23

8.8K 752 41
                                    

Bölüm şarkısı Muse- Uprising... Bölümü yazarken hep bunu dinledim kendilerini pek bir severim :)

Bana göre uzun bir bölüm oldu.

Yorum atarak beni mutlu edebilirsiniz <3

Umarım beğenirsiniz. 

Hadi tahmin etmeye çalışın...

Timuçin neden ayrıldı sizce? Cevaplarınızı buraya bekliyorum. 

İkinci bir soru olarak kurgumu neden seviyorsunuz? Bilgi verici oluşundan mı, akıcı oluşundan mı farklı geldiği için mi vs.

Bir daha ki bölüme kadar görüşmek üzere :)

İyi geceler...


Gözüne bir türlü uyku girmiyordu. Olduğu yerde dönüp dururken saate baktı. Üçü çoktan geçmişti ama aklındaki karmaşa bir türlü geçmiyordu. O kadar kötü hissediyordu ki Nehir'in aramasına bile cevap vermemişti akşam. Sesinin ele vereceğini çok iyi biliyordu. Kısa bir mesajla geçiştirmeyi seçti. Nehir'in anlam veremediğini hissediyordu ama şu an için bunu yapmak istemişti. Güçsüz halini göstermeye niyeti yoktu. Şu beş senede çok büyük bir yol alsa da sonucunu getirmesi için son bir şey yapması gerekiyordu.

Aklını kurcalayan ise pişman olup olmadığıydı. Bugüne kadar aldığı karardan dolayı mutluydu. Biliyordu ki hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı çünkü o gün orada içinden bir şeyleri yitirdiğini çok iyi biliyordu. Eskisi gibi hissetmeyeceğini, görevini tam anlamıyla yerine getiremeyeceğini... Bu da işine olan saygısını zamanla yitireceğini gösteriyordu. Ki buna izin veremezdi işine olan saygısı en üst seviyedeydi ve öyle de kalacaktı. Asla...

Nedenleri ve sonuçları ile birlikte tekrar düşündüğünde doğru yaptığını tekrardan anladı. Bu sadece küçük bir duygu patlamasıydı. Kıskanması kadar normal bir şey de yoktu. Sonuçta bu günlere gelmesinde Timuçin'in de payı vardı. Belki de sadece o gururu yaşayamamaktı ona koyan. Şunu da unutmamalıydı mezun olurken yaşadığı gurur da ona yeterdi.

Uykusunu çok alamasa da sabah arkadaşı ile buluşmak üzere kalktı. Eren'in neler diyeceğini az çok bilse de yine de onun desteğine ihtiyacı vardı. Hazırlandıktan sonra evden çıktı.

Buluşma yerine erken geldiği için biraz bekledi. Biraz da kendine kızdı. Çocuk düğün arifesinde bir de onunla uğraşmak zorunda kalıyordu.

"Dalmış gitmişsin." Birden irkildi ve karşısına oturmakta olan arkadaşına baktı.

"Seni yorduğumu hatırladım."

"Lafı bile olmaz Timuçin. Pekiyi göründüğün söylenemez uyumamışsın, belli gözlerinden." Gözlerini hemen masaya dikti Timuçin. Mavi göz çok fazla belli ediyordu yorgunluğu.

"Evet, biraz öyle oldu."

"Yine kendine işkence mi ettin?"

"Öyle bir şey değildi ama bir an pişman mı oldum diye düşündüm." Eren arkadaşını anlayabiliyordu ama uygulama olarak eksikti maalesef. Timuçin bazı konularda gereğinden fazla inatçı davranıyordu. Kendine fazla acımasızca yaklaşıyordu ve bu da işleri olduğundan daha da zorlaştırıyordu.

"Beş yılını oraya verdin tabii ki yaşayamadıkların aklına gelecek. Nasıl olurdu diye düşüneceksin ama gerçekten pişman olsaydın çok daha önce olurdun bu kadar süre geçmezdi üzerinden."

"Bilmiyorum tek bildiğim Sezin'i ciddi ciddi kıskanmış oluşum. Çocuk gibi resmen, kendime inanamıyorum."

"Çünkü sen de insansın robot değilsin ki. Hâlâ aynı noktadayız Timuçin. Kendini affetmiyorsun. Bunu yapmadığın sürece hep böyle ikilemde kalabilirsin. Ayrıca artık zamanı da geldi. Gitmen gerek. O uçağa bineceksin ve oraya gideceksin." Söyler söylemez arkadaşının yüzündeki itiraz eden ifadeyi gördü. Her görüştüklerinde dediği şey buydu ama zor olacağını o da biliyordu. Şu da bir gerçekti ki bu kısıtlamaların kalkmasına ihtiyacı olacaktı ve hayatının sonuna kadar da kaçamazdı bundan.

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Where stories live. Discover now