Merhaba :) Bir önceki bölüme gelen güzel yorumlar için çok teşekkürler bana gerçekten yazma isteği verdi yorumlarınız:)
İyi okumalar... Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:)
Bölüm 19
İnsan, sevgiyle doğduğu anda tanışıyordu ama sevgi başka bir kalpte karşılık bulduğunda o duyguyu gerçekten anlıyordu. Ben de sevginin ne demek olduğunu Çağan'la tanımıştım. Ailemle yaşadıklarımdan sonra sevgiye inancımı Çağan sayesinde korumuştum ve bugün ikimize ait yepyeni bit yaşama ilk adımımızı atmıştık.
Düğünümüz o kadar güzel olmuştu ki sonsuza dek anılarımın en güzel köşesinde saklayacaktım. Yine de içimde hep bir sıkıntı vardı. Nişandan sonra yaşananların tekrarlanmasından korkmuştum için için. Selim Bey'in ya da ailemden birilerinin bugünü bozacak bir şeyler yapmasından korkmuştum ama çok şükür hiçbir sorun çıkmamıştı.
Araba durduğunda bakışlarımı Çağan'a çevirdim. Gözlerinde parlayan bir aşkla bana bakıyordu. Bana böyle baktığında sanki kalbi avuçlarıma konuyor ve bana içindekileri anlatıyordu. Dudakları güzel bir gülümsemeyle kıvrıldığında ben de gülümsedim ve uzanıp yanağını okşadım. Gözlerini kapatıp yanağını elime yasladığında derin bir nefes aldı ve bana baktı. Elimin üstüne elini koydu ve elimi yavaşça okşadı.
''Bahar'ım?'' dedi yumuşacık bir sesle. Merakla ona baktım. ''İyi misin?''
Derin bir nefes aldım ve başımı salladım. ''İyiyim.'' Kısa bir süre bana baktı ve gülümsedi.
''Hadi evimize gidelim.'' Elimin üstüne bir öpücük bırakıp arabadan indi ve benim kapımı açtı. Bana uzattığı elini tutup arabadan indiğimde el ele evimize doğru yürüdük. Evimiz... Söylemesi bile o kadar güzel geliyordu ki!
Bahçeden geçip kapının önüne geldiğimizde kapıyı açtı ve bana baktı. Dudakları yaramaz bir gülümsemeyle kıvrılırken merakla ona baktım.
''Biz bugün evlendik.'' Dedi yüzündeki yaramaz gülümsemeyle. ''Burası da bizim evimiz ve...'' dedi ve ben daha ne olduğunu anlayamadan beni hızla kucağına aldı.
''Çağan, ne yapıyorsun?'' dedim şaşkınlıkla kollarımı boynuna sararken. Gülümseyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve içeriye girdi.
''Gelinler, evden içeriye kocalarının kucağında geçerler ki evlerine uğursuzluk yaklaşmasın.'' Dedi oldukça ciddi bir sesle ve kapıyı ayağıyla kapatıp merdivenleri çıkmaya başladı. Birkaç saniye ona baktım ve gülümseyip başımı omzuna yasladım.
Yatak odamıza geldiğimizde beni yavaşça yere bıraktı ve ellerini yanaklarıma getirip yavaşça okşadı. Gözleri, gözlerimin en derinlerine bakarken bakışları sevgiyle parladı.
''Ben...'' dedi kısık bir sesle. ''Seni tanıdığım ilk günden beri karşıma çıktığın için şükrediyorum. Bana evet dediğin için, ömrünü ömrüme kattığın için teşekkür ederim Bahar'ım.'' Dedi ve uzanıp alnıma dudaklarını bastırdı.
Gözlerime dolan yaşları geriye itmeye çalışırken derin bir nefes aldım ve ellerimi beline sardım. Dudaklarıma önce yanaklarıma sonraysa dudaklarıma ulaştığında gözlerim kendiliğinden kapandı. Saçlarımdaki tokaları nazikçe çıkarıp saçlarımı özgür bıraktı ve burnunu saçlarıma yaslayıp derin bir nefes aldı.
''Aldığım her nefeste kalbim senin için atacak Bahar'ım.'' Dedi fısıltıyla ve saçlarıma bir öpücük bıraktı.
''Benim de senin için atacak Çağan.'' Dedim sesim heyecandan titrerken.
Gözleri yüzümün her santiminde gezindi ve dudakları bir kez daha dudaklarımı buldu. Ellerim saçlarını bulduğunda bana biraz daha sarıldı ve bir eli gelinliğimin fermuarını açmaya başladı. Gelinlik üzerimden yavaşça kayıp yerle buluşurken geriye sadece Çağan'ın dokunuşları, hızlanan nefeslerimiz ve deli gibi çarpan kalplerimiz kaldı.
