. Bunun üzerine Jin de durmaya başarmıştı. Tabi burun buruna geldiklerini saymasak ucuz kurtuluşlardı.

Jin vakit kaybetmeden oturdukları tahtadan hemen indi. Taehyung hala hareketsizce treni izlediğini gördü. Jin ilgiysiz gibi görünmek adına, Taehyung'un koluna dokundu. Kolunda bir el hisseden Taehyung irkilip, hafif geri çekilip başını kaldırdı.

Jin'in kendisine bakmadan eliyle 'Kalk.' işaretini gördüğü gibi hemen kalktı. Jin de ardından tahtayı raylardan alıp yana bıraktı. Daha sonra geldikleri yöne baktı. Polisler varmı diye. Ama kimseleri göremeyince derin bir nefes aldı.

Taehyung'un kendisine verdiği, küçük kağıt parçasına baktı. Her zaman yanında taşıdığı not defterinin bir yaprağıydı. Bir yerin adresi ve telefon numarası yazıyordu kağıtta. Ama Jin okuma ve yazması olmadığı için, tam olarak kağıtta ne yazıldığını bilmiyordu. Aklına gelenle Taehyung'a ceketinin ucunu uzattı, tutması adına. Taehyung önceden bunu yaşadığını anımsadı. Vakit kaybetmeden tuttu ucu ve Jin'in arkasından yürümeye başladı.

Jin otobüs durağa gelmesiyle elindeki kağıt parçasını Taehyung'un eline verdi. Ardından Taehyung'un elini havaya kaldırdı ve işaret dili ile "Burada dur." dedi Jin.

Taehyung bir çocuk gibi, Jin ne istiyorsa yapıyordu. Sadece Taehyung biraz çekindiğinden dolayı, Jin'in gözlerine bakmaya cesaret edemiyordu. Jin tekrardan arkasını dönüp yürümeye başladı. Veda etmeyi sevmezdi, daha doğrusu Taehyung'a veda etmek istemiyordu. İçinden bir şeyler buna karşı geliyordu. Merakla arkasını döndü, otobüsün gelip gelmediğine bakmak istedi. Taehyung'un hala kolu havadaydı ve olduğu yerden hiç kıpırdamamış olarak gördü.

   Taehyung tek başına hiç yolculuk yapmadığı için, ne yapacağını bilmediğinden yerinde beklemeye devam ediyordu. Otobüs gelmiş ve beklemişti bir süre, ama binen olmayınca şoför sinirle kornaya bastı. Taehyung kendisine olmadığını düşündüğü için, hiç bir şey yapmadan beklemeye devam etti.

Jin otobüsün gelip gitmesi ve Taehyung'un hala orada beklediğini gördüğünde şaşırdı. Sakin olmaya çalışarak, derin bir nefes alıp verdi. Taehyung'un olduğu durağa geri döndü ve kendisi de beklemeye başladı, gelecek olan otobüsü.

Yarım saatin sonunda, yanlarından geçen orta yaşlı bir kadın. Onlara günde sadece bir otobüs geçtiğini söylemişti. Ama Jin inatla beklemeye devam etti ve bir saattin sonunda otobüsün gelmeyeceğini anladı. Jin bu sefer otostop çekmeye karar verdi ve otobüs durağından ayrılmışlardı.

Taehyung tekrardan başına kalmıştı Jin'in ve bu sefer kaçırmak gibi bir düşüncesi bile yoktu. Artık Kim malikanesine gidemeyeceğini bildiği için tek çaresi Taehyung'u başka bir yere bırakmak olmasıydı.

  Taehyung yolun kenarında Jin'i hayranlıkla izliyordu. Tek tük araba geçen yolda durmuşlardı. Jin kendinden emin bir şekilde yolun ortasında durdu ve Taehyung'un kendisini izlediğini bildiği için daha cool ve karizmatik bir şekilde, arka cebindeki tarağı çıkartıp saçını yana taradı. Sonra da ise kendilerine doğru gelen arabaya elini kaldırdı.

Arabanın kornaya basarak kendisine yaklaşmasıyla ve Jin duymadığı için yolun ortasında hala bekliyordu. Taehyung gözlerindeki korku ve endişeyle Jin'e bakıyordu. Son anda Jin arabanın durmayacağını anladığında hemen kendini yolun öbür tarafına attı.

Jin yanından hızla geçen arabanın arkasında bakarken sakin olmak adına, elini kalbine koydu. Taehyung'a baktığında güldüğünü fark etti. Az önce ki yaptıklarını hatırladığı da, bütün karizması gittiğini düşündü. Bir olmamış gibi davranıp, otostop çekmeyi bıraktı ve yürümeye karar verdi. Taehyung'a bakmadan yanından geçti ve Taehyung'un hemen ardından kendisini takip edeceğini bildiği için yüzündeki gülümsemeyi sağlayamadı. Böylece bir kaç saat birlikte yürüdüler.

Yolun yanında Jin önde Taehyung arkasına yürürlerken Jin, Taehyung'la biraz uğraşmak istedi. Sırıtarak arkasına baktı ve sonrasından koşmaya başladı.

Taehyung dalgınlıktan dolayı Jin'in uzaklaştığını biraz geç fark etti. Taehyung tek kalmanın korkusuyla hemen Jin'in ardından koşmaya başladı. Nefes nefese "J-Jin bekle. Jiin." diye bağırıyordu. Tahta bir köprüye geldiklerin de Jin, nefes alışlarını düzeltip sakince yürümeye başladı. Jin'e yetişmeyen Taehyung, Jin'in yavaşlamasıyla Taehyung da yavaşça yürüyüp hızla suluklandı.

Taehyung hayatının ilk'leri hep Jin'le yaşıyordu ve durum Taehyung'u aşırı mutlu hissetiriyordu.

Jin aklına gelen şeyle arkasını dönüp Tae'ye baktığında, Tae göz göze gelmemek için yerinde durup arkasını döndü.

Jin, Taehyung'u kendisinden bıktırmak için farklı yollara baş vuruyordu.
Jin bu sefer de her adımda ağaçtan yapılmış köprüyü sallıyordu. Taehyung sallanan köprüyle korkuyla hemen yanındaki halatlara tutundu. Jin de halatlara tutunarak daha da hızlı sallayıp, ardından bir şey olmamış gibi yürümeye devam etti.

Taehyung korktuğu için halatları bırakmadan hızlı adımlarla Jin'e yetişmeye çalıştı.

Jin kendisi ve Taehyung için yolun dibinde bulunan ağaçların üstündeki meyveler koparıp yemişlerdi. Akşam olmak üzereydi ve uzaktan kendilerine doğru gelen otobüs yanlarında durduğunda, Jin vakit kaybetmemek için hemen Taehyung'un elinden tutup hızla otobüse bindirdi. Sabahtan beri yürüdüklerinden dolayı ikisi de çok yorulmuşlardı. Jin bulduğu iki boş koltuğa geçip oturduğunda Taehyung'un elini bıraktı. Taehyung kızaran yanaklarıyla, Jin'in az önce tutuğu elini diğer eliyle okşadı.

   Jin istediği yere gelmeleriyle, yine -sanki çok normal bir şey yapıyormuş gibi- Taehyung'un elinden tutup birlikte indiler. Taehyung ellerine baktığında karnının kasıldığını hissetti. İçi içine sığmayan mutluluğunu gizleyemeyip, başını başka tarafta çevirip gülümsedi.

   Biraz yürüdüklerinde gece konduya benzeyen tek katlı bir evin kapısına geldikler. Bahçede tek başına oturan yaşlı bir kadın geldi yanlarına. Jin'le kısa bir bakışmanın ardından, yaşlı kadın Taehyung'un yanına yürüdü. Taehyung tanımıştı bu kadını, kendisinin dadısıydı ve kendisini çok sevdiğini hatırlıyordu. Kendi çocuğumuş gibi kendisiyle ilgileniyordu. 

Taehyung küçük bir gülümsemeyle baktı yaşlı kadına. Daha sonra bahçedeki kuzuları görmesiyle, parlayan gözlerle kuzuların yanına doğru yürüdü. Jin yaşlı kadına 'Taehyung'u Kim malikanesine. bırakmasını ve kendisinin işleri olduğu için götürmeyeceğini.' Ekstradan 'kimseye kendisinden bahsetmemesini.' istedi elleriyle işaret ederek.

