V A R İ S

De holytomriddle

273K 17K 15.9K

... Nefes alabilmek için hızlı hızlı soluyordum. Başım dönüyor, kalbim hızlı hızlı atıyordu ama nabzımın atış... Mai multe

K A R A K T E R L E R
İ N T E R A K T İ F K İ T A P
Y E N İ B İ R B A Ş L A N G I Ç
Y E N İ B İ N A
G E C E
S A R I L M A
E S R A R E N G İ Z F A L
R I D D L E ' I N S I R R I
Y A S A K B U L U Ş M A
H I M H I M L A R
O R T A K
B E K L E N M E Y E N İ L T İ F A T
K O R U M A
H O R T K U L U K
K I Ş I N B A Ş L A N G I C I
Y Ü Z L E Ş M E
Q U I D D I T C H S E Ç M E S İ
F E L I X F E L I C I S
S I R L A R O D A S I
S A L D I R I
D Ü Ş Ü N S E L İ | R I D D L E ' I N G E Ç M İ Ş İ
G E Ç M İ Ş D O Ğ U M G Ü N Ü D A N S I
A M O R T E N T I A
Y E N İ K U R A L L A R
K A B U S L A R V E S Ö Z
S O N S U Z L U Ğ U N B A Ş L A N G I C I
T O M ' U N G Ü N L Ü Ğ Ü
T E K L İ F
A Ç I K L A M A
K I Ş I N G E L İ Ş İ
AY IŞIĞI
SON VE BAŞLANGIÇ
KAR TOPU
Ö P Ü C Ü K
İ T A A T
S L U G K U L Ü B Ü
A C I
D O Ğ U M G Ü N Ü
Y A N L I Ş A N L A Ş I L M A
T E H D İ T
ÜÇ BÜYÜCÜ TURNUVASI
D Ö R T Ş A M P İ Y O N

N O E L H E D İ Y E S İ

5.5K 409 304
De holytomriddle



Hızlı bir biçimde size bölüm yetiştirmeye çalıştım, yine tek isteğim her zaman istediğim gibi yorum! Çünkü bu beni yazmaya teşvik ediyor ve fikirleriniz bana ışık tutuyor! İyi okumalar 💗

Toplantının üstünden bir hafta geçmişti. Ve Tom benimle konuşmamıştı. Aslında bir şey olmasını beklemiyor dahi olsam en azından aramıza bu kadar mesafe koyacağını zannetmiyordum.

Son bir haftadır aklımda sürekli bunları döndürüyordum. Bugün Noel'di, ve biraz mutlu olmayı hakediyordum.

Çoğu kişi Noel'de ailelerinin yanına gitmek için hazırlanıyordu. Ama ben gitmek istememiştim, hala Sırlar Odası hakkında bir şeyler arıyordum ama bulamıyordum. Sadece girişinde Slytherin'e ait bir simge olduğunu öğrenmiştim, ama bunun alelade bir yerde olmayacağı da muhakkaktı.

Ben de en azından bugünlük kendime izin vermeye kararlıydım. Yatağımdan doğruldum, camdan dışarı baktım. Dışarıda kar yağıyordu. Üstüme kazağımı giydim ve ortak salona inmeye karar verdim. Ailem eminim ki Noel için bana hediye yollamışlardı, ve hediyelerimin orada olduğunu düşünüyordum.

Sessiz adımlarla aşağı indim, ve daha merdivenlerin başından çıtırdayan şöminenin önündeki hediye yığınını gördüm. Hepsi tabii ki benim değildi. Bana hediye ancak ailem gönderirdi, çok yakın olduğum bir arkadaşım yoktu. O nedenle diğer hediyeler Noel tatiline çıkacak diğer çocuklar adına gelmiş olmalıydı diye düşündüm.

Yığına doğru uzandım ve ilginç bir şekilde hediyelerimin en üstte olduğunu gördüm. Bir tane yaldızlı, gümüş rengi parlak kutu. Bir tane uzun, sanki içinde bir sopa varmış gibi duran bir paket.

Ve bir tane de gelişigüzel paket yapılmış küçük bir kutu, üzerinde yazılı olan ismim eminim ki aceleyle yazılmıştı. Bu kutunun içinde olan şeyi merak ettiğim için ilk bu kutuyu açmaya karar verdim. Kötü paketlendiği için kolayca açıldı.

İçinde kimin gönderdiğine dair bir bilgi yoktu. Belki okul yönetimi öğrencilere hediyeler yolluyordur diye geçirdim içimden. Çünkü hediye bir kitaptı, bunu anca düşüncesiz ve son derece sıkıcı bir yetişkin ya da okul gönderirdi. Kitabı elimde çevirdim ve şaşkınlıkla ağzım açıldı. Bu sıradan bir kitap değildi.

