DENIZ'IN RÜZGARI

Af KahveninKopugu

8.4M 330K 49.5K

Deniz ailesi ile birlikte Almanya'dan Türkiye'ye kesin dönüş yapar. Yan komşusu Selma Hanım'ın oğlu Rüzgar il... Mere

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
- 17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
+++
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
Whatsapp Grubu
-56-
-57-
-58-
-59-
-60-
-61-
-62-
-63-
-64-
-65-
-66-
-67-
-68-
-69-
-70-
-71-
-72-
-73-
-74-
Önemli Duyuru
-75-
-76-
-77-
-78-
-79-
-80-
-81-
-82-
-83-
-84-
-85-
-86-
-87-
-88-
-89-
-90-
-91-
-92-
-93-
-94-
-95-
-96-
-97-
-98-
-99-
-101-
-102-
-103-
-104
-105-
-106-
-107-
-108-
-109-
-110-
-111-
-112-
-113-
-114-
-115-
-116-
-117-
-118-
-119-
-120-
-121-
-122-
-123-
-124-
-125-
-126-
-127-
-128- (+18)
-129-
-130-
-Final-
ÖZEL BÖLÜM

-100-

39.8K 1.9K 594
Af KahveninKopugu

Rüzgar

Memnuniyetsiz bir şekilde aynadaki görüntüme baktım ve üzerimdeki formayı aşağıya doğru çekiştirdim. Kilo mu almışım ben, yoksa bu formada mı bir tuhaflık vardı. Gözlerimi devirip, derin bir iç çektim ve Deniz'e seslendim. Kendimi yatağın üzerine atıp, "Bu günleri de mi görecektim?" demem ile, güzel karım yatak odasına damladı ve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

"Çok mu komik?" diye sorduğumda, başını olumlu anlamda salladı ve tek bir kelime bile etmeden yanıma uzandı ve üç günlük sakallarımı okşadı.

" Ben seni her renk ile seviyorum," deyip dudağıma bir öpücük kondurdu. Kendisini sıkıca sarıp, "Bu forma bana dar geliyor, ne yapacağım ben?" diye sorduğumda, hemen kollarımın arasından sıyrılıp bana alıcı gözü ile bakmaya başladı ve eli ile yataktan kalkmamı işaret etti.

"Bu sana en son olmuyor muydu?" diye sorduğunda, başımı salladım ve tekrardan aynaya bakıp, elimi göbeğimin üzerine yerleştirdim ve şakayla karışık, "Evlilik kilo aldırır derlerdi de inanmazdım," diye söylendi. Bunun üzerine Deniz ayağa kalkıp, "Hadi üzerini değiştir de çıkalım," deyince kalın kaşlarımı çatıp, "Nereye?" diye sordum.

"Galatasaray Store'a gidip sana güzel bir forma alacağım."

Bunu derken yüzü bir hayli gülüyordu. Acı çekmem hoşuna gidiyormuş gibi idi. Öteki yandan ise, Deniz'in yüzünün gülmesi beni de mutlu ediyordu, sonuçta onun mutluluğu benim de mutluluğum.
Üzerime yapışan formayı zorla çıkardığımda, rahat bir nefes verdim ve giyinme dolabıma yapışıp, kendime rahat bir tişört çıkardım ve üzerime geçirdim. Yol boyunca Deniz kıkırdamamak için kendisini zor tuttu.

"Rahatça gül Deniz Hanım, son gülen iyi güler," dediğim anda, delice gülmeye başladı, üstüne de gözlerinden pembe yanaklarına doğru yaşlar süzülmeye başladı.

Bize en yakın Galatasaray Store'un içine girmeden önce, etrafıma bakındım ve tanıdık birinin beni görmemesi için dua ettim. İçeri girer girmez, Deniz'in gözlerinin parladığını gördüm. Kendisi hemen formaların arasına girdi ve benim için bir şeyler bakındı.

Memnuniyetsiz bir şekilde etrafıma bakarken, Deniz elime birkaç tane farklı bedenlerle forma tutuşturdu ve, "Dene hadi," dedi. Kabinde üzerimi değiştirir değiştirmez aynadaki görüntüme baktım. Mutsuzdum ama itiraf etmeliyim ki, bu iki renk beni gerçekten de çok açmıştı. Üzerimdeki formayı ışık hızında çıkardıktan sonra, tişörtümü giyindim ve elimde forma ile kalbinden çıktım. Gözlerim Deniz'i bulduğunda, ağzım hafif açıldı ve, "Hayır olamaz," diyerek hızlı adımlarla yanına yürüdüm.

