BEREMİR

By busra_chngr

126K 2.2K 315

Kaçırıldım, savruldum, zindanda çürümeye yüz tutuldum... İhanetti hepsi bunlar. Gerçek sevginin olmadığı yer... More

TANITIM
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bolüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bolum 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bolum 28
Bölüm 29
TIK-TIK-TIK💨
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
DUYURU

Bölüm 30

1.8K 43 1
By busra_chngr

(ŞURAYA BİR HADES BIRAKALIM 😍❤️😂)


Kapı çalındığında sarsılarak gözlerimi araladım. Hades gittikten birkaç saat sonra duş almış, kendimi geri uykunun güzel kollarına atmıştım. Içeriye giren Senayı bulanık gören gözlerim yanındaki kişiyi fark etmemişti. Sena

" inanamıyorum sana Beremir! Hala hazır değil misin?"

Yine nereye gidecektim. Kollarımı bile kaldıramaz haldeyken boğuk çıkan sesimle

" çok halsizim Sena"

daha önce duymadığım bir ses

" Halsizlik için iksir hazırlayabiliriz"
Sena karşı çıkan ses tonu ve biraz da şüphe ile

" Iksir yapmak sadece sağlık alanında kullanılır hekimler tarafından. Eğer yaptığımız öğrenilirse... "

yanındaki kız hızlıca cevap verdi

" Kızın halini görmüyor musun? " eli alnıma dokundu.


"Ateşi yok ancak çok ruhsuz görünüyor. " alnıma düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına koyduğunda yumuşak eller sayesinde yeniden uykuya dalacak gibiydim.

" çok güzel bir kız. Başına gelen şeylerin onu yıprattığı çok açık" Sena sertçe omuzumdan sarstığında yatağımda doğrularak Sena'nın yanındaki kızı incelemeye koyuldum. Bizim giyinişimizden çok farklı, honorslar gibi istediğini giyinebiliyordu. Saçlarını iki yandan topuz yapmış renkli külotlu çorap ve mini etek giyiniyordu. Yüzü gerçekten çok güzeldi. Elini bana doğru uzatarak

"Ben Dimitri..."

elini sıktığımda bu sefer ismimi söylemeye gerek duymadım

" memnun oldum Dimitri"

Dimitri Sena ile birlikte yatağımın kenarına oturdu.

Memnuniyet dolu ve biraz da Heyecanlı bir sesle

" Çok teşekkürler. Bir zamandan sonra kendimi soyutlamaya başlayabilirdim"dedi.

Sena ellerini çırparak
" Teşekkürün sırası değil operasyon başlasın. " heyecanla

" Ee... Ne yapıyoruz şimdi? "

Sena çekmeceleri mi karıştırdıgın da anlamsızca ona baktım. Bir parfüm şişesini çöpe boşalttığında içine su doldurup Dimitranın eline verdi.

Dimitra gözlerini kapadığında mırıltıyla bir şeyler söyledi. Şişe pembemsi, morumsu parıldamaya başladığında hissediyor gibi sesini bu kez biraz daha yükselterek büyülü kelimeler söylemeye başladı.

" efuse agomdi lera. Efuse agomdi lera, efuse agomdi lera..." şişenin ışığı söndüğünde hayranlıkla dimitraya baktım. Gözlerini aralayıp yavaşça bana bakarak kocaman gülümsedi.

" sihir yapmayı özlemişim"
ben de mutlu olup heyecanla gülümsedim.

Bana doğru uzattığında bakışlarım Sena'ya döndü şüpheyle
" parfüm şişesini iyi yıkadığına eminsin değil mi? "

Sena da gülmeye başladığında şişeyi kafama diktim. İçimde ağrı hissettiğimde kusacak gibi oldum. Bu kadar güzel parıldayan şişeden tatlı bir tat bekliyordum ancak tadı berbattı.

Dimitra pişmanlık biraz da tatlı bir ifade ile
" sanırım tadını söylemeyi unutmuşum"

" Imm... Tadı Berbat değil" gülümsedim
" tadı berbattan da öte felaket. " vücuduma sanki enerji aktive etmişlerdi. Daha rahat nefes alıyor hiç bir yerimde Ağrı veya sızı yoktu. Yataktan inip zıplamaya ve esneme hareketleri yapmaya başladığımda eteklerim zil çalıyor diyebilirdim.