Salazar Slytherin'in Sırrı - Hogwarts'taki Gizli Mabet

Bunu kimin gönderdiğini anlamak zor değildi. Tom göndermişti. Ve Sırlar Odası hakkında yazıldığı da barizdi. İnce bir kitaptı, bitirmesi kolay olacaktı. Ama buna şimdi başlamak istemiyordum çünkü Noel'de zihnimi rahat bırakacağıma dair kendime söz vermiştim, bu sözümü boşa çıkarmak hiç istemiyordum.

Kitabı kenara koydum, ve bir ara Tom ile bu konu hakkında konuşmayı aklıma not ettim.

Diğer pakete uzandım ve açtım. Onun içinden de bir süpürge çıkmıştı. Anneme birkaç hafta önce Quidditch seçmelerine katılmak istediğimi yazdığım bir mektup göndermiştim. Arayıcımız okuldan ayrılacaktı ve yerine birini bulmak istiyorlardı. Ben de bir hafta sonra yapılacak seçmelere katılmak istiyordum ama bir süpürgem olmadığı için kayıt yaptıramamıştım. Ama artık katılabilirdim ve bu beni mutlu etmişti. Hediyelerimi mutlulukla odama taşıdım ve seçmelere kayıt yaptırmak için listeye ismimi yazmak üzere soğuk koridorlara adım attım.

• • • • • • • • • • • • • • • • • • •

Bugün odamdan çıkmamıştım, aslında çıkmak da istemiyordum. Herkes eşyalarını hazırlamış Noel tatili için saatleri sayıyordu. Benim adıma böyle bir heyecan yoktu. Aslında bu Noel'in hayatımdaki en kötü Noel olduğunu söylemek çok da zor değildi.

Tom'un gönderdiği kitaba elimi bile sürmemiştim. Onu herkes tatil için okuldan gittiğinde okumak için saklıyordum. Hava kararıyordu ve ziyafet saati neredeyse gelmişti. Ziyafete geç kalmamak için Büyük salonun yolunu tuttum. Şu an beni yatağımdan kaldırabilecek tek şey yemekti zaten.

Büyük salona vardığımda inanılmaz güzel bir manzarayla karşılaştım. Tavandan hayali kar yağıyordu, devasa (iddiaya girerim ki yanında bir dağ ifriti bebekten farksız kalırdı) çam ağacı büyülenmiş uçan mumlar ve Hogwarts'daki binaları simgeleyen süslerle donatılmıştı. Çatırdayan şöminelerin yanına dekoratif olarak kocaman hediye paketleri konulmuştu.

Büyülenmiş bir şekilde Slytherin masasına oturdum. O sırada yanıma sarı saçlı, yeşil gözlü, dostça gülümsemesi olan bir çocuk geldi. Bu çocuğu hatırlıyordum, toplantıda tanışmıştım. Adı Abraxas Malfoy'du ve kimse beni dinlemek istemezken o dinlemişti.

"Merhaba Allison. Ben Abraxas"

"Hatırlıyorum" dedim gülümseyerek.

"Bana o masada dostça yaklaşan tek kişiyi nasıl unuturum"

"Ah, o olayı hiç açma. Ama kız karşılığını aldı merak etme" dedi ve göz kırptı. Ben de gülümsedim.

"Sanırım partiye biraz ara verdin"

"Ah evet, arkadaşım içecek almakla meşgul"

Kahkaha attı, ben de kahkahasına karşılık verdim.

"Kendini yalnız hissedersen veya konuşmak istersen her zaman yanımıza gelebilirsin."

Gülümsedim. Bana bu okulda dostça yaklaşan ilk ve sanırım tek kişiydi. Biraz daha konuştuk ve daha sonra arkadaşlarının yanına gitti.

Neredeyse herkes oturmuştu. Birazdan müdür Dippet konuşma yapar ve ziyafet başlardı.

Umarım kısa konuşur diye geçirdim içimden. Hatta belki bugün bir mucize olur ve hiç konuşmazdı? Bunun saçma bir umut olduğunu düşünüp aklımdan hemen savuşturdum.

Dippet en sonunda kürsüye çıktı ve boğazını temizledi. Salonu bir sessizlik kapladı.

"Teşekkür ederim" dedi, bir süre dikkatlerin üzerine çekilmesini bekledi ve devam etti.

"Bu yıl inanılmaz geçti. Binalar arasındaki yarış her zamankinden daha hırslıydı. Ah, sonuçlar şu an elimde. Profesör Slughorn, açıklama yapma onuruna sahip olmak ister misiniz?"

"Tabii ki, tabii ki teşekkürler!" Kürsüye çıktı ve sesini ayarlamaya çalıştı.

"Evet, uzatmaya gerek yok değil mi? Bu yılın binalar şampiyonu..."

"Slytherin!"

Birden masadaki herkes ayağa fırladı ve bağırmaya başladı. Ama sonuçta yıl sonu şampiyonu olmamıştık. O yüzden benim için pek bir anlamı yoktu.

