Çok derin bir sessizlik hakim
İçten ve samimi bir sessizlik
Duvarları kaplamış bu karanlık
Sonu hiçbir zaman belli olmayan
Bir çığlık inletir yüce cihanı
Dağlar taşlar bi çare
Titrer bütün cihan
Hasret dolu bu çığlığa
Ve sessizlik iyice derinlere gömülür
Ama yok etmek kimin haddine
Yanmayan bir yürek
Buz tutmuş bir beden içinde
Topraklar atılır, tahtalar çakılır
Ama hangi güç ses olacak bu bedene
Ruhsuz insanlar sarmış dört bir yanı
Bunlara ses olmak kimin haddine
Bedenin dört bir yanında çıkmış bir savaş
Sonu gelmez artık beden sona ermeden
Silah yok, kan yok, içten bir çöküş
Bu yıkımı durdurmak kimin haddine
Gözler yollara düşmüş artık sonu gelmez
Fikirler hep dağların arkadaşına saklananda
Can bedene sığmaz artık bu cihanda
Bu dağılmayı durdurmak kimin haddine
Kalem kırıldı, mürekkep bitti artık
Yazacak söz söyleyecek kelime kalmadı
Kelam edecek ne yürek ne derman kaldı
Burada söz söylemek kimin haddine
Onunla yanıp tutuşan bu beden
Çaresizliğe buz tuttu artık
Ağaç yok, hayat yok bu yerde
Buralarda yaşam olmak kimin haddine
Sevgiye inancı sessizliğe gömüyor
Durduran yok, müdahale eden yok
Bu yok oluşa söz söyleyen kimse yok
Bu parçalanmaya dokunmak kimin haddine
Karanlık dünyasında doğmuyor güneş
Parlamıyor yıldızlar, gülmüyor ay
Kapkaranlık gecelere mum olmak yok
Bu gezegene ateş olmak kimin haddine
Zaman doldu, saat geldi artık
Son nefesinde hep bir hasret, hep bi çare
Bu mazluma bi yardım eden yok
Ona can vermek kimin haddine
Giden gitti artık bu cihanda
Arkasında küçük yakarışlar
Günler sonra bitti hatıralar
Onu hatırlamak kimin haddine.