" Bu bir mucize" diye hayretle dimitraya baktığımda Sena ile bakıştılar ardından ikisi de kolumdan çekerek sandalyeye oturttular.

Sena

" asıl mucizeyi az sonra göreceksin " sandalyemi aynanın olduğu ters tarafa çevirdik.


Dimitra eliyle göz altlarıma dokundu. Daha doğrusu göz çuvallarıma. Elinin her dokunuşunda acıdan ziyade tatlı, sinek ısırığı tadında karıncalanma oluyor. Kaşımamak için kendimi zor tutuyordum.

Dimitra ihtiyatlı ses tonuyla
" dudaklarının doğal rengi güzel, bozmak istemiyorum ancak dudaklarını kemirmeyi bırakmalısın" gülümsediğimde eli dudaklarıma gitti. " Epope Rose" baş parmağı ile okşadıktan sonra elini boynumdan yüzüme götürerek"cekhalimu rabenays" s harfine bastırması içimi titretti. Sena araya girerek" göz açıklığını da unutmayalım "
dimitra kıkırdayarak" excayna rakkoid" dedi. Her nedense söyledikleri yabancı gelmiyordu.

" gözünü açabilirsin" dediğinde ortamdaki etkiyi bozmamak adına yavaşça gözlerimi açtım. İkiside hayret ifadesi ile bana bakarken dimitra üzerimde yarattığı etkiden memnun gibiydi. Sena açık mavı bir balo elbisesi getirdiğinde gözümü elbiseden ayıramadım.


" Bu çok... Çok güzel" elbise bel kısmı korseli alt kısmı prenses etekti.
Sena" sen daha güzelsin" gülümseyerek Sena ya baktım
" ne gerek var ki?" diye sordum. Dimitra sıkıntı ile nefes verdi
" nasıl ne gerek var"

elbiseyi Sena'nın kolundan yırtarcasına alıp koluma atarak arkama geçip kıyafet odasına sürüklemeye başladı. Kıyafeti üzerime geçirdiğimde darlığı yüzünden nefes almakta zorlanıyordum. Yine de yaşıyordum. Fermuarını çekerken fark ettiğim sırt dekoltesi çok açık değildi. Elbisenin darlığından olsa gerek beni sevindirdi. Elbise ile uyumlu olacağını düşündüğüm takıları taktıktan sonra odadan dışarı çıktım. Sena ve dimitra aynı yüz ifadesine bürünüp bakışlarını üzerimden ayıramıyorlardı.

Dimitra" güzelliklerine güzellik kattığım en güzel kişisin"

" Honorsların yanında o kadar güzel sayılmam" dediğimde Sena sinirle yumruk yaptığı elini havaya kaldırdı" şunu görüyor musun Beremir. Bu yumruğu kafana yersin ve bu kez dimitra bile Düzeltemez" kahkaha atarak aynaya döndüm" abartmayın kızla... " derken sözüm boğazımda düğümlendi. Anne eğer beni duyuyorsan kızın şu an gerçekten de tanrıçaya döndü
" Yazık oldu bu kadar hazırlandıgıma" dimitra Sinsice Sena'ya baktı
" ne oldu?" diye sorduğumda Sena

" ziyafete gidiyorsun tatlım"


*****

Ne kadar reddetsem de zorlamaları bir o kadar artıyordu.

Dimitra
" Hades Efendimiz benim çıktığımı duyduğunda ve senin çıkarttığını duyduğunda biraz sinirlenmiş ama bana değil yanlış anlama... Senin söz hakkın olduğunu düşünmüyormuş. "

" yani" diyerek onlara baktığımda

Sena

" Yani anlayacağın seni ziyafete gönderirsek Dimitra bir daha zindan yüzü görmeyecek"

Dimitra

" göndermezsek zindana gireceğim" diyerek bana seçim hakkı sunmamışlardı.

Ziyafet verilecek yer Küçük Saraydaydı. Atlı arabadan gördüğüm kadarıyla herkes oldukça hazırlanmış en güzel kıyafetleri ile gelmişlerdi. Arabanın içerisinde bir insan muhafız ve ben vardım.

Camdan bakışlarımı ayırıp muhafıza döndüğümde

" bu ziyafet ne için biliyor musun?" diye sordum. Muhafız

" yıllardır izini sürdüğümüz son pardogorat öldü."