...........&&&&&&............
Sabah gözlerimi açtığımda yüzüme gelen saçlar beni gülümsetti ve elimi yavaşça uzatıp Bahar'ımın saçlarını okşayarak yüzümden çektim. Parmaklarıma dolanan saçlarına usulca bir öpücük bırakıp bunumu saçlarına yasladım ve derin bir nefes aldım.
Yüzünü görebilmek için başımı biraz öne eğdim ve gülümsedim. Başı göğsüme yaslı, bir kolu belimi sıkıca sarmıştı ve derin bir uykudaydı. Belindeki elimi sıkılaştırıp onu kendime çektiğimde bulunduğu yere iyice yerleşti ve uyumaya devam etti. Bir elim çıplak sırtında yavaşça dolaşırken aklıma dün gecenin anıları doldu ve gülümsedim.
Utangaç bakışları geldi gözümün önüne, bana sımsıkı sarılışı ve öpücüklerime verdiği karşılıklar... Onu her haliyle o kadar çok seviyordum ki bazen kalbim bu kadar sevgiyi taşıyamayacakmış gibi geliyordu. Aldığım her nefes onun kokusunu bana taşırken daha iyi anlıyordum yaşadığımı.
Hafifçe kıpırdandı ve sırtüstü yatıp derin bir nefes aldı. Dirseğimi yastığıma yaslayıp başımı da elime yasladım. Gözleri yavaşça açıldığında bakışları önce odada gezindi sonra ise gözlerimi buldu ve dudaklarına kocaman bir gülümseme yerleşti.
''Günaydın Bahar'ım.'' Dedim uzanıp alnına uzun bir öpücük bırakırken. Gözlerini birkaç kez kapatıp açtı ve bakışları tekrar beni buldu.
''Günaydın ömrüm.'' Dedi uykulu bir sesle. Uzanıp yanağını hafifçe okşadım ve gülümsedim. Bakışları önce bana sonra üstüne kaydı ve kısa bir süre sonra gözleri kocaman açılıp üstündeki çarşafa sıkıca sarıldı. Kocaman bir kahkaha attım.
''Bahar'ım sence de saklanmak için geç kalmadın mı? Zaten seni her halinle gördüm.'' Dedim ve çapkınca göz kırpıp derin bir iç çektim. ''Ah, o kadar güzeldi ki!''
Koluma yavaşça vurdu ve kaşlarını çattı. ''Çağan, ne kadar edepsizsin!'' dedi bakışlarını benden kaçırmaya çalışırken. Tekrar bir kahkaha attım ve eğilip dudaklarına büyük bir öpücük kondurdum.
''Karı koca arasında edepsizlik olmaz Bahar'ım!'' dedim ciddi çıkarmaya çalıştığım sesimle. ''Hem daha çok edepsizlik yapacağız.''
''Çağan!'' deyip başını çarşafın altına saklamaya çalıştığında izin vermedim ve gülerek ona sımsıkı sarıldım. Kısa bir an gözlerimiz buluştuğunda ona biraz daha yaklaştım ve dudaklarının üstüne fısıldadım.
''Hatta şimdiden başlayalım.'' Dedim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
..........&&&&&&...........
Kapalı perdelerin arasından odaya sızan güneş ışıkları uyanmamı sağlarken gözlerimi açmamak için savaştım. Derin bir nefes alıp elimi yan tarafıma uzattığımda karşılaştığım boşlukla kaşlarımı çattım ve gözlerimi açtım. Bakışlarım odanın içinde gezindiyse de Çağan yoktu. Çarşafa sıkıca tutunup yataktan kalktım ve kısa bir duş alıp üzerime beyaz yazlık bir elbise giydim. Merdivenleri yavaşça inerken mutfaktan gelen seslerle dudaklarıma bir gülümseme yerleşti.
Mutfağın kapısına geldiğimde durdum ve Çağan'a baktım. Ocağın başında omlet yapmaya çalışırken o kadar ciddi duruyordu ki, bu hali beni bir kez daha gülümsetti. Pişirdiği omleti tabağa alıp masaya bıraktığında bakışlarımız karşılaştı ve dudaklarına benimkine eş bir gülümseme yerleşti. Bana doğru hızlı adımlarla gelip ellerini belime sardı ve alnıma uzun bir öpücük bıraktı.
''Günaydın Bahar'ım.'' Dedi geri çekilip bana aşkla baktığında.
''Günaydın.'' Dedim ve başımla masayı işaret ettim. ''Neler yapmışsın böyle?''
Onda sadece birkaç kez gördüğüm utangaç bakışlar yerleşti gözlerine ve beni masaya doğru götürüp oturmam için sandalyeyi çekerken cevap verdi.
