DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA"

By BURCUQUEEN

6.1M 316K 145K

Yıldız Koleji, sınav senelerinden önce on birinci sınıf öğrencilerini rahatlatmak amacıyla yaz kampına götürü... More

1-DİKDÖRTGEN MASA ŞÖVALYELERİ
2- RÜYA
3-ASLI İLE ARAS
4- KOŞU YARIŞI
5-KUTLAMA
6-KAVGA
7-KEDİ KIZLAR
8- ROMEO BOZUNTUSU
9-ORMAN
10-BASKETBOL MAÇI
11-HAYALET
12-UFAKLIK
13-OYUN
14-İDDİA
15-VOLEYBOL MAÇI
16-OJE
17-İTİRAF
18-HASTANE
19-HEYECAN
20-YEMEK
21-AÇIKLAMA
22-KARAR
23-UYGULAMA
24-İNTİKAM
25-KONUŞMA
26-DENİZ
27-DÖVÜŞ
28-PLAN
29-YARDIM
30-ALAY
31-KAMP ATEŞİ
32-HASTALIK
33-İFŞALAR
34-DEĞİŞİM
35-PİŞMAN
36-YUMRUK
37-BARIŞMA
38-MAÇ
39-SİGARA
40-ASLINUR
41-MÜDÜRLER
42-YÜZME
43-AİLE YEMEĞİ
44-MÜZİK YARIŞMASI
45-KISKANÇLIK
46-DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ
47-DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ-2
48-İLK
49-MUTLU
50-TARTIŞMA
51-CEZA
52-STÜDYO
BÖLÜM DEĞİL
53-GİZEMLİ ŞAHIS
54-ARAŞTIRMA
55-KORKU
BÖLÜM DEĞİL, AÇIKLAMA
56-GİZLİ ŞEYLER
57-DÜŞÜNCE
58-KÜSLÜK
YAZA KADAR ASKIDA
HIZLI BİR ÖZET
60-KAZA
61-SAĞLIK
YKS'YE 53 GÜN VAR
62-İKNA
63-TABURCU
64-KEBAP ORDUSU
65-SON
BEŞ YILLIK SERÜVEN
KİTABIMLA GURUR DUYUYORUM
ÖZEL BÖLÜM-1
KARAKTERLER HAKKINDA İTİRAFLAR

59-KÜSLÜK-2

32.5K 1.7K 855
By BURCUQUEEN

Merhaba arkadaşlar,
Merhaba yazmayı özlemişim... Sizi bölümden daha fazla mahrum etmemek adına, açıklama sonda.
Multimedya- It's Lovely Day

İyi okumalaar!




Hava ılık olmasına rağmen, heyecandan olsa gerek, biraz üşümüştüm. Kollarımı kavuşturup Aras'ın arkasından yürümeye devam ettim. Kulübemizin biraz ilerisinde, denizi gören bankalardan birine geldiğimizde durdu ve oturdu. Ben de yanına geçtim. Merakla ona bakmaya başladım, benimle konuşmak istemesine gerçekten şaşırmıştım.

"Anlat," dedi. "Dinliyorum."

Şaşırdığım için, "Ne?" diye bir tepki verdim.

"Olayı senden dinlemek istiyorum, baştan sona," dedi.

Tıpkı Hasan'a yaptığım gibi Aras'a da anlatmaya başladım. Olayların nasıl elimde olmadan geliştiğini, bir süre kabullenemediğim aşk duygusuyla başa çıkamadığımı, kutlama yaptığımız gece onlara söylemek gibi bir planım olduğunu...

Bitirdikten sonra gözlerimi denizden alıp Aras'a baktım. Bana bakıyordu. Benim ona bakmamı bekliyor gibi, bakar bakmaz bana sarıldı. Yirmi dört saatten kısa süredir aramız bozuk olsa da, bana asır gibi gelen bir süre olduğu için kendimi tutamadım ve gözlerimden yaşlar aktı. Zaten bu olay olduğundan beri ağlayıp duruyordum.

"Birkaç ay önce bu olay olsa, seni bu kadar hızlı affedemezdim," dedi. "Ama aşkın ne kadar güçlü bir duygu olduğunu öğrendim."

Burnumu çekerek ondan ayrıldım ve ciddi olup olmadığını anlamak için gözlerine baktım.

"Beni affettin mi?"

"Önceden söylemediğin için hala kızgınım. Ama haklı nedenlerin de vardı. Affettim bu yüzden, aşkı bulmana sevindim hatta." Ardından sesi sertleşerek devam etti. "Barışla konuşmam gerekiyor."

İşte bu beni gerçekten de şaşırtmıştı. En çok tepki beklediğim kişi, Aras, tahminimden çok daha kısa sürede beni affediyordu. Barışla ne konuşacağını merak etsem de şimdi sırası olmadığı için sormadım. Daha sonra Aslı yoluyla öğrenirdim. Hala Aras'ın bu kadar kolay affetmiş olmasının verdiği şoktaydım.

"Seni benimle konuşman için Aslı mı ikna etti?"

"Hayır," dedi. "Ama sayılır. Bugün birkaç saat boyunca düşündüm. Aslı'nın önerdiği şeylerden birini yaptım; empati. Ve aşık bir adam olarak anlamam çok zor olmadı."

"Yine de birkaç saat düşündün?"

"Çünkü tek mesele aşık olduğunuzu anlamak değil. Bizi ayakta uyuttunuz Melis. Bunun için sadece sana değil, hepinize kızgınım."

Bakışlarımı yere indirdim. Beni affetmiş olsa da hala içinde gelgitler yaşıyordu ve kızgındı.

"Kendimce sebeplerimi açıkladım," dedim. "Diğerlerinin bir suçu yok. Saklamalarını ben istedim."

Başını anladığını belirtircesine salladı. Sonra hafif bir gülümsemeyle konuştu.

"Sen daha dün parkta tarzan oynayan on yaşındaki sümüklü Melis'tin, ne ara karşıma geçip bana aşık olduğunu anlatacak kadar büyüdün?"

Gülerek burnumu çektim ve konuştum.

"Sümüklü kısmı değişmedi sanırım."

Gülümseyerek saçlarımı karıştırdı. Aras'da Hasan gibi beklediğim kadar büyük bir tepki vermediği için çok sevinmiş olsam da, aklıma Kerem gelince duraksadım.

"Peki Kerem?"

"Anlaması için ona zaman ver," dedi. "Anlayacak."

"Umarım," deyip buruk bir şekilde gülümsedim.

Sonra da kendimi daha iyi hissetmek için ona sarıldım. Kampın başından beri ondan sakladığım bu gerçeğe rağmen şimdi hala yanımda olması, kollarını bana güven verircesine vücuduma dolaması onun benim öz ağabeyim gibi olduğu gerçeğini tekrar hatırlatmıştı.

Bu olaylar beni gerçekten yormuştu ama diğerlerinin de yardımıyla tahminimden çok daha hızlı bir şekilde bizim çocuklarla aramı düzeltiyordum. Bu yaz kampı sadece beni değil, onları da değiştirmişti nihayetinde. Hasanla Ezgi EzAn çifti olmuş, Arasla Aslı aşklarını birbirlerine itiraf edip çıkmaya başlamıştı. Bu durumda benimle en son barışacak kişinin Kerem olmasını doğal karşılamalıydım. Yine de bu barışma süresini kısaltabilmek için elimden geleni yapacaktım.

----------

Akşam yemeği vakti geldiğinde kulübeden çıkmayı hiç istemediğim için hep beraber odamızdaki masada yemek yemeye karar verdik. Zeynep kafeteryadan bir şeyler alırken Aslı ve Ezgi diğerlerini çağırmaya gitmişti. Ben ise yatağımda oturmuş, Kerem'in de gelmesini diliyordum. Kapı açıldığında heyecan ve merakla yataktan kalktım. Aslı, Ezgi, Kaan, Aras, Hasan ve Kerem! Gelmişti.

Bir şey konuşmadan masaya oturduk. Bir dakika geçmeden Zeynep de geldi. Aldığı sandviç, sosisli ve içecekleri masaya koyduktan sonra o da oturdu. Yine konuşmadan hepimiz yemeklerimizi yemeye başladık. Arada başta Kerem olmak üzere Aras ve Hasan'a da kaçamak bakışlar atsam da çoğunlukla onlarla göz göze gelmekten kaçınıyordum. Yaptığım şeyden utanıyordum.

Herkes yemeğini bitirdiği sırada sadece yarım sandviç yemiş, birkaç yudum ice tea içmiştim. Canım daha fazla yemek istemiyordu.

Masada süren birkaç dakikalık sessizliğin ardından cesaretimi topladım ve konuştum.

"Beni dinlemelisin Kerem."

"Hasan ve Aras anlattı," dedi konuşmama izin vermeden. "Benim tanıdığım Melis kimse için bizi karşısına almazdı. Bunu yapacağın kadar büyükse olay, duygularını anlayamasam da bana affetmek dışında bir şey düşmez. Ama kırgınlığım hala geçmiş değil. Zamana bırakıyorum."

Yüzümde hafif bir gülümseme belirdi. Biraz üzüntü, biraz mutluluk.

"Sizi kimse için karşıma almadım, almam da."dedim başımı iki yana sallayarak.

"O zaman grup kucaklaşması?" dedi Aslı ayağa kalkarak.

Kızlar ve Kaan da hemen kalktı. Sonra sırasıyla Hasan, Aras ve sonunda Kerem kalktı. Aslı hepimizi çekerek birleştirdi. Ortada ben vardım ve Aras, Kerem, Hasan bana sarılıyordu. Onların arkasında da diğerleri vardı. Fakat sarılmaları fazla sıkı değildi.

"Hayatta öğreneceğim çok şey var," dedim. "Ama en büyük isteğim hayatı öğrenirken sizin yanımda olmanız. Ben her zaman sizinleyim, bana kırgın olsanız da peşinizi bırakmayacağım."

Cümlelerim üzerine herkesin kolu daha da sıkılaşırken Aras konuştu.

"Aşkı öğrenirken de yanındayız."

Kerem ve Hasan bir şey söylemese de kollarını beni boğacak kadar sıkılaştırmalarından Aras'ı onayladıklarını anlamıştım.

"Teşekkür ederim," dedim. "Şu an dünyanın en mutlu insanı olabilirim ama biraz daha sıkarsanız ölürken de yanımda olmanız gerekecek."

Ve hepimiz tebessümle birbirimizden ayrıldık. Hala kırgın olsalarda bana değer veriyorlardı. Ve beni tamamen affedeceklerini biliyordum.

----------

Ertesi gün sabah kahvaltısından sonra hep beraber sahile gittik. Şezlonglarımızı bir daire yapacak şekilde düzenledikten sonra Barış ve benim ifşalanma olayım hakkında konuşmaya başladık.

Melis Buseyle Cem'in yakalanma ve icabına bakılması aşamasına Aslı ile Kaan daha hakim oldukları için onlar anlattı.

"Cem'den böyle bir şerefsizliği beklemezdim," dedi Hasan.

Hala biraz çekindiğim için onların yüzüne bakmadan bağdaş kurduğum şezlongun üzerindeki kum taneleriyle oynuyordum. Hasan'ın söylediği üzerine acı bir şekilde gülümsedim.

"Ben de beklemezdim," dedim. "Kendi de beklemiyor olmalı ki benden özür diledi."

Yanımdaki şezlongta oturan Kerem'in destek verircesine elini omzuma koymasını beklemiyordum. Bu beni hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti.

"Özür dilemesi yaptıklarını değiştirmiyor," dedi sinirden omzumdaki elini istemsizce biraz bastırarak.

"Evet," diye devam etti Aras. "Aynı zamanda sizin icabına bakmış olmanız bizim okulu ona dar edeceğimiz gerçeğini de değiştirmiyor."

"Tabi okuldan ayrılmazsa," dedi Hasan.

Bir sessizlik oldu, herkes düşünüyor gibiydi. Sessizliği Aras bozdu.

"Barışla tanışmamız lazım. Düşman okuldan biri olarak değil, Melis'in sevgilisi olarak onu tanımak istiyorum."

Hasan başıyla onaylarken Kerem de konuştu.

"Bence de bir buluşma ayarlanmalı."

Ve yine grubun mantığı, yani Zeynep, aklımızdan çıkan şeyi dile getirdi.

"Buluşma ayarlamak kolay da, bu ilişkiyi okula nasıl açıklayacağız?"

"Son zamanlarda yapılan sosyal aktiviteler ve özellikle müzik yarışmasının after party'si iki okulu biraz kaynaştırdı zaten," dedi Aslı. "Önce barış ilan ederiz, sonra da ilişkinizi duyurursunuz."

"Mantıklı," diye mırıldandım.

Ama önce bizimkilerle Barışları kaynaştırmalıydık.

"Ee buluşmayı nerede yapacağız?" dedi Ezgi.