"Pardogorat?" dediğimde

" çok büyük bir yaratık ölmesi ancak eski kadim büyü sayesinde olur. Efendimiz son Pardogoradı öldürdü tehlike ortadan kalktı. Siz merak etmeyin efendim." başımı Evet anlamında aşağı yukarı salladım.

Arabadan indiğimde küçük sarayda honorsların yemek yediği köşkün önündeydim. Etrafta honorslar geziyor ve ilk defa bana bakarken bir pislikmişim gibi bakmıyorlardı.

Gülümseyerek başımı dikleştirdim.

Genişlemesine devasa olan kapı iki yandan açılmaya başladı .O anda tam bir adım atmıştım ki adım söylenmeye başlandığında ne kadar şaşırsam da belli etmemeye çalıştım ve gururla gülümsedim.

Baloda gördüğüm yaşlıca adam elindeki bir cihaza bağırarak

"Karşınızda tartarusun büyük kudretli efendimizin tanrıça adayı" içeriye doğru yürürken honorslar reverans yaptıklarında neredeyse Küçük dilimi yutacaktım herkes koca bir yol ayırmış , yolun ucundaki Hadesin yanındaki sandalyeye geçmem bekleniyordu.

Ben de kapının önünde Reverans yaptığımda sandalyeye doğru yürümeye başladım. Hadesi hissedebiliyordum ama o tarafa bakmak istemiyordum çünkü bakışlarıma geri ondan ayırabilirmiydim bilmiyorum.

Sosyalleşme fobim mi vardı bana mı öyle geliyordu ?

Lanet olsun. Ah ...Tamam derin bir nefes aldım . Bunu yapabilirim başımı kaldırdım ve hala herkesin bana doğru bakmakta olduğunu görünce tüm cesaretim tuzla buz oldu. Herkes masasına oturmuş kendi İşine dönerken stresten dudaklarımı kemiriyor ,tırnaklarımı avuç içime bastırıyordum.

Hadesi görmem ile göz göze geldik takım elbisesi tarzında giydiklerinin içinde Siyah Kuğu gibiydi sadece yakışıklı demeyi çok isterdim ama o çok güzeldi. Tanrım gözlerimi ondan ayıramıyorum . O ise gri halkalarını benden uzaklaştırıyordu.

Gözlerim dudaklarına kaydı ve gerçekten de 19 yıldır asla aklıma gelmeyen bir şekilde kendime bu dudakları öpmenin nasıl hissettirdiğini sordum. Şimdi imkanım olsaydı ellerimi başımın iki yanına yerleştirir ve "tanrım" diye mırıldanırdım. Bana neler oluyor? Tamam Ellerim ve başım arasındaki olayı gerçekleştirmeye imkanım olmayabilirdi ama en azından kendimi sorgulamaya imkanım vardı .Bu yüzden ciğerlerimde sıkışan nefesi hafifçe boşaltırken yürümeye devam ettim.

Uzun masa boyunca 6 sandalye vardı.. Hades in yanına geçmek için hazırlanırken sandalyenin çekilmesi ile çeken kişiye baktım.

Canrüba.

Sinsice bana sırıtarak oturduğunda sinirlerim gerildi. Bu kızı görmemle yüzüne kusasım geliyordu, erkeklerin aksine. Canrübanın yanına oturmak istemiyordum. Diğer honorslara baktığımda Alina yı görmemle yanındaki boş sandalyeye doğru yürüdüm. Alina şaşkınlıkla bana bakıyordu

"çok güzelsin Beremir. Inanamıyorum. "

" teşekkürler" diyerek gülümsedim.

" efendimizin çok iyi karşılayacağını sanmıyorum." fısıltı ile konuştuğunda anlamayarak ona baktım

" yani burada oturduğun için" Hadese bakarak sözlerine devam etti" çok sinirli bakıyor" Hadese baktığımda yine gözlerimiz birleşti. Vücudumdaki karıncalanmayı bastırıp Alinaya döndüm

" O hep öyle bakıyor"

Alina

" anladım" diyerek önüne döndü.

Exaltlar Hades in oturduğu masaya oturmuşlardı. Hadese bir kez daha baktığımda exaltlarla konuşuyor ,hatta inanamıyorum. Gerçekten inanamıyorum... Canrüba ile gülüşüyordu. Beynimi işlevini yitirmiş Sol Yanım ağırlaşırken İçimdeki yorgunluk hissi dışarı vurur gibi oldu.