Deniz'in elinde minik bir ayakkabı vardı, bebekler için Galatasaray ayakkabısı.

"Deniz, benim düşündüğümü düşünmüyorsun, değil mi?" demem ile bana bakıp otuz iki diş gülümsedi.

"Şunun tatlılığına bakar mısın?" diyerek ayakkabıları neredeyse ağzıma sokacaktı.

"Deniz, bak bu katiyen olmaz."

"Olur Rüzgar, hem de bal gibi. Bak şimdi biz bu ayakkabıyı alıyoruz, maç sonrası sen babamı yemeğe çıkaracaksın ve önüne bu ayakkabıyı koyup, hamile olduğumu söyleyeceksin. Bak bakalım babam nasıl sevinçten uçacak."

Sabrım tükenmişti, ama Deniz'in fikri kötü değildi. Memnuniyetsizce ayakkabıya baktım ardından da sinirden gülümseyip,
"Alalım o zaman," dedim.

Eve döndüğümüzde başıma öyle bir ağrı girmişti ki. Saate baktığımda henüz üç idi. "Maçın başlamasına daha çok var," deyip baş ağrı ilacımı aldım ve yatağa girdim. Deniz elinde masaj yağı ile yatak odasına girince, nazlanmaya başladım ve yatakta yana kayarak, "Ne yani, bana masaj mı yapacaksın?" diye sordum.

Başını salladı ardından da bana gülümseyip, "Karın üstü yat, sırtını ve boynunu güzelce ovayım," demem ile çıplak sırtımı ona doğru döndüm ve keyifle gözlerimi kapattım. Masaj yağı sırtım ile buluşunca, vücuduma bir ürperti geldi. Deniz narın parmaklarımı sırtımda gezdirmeye başlayınca, vücudum ürperdi. Dokunduğu her yer alev alev yanıyordu sanki.

" İyi mi böyle?" diye sorduğunda, başımı sallamakla yetindim. Riskli döneminde olmasaydı, çoktan yelkenleri suya indirmiştim, fakat kendimi şu an tutmam gerekiyordu. Ağıran noktayı bulduğunda, dayanamayıp sesli bir şekilde inledim. Vücudumda adeta şimşekler çakıyordu. Deniz hemen o bölgeye konsantre olup, daha nazikçe ovmaya başladı. Rahatladığım anda, Deniz kulağıma fısıldadı.

"Kendimi şu anda zor tutuyorum Rüzgar," dedi acı çekercesine. Sıcak nefesi kulağımı yalarken arkamı döndüm ve kendisine sıkıca sarıldım. Dudaklarının tadına bir daha baktım. Çilek tadı alıyordum sanki. Nefessiz kalana dek öptüm güzel karımı. İlk geriye çekilen o oldu. Nefessiz bir şekilde," Gir artık şu duşa," dedi ve parmağı ile ebeveyn banyosunu işaret etti. Yataktan kalkar kalkmaz, arkamı yine ona doğru döndüm ve ışık hızıyla dudağına bir öpücük kondurdum.

"Şapşal," dedi gülümseyerek ve beni banyoya kovaladı.

Duşun altında iken, göbeğimi kontrol ettim. Çok değil, ama sanki az kilo almıştım sanki. Acaba göbeğim kendini baba moduna mı hazırlıyordu? Aklımdaki düşünceleri kovaladıktan sonra, güzelce yıkandım, ardından da havluyu belime sarıp, telefonumdan güzel bir parça açıp keyifle şarkı söylemeye başladım. Sanırım maç öncesi bana iyi gelebilecek tek şey, en sevdiğim parçaları dinleyip, onlara sesimle eşlik etmekti.

Saat altıya doğru geldiğinde, her ne kadar istemesem de o formayı giyindim, ardından da saçlarıma şekil verdim. Kapı çalınca, derin bir iç çektim. Aynadan kendimi motive etmeye başlayıp, "Hadi Rüzgar, yapabilirsin sen," dedim ve desteklercesine kendi omuzuma vurdum. Yatak odasından çıktığımda, ilk gördüğüm kişi Kemal baba oldu. Üzerine formasını giyinmiş, oldukça mutlu görünüyordu. Kendisi ve kayınvalidem ile selamlaştıktan sonra, kayınbabam beni dikizleyip," Kimin damadı be!" dedi ve sertçe belime vurdu.

"Bir şeyler içmek ister misiniz?" diye soran Deniz'e baktım ve, "Su, soğuk su..." diye yanıt verdim. Deniz çay hazırlamak için mutfağa gittiğinde, peşinden yürüdüm ve sessizce, "Galatasaray kaybederse ne yapacağım? O zaman babanın morali bir hayli bozuk olur, acaba bu işi şimdi maç öncesi mi halletsek? Hem sen de yanımda olursan bundan güç alırım Deniz."

"Ya siz önce gidin şu maça, bence Galatasaray kazanacak. Veya şöyle yapalım, maç sonrası eve gelin, beraber söyleyelim, olmaz mı?"

Omuzlarımı silktim, aslında maç sonrası saat epey de geç olurdu.

"Saat geç olmaz mı Deniz? Bence şimdi söyleyelim..."

"Sen sadece maça gitmek istemiyorsun, anladım seni ben. Babam bozulur, maç iptal olur diye düşünüyorsun, haksız mıyım?"

Başımı hızlıca iki yana salladım ve, "Asla öyle bir düşüncem olmadı," diye kendimi savundum. Mutfaktan çıkar çıkmaz, salona gittim ve Kemal babanın yanına oturdum. Kendisi elini bacağımın üzerine koyup, "Tekrardan çok teşekkür ederim damat," dediğinde gülümsedim ve, "Lafı mı olur babacığım?" diye ekledim. Deniz mutfaktan gelip yanıma oturduğunda, yastığı alıp belinin arkasına koydum. Bunu gören kayınvalidem kıs kıs gülerken, Kemal baba hayretle bize bakıyordu.

"Aferin çocuğum, aferin. Kızım çok hızlı ama iyi bir seçim yapmış."

Çaylar içilirken, Kemal babanın gözü sürekli saate bakıyordu. Heyecanlı idi, bunun farkındaydım. Kendisine biraz daha yaklaşıp, "Maç başlayana kadar biraz deniz havası alalım mı? Oradan da Aslantepe'ye geçeriz," dediğimde, babamın gözleri parladı ve hemen ayaklanıp, "Biz gidelim o zaman," dedi. Ayakkabıları giyindikten sonra, Deniz bana ince ceketimi getirip, "Geceleri bayağı esiyor, şunu giyin de üşütme," dediğinde gözleri ile ceketin cebini işaret etti. Yani bebek ayakkabısı cebin içindeydi.

"Bak bak, Deniz'e bak. Büyümüş kocasına üşütme diyor hanım."

"Nazar değmesin çocuklarıma, hadi çıkın siz."

Kemal baba ile evden çıktıktan sonra, arabayla sahil kenarına indik, ardından da bir yere oturup orada da bir bardak çay söyledik.

"Kızımı hep böyle sev, olur mu oğlum? Her ne olursa olsun, o ellerinizi hep sıkıca tutun, hiç bırakmayın."

"Bırakmam baba, ne olursa olsun asla ve asla bırakmayacağıma dair sana söz veriyorum."

Kemal baba keyifle denize bakıp çayını yudumlarken, benim içim içimi kemiriyordu. Aslında kendisine doğruyu şimdi söylemek isterdim, fakat maç öncesi keyfini bozmayı hiç istemiyordum. Tıpkı onun gibi yapıp, tavşan kanı çayımı yudumladım ve gözlerimi kapatıp, tuzlu deniz kokusunu içime çektim.

"Sen gençliğinde hiç hata yaptın mı baba?" diye sordum birden. Bu soru neden aklıma geldi bilmiyorum, ama ağzımdan birden kaçtı öyle.

"Kim yapmadı ki oğlum?" demesi, içimi bir nebze olsun rahatladı. "Neden sordun?" diye eklediğinde, omuzlarımı silktim.

"Bilmem, içimden geldi ondan sordum. O kadar iyi bir babasın ki, sorasım geldi. Deniz senden çok bahsetti, biliyor musun?"

Yüzü kızardı ve o anda utanırcasına gülüp, "Benim de ona karşı hatalarım oldu be oğlum, ama sağ olsun iyi şeyler anlattıysa."