"Kafeteryada falan yapamayacağımız kesin," dedi Aslı.

Kaan bir fikir ortaya attı.

"Aslında kimsenin olmadığı bir yerde piknik yapabiliriz."

Güzel bir fikirdi. Özellikle kampın dışındaki ormanın denizle birleştiği yerler çok güzeldi.

"Sanırım ormanda bildiğim güzel yerler var," dedim. "Akşam yemeğine ne dersiniz?"

"Olabilir," dedi Hasan.

Aras ve Kerem de onayladı.

"Önce Barış'a sor, ona göre hazırlık yaparız," dedi Zeynep.

Onu başımla onayladıktan sonra telefonu elime aldım. Kahvaltıdaki bakışmaları saymazsak Barışla dünden beri görüşmemiştik fakat sürekli mesajlaşıyorduk. Onu gelişmelerden haberdar ediyordum.

'Bizim kulübede buluşalım mı?' yazdım.

Onu özlemiştim ve sarılmaya ihtiyacım vardı. Bizimkiler denize girmeye karar verdiği sırada, yani beş dakika kadar sonra, Barış mesajıma cevap verdi.

'Beş dakikaya oradayım.'

Kulübeye gideceğim ve birazdan geleceğimle ilgili bir şeyler söyleyip bizimkilerin yanından ayrıldım.

Kulübeye vardığımda Barış da yeni gelmişti. Etrafı hızlıca kontrol ettikten sonra içeri girdik. Kapıyı kapatır kapatmaz kollarımı Barış'ın boynuna doladım.

"Özledim seni,"dedi saçımı öptükten sonra.

"Ben de seni özledim, çok özledim," dedim.

Beraber benim yatağıma oturduk. Başımı göğsüne yasladıktan sonra konuştum.

"Araslar seninle benim sevgilim olduğunu bilerek tanışmak istiyor. Bu akşam ormanda piknik yapmaya ne dersin? Elçin ve Hakan da gelirse iyi olur."

"Bana uyar," dedi. "Elçinle Hakan'a da uyar muhtemelen. Yapabiliriz."

"Tamamdır," dedim.

"Şimdi bu konuları bırakalım, seni gerçekten çok özledim."

Söylediği şeyle gülümseyerek başımı göğsünden kaldırdım ve dudağına yakın bir yere ufak bir buse kondurdum.

"Her şey yoluna girecek," dedim onaylanmasını beklercesine gözlerine bakarak. O onaylarsa her şeyin güzel olacağına inanacak gibiydim.

"Her şey yoluna girecek," dedi ve o da dudağıma bir buse kondurdu.

Ve öpüşmeye başladık. Elleri yavaş ve duygu yüklü öpüşüne uygun şekilde saçlarımı okşuyor, belimde geziniyordu. Artık bu konuda acemi sayılmazdım, öpüşüne aynı şekilde karşılık verirken her şeyin yoluna gireceğine çoktan inanmıştım.

Ayrıldıktan sonra konuştum.

"Bizimkilere birazdan geleceğimi söylemiştim, yavaştan kalksak iyi olur."

"Biraz daha yanımda kal," dedi beni üzerine çekerek.

Ve ben üzerindeyken bana bir oyuncak ayıymışım gibi sarıldı. Güldüm ve başımı göğsüne yasladım. Yatağımdan daha rahat olduğunu söyleyebilirdim. Beş dakika kadar sonra istemesem de kalktım.

"Akşam piknikte görüşürüz aşkım," dedim.

İlk kez aşkım demem onu gülümsetmişti. Beni de içten içe biraz utandırmıştı açıkçası.

"Tamam, aşkım."

Vedalaştıktan sonra dikkatli bir şekilde kulübeden çıktık ve Barış sayesinde modum biraz daha yükselmiş şekilde bizimkilerin yanına döndüm. Kerem güneşlenirken diğerleri hala denizdeydi.

"Selam," dedim Kerem'e çekingen bir şekilde.

"Selam," dedi güneş gözlüklerinin arkasından. "Barış'ın yanından mı geliyorsun?"

Çekingenliğim bir kat daha artarken kendi şezlonguma oturdum ve cevap verdim.

"Evet, piknik olayına tamam dedi."

"Güzel," dedi.

Ardından uzandığı şezlongta doğrulup oturur pozisyona geçti ve gözlüğünü çıkardı.

"Neden bu kadar durgunsun?"

