DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yay...

By ElifKaplan3

563K 48.2K 4.7K

Hazinedarların küçük kardeşi Nehir, abisinin gölgesi altında kalmaktan dolayı oldukça şikayetçiydi. Abisi her... More

Tanıtım ve Giriş
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
DERİNLİKTE SAKLI ÇIKTI
63
64
65
66-FİNAL

37

6.1K 699 89
By ElifKaplan3

Merhabalar, 

Çoğunuzun deli gibi kızdığı son zamanlarda artan Derya nefretinizi belki bu bölüm ile bir kenara bırakabilirsiniz diye düşünüyorum :)

Onun düşüncelerine bolca yer verdim.

Şuraya gerçekten anti Deryacılar yorum yapsın. 

Bölümü okuduktan sonra da buraya şimdiki düşüncenizi yazmanızı rica ediyorum. 

Kendi karakterim diye demiyorum ama seviyorum be ben bu adamı. Derya Hazinedar adamdır. (Derya Fan Club :)) 

Keyifli okumalar:)

Oy vermeyi ve bolcaaaaaa yorum yapmayı unutmayın. 

instagram: elifkaplan3watty(bölüm duyuruları için takip edebilirsiniz)

XOXO

ELİF 

"Tabii bunu bu kadar düşün diye söylemedim sadece küçük bir ikaz benimkisi." Yengeleri onun düşünceli yüzüne bakarlarken Nehir bir nebze de olsa kendini düşüncelerden alıkoymaya çalıştı. En iyi konuyu değiştirerek yapabilirdi.

"Siz niye işe gitmediniz?"

"Ben doğum iznine ayrıldım. Alışverişe çıkacaktık Açelya ile sen de bize katılırsın diye düşündük." Nehir alışveriş fikrini her zaman severdi. Onu rahatlatan ve mutlu eden bir aktiviteydi. Zaten uzun süredir de alışverişe çıkmıyordu.

"Ne alacaksınız peki?"

"Şu bizim mağazaya harika parçalar gelmiş." Alışverişte onun bir ikizi de Açelya'ydı. Nehir kadar ün yapmasa da onun tarzı da moda dergilerine konu oluyordu.

"Aslında oraya geçmeden bir yere uğramam gerek. Deniz'e bone almam gerek."

"Ameliyat bonesi mi?"

"Evet." Nehir'in aklına bir fikir geldi. Kesinlikle çok güzel bir hediye olacaktı.

"Beni de götürmen gerekiyor yenge." Nihal yengesinin gülümsemesini evet olarak algıladı ve hazırlanmak için odasına çıktı.

"Ne dersin Nihal sence gitgide ciddileşiyor sanki." Açelya bir heyecanla merdivenleri hızlıca çıkan Nehir'i işaret etti. Derya'ya olan duygularını kabul ettiği zamanına çok benzetti bu halini. O aptal âşık sırıtışını çok iyi biliyordu.

"Bence yaz sonu bir sürpriz bile olabilir."

"Keşke her şey o kadar kolay olsaydı. Derya'nın davranışlarını çözemiyorum ve açık açık sormaya da çekiniyorum. Söz konusu Nehir olunca fazla hassas ve ağzından kelime almak oldukça zor."

Açelya birkaç kere sormaya yeltendiyse de Derya'nın kaçamak cevaplarına maruz kalmıştı. Aklında olan planı tahmin bile edemiyordu. Nehir'e verdiği o küçük dersten bile haberi olmamıştı. Derya'nın bu kadar zalim davranacağı aklının ucundan bile geçmezdi ama o koruma dürtüsü mantığını kaybetmesine neden oluyordu. Onu önleyecek birisi varsa o da Açelya'ydı.

"Konuşturmak için bir yol bulmalısın." Açelya bir düşündü onu gafil avlayabileceği bir an vardı aslında.

"Onu yatağa atacağım yani," dedi cüretkâr bir şekilde. Çünkü Derya'yı gevşeten şeyler çok sınırlıydı ve en kolay yol buydu. Seviştikten sonra çok daha pozitif ve anlayışlı oluyordu. Duygu ve düşüncelerini anlamak daha kolaylaşıyordu.

***

Açelya hızlı hızlı nefes alırken aynı kendi gibi durumda olan eşine baktı. Derya gibi o da burada vakit geçirmeyi gerçekten seviyordu. Planını uygulaması için tam vaktiydi. Tam bir şey söyleyecekken onu kendine çeken Derya'nın sesini duydu.

"Söylesene sana bir gün doyabilecek miyim?" Açelya bu iltifat ile gülümsedi. Ellerini adamın çıplak göğsünde gezdirirken kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Sekiz senedir bende aynı sorunun cevabını arıyorum. Eğer bulabilirsem sana cevabımı söylerim." Derya kolları ile onu daha sıkı tutarken saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Belki bana bir çocuk daha verebilirsin düşünceni söylemeden önce." Açelya böyle bir çıkış beklemiyordu ondan. Acaba kim kimi ağına düşürdü diye düşünmekten kendini alamadı. Derya da onu çok iyi tanıyordu çünkü.

"Futbol takımı mı kuracağız?" dedi esprili bir şekilde. Derya bir kahkaha atarken yavaşça eşini saçlarını okşuyordu.

"Abartmadın mı sence? Bir oğlan daha olsa iki iki eşitlenirdi."

"Bir düşünmem gerek ama biliyorsun ki kız da olabilir."

"Bir kız çocuk için ölebileceğimi çok iyi biliyorsun." Açelya bilmeden de olsa Derya'nın açtığı bu konuyu istediği konuya getirebileceğini düşündü.

"Kendi çocukların olduğunu düşünürsek Nehir'e yaptığın o korumacı davranışlardan sonra beni biraz korkutursun çünkü dozu çoktan aştın." Derya'nın eli aniden durdu. Açelya anında onun gerginleştiğini anlayabiliyordu.

"Bu konu ve o çok farklı."

"Hayır değil Derya."

"Kızlarım beni koşulsuz seviyor affedecek cesareti de kendilerinde bulabilirler ama aynı şey Nehir için geçerli değil. Ben her zaman onun yanında olduğum halde Deniz'i benden kat be kat sevdiği bir gerçek." Açelya inanamıyordu bu itirafa. Sekiz senedir evlilerdi ve ilk defa Derya'nın kardeşi hakkında bu kadar duygusal bir yorum yaptığına şahit oluyordu. Hatta sesine o üzüntünün verdiği hüznü bile katmıştı. Derya asla duygularını dışarıya belli etmezdi. Hele ki onu üzen detaylara asla girmezdi. Tek istisna Açelya olmuştu.

"Saçmalama, kardeşin elbette seni de seviyor."

"Çocuk kandırmıyorsun Açelya. Ben bu gerçeği seneler önce kabul ettim. Ne yaparsam yapayım bu değişmeyecek." Sesindeki umutsuzluğu almak istercesine ona daha da sokuldu Açelya. Derya'nın acı çekmesine dayanamazdı. Ayrıca bir kardeşi olmadığı için Açelya onun hislerini de kolayca anlayamıyordu..

"Her şey onun iyiliği içindi ama hiçbir detayı görmedi. Onu sürekli mutlu etmeye çalışan bendim ama bir tanesini bile görmedi." Açelya içinin ezildiğini hissetti ve gözlerinin dolmasına engel olamadı. Derya onu gafil avlamıştı içinde hep saklı tuttuğu hayal kırıklığı ile.

"Ona harika bir kariyer imkânı sundum. Kendi hırsını benim ona yüklediğim iş yükü sandı. Çok başarılı oldu ama hiçbir zaman bünyesinde çalıştığı yeri dile getirmedi. İstediği ne varsa sahip oldu ve ben şu an büyük bir yanlış yaptığımı yeni anlıyorum. Onu bu kadar şımarık yetiştirmek ona iyilik yapmak değildi ve beni gerçekten sevmesini de sağlamayacaktı." Açelya onu daha fazla üzmek istemiyordu ama sormak zorundaydı.

"Peki, Derya neden onu kendinden uzaklaştırmakla eşdeğer o cezayı verdin?"

"İleride evlendiği takdirde eşinin nasıl hissettiğini anlamasını istedim. Bu bir ceza değildi sadece empati yeteneğini geliştirmesi için bir imkândı."

"Nasıl?"

"O çocuğa değer verdiği için en iyi ne varsa onları hediye edecektir. Kardeşimi tanıyorsam bunu yapacaktır. Çocuk ise o hediyelerin altında ezilecek ve ona aynı oranda hediye almak isteyecek ve alamayacak. O an işte Nehir nasıl çaresiz hissettiyse öyle hissedecek. Gerçi kadınlar erkekler gibi düşünmediği için o duyguyu bilemezler ama bir şekilde ona bunu tattırmaya çalıştım. Benden nefret edeceğini bile bile bunu yaptım çünkü ona bu zalimliği yapacak kadar çok seviyorum ve onun üzülmesine izin vermek istemiyorum. Ama şimdi..."

