Bölüm 23

1.2K 49 2
                                    

Senadan;

"Hey hermes "

Ah yine nerede bu ?Kesin yine başka kızlarla konuşuyordur.

Yerde sürünen kabarık eteğimi iki yandan çekiştirerek sarayın balkonundan sarkıyordum.

İnce topuklu ayakkabım yerde aşındığında neredeyse balkondan aşağı düşüyordum.

Hermesle evlenmeden sakat kalma gibi bir niyetim yok tabı yarına kadar iyileşecektim fakat yarın düğünümüz vardı topal bir gelin olmak istemem .

Hele ki Hermesin peşinden koşan o fırsatçı kızlara yol açmak istemem .

Korkuyla çığırışlarım ardından bir kol aniden beni duvara yapıştırdı.

Daha ne olduğunu anlayamazken yerimde kalakaldım .Reflex olarak kapanan gözlerimi bir hışımla açtığımda karşımda dünyanın en güzel yuzu duruyordu.

Hermes , benim aşkım.

Sesimden çıkan ani nidalarla

"Ah Hermes , hayatım. Beni korkuttun"

Hermes yüzüme karşın eğilerek burnuma masum bir öpücük kondurup geri çekildi ve bir asil soylu aksanıyla yanıma yaslanıp

"Heyecanı severim . Hayatım.."dedi.

Ona ne fenasın bakışlarımı ileterek içeriye ona yüz vermeksizin cilveyle yürüdüm.

Arkamdan gelen o ses

"Heralde düğünümüzden önce sakat kalmayı düşünmüyordun "

Yanıma koşuşturarak

Tatlı bir sempatiyle

"Balkonda ne işin vardı senin hemde oyle sarkarak "

Kesin onu aradığımı biliyordu.

Elbiseleri katlayıp dolaba yerleştirirken

"Hiç... dalıvermişim . Hani yoksa seni kızlarla yakalamak istememden değil"

Hermes parmaklarını şıklatıp

"Demek o yuzden Sena hanım"

Ona tersleyici bakışlarımı göndermek isterken içeri giren Meryem laflarımı ağzıma tıktı.

Meryeme sinirli bakışlarımı yollarken Meryem sinsice kıkırdamakla yetindi.

Hermesin karşısında eğilerek

"Hades efendimiz buradalar sizi emrediyor " dedi.

Hermes yüzüme bakmaksızın koşarak efendisinin yanına gitmeye koyuldu.

Odadan çıktığında derin bir nefes verdim . Bu adamın yürüyüşü bile içimdeki kelebeklerin uçuşmasını sağlıyordu.

Yatağın kenarında Hermesin kılıcını gördüğümde içimden "ah... deli çocuk , bir gün kendini de unutacak" diye geçirdim. Kılıcı kaptığım gibi efendimiz Hades'in taht odasına gitmeye koyuldum.

Kapı aralıktı.

İçeriye girmem pek hoş karşılanmayabilirdi.Kapının önünde bekledim .

Efendimiz Hades

"Hermes bu önemli bir görev ve sana bahşedildi"

"Evet efendim haklısınız"

"Yarın güneş doğmadan dünyaya gideceksin . Hazırlıklarını yap "

"Bu koruma görevini bana bahşettiğiniz için teşekkürler efendim."

Hermes odadan çıkıp kapıyı kapattı. Beni görmesiyle güller açan yüzü adeta kor misali söndü.

Kafamdaki düşüncelerden arınırcasına Hermese bakındım . "Efendimiz neyden bahsediyordu Hermes ?"

Hermes hiçbir şey demeden bana bakıyordu.

"Burada konuşamayız. Terasa çıkalım"

Terasa çıkarken hızlı adımlarla benıde arkasından sürüklüyordu.Açık havayı soluduğum gibi Hermes'in kolunu çekiştirdim.Sorumu tekrarlayarak

"Neyden bahsediyordunuz?"

Hermes aklındaki düşünceleri kelimelere dökmeye çalışırken mahrur gözleri beni buldu .

"Üzgünüm Sena " Bu sözleri kabul edemezdim . Soğuk hava içimi titretti.

"Anlamıyorum " dedim.

Hermes;

"Efendimiz bana önemli bir görev verdi Sena ... " duraksadı ardından sözlerine devam ederek gözlerimin içine baktı

"Yarın dünyaya gideceğim "

sözünü keserek

"Peki ama düğünümüz"

Hermes iç geçirdi

"Zaten ömür boyu buradayız Sena . ..Seninle itaatsizlik yapıp burada mutlu olamayacağımızı biliyor olman gerek ."

"Bunları söylemek için bu günümü bekledin " Gözlerimin dolmasını gizlemek istercesine yüzümü ondan yana çevirdim.

"Düğünümüzden bir gün önce mi ?"

"Üzgünüm Sena diyecek hiçbir şeyim yok. Elimde olan bir şey değil . İtaatsizlik edemem "

elimi tutan elleri gevşeyerek bıraktı.

"Beni bekleyebilirsin ... Öyle değilmi ?"

Başımı iki yana salladım . 'hayır Hermes hayır 'fısıltılı söylediğim cümlelere karşılık Hermes terası terk etti .

Elim ağzıma giderek hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım .

Elveda bile diyememiştim.

*

*

BEREMİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin