Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)

By Darkparadise168

33.1K 4.3K 3.1K

Natsu aralarına yeni katılan Lucy'nin bir yalancı olduğunu anladığında ondan kendini açıklamasını ister. Lucy... More

1.Bölüm (Kapan)
2.Bölüm (Yardımsever)
3.Bölüm (Özür)
4.Bölüm (Eğlence)
5.Bölüm (Gergin)
6.Bölüm (Test)
7.Bölüm (Nostalji)
8.Bölüm (Ölçü)
9.Bölüm (Eğlence)
10.Bölüm (Hisler)
11.Bölüm (Biz)
12.Bölüm (Aşk)
13.Bölüm (Dost)
14.Bölüm (İlişki)
15.Bölüm (Dinlenme)
16.Bölüm (Şüphe)
17.Bölüm (Sabır)
18.Bölüm (Takıntı)
19.Bölüm (Değer)
20.Bölüm (Çikolata)
21. Bölüm (Kıyafet)
22.Bölüm (Hediye)
24.Bölüm (Utangaç)
25.Bölüm (Huysuz)
26.Bölüm (Korku)
27.Bölüm (Anıt) FİNAL

23.Bölüm (Kedi)

1K 102 97
By Darkparadise168

NATSU

Bakma, bakma, gözlerini kaçır bir şey yap ama sakın ona bakma. Kahretsin, fazla güzel gözlerimi alamıyorum. Neden ben? Neden ben? Tanrım bu bir ödül mü yoksa ceza mı? Ne yapmalıyım?

Bana bakıyor, bir şey söyle, bir şey söyle. Aptal gibi gözlerini oraya buraya çevirip durma, az erkek ol! Sorun da erkek olmam zaten! Aah, yapamam! Cidden düşer bayılırım buraya, her yer kan gölü olur, hastanelik olurum.

Ama çok gergin görünüyor, sustuğum için kızmış olmalı. Surat ifadesi gittikçe yargılayıcı bir hal alıyor, üstelik utanıp göğüslerini kapatmaya çalışması da hiçbir işe yaramıyor. Sersem kız, ona o şekilde onları sıkıştırmaması gerektiğini söylemiştim.

"Natsu?" Kedi olması gereken oyken kediye dönen benmişim gibi uysal bir sesle "Hay!" demiştim hiç düşünmeden.

Çekinerek "Yakışmamış mı?" diye sorduğunda gereğinden fazla çekiciydi. 'Bu kadar güzel olunur mu insafsız' diye bağırmamak için kendimi çok zor tutmuştum.

Havalı görünmeye çalış, sakin ol. Öküz gibi bakma kıza, gözlerini göğüslerinden uzak tut. Yanına yaklaşırken aklımdan geçen şeyler bunlardı ama yapması düşünmesi kadar kolay değildi, gerçi düşünmesi bile kolay değildi bunun.

Gözlerine bak, gözlerine bak. "Hayır, çok yakışmış. Hatta fazla yakışmış." Koluna dokunmak istedim ama teni tenime değerse mahvolurum diye korkup saçlarına dokundum onun yerine.

"Bunu giyeceğini gerçekten düşünmemiştim." Kocaman gülümseyerek "Beni çok mutlu ettin." dedim. "Bu kadar düşünceli bir sevgilimin olması kalbimi güm güm ettiriyor."

Ya da kedi gibi giyinen bir sevgilimin olması desek de olur, tüm kanımın bedenimden çekildiğini hissettiğim doğrudur çünkü.

"Ah, öyle mi?" Şaşkınlıkla üzerine bakıp "Bununla bu kadar mutlu olacağını düşünmemiştim." demişti. "Ben sadece benimle eğleniyorsun sanmıştım." Kafamı deli gibi iki yana sallayıp "Asla." dedim.

Tebessüm ettikten sonra etrafa bakınmaya başlamıştı, ben de ona bakınmaya başladım tabii ki. Dayan burnum, hepsi geçecek. Kedi kulakları ve kuyruğu fazla tatlıyken, geri kalan her şey benim için adeta bir meydan okuma gibiydi.

Yutkundum çünkü bu benim kalbim için hiç iyi değildi. "Sofrayı toplamışsın, sanırım gitttikçe hamarat biri oluyorsun." Sesi hep bu kadar güzel miydi?

Sözleri sanki bir mırıltı gibi geliyordu bana çünkü kulağım uğultularla doluydu, uğultu dediğim büyük ihtimalle ihtiras şeytanının kulağıma fısıldadığı vesveselerdi gerçi ama karşı koyması oldukça zor şeylerdi.

Lucy hala konuşuyordu ama ne dediğini gerçekten anlamıyordum, tek derdim gereğinden hızlı atan kalbimin bir an önce susmasıydı ama onun hiç susası yok gibiydi.

Gözleri pançak pançak bana bakıyordu ve dudakları bir şeyler anlatırken aralanıp boşluğu kendi dudaklarımla doldurma isteğimi ortaya çıkarıyordu. Tek düşünebildiğim onu öpmekti ve başka hiçbir şeye odaklanamıyordum.

"Ah, nezaketin canı cehenneme." Bana bakıp "Natsu?" derken sorgulayıcı bir ifade vardı yüzünde ama aradığı cevabı doğrudan alamayacaktı çünkü yüzünü avucumun arasına alıp dudaklarına sorusunun cevabını yerleştirmiştim kendimce.

Onu sanki yıllardır görüşmüyormuşuz gibi bir özlemle öptükten sonra dudaklarımız yavaşça ayrıldığında bana bakmıştı o kocaman gözleriyle. Kızaran yüzü şaşkınlığıyla birleşince daha da çekici görünmüştü gözüme.

Onu belinden tutup sıkıca kendime çektikten sonra bende bakışlarına karşılık vermiştim bir şey demeden, kendimi tamamen ona bırakmıştım ve kedi olan bendim aslında.

Bana sarılırsa, durup ona sarılırdım. Utanıp kaçarsa, gülümseyip onu belinden yakalardım. Beni ittirirse, tüm kalbimle af dilerdim ama beni öperse... Beni öperse kendimi daha fazla tutabileceğimi sanmıyordum.

Ellerini ensemde hissettiğimde tüm bedenim titremişti sanki heyecandan. Gözlerimi izleyen gözleri gittikçe yaklaştığında suratıma hafif bir tebessüm yerleşmişti. Sonra da o tebessümümün üstüne bir öpücük konmuştu Lucy'den.

Bir aptal gibi gülüyordum şiddetlenen öpücüklerimizin arasında, sanki yıllardır aradığım öpücükler sadece onunkilermiş gibi hissettiriyordu tüm bu an.

En sonunda onu kucağıma aldığımda dudakları hala dudaklarımdayken saçları yüzüme düşüyordu ve güzel sarı saçlarının kokusu içimi kıpır kıpır ederken dudaklarının tadı tattığım her yemekten daha lezzetli gibi geliyordu.

Kalçasından onu sıkıca tutup odamdaki geniş koltuğa doğru götürmeye başladım ve yatak gibi olan koltuğa göz ucuyla baktığımda fazlasıyla rahat göründüğünü fark ettim. Büyük ihtimalle bilinç altımda böyle bir istek vardı ve farkında olmadan da olsa buna hazırlık yapmıştım.

Bunu düşünmemeye çalışarak onu koltuğa uzattığımda daha da gerilmiştim üzerinde uzanırken çünkü suratındaki ifade biri göğsümü koparıp alıyormuş gibi hissettiriyordu.

Kocaman olan gözleri kısılmıştı ve kızaran yüzü suratına farklı bir şehvet katıyordu. Aralık olan dudaklarının kenarında duran parmağı onu ısırmak istememe neden olurken kafasındaki kedi kulakları tuhaf hissetmeme neden oluyordu.

Bir anda gerilmiştim, bunu gerçekten yapacak mıydık? Bunu istiyor muydu? Ona dokunurken adeta içim titriyordu, kıyamıyordum teninin tek bir gölgesine bile.

"Lucy..." Sesimin mırıltı gibi güvensiz çıkması onun tişörtümü çıkarmak için bana uzanmasıyla şaşkın bir hal almıştı. "Lucy?!" Bana "Ne var' der gibi bakıyordu ki haklıydı da. İlk adımı atan ben olmama rağmen şimdi neyden bu kadar korkuyordum ki?