''Çok becerikli olmasam da en azından kahvaltı hazırlayabiliyorum.''
''Çok güzel görünüyorlar.'' Dedim sandalyeme oturduğumda ve ona bakıp gülümsedim. ''Ellerine sağlık.''
Dudakları güzel bir gülümsemeyle kıvrılırken ikimizin de bardaklarına çay koyup karşıma oturdu. Masadaki kahvaltılıklardan önce benim tabağıma sonra kendi tabağına koyarken o kadar rahattı ki sanki yıllardır bunu yapıyordu.
Dudaklarım küçük bir gülümsemeyle kıvrıldığında bir kez daha Çağan ve benim bir aile olduğumuzu hissediyordum.
''Kahvaltıdan sonra hazırlıklarımızı tamamlayalım Bahar'ım.'' Dedi gülümseyen gözlerle bana bakarken. ''Öğleden sonra yola çıkacağız.''
Tabağımdaki kahvaltıdan bir lokma daha alıp Çağan'a baktım. ''Nereye gideceğimizi hala mı söylemeyeceksin?'' dedim merakla. Gülümsedi ve çayından bir yudum aldı.
''Senin en çok mutlu olacağın şeyi yapmak istiyorum Bahar'ım.'' Dedi ve masanın üzerindeki elimi tuttu. ''Tek bir yerde olmak yerine birkaç yere gidebiliriz. Evlenme teklifi ettiğimde kasabanın yanındaki antik kenti anlatmıştın bize.'' dedi ve bana baktı. Aklıma o an yaşadığım mutluluk geldiğinde gülümsedim ve devam etmesini bekledim.
''O an o kadar mutluydun ki Bahar'ım, ben o gün gözlerindeki parıltılara bile aşık oldum. Seni öyle görünce aklımda bir şeyler oluşmaya başladı.'' Dedi ve derin bir nefes aldı.
''Bir araştırma yaptım.'' Dedi ve bana baktı. ''O kasabadan başlayan güzergahta kalan diğer tarihi şehirleri, nerede kalabileceğimizi, neler yapabileceğimizi ve diğer her şeyi araştırıp bir rota belirledim.'' Dedi gülümseyerek.
''Gideceğimiz her yer denizle ve tarihle iç içe olacak.'' Dedi ve bana baktı. Mutluluk, hayranlık ve daha pek çok duygu boğazımda düğümlenirken elimi tutan elini sıktım. Bakışları merakla gözlerimde gezinirken sessizce devam etti.
''Ben düşündüm ki...'' dedi ve kısık bir sesle devam etti. ''Böyle bir plan olursa gözlerinde o mutluluğu tekrar görebileceğimi düşündüm.''
Oturduğum sandalyeden kalktım ve yanına gidip kollarımı boynuna sardım. Kolları belimi sıkıca sararken başını boynuma yaslayıp derin bir nefes aldı.
''Çok teşekkür ederim Çağan, çok teşekkür ederim.''
''Bahar'ım...'' dedi ve derin bir nefes alıp boynuma bir öpücük bıraktı. Kendimi geriye çekip gözlerine baktım.
''Beğenmediysen başka bir plan yapabiliriz Bahar'ım?'' dediğinde başımı hızla iki yana salladım.
''Hayır, çok güzel düşünmüşsün Çağan.'' Dedim ve ellerimi yanaklarına koyup yavaşça okşadım. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını çattı ve bana baktı. Merakla ona baktım.
''Ama benim arabam bakımda olduğu için şirketin arabasıyla gideceğiz, şoförlerden biri bizi ilk durağımıza bırakacak. Oradan da araba kiralayacağız.'' Dediğinde gülümsedim ve başımla onayladım.
''Seni çok seviyorum.'' Dedim yanağına bir öpücük bırakarak. Alnıma kocaman bir öpücük bırakıp gülümsedi.
''Ben de seni seviyorum.''
..........&&&&&&..........
Üç Hafta Sonra...
Yatak odasında giysileri dolaba yerleştirirken kapı açıldı ve Çağan elinde birkaç dosyayla içeriye girdi. Balayından birkaç gün önce gelmiştik ama eşyalarımı tam olarak yerleştirmemiştim daha. Üç hafta o kadar güzel geçmişti ki, keşke biraz daha sürseydi demekten kendimi alamıyordum. Elimdekileri dolaba gelişigüzel bırakıp Çağan'a doğru döndüm.
Gülümseyerek yanıma gelip kollarını belime sardı ve dudaklarını alnıma bastırdı. Ben de kollarımı onun beline sardım ve başımı göğsüne yasladım. Kendini biraz geriye çekip gözlerimin en derinine baktı. Elini uzatıp elimi tuttu ve yatağa doğru ilerleyip kendisiyle beraber benim de oturmamı sağladı.