"Evet ama şimdi..."

"Her şeyi akışına bırakmaya karar verdim. Hayat onun hayatı, acı çekecekse de bunu yaşamalı. Çünkü ne yaparsam yapayım beni hem suçlu hem de mutluluğuna engel biri olarak görecek. Sadece bir kere de olsa haklı olduğumu görmesini istiyorum."

"Yani onunla evlenmeye karar verirse bir şey demeyecek misin?"

"Hayır... Sesimi çıkarmayacağım. Zaten onu o çocuk değil kendi üzecek. Yaptıklarının cezasını kendi çekecek her insan gibi. Belki o zaman benim ona ne yapmaya çalıştığımı anlar. Kendimi geri çekiyorum artık. Yokmuşum gibi olacağım."

"Peki, neden ona iş teklifi ettin?"

"İçimde garip bir umut vardı ama o gün bunun yersiz olduğunu gördüm. O gerçekten de benden nefret ediyor. Üstelemedim zaten." Açelya alacağı cevabın çok daha fazlasını elde etse de içinde oluşan üzüntüye engel olamadı. Derya kardeşine çok kırgındı ki bu anladığı kadarıyla yeni olan bir şey de değildi. Yıllarca içinde tuttuğu da bir gerçekti. Derya soğuk ve bazen acımasız olsa da yüreğinde her zaman merhameti de taşıyan bir adamdı. Bir düşündüğünde gerçekten de Derya'nın Nehir konusunda haklı olduğunu anlayabiliyordu. Nehir'i sekiz senedir tanıyordu ve hiçbir zaman abisi hakkında övgüyle konuştuğuna şahit olmamış küçük bir yakınlık kırıntısı bile yakalayamamıştı. O zaman Derya'dan çekindiği için diye düşünürken şimdi duyduğu gerçekle durumun başka olduğunu anlamıştı. İçinde filizlenen öfkeye engel olamadı. Derya bunu asla hak etmiyordu.

"Bırak onu," dedi aniden. Parmağında duran oldukça pahalı, sayılı kadının sahip olduğu pembe elmastan yüzüğe baktı. Derya sırf Nehir'i düşünüp aynı elmastan ona küpe almıştı. Evet, Derya Açelya'yı kıskanmasın diye yapmıştı bunu ama Nehir bir kere bile o küpeleri takmamıştı.

"Ne hali varsa görsün, senin değerini anlamalı." Derya eşinin bu ani çıkışına şaşırdı. Onu korumak istediğini anlıyordu ve içine mutluluğun dolduğunu hissedebiliyordu. En azından çabalarımı gören ve beni gerçekten seven bir kadın var diye düşündü annesinden sonra.

"Açelya anlayacağına olan inancım yok denecek kadar az. Deniz bile benden bu kadar nefret etmiyor ki ona gerçekten haksızlık ettiğim şeyler olsa bile. Deniz beni gerçekten bir abi olarak sevip sayıyor. Bizi bir araya getiren o olmuştu."

"İşte sana bir neden daha. O yokmuş gibi davran." Eşinin bu ani intikam duygusunu anlayabiliyordu. Sadece o cesareti kendinde bulamıyordu. Şu an en iyi yapabileceği şey onun hayatına asla müdahale etmemek olacaktı ki son zamanlarda bunu hayli başarıyordu. 

Continue Reading

You'll Also Like

34.8K 1.9K 9
Bir yalan vardı basit sanılan lakin binlerce bedel ödeten! Bir kadın vardı söylenen yalanlara inanan ve binlerce bedel ödeyen! Basit sanılan ve herke...
72.8K 6.5K 40
Yukarıda dolunay parlak ışığıyla bedenlerimizi kutsarken yanımda oturan adamın sözlerini dinliyordum. "Çoban ve dokumacı kız birbirlerinden ayrı düş...
65.8K 8.2K 35
Dört arkadaşın geçmişten günümüze uzanan hayatları Arkadaşlık onlar için seçimdi, aşksa onlar için bir tercih. Çocukluktan beri yakın arkadaş olan bu...
1.4M 44.7K 38
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...