Gerçekte başka bir işi yoktu, sadece bu birkaç gün de bile olsa Taehyung'a alışmak üzereydi ve gideceğini bildiği için de ona bağlanmadan uzaklaşmak istiyordu.

Jin, Taehyung'un yanına gittiğinde beyaz bir kuzuyla oynarken gördüğünde, yüzünde ki buruk gülümsemeyle izlemeye başladı. İçinde tarif edemediği bir koruma iç güdüsü gittikçe büyüyordu Taehyung'a karşı. Ona bir şey olmaması için her şeyi yapmaya hazırdı. Yapardı da. Çünkü Taehyung çok masum ve dış dünyadan da korktuğunudu fark etmişti. Yanında olursa heran ona zarar gelmesi mümkündü ve Jin böyle bir şey olmaması için, Taehyung hep mutlu olsun diye buraya getirmişti.

O sırada Taehyung, Jin'e bakmamak için başını başka tarafta çevirmişti. Anlamıştı Taehyung, Jin'in yine kendisini bırakacaktı ve bu durum kalbinin ikinci kez acıyıp sıkışmasına neden oluyordu. Titreyen alt dudağını dişledi bir süre, Jin'in yanında ağlamak istemiyordu. Kendisine acımasını da istemiyordu. Bir tek Jin'in yanında kalsa olmaz mıydı? Sadece bunu istiyordu.

Jin, Taehyung'un kendisine bakmadığı için, 'hoşçakal' adına elini yaşlı kadına sallayıp oradan ayrıldı. Hiç bir şey olmamış gibi gitmişti ve bu Taehyung'u üzüyordu.
Taehyung parmaklarını sıkıp yerinde sallanıyor ve başını durmadan bi sağa bir sola çeviriyordu. Sesli ağlamamak için de kendini zor tutuyordu. Dolu gözlerinden yaşlar düşmeye başlamıştı bile. Dayanamamıştı, kendine bir dakika bile hakim olamamış ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

   Jin yolun kenarında oturup otobüsün gelmesini bekliyordu. Aklına karıştıran düşünceler bir türlü susmuyor ve Taehyung'u buraya getirdiği için yanlış yapıp yapmadığını anlamaya çalışıyordu. Jin düşünceler arasında boğuşurken en sonsa doğru yaptığını kanaat getirdi.

Taehyung, Jin'in arkası dönük olduğu bir evin köşesinde koşarak çıktı.
"JİN." diye bağırdı. Jin'i bulmak içinde gözleriyle etrafı taradı.

O sırada otobüsü görmesiyle Jin'i gördü yolun kenarında.
"Jin beni bekle?" diyip koşmaya başladı. Jin, Taehyung'u duymadığından dolayı otobüse doğru yürüdü. İçinin dolu olduğunu görmesiyle geri gelip arkasındaki merdivenlere tırmanıp otobüsün üstüne oturdu.

Taehyung, Jin'e yetişmek için koşmaya çalışıyordu. Ayağı su birikintisinin içine girmesiyle çamur olmuştu ayakkabısı. Taehyung ayakkabısının ve çorabının kirlendiğini gördüğünde sinirlenerek başını kaldırdı. Otobüsün kalkmasıyla ağlayarak ayağına baktı tekrardan, kıpırdayamıyordu kirlenmekten nefret ediyorum. Başını kaldırdığında otobüs kalkmak üzereydi.

Otobüsün kalkmasıyla köyden uzaklaşmıştı Jin, içinde koca bir boşluklukla. Sanki Taehyung'u şimdiden özlemişti. Onun çekingen tavırlarını tatlı gülümsemesini. Jin neler düşündüğünü fark ettiğinde içinden 'Ben ne diyorum böyle.' diye geçirdi.

Hem artık Taehyung'u  bir daha göremeyeceğini biliyordu...



Continue Reading

You'll Also Like

529K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
3.5K 468 23
doyoung kendine aptal dersen, o zaman ben de aptal olacağım ↪ nct dowoo texting, minific [ tamamlandı. ] 210723 , 140823 2023 | ©flawderson
171K 9.3K 60
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
4.5K 759 12
tamamlandı. "Değdi mi bunca yola? Bir hiç için katettiğin kilometrelere değdi mi?" Donghyuck, her cumartesi gecesi dinlediği radyo kanalının yayıncıs...