''Çağan?'' dedim merakla. Bakışları gözlerimden kalbime ilmek ilmek işlerken bir kez daha gülümsedi bana.
''Çağan, bir şey mi oldu?'' diye sordum bir kez daha merakla.
''Bahar'ım?'' dedi kısık bir sesle. Merakla söyleyeceği şeyi bekledim. Başını kısa bir an için ellerimize çevirip tekrar bana baktı.
''Ne kadar mutlu olsak da geçmişimizde sahip olamadıklarımız, hayal edip de yapamadığımız şeyler o mutluluğa gölge düşürür bazen.'' Ne demek istediğini anlamamıştım ve açıkçası korkmaya da başlamıştım. Bugün birkaç işi olduğunu söyleyip çıkmıştı ve şimdi söyledikleri aklımı karıştırmıştı.
''Aklımızdan atmak istesek de mutlaka bir yolunu bulur keşkelerle yaşamak zorunda bırakır bizi değil mi?'' Uzanıp elimi yanağına koydum ve yavaşça okşadım.
''Çağan?'' dedim ben de onun gibi kısık bir sesle. ''Ben ne demek istediğini anlayamıyorum ömrüm. Korkmaya başlıyorum artık, kötü bir şey mi oldu?'' Elimin üstüne küçük bir öpücük kondurdu ve sıcacık bakışlarıyla baktı tekrar. Yatağın üzerine bıraktığı dosyayı eline alıp dizlerimin üstüne bıraktı.
''Çağan, bu ne böyle?'' dedim dosyanın kapağını yavaşça açarak. İçinde üniversitelerin kitapçıkları ve broşürler vardı. Merakla bakışlarımı ona çevirdiğimde gülümsedi ve elimdeki dosyaları işaret etti.
''Bahar'ım?'' dedi yumuşacık bir sesle. ''Seninle ilk tanıştığımızda bana çalışmak zorunda kalmasaydın hayatına nasıl devam etmek istediğini anlatmıştın. Hatırlıyor musun?'' Birkaç saniye düşündükten sonra o günü ve konuştuklarımızı hatırladım. Ben bile unutmuşken o nasıl unutmamıştı ki? Benden bir cevap beklediğini hatırladığımda başımla onayladım onu.
''Bana anlattığın o hayalini artık dillendirmesen de kalbinde hala yaşattığını biliyorum Bahar'ım. Hayallerinden vazgeçmediğini çok iyi biliyorum.'' Elimdeki dosyayı işaret etti.
''Bunun için de uzun zamandır araştırıyorum neler yapabilirim diye. Aslında sana daha erken verecektim bunu ama düğün hediyesi olarak vermenin daha uygun olduğunu düşündüm.'' Tekrar gülümseyip yanağındaki elimin üstüne kendi elini koydu ve elimi dudaklarına götürüp avuç içime bir öpücük bıraktı.
''Bahar'ım, o dosyanın içinde seni bana anlattığın hayaline götürecek adımlar var.'' Söylediklerini anladığım o an gözlerim engel olamadığım yaşlarla doldu. Ellerim titremeye başlamıştı ve bunu hissettiğinde avcunun içinde tuttuğu elimi okşadı sevgiyle.
''Çağan bu?'' dedim ama boğazıma yerleşen yumru devam etmemi engelledi. Gülümseyerek başıyla onayladı beni.
''O dosyada üniversitelerin yüksek lisans ve doktora programlarıyla ilgili bilgiler var, karşılanması gereken şartlar ve diğer pek çok şey hakkında bilgi.'' Derin bir nefes aldı. ''Bahar'ım!'' dedi gözlerimin içine sıcacık, sevgi dolu bakışlarıyla bakarken.
''Ben bazı şeyleri değiştiremem ama içinde biriken keşkeleri azaltabilmek için elimden ne geliyorsa yaparım. Sen yaşadığın tüm zorluklara rağmen hayallerinden vazgeçmemişken, ben o hayalin gerçekleşmesi için hep yanında olurum.'' Ellerini yanaklarıma koyup hafifçe okşadı ve gözümden taşan bir damla yaşı yavaşça sildi.
''Çağan...'' dedim titreyen sesimle. ''Ben, ben gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Sen beni o kadar mutlu ettin ki ömrüm! Ben, çok teşekkür ederim, gerçekten çok teşekkür ederim hayallerime adım atmama yardımcı olduğun ve yanımda olduğun için.'' Gülümsedi ve dudaklarını alnıma bastırıp derin bir öpücük bıraktı.
''Teşekkür etme Bahar'ım!'' dedi kısık bir sesle. ''Sadece mutlu ol!''
Gözümden akan bir damla yaşı sildi ve beni kendine çekip dudaklarını dudaklarıma bastırdı.