"Benim babamla o kadar anılarım yok mesela. Kendisi hayatını hep işe adadı, daha çok benimle annem ilgilendi, bir de o zamanlardaki dadım. Şirkete girdiğim günden beri babamla daha yakın oldum, ama çocukluğumda kendisi ile pek vakit geçirdiğimi söyleyemem. Zaten gençliğimde yurt dışındaydım, orada okudum, pek baba sevgisi, ya da nasıl desem ilgisi ile büyümedim ben. Ama annem sağ olsun, bugüne kadar hiç peşimi bırakmadı.

Kemal baba o anda elimi omuzuma koydu ve, "Artık bir baban daha var oğlum," dedi. Ardından kendinden emin bir ses tonu ile, "Başın sıkışırsa, artık ben de varım. Dertleşmek mi istiyorsun? Dertleşiriz sorun değil."

"Teşekkür ederim baba," dedim ve çayımın son yudumunu içtim.

"Trafik çoğalmadan çıkalım mı oğlum?" dediğinde, sabırsız kayınbabama gülümseyerek baktım ve, "Çıkalım..." dedim. Çayların ücretini ödedikten sonra, arabaya bindik ve Aslantepe'ye yol aldık. Stada yakın trafik artınca, Kemal baba sabırsızlanmaya başladı ve," Bu trafik bitmez, " dedi.

" Bir şey olmaz yetişiriz," dedim sakince ve önümdekine az ilerlemesi için korna çaldım. "Orada yer var, adam hala yerinde sayıyor!" dedim ve kornayı yine çaldım.

Yaklaşık yirmi dakika sonra arabayı Aslantepe'ye yakın bir yerde park ettikten sonra, Kemal baba ile beraber stada doğru yürüdük.

Cemre istediğim gibi VİP bilet almıştı ve Kemal baba bunu birazdan öğrendiğinde daha da mutlu olacaktı. Kendisi normal girişe doğru yöneldiğinde, elinden tuttum ve, "Oradan değil, şu kapıdan içeri gireceğiz," dedim ve VIP kapısını işaret ettim. O sırada adamın gözleri neredeyse yerinden yerinden çıkacaktı. "Bileti VIP mi aldın?" diye sorduğunda, başımı salladım. Içeri girdiğimizde, özel locaya doğru ilerledik.

"Bugün sevinçten kalpten gideceğim!" diye Kemal babaya baktım ve gülümsedim. "Bugün daha çok sevineceksin babacığım," demem ile şaşkınca bana baktı ardından da yavaş yavaş dolan stadın içine göz gezdirdi. Maç başladığı anda, Kemal baba sürekli yerinde zıplıyor, heyecandan bir şeyler bağırıyordu. Onu taklit etmeye çalıştım, ama içimden bir türlü gelmiyordu işte. Gözlerimi kapatıp, Beşiktaş maçında olduğunu düşündüm. "Hadi oğlum, yapabilirsin!" dedim içten içe ve tam o sırada Galatasaray gol attı.
"Gooooooollll!" diye bağırıp, babama sarıldım ve, "Gol ya, gol!" diye bağırdım.
Sarılmanın şiddeti ile, cebimden bebek ayakkabılarının düştüğünü fark ettim. Yere baktığımda işe, ayakkabıların tam Kemal babanın ayağının önüne düştüğünü gördüm. Tek bir çare vardı o da, ışık hızıyla o ayakkabıyı oradan almaktı. Ayakkabıları almak için eğildiğimde, Kemal baba yere, ardından da elime baktı ve gözlerini büyütüp, "Rüzgar?" dedi...
Yeni bölüm sınırı: 1000 oy ve 500 yorum. Lütfen hayalet okur olmayın... Yeni bölüm spoilerini en kısa zamanda İnstagram hesabımda paylaşacağım. Beni takip etmeyi unutmayın çiçeklerim.
Instagram : KahveninKopuguu

Fortsæt med at læse

You'll Also Like

910K 24.9K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterle...
46.1K 157 11
Bir gün Şeker iş bulamadığı için aklına şey gelir. vücudu güzel ve çoğu erkeği etkilediğinden paralı Sex yapmaya karar verir. Her zaman aylık parasın...
791K 36.3K 33
"Ahu." dedi ve duraksadı. Saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Aşiret ağası olsam ne yazar. Kalbimin ağası sen olduktan sonra." ##########################...
ASYA Af Su

ChickLit

255K 13.9K 27
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...