Balkona çıktık,Baran beni duvar yükseltisine oturtturdu.
-Ne yapıyorsun?.
-Seni buradan aşağı atacağım.
-Ne,hayır bana kıyamazsın.
Aşağıya baktığımda şehrin ışıkları güzel bir manzaraya katkıda bulunuyordu.uzaktan görünen boğaz ve boğaz köprüsü de cabası.
-Şaka yapıyorum,bu bir güven testi.
-indir beni!.
-Hadi yapabilirsin düşmek bu kadar korkutucu olamaz.
-Cesaretimi sorgulamaya kalkma!.
Dedim ve sıkıca ayaklarımı Baran'ın beline doladım ve sonra da omuzlarında olan ellerimi bıraktım rüzgar saçlarımı savuruyordu ve ellerim aşağıya sallanıyordu esinti tüylerimi ürpertmişti.
-Sana güveniyorum.
-Vay vay vay doğrusu cesaretine hayran kaldım Beyza Kaya seni ödüllendirmeliyim.
Beni ani bir hareketle çekti ve öylece durdu.başımı omuzlarına çarptım,sonra saçımı çekip kulak arkamı öptü.
-Seni seviyorum.
-Uzun zamandır bu anı bekliyordum.
-Senden daha fazla.
-Ben daha çok.
-Demek öyle .
dedi ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu."Hadi içeri girelim" dedi ve beni orada bırakıp balkon kapısından içeri girdi.
-Gelsene nereye gidiyorsun?.
dedim.
-Hayır,işim var.
-Peki sen gelmezsen ben sana gelirim.
dedim ve ayağa kalktım.yanına gidip boynuna kollarımı doladım ve parmak ucumda yükselip dudağına küçük bir öpücük kondurdum,gülümsedi.
-Şimdi seni biraz yalnız bırakacağım,bugün kendimi ödüllendirmek istiyorum,sanırım bir jakuzi sefası bana iyi gelecek.
-Tamam küçük hanım sizi burada bu yatakta bekliyor olacağım.
diyerek kendini yatağa attı.
-Tabi gelmemi istersen...
sözünü kesip başımı olumsuz anlamdan salladım.
öpücük göndererek banyoya doğru yürüdüm.
****
Banyodan çıktığımda Baran üstünü değiştiriyordu.
Kaslarına baktığımı fark edip eğilince yüz yüze geldik. Kendimi toparlayıp.
-Ah şey ben özür dilerim.
Dedim.
-Neden özür diliyorsun,gördüğün şeyi beğenmedin mi?.
Dedi büyük bir öz güvenle.
Baran'ın ne kadar yakışıklı olduğunu yeni yeni görüyordum.resmen çakralