Prince Or Princess? • KookMin...

By Godisjk

268K 30.8K 19.5K

⭐ANGST⭐ ❝Ve o gün yeni kraliçe, dansı ile herkesi büyüledi.❞ ••• Bu fici @cyintiajin ile birlikte yazdık. -Bü... More

•Tanıtım•
-1-
-2-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-FİNAL-
-ÖZEL BÖLÜM-

-3-

13K 1.3K 1.3K
By Godisjk

🍁

Hayat keşke kırmızı şarap kadar güzel ve anlamlı olabilseydi.

Kesinlikle her şey yolunda gider ve üzümün eşsiz tadında yıllarca, mutluca yaşardık. Kimsenin emirleri altında yaşamaz kendi evimizde kendi kendimize mutlu ve huzurlu bir yaşam sürerdik.

Belki yine de öyle olmazdı bilemiyorum lakin torunlarımızın güzel hayatlar yaşamasını ve bu dünyada en iyi olduklarını hep kanıtlayacak nitelikte olmalarını istiyordum.

Bir toruna sahip olamayacağımı bilmeme rağmen kurduğum hayaller çok can yakıcıydı…  Ama hayatımın böyle olmasını istemiyor, kendi kurguladığım hayatta yaşamak istiyordum.  Her şeye rağmen hayaller kurmak ve o hayallerimde sonsuza kadar mutlu yaşamak istiyordum.

“Prenses Jimin.”

Düşüncelerimi, iç çelişkilerimi bölen kalın erkek sesi ile bakışlarımı benden uzun olan esmer tenli prense çıkardım. 

Salık bırakılan sarı, uzun saçlarım, ve saçlarımın hemen üzerindeki altın sarısı prenses tacımla Prenses olduğum uzaktan bile belli oluyordu.

Daha önce hiç görüşmüşlüğüm olmayan bu yabancı adamın ismimi bilmesi garibime giderken hafifçe gülümseyip mırıldandım.

“Buyurun?”

O da garip bir şekilde gülümseyip saygıyla eğildikten sonra esmer eliyle beyaz tenli elimi kavrayıp dudaklarını üzerine bastırdı ve bana çapkınca bir bakış atıp ince, pembe rengindeki dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.

“Ben Güney Kim Krallığı vasilerinden Kim Taehyung. Kral Kim Seok Jin’in erkek kardeşiyim. Ve siz sormadan söyleyeyim güzelliğinizden tanıdım sizi. Bizim oralarda güzelliğiniz çok övülür.”

Söylediklerine gülsem mi ağlasam mı emin olamadığım adama bakındım.

Cidden güzel miydim? Hwaranglar gibi?

Dolgun pembe rengindeki dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsememek için kendimi tuttum. Bu prens kibar hareketleriyle çok tatlı gelmişti gözüme.

Ama yine de onun iltifatını havada bırakmamak için dolgun dudaklarımı birbirine bastırmayı bırakarak nazikçe konuşmaya başladım.

“Çok teşekkür ederim Prens Taehyung. Ben de sizinle ilgili çok hoş şeyler duymuştum.”

Prens Taehyung gülümseyip tekrar konuşacağı sırada yanımıza hızla gelen Dan Bi ile Prens Taehyung bir buz kütlesi misali donakaldı.

Prens Taehyung  ile birbirimize yakın olduğumuz için kalbini
hızla dövüldüğü göğsünün sesini işittiğimde gülmemek için kendimi oldukça kasıyordum. Şu hikayelerdeki gibi ilk görüşte aşk saçmalığı mıydı bu yani?

Farklı bir bakış açısı olarak uzaktan komik duruyordu bu durum.

Hiçbir fikrim yoktu fakat Dan Bi’de duraksayıp belli bir süre Taehyung’u süzünce onunda etkilendiğini fark ettim.

Belli bir süre bakışan ikiliyi başlarda keyifle izlesemde bir süre sonra canım sıkıldığı için ortama sahte bir  öksürük bıraktım. İkisi de kendine gelmişçesine silkelenirken hızlıca konuşmaya başladım.