Tişörtümü çıkarmasına izin verdikten sonra tekrar yüzüne baktım, gözlerindeki narin kedi bakışı yerini kendinden emin birine bırakmıştı ve dudaklarımı da bu kendinden eminlikle çalmıştı zaten.

Sırtımda gezinen elleri beni kendine daha fazla çektiğinde kalp atışlarımın onun bedenine karışmasından korkmuştum bir an, ikimiz için bile fazla hızlıydılar çünkü.

Dudaklarımız ayrılınca yanağını okşarken gözlerine bakıp "Seni seviyorum." dedikten sonra cevap vermesine fırsat vermeden alnına bir öpücük kondurmuştum. Sonra burnuna, gözlerine, yanağına, dudaklarına, çenesine ve boynuna...

Nefesimle irkilmiş gibi kıpırdandığında kulağına doğru "Durmamı istediğin zaman söyle, lütfen." diye fısıldadım. Durmak istemiyor olsam da bunu ona seçme hakkı vermeden yapamazdım sonuçta.

Kafasını salladığında devam etmiştim boynuna küçük öpücükler bırakmaya. Bir an titriyor gibi gelmişti bedeni, öpücüklerimin arasında "Shh." sesi çıkararak onu sakinleştirmeye çalışmıştım ben de.

Güzel boynuna baktığımda tek düşünebildiğim orda bana dair izler bırakmaktı, düşündüğümü yaparken de bayağı bir odaklanmıştım bu güzelliğe. Küçük izlerin üzerinde parmağımı gezdirirken içimi tuhaf ama hoş bir his kaplamıştı.

Boynundan köprücük kemiğine doğru indiğim sırada Lucy'nin ağzından dökülen inlemelerin arttığını fark etmek de ayrı bir hoşuma gitmişti. Sesindeki tını fazla tahrik ediciydi ve onu memnun ettiğimi bilmek gülümsememe neden oluyordu.

Öpücüklerim vüdudunda biraz aşağı kayarken kafamı kaldırıp yüzüne bakmıştım tekrar emin olmak ister gibi. O ise utancını gizlemek için dudaklarıma bir öpücük bırakmakla yetinmişti.

Kafamı kaldırdıktan sonra elimi göğsünü zar zor kapatan kıyafetin önündeki iplere götürdüm. Sanki ilk defa bir kızla yatıyormuş gibi gerilmiştim, sanırım bu çekingenliğim onu çok sevmemden kaynaklanıyordu.

Onu o kadar çok seviyordum ki çok fazla dokunursam kaybolacakmış gibi hissediyordum. Başıma gelen en güzel şeye zarar vermekten ölesiye korkuyordum.

O benim için fazla iyiydi ve bu durum başımda sürekli duran bir rüya kapanı varmış da Lucy onun eseri olan bir hayalmiş gibi hissetmeme neden oluyordu.

Ama bir hayalin tenimde bıraktığı etki bu kadar gerçekçi olamazdı, olmamalıydı. Yüzüne baktım tekrar hem gerçekliğinden emin olup hem de izin istemek için.

Gülümseyerek doğrulup kucağıma yerleşmişti ve öpücükleriyle boynumu çalıp beni mest etmişti bir anda. Kulağıma değen dudakları kedi gibi küçük mırıltılar çıkardığında elimle bacaklarını sıkmıştım parmaklarımın izini bırakır gibi bir sertlikle.

Eğer başımdaki bir rüya kapanıysa bana her zaman Lucy dolu rüyalar göstermesi için yalvarıyorum ona, bana yaşadığımı hissettiren bu güzel kadını lütfen sonsuza kadar bana bağışla.

Continue Reading

You'll Also Like

156K 16.5K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
2.8M 144K 35
Kavin: Hiç mi düşünmedin? Hiç mi acımadın? Kavin: Bana bunları yaparken gelmedi mi aklına, o okulda deli gibi üstüne titrediğin kardeşin? Demedin mi...
92.7K 3.9K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
81.4K 6.4K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...