"Nedenini biliyorsun," dedim ve hiç huyum olmadığı halde gözlerimi kaçırdım.

"Seni affettik Melis," dedi. "Böyle durgun olmanı istemiyorum. Ben eski Melis olmanı istiyorum."

Lanet olası gözlerim yine dolmuştu.

"Ama bana hala kırgınsınız. Kendimi gerçekten kötü hissediyorum."

"Biliyorum," dedi. "Ama ben artık kırgın değilim. Çünkü biraz düşündüm. Biz, özellikle Arasla ben size karşı her zaman fazla korumacıyız. Bir gün senin de sevgilin olacaktı elbette. Eğer duygularını en başından anlamlandırabilseydin bize söylerdin ama bazen senin ne kadar aptal olduğunu unutuyorum. Anlamlandıramadın, iletişimi de bitiremedin, düşman okuldandı ve bu nedenlerden bize söyleyemedin."

"Beni tanıyorsun," dedim.

"Tabi ki tanıyorum, sümüklü cimcime hallerini bile hatırlıyorum."

Gülümsedim. Çocukluk arkadaşı olmak bir başkaydı.

"Aras ve Hasan duygularını anladıkları için seni affettiler," dedi ve gülerek devam etti. "Ben ise sevgililerimi sizden hep sakladığım için bu durumu biliyorum."

Gülümsemem gülüşe dönüştü.

"Gel buraya," dedi ve şezlongumu biraz daha kendine doğru çekerek sarılmamızı engelleyen mesafeyi kapattı. Bana sarıldıktan sonra konuştu. "Kırgınlığım geçti, tıpkı diğerleri gibi. Ben sadece artık neşelenmeni istiyorum."

Gözümden bir damla yaş akarken gülüyordum. Bu olaylar beni iyice bipolar yapmıştı.

"O zaman denizde bir deve güreşine hayır demem," dedim.

"Tamamdır," dedi ve ayağa kalktık.

Üzerimdeki yazlık elbiseyi ve sandaletlerimi çıkardıktan sonra beni bekleyen Kerem'i beklemeden sıcak kumda yanan ayaklarımla denize koşmaya başladım.

Arkamdan koşuyor mu diye kontrol etmek için geriye baktığım sırada çarptığım bedenle ağzımdan çıkan küfüre engel olamadım.











Wattpad'a girdiğimde gördüğüm iyi kötü bir sürü mesaj vardı. Burada doğru düzgün bir açıklama yapmadığım için yorumlarda linç yeme olasılığım da var ama bunu biliyorum ve dürüstçe konuşuyorum. Kendi kitabımı unuttuğum için yazabilmek için önce baştan sona okumam gerekti:') Ne desem bilemiyorum. Aranızda illa ki sınav dönemini bilenler vardır. Derece hedefleyen fazla sosyal bir öğrenci olarak hem sınava çalışıp hem de sosyal faaliyetlerimi devam ettirmeye çalışırken Wattpad' e girebilmem pek mümkün değildi. Telefonumu bile doğru düzgün kullanmadım zaten. Benim için zorlu bir seneydi, şimdi sırada daha zor bir sene var:')

Yapabileceğim açıklama sadece bu. Eski okuyucularımdan kitabı hala takip eden var mı bilmiyorum ama ne olursa olsun finali getireceğim. Yeni eski, okuyan okumayan, saygı duyan duymayan herkese teşekkür ederim.

Kitaba gelirsek 60.bölümde uzun bir bölümle final yapmayı düşünüyorum.

İyi günler, iyi bayramlar❤️

Continue Reading

You'll Also Like

116K 3.6K 19
Merhaba arkadaşlar ben Ayşe Bayraktar bu Yaz öküzüm adlı kitabın ikisi dier wattpadımda sorun çıktığı için kitabım 18 uncu bölümde kalmıştı çok yorum...
Damer By Helin Barcin

General Fiction

75.7K 2.9K 71
Damla ve Eren'in aşk hikayesi.. Damla, küçüklüğünden beri baba sevgisi olmadan ve babası olmadan büyürken, Eren babası yanında olsa da sevgisiz büyüm...
16.2K 2K 17
Batıl inançlara sahip bir aile, motora sevdalı bir kız...
4.1K 311 22
•TAMAMLANDI• Yapılan soygun planı mükemmeldi fakat rastgele oluşan olaylar kadar değil. * Kısa bölümlerden oluşan küçük bir hikaye.