“Prenses Dan Bi. Sizi Prens Taehyung ile tanıştırayım. Kendisi Güney Kim Krallığı vasilerinden. Ayriyeten Kuzey Kim Krallığının Kralı Kim Seok Jin’in kardeşi. Prens Taehyung bizim güzel Dan Bi’miz ise Jung Krallığının prensesidir. Belki bilirsiniz en güçlü krallıkta, mor leylaklar arasında dünyaya gözlerini açtığı için Mor Leylak Prensesi derler kendisine.”

Prens Taehyung duyduklarından büyülendiğini ve şaşırdığını belir edercesine dudaklarını araladığında gülümsedim.

Yavaşça eğilip Dan Bi’ye selam verdikten sonra sol elinin üzerine bir öpücük kondurup çekici bir ses ile konuşmaya başladı.

“Afrodit’in en güzel varlık olduğunu söylerler Prensesim. Afrodit olma olasılığınız kaç?”

Buna ben bile düşmüştüm. Resmen dünyadaki bir Tanrıça olduğunu söylemişti.

Dan Bi utangaçça gülümseyip kızardığında Dan Bi’nin arkasından bize doğru yaklaşan Prense kaydı bakışlarım.

Tüm ciddiyeti ve asaleti ile mükemmel görünüyordu. Kahverengi saçlarını ortadan ikiye ayırmıştı. Üzerinde batı prenslerinin kullandığı kıyafetlerden vardı. Koyu kahverengi göz bebekleri arsızca üzerimdeyken ince şarap rengi dudakları hafifçe gerildi.

Bu sırada fark ettiğim şey ile hafifçe gülümsedim. Dudağının altında onun asaletini mühürleyen koyu renkli küçük bir beni vardı.

Tanrının lütfuydu bu adam… Tabi sadece dış görünüşüne göre. Terbiyesi, aldığı eğitim, kadınlara olan davranışları ve vicdanı önemliydi.

Yanımıza gelen yakışıklı adam eğilip bize selam verdikten sonra cüretkârca yüzümü incelemeye başladı.  Koyu gözleri yüzümü turlarken dudakları daha çok geriliyordu.

“Hani gelmeyecektiniz?”

Prens Taehyung’un sorusu ile duraksadım. Yoksa bu adam da mı Kim Krallığındandı?

Tanrı Kim Krallığını daha da özenerek mi yaratmıştı acaba?

“Seni yalnız bırakmanın kötü bir fikir olacağını düşünüp senden birkaç zaman sonra ben de yola çıktım.”

Taehyung gülümseyip kolunu genç prensin omzuna attıktan sonra bize dönüp kendisine oranla daha az esmer olan adam ile bizi tanıştırmaya başladı.

“Öncelikle hanımlar, bu Jeon Krallığının vasi Prensi Jungkook.”

Jeon Krallığı mı? Tanrı bana nasıl bir şans vermişti bilmiyordum lakin şu an ölmek üzereydim. Bu adam dünyadaki en şanlı krallığın vasisiydi ve şu an benimle tanışacaktı.

Taehyung elini bana doğru uzatıp gülümsedi.

“Bu da Park Krallığı’nın nadide Prensesi Jimin. Bilirsin dillere destan bir güzelliği vardır.”

Prens Jungkook’un dudakları ‘o’ şeklini alırken Taehyung,
Dan Bi’nin elini tutup konuşmasına devam etti.

“Bu prensesimiz ise Jung Krallığı’nın Mor Leylak, gönlümün ise yönetici Tanrıçası Dan Bi.”

Sözlerine gözlerimi devirirken etrafta duyulan keman sesleri ile gülümsedim. Dans vakti gelmişti.

Taehyung anında Dan Bi’nin elini tutmuştu ki Prens Hoseok onun önüne geçti.

“Merhaba Prensim, adınıza üzgünüm ama açılış dansını kız kardeşim ile yapmak istiyorum izninizle.”

Taehyung istemeye istemeye Dan Bi’yi Hoseok’a bırakıp yanımıza döndüğünde Prens Yoongi de yanımızda bitmişti.