"Pek mutlu gözükmüyorsun"

Tanıdık bir ses duydum. Tom'un sesiydi. Bu sesi nerede, ne zaman duysam tanırdım. Uyurken, binlerce kilometre uzaktayken, hatta iddiaya girerim ölüyken bile tanırdım.

"Senin de benden pek farkın yok"

"Eh" diye devam etti suratını düşürerek, aynı zamanda yanıma oturuyordu.

"Yılsonu şampiyonu olmadık daha, umarım bu kısa başarı öğrencileri rehavete sürüklemez"

"Umarım.." diye mırıldandım. Şu an hiç konuşmak istemiyordum, Tom bunu hissetmiş olacak ki suskunluğa gömüldü.

Slughorn ellerini çırptı ve her yeri yemyeşil Slytherin bayrakları kapladı. Salon yeşile bürünmüştü.

Dippet tekrar kürsüye geçti ve salon tekrar sessizliğe gömüldü.

"Eh, tamam, sanırım hepsi bu kadar. Ziyafet başlasın!"

Masada birden pastalar, kurabiyeler, börekler, meyveler, dondurmalar, hindi, patates ve diğer çeşitli yemekler belirdi.

Tabağıma çok az hindi ve patates aldım. Bardağıma balkabağı suyu doldurdum. Sessizce yemeye başladım. Tom da aynı şekilde tabağına aldığı hindi, patates ve çok az salatayı sessizce yiyordu.

Yemeğim bitince kazan pastası aldım. Uykum gelmişti. Bir an önce yatakhaneye gitmek istiyordum.

"Hediyeler almışsın"

"Evet" dedim, sesim kısık çıkıyordu. Tom ile konuşurken nedensizce kendimi güçsüz hissediyordum.

"Kitabı inceleme fırsatı bulabildin mi?"

"Hayır. Bugün sadece uyudum"

"Yatakta oturup deftere saçma sapan şeyler karalamaya uyumak mı deniliyor? Ah, yeni öğrendim!"

Şaşırmıştım, aynı zamanda da sinirlenmiştim. Ne yaptığımı nereden biliyordu?

"Ne yaptığımı nereden biliyorsun? Beni mi gözetliyorsun?"

"Hayır. Eğer birini gözetleseydim gözetleyeceğim son kişi sen olurdun."

Omuzlarım düştü, haklıydı.

"Ama, benim her yerde gözüm olduğunu söylesem sanırım yanlış olmaz."

Cevap vermedim. Pastamı bitirmiştim. Ayağa kalktım. Bir an önce ortak salona gitmek istiyordum. Tom'un bir şey dememesini umdum, umduğum gibi de oldu. Ve ben de ortak salonun yolunu tuttum.

Çoğu öğrenci çoktan okulu terk etmişti, gitmeyenlerse hala büyük salonda yemek yiyordu. Ben de yatakhaneye çıktım ve yatağıma uzandım.

Daha sonra içimden bir ses kitabı karıştırmamı söyledi. İçimdeki sesi sevmesem de dediğini yapmaya karar verdim.

Tom'un "hediye ettiği" kitabı elime aldım ve sayfalarını karıştırmaya başladım. O sırada yatağıma bir not düştü. Yavaşça notu açtım ve okudum.

"Sırrı çözdüm."

Not bundan ibaretti. Notu kenara koydum ve kitabı karıştırdım. Kitapta kayda değer bir şey yoktu.

Salazar Slyherin'in ne kadar müthiş olduğunu, bulanıkların büyücülüğe leke sürdüğünü anlatan bir kitaptı. Salazar Slytherin'in yazmış olma olasılığı çok yüksekti. Çünkü bir insan yalnızca kendini bu kadar övebilirdi. Kitabın sonundaki cümlede de şöyle yazıyordu.

"Umarız ki Sırlar Odası efsanesi gerçektir, işte o zaman büyücülüğün üzerine sürülen lekelerin ortadan kalkması için Slytherin'in yıllar önce yaptığı söylenen kutsal plan işler, ve büyücülük dünyası hakettiği saygı değer düzeye gelir"

Kafamı toparlamaya başladım. Slyherin Muggle kökenli olanların, yani bulanıkların büyücülüğe leke sürdüğünü düşünüyordu. Ve son cümlede de Sırlar Odası şayet varsa, o zaman büyücülüğe sürülen lekenin kalkacağı yazıyordu. Bu demek oluyordu ki Sırlar Odası'nda her ne varsa veya açılınca her ne olacaksa bulanıkları yok edecekti.

Kulaklarım uğuldadı. Başım dönüyordu.

Kendi kendime tuzak kurmuştum.

Ben bir bulanıktım. Ve eğer Sırlar Odası açılırsa, hayatta kalmam için hiçbir sebep yoktu.

Continuă lectura

O să-ți placă și

12.8K 1.1K 36
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
118K 13.1K 51
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
16.8K 4K 27
+82 10 1311 5960: Hamileyim. JJK: Kimsin?
152K 15.6K 29
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️