Sandalyemi sertçe geriye ittiğimde bütün yüzler bana döndü. Umursayacak havamda değildim. Bir gücün beni sertçe sandalyeye otutturduğunda Hadese baktım. Dumanımsı gözleri yine Siyahın en koyu rengine dönmüştü. Onların birbirine gülüşlerini zorla izleyemezdim. Canrüba hadesin ağzının içine girmişken ,Cansu da yalakalık yapıyordu. Mantığım aptallığımı bastırdı aynı mantık bana kendimi ayakta tutmak için bir çeşit komut verdi. Bu yerine getirilmesi bir hayli zor bir komutu. Zira bacaklarım tir tir titriyor ve midemden yukarı berbat bir safra tadı yükseliyordu. Bu aralar çok sulu göz olmuştum. Artık Ağlayamazdım. Derin nefesler eşliğinde kendime geldiğimde elimde tuttuğum çatal ile yemeğimle oynamaya başladım.

Alina

" iyi misin" başımla onaylayarak" Evet iyiyim" dedim. Kesinlikle iyi değildim. Alina

" senin kadar güzel olmayı çok isterdim. Bütün erkek honorslar sana bakıyorlar"

Hadese bakmaktan etrafa göz atamamıştım.

Canrüba ve Cansu kadar güzel bir ikili varken honorslar gerçekten de beni izliyorlardı.

Sarışın erkek honorsuyla göz göze geldiğim de yan ağız sırıtarak göz kırptı. Bakışlarımı ondan kaçırarak tabağıma bakmaya devam ettim. Oluşturulan büyük alanda çiftler ayaklanarak dans etmeye başladılar . Klasik müzik eşliğinde yapılan bu dans gerçekten de güzeldi . Yanımda sert bir erkeksi koku hissettiğimde bakışlarım yanıma kaydı.

Yemekte bana göz kırpan sarışın çoçukdu. "Selam" diyerek gülümsediğinde .

Göz devirip "Sana da selam " diyerek önüme döndüm . Sarışın çoçuğa arkadan biri çarptığında refleks olarak kollarından yakaladım . Kıkırdayarak doğrulduğunda çarpan kişiye döndü.

Emrys dı.

(Emrys ve Aaron ❤️❤️❤️bu ikli olmadan bir kitap tamamlanamazdı 😍)

Emrys sırıtarak "Upps!" dedi. Sarışın çoçuk

"Dostum ortamı mahfetmekten haz alıyorsun değil mi?"

Emrys ağzı kulaklarında gülümseyerek bana baktı

"Bakma buna ,gözüne seni kestirmiş. Boşta kalmış . Boşta..." ardından gizli bir şey söylermişçesine sağ eliyle sol dudağının kenarını kapatıp sarışın çocuğun yüzüne eğildi. Duyabileceğim bir fısıltıyla

"Dostum seni büyük bir beladan kurtarıyorum sen bana bırak " Sarışın çoçuk Emrysın omzuna sertçe geçirdiğinde

"Beremirden yediğin dayak az geldiyse ... Hani " yumruğunu yüzüne doğru salladığında

Emrys ürkek tavır takınarak

"Tamam patron kız senindir "

Onların tatlı atışmalarına gülerken ,başımı yeniden dans edenlerin tarafına çevirdim .

Sarışın çocuğun omzu omzuma çarparken yerinde öne geriye sallanışlarını hissedebiliyordum.

Emrysta sinsice sırıtarak ikimize yandan bakıyordu.

Sarışın çocuk

"Aaron "

"Pardon ... ney?

"Aaron... Adım Aaron "

"Ah ! Afedersin . " Elimi uzatarak "Memnun oldum Aaron " dedim.

Uzattığım elimi sıktığında geri çekmeme izin vermeyerek elimi tutup reverans yaparak

"Tartarusun en güzel kızıyla dans edebilirmiyim " dedi .

Gülümseyerek onaylayacaktım fakat elimin sertçe çekilmesiyle neye uğradığımı şaşırdım.

Hades ateş çıkaran bakışlarıyla Aarona bakıyordu.

Bakışlarından ben bile rahatsız olmuştum .

"Başka sefere dans edersin " diyerek küçümseyici bir bakış attı

"Bugün benimle"

İçimden bir ses 'keşke ölene dek senle ' desede sinirlenmeden edemiyordum.

Elimden çekiştirerek dans edenlerin içine sokup bir anda ellerini belime koyduğunda neredeyse ölecektim. Müzik sağır edici bir seviyeye geldi. Belki bunu ben hayal ediyordum ama sanki biz salındıkça insan kalabalığı yarılıyor ve kaosun ortasında bize yer açıyordu.

Sinirli gözükmeye gayret ederek

"İzin alman gerekmezmiydi . Belki rededecektim " diyerek bakışlarımı ondan kaçırmaya çalıştım.

"Benim tabirimde redetmek diye bir tevazu yok"

Sinirle gülerek

"Ah! Senin tabirinde ne geçiyor peki" diye sorduğumda

"Benim kurallarım geçiyor şimdi sus . Ağzını açarsan seni kurbağaya çeviririm"

Tam bir şey diyecektimki bakışlarından ciddiliğini anlayıp sustum.

Bu basit konuşması bile bana bir şarkı gibi gelmişti .İçimden bildiğim tüm küfürleri ediyordum. Genç kız sendromlarına yakalanacak son kişiydim ve sadece basit bir etkilenmeydi bu.

Nasıl dans edildiğini biliyordum ama bu dans farklıydı. Bir damla ter ensemden aşağı kaydı. Her şey bittiğinde mükemmel yapılan makyajımdan eser kalmayacaktı.

Hades bana baktı ve dudakları oynadı. Hayatım üzerine yemin ederim ki ne dediğini anlayamamıştım . Aramızda bir santimetreden az mesafe vardı ve her ne kadar geri çekilmek istesem de etrafımızda duvar oluşturmuş insanlar yüzünden hareket edemiyordum.

Ellerimi boynunda birbirine kenetldim ve oda ellerini belimin etrafına dolayıp ritme ayak uydurmaya başladı . Acemice ona ayak uydurmaya devam ettim. Aramızdaki bir santimetrelik mesafeyide korumaya çalışırken tam bir ahmak gibi göründüğümün farkındaydım.

Yinede Hades in umrunda değil gibi görünüyor yok edici bakışlarla bakıyordu. Yüzünde cesaretlendirici bir gülümse vardı. İçimde bir şeyler eridi ve bu saçmalıklar başladığından beri ilk defa gerçekten eğlendiğimi hissederek gülümsedim.

Etrafımızdaki birçok kızın gözü onun üstündeydi ki özellikle Canrübanın ama o bunun farkında değildi, yanlızca bana bakıyordu. İlk başta bu anlamsız bakışına anlam verememiş bir halde başka tarafa bakma şansım olup olmadığını düşündüm ama sonra rahatladım ve kendimi müziğe bıraktım. Ona bakmaya devam ettikçe , kızların neden kıskançlıktan kızardığını anlamaya başladım . Bana bakışı ,hareketleri ve loş ışık altındaki bedenlerimizin arasındaki çekim büyüleyiciydi.

Alnımı alnına dayadı ve bir anlığına kendimi Hadesin bakışalarının gercek olduğuna inandırdım.Parmak uçlarını çeneme dokundurdu ve ne olduğunu anlayamadan dudaklarımın kenarından hafif bir buse kondurdu.

Adını telaffuz etmek bile ben de tarif edemeyeceğim his uyandırırken şu anki yakınlığımız kolarının arasında kül olmama neden oluyordu.

Bir anda güzel varlığından beni mahrur edercesine bedenını benden ayırıp gittiğinde kokusunu burnumda ve içimde hissedebiliyordum . Etraftaki yüzler hayret , kıskançlık ve birazda hasetle bakıyordu.

Kendimi aralarında yalnız hissederek yerin dibine girip kaybolmak istedim. Hades ortadan kaybolmuş görünüyordu .

Alinanın şaşkın ifadesiyle bakan yüzünü aldırmaksızın yanına gidince heyecanla bağırdı

"Seni öptü!!"

"Hşşt!" diyerek azarladığımda elleriyle ağzını tedirgince kapatıp gülümseyerek etrafa göz gezdirdi .

"Ay .. inanamiyorum . Ne heyecanlı bir geceydi"

Alinanın yanıda biraz daha vakit geçirdikten sonra sıkılmaya başladığımda ayaklanarak çıkacaktım ancak Köşk duvarının yarısını tamamen kaplayan mozaik cam kırılmasıyla cam parçacıkları ortaya saçıldı. Herkes çığırış eşliğinde "pardogorat!!" diye bağırırken etrafta kargaşa çıktı. Hades etrafta görünmüyordu.

Yaratığı sadece arkasından görebiliyordum. Yaratığın görmesinin verdiği korkuyla geri geri gitmeye başladım . Canavarın boyu köşkün içine sığamayacak kadar büyüktü. Attığı her adımda etrafı yıkıyordu. Honorslar güçleri ile bir şeyler yapmaya çalışıyordu ancak bir işe yaramıyordu . Pardogorat kafası ejderden ve gövdesi yılan derisine benzeyen , kanatlarını her çırpışında yeri sallayan korkutucu bir yaratıkdı.

Üçgen irisleri hiddetle bana döndüğünde bağırmaya başladım. Üzerime doğru gelirken biri kollarımdan çekip arkasına aldı Hades

"arkamda dur" yaratık ağzını üzerimize geçireceği sırada korkarak bağırdım. Hades beni arka tarafa ittiğinde yere düştüm. Cam parçacıkları altımda ezilirken dirseğim kanamaya başladı . Hades benden uzaklaşmış olabildiğince Pardogoratı köşkün içinden çıkarmaya çalışıyordu . Honorslar ellerinden geldiğince güç uyguluyor ancak bir fayda sağlamıyordu.

Hades

"aforos pixeltia" diye bağırdığında Yaratık gücün etkisiyle önüme düştü ancak yok olmamış büyü yaratığı ıskalamıştı . Çünkü yaratık yerinde durmuyor etrafa kükrüyordu. Yaratığın kafası bana dönük gözü kapalıyken ayağa kalkamıyor ,dizim titriyordu Pardogorat bir anda çılgınca bana bakarak bağırdığında Köşk üstümüze yıkılıyor sandım . Her şey bir anda gerçekleşiyordu.

Göz ucuyla görebildiğimde Hades ve Usta hocalar exaltlarla beraber yanıma geliyordu .Pardogorat ağzını üzerime Kükrer bir biçimde açıp ateş püskürteceği sırada İçimden gelen devasa güçle elimi havaya kaldırıp istemsizce

"Hayır!!" diye bağırdım . Ateş hava su toprak ve belirleyemediğim gri sisli bir duman yaratığa hücum ettiğinde gözlerimi sıkıyor çığlık atıyordum. Elimden çıkmayı bırakan güç vücudumu ayakta tutmaya diretiyor ve bu kez bedenimden ışık hızıyla çıkıyor etrafa saçılıyordu. Başımı iki elim arasına aldığımda nefes alamıyordum .Canavarın Külleri etrafta uçuşurken soluk borum tıkanıyordu . Bedenimden yayılan güç etrafta koruma kalkanı yaratırcasına bütün köşkün içini kaplarken büyük bir güç patlaması eşliğinde kulakları sağır edecek derecede bir ses yayıldı etrafa. Hadesin sesini en yumuşak halini duyduğumda dolu gözlerle başımı zorlayarak kaldırıp ona baktım

"Beremir" ilk defa adımı bu denli kullanıyordu .

Hades karşımda duruyor, yüzünün şaşkınlığı beni bile esir alırken az önce olanların şok edici ifadesi herkesin yüzünde donup kalmıştı.

*****

YAZANA KADAR CANIM ÇIKTI UZUN BİR BÖLÜM OLDU ❤️❤️❤️👏

YAZIM YANLIŞI OLURSA KUSURA BAKMAYIN...😘

DÜŞÜNCELERİNİZİ YORUMDA BELİRTİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM😍

VOTELERİ DE UNUTMAYIN 😘

SİZLERİ SEVİYORUM CUMAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE 😍

İYİ OKUMALAR❤️❤️❤️👋

Continue Reading

You'll Also Like

29.4K 4.4K 38
Memur bir kızın çözmesi gereken vaka için gittiği ormanda karşılaştığı şeylerin hayatını değiştirmesine sebep olmasını anlatan bir kurgudur Alıntı; O...
2.5M 103K 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofre...
252K 22.4K 42
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
3.9M 241K 75
Mühür taşı gerçek mührüne kavuştuğunda kıyamet kopmalıdır. Her kıyametin sonunda, yitirilen hayatlar olur. Bu şeref hangimize ait? •Parmağımı...