“Prenses Jimin. Tanrım, siz mükemmel görünüyor- ah hayır. Siz hep mükemmel görünüyorsunuz çok affedersiniz. Size iltifat edecek bir kelime bulamıyorum. Hiçbir iltifat kadar basit olamaz güzelliğiniz.”

Sözleri gülümsememe neden olurken hafifçe eğilip Prens Yoongi’ye selam verdim.

“Lütfen beni utandırmaktan vazgeçin Prens Yoongi. Yoksa şuracıkta utandığım için bayılacağım.”

Yoongi kahkaha atmaya başladığında işittiğim sahte öksürüp sesi ile bakışlarım Prens Jungkook’a kaydı. Elini bana uzatıp konuşmaya başladı.

“Leydim benimle dans eder misiniz?”

Sözleri, davranışları ve en önemlisi de bakışları o kadar kibardı ki... Ve ben onu kırabilecek kadar kötü bir Prenses değildim.

Utangaçça başımı sallayıp elimi onun elinin üzerine bıraktığımda ayağa kalkıp beni sahneye çekti.

İri ellerinden bir tanesi yavaşça belime giderken sağ ellerimiz havada yavaşça birleşti. Gözlerimiz birbirine kilitlenirken şarap rengindeki güzel ve ince dudakları sabit duruyordu. Neden hiç gülümsememişti ki?

Neden gözleri gözlerime yumuşak bir ifadeyle bakıyordu ki?

Yüzlerimizin arasında sadece birkaç santimlik bir mesafe vardı ve o uzun boyunun avantajı olarak başını fazla eğmeden bana bakıyordu. Ben ise topuklu ayakkabılarım ile ondan birkaç santim kısaydım sadece.

Yüzü santim santim bana yaklaşmaya başladığında nefesimi tuttum. Neden bir anda bana yaklaşmıştı ki bu adam?

Dudakları yüzümü es geçip kulağımın biraz üstünde durduğunda tuttuğum nefesi geri bıraktım ama  mideme giren kramplar ile şaşkınlıkla yerimde donakaldım.

“İnanılmaz.”

Kısık ve çekici sesi beni baştan çıkarırken kızardığımı hissettim. Bir adamın sesi neden baştan çıkarıcı gelebilirdi ki bana?

İnanılmaz mı? Ardımdan birine mi bakıyordu yoksa bana mı söylüyordu?

“İ-inanılmaz olan ne?”

Gülümsediğinde oracıkta ölmek istedim. Uzun zamandır böylesine şahane bir gülümseme görmemiştim.

“Siz, inanılmaz olan sizsiniz Prensesim. Tıpkı güneşin ikizi gibisiniz, ışık saçıyorsunuz etrafınızdaki insanlara…”

Sözleri beni mest ederken mayhoşça gülümsedim. Keşke bu adamın kolları arasında can verseydi bedenim ve ruhum. Dünyadaki en güzel anım olurdu onun kolları arasında ölmek.

Belki de bu gece o anılar için yanlışlıkla temel bile atmış olabilirdim.

🍁
Bölümün düzenlenmiş hali sizlerle canlarım. Lütfen bu halini de çokça sevin ❤️❤️❤️❤️.

Bu fici cyintiajin ile birlikte yazdık. Yani  o yazdı  ben de düzenledim.

Continue Reading

You'll Also Like

381K 9.4K 20
"Seni tekrar incitmeyeceğime söz veriyorum. Seni böyle hissettirdiğim için özür dilerim. Sen olmadan yaşayamam, Pete. Senden başka kimsem yok. Geldin...
188K 17.3K 50
Youtuber Park jimin ve hayran olduğu çete lideri Jeon Jungkook. OD: Ateş. Aşk ateşi. Texting - Düz yazı - Instagram [Omegaverse-Mpreg]
67.7K 4.7K 32
Kızıl saçlı masum bir omega ve büyük kötü kurdun hikayesi. Belki biraz daha karışık ve biraz daha aşk dolu. Anlayacağınız, avcı ava giderken avlanı...
380K 22.1K 67
Byunkek: Hoşuna gidiyor. YeolPark: Ne? Byunkek: Seni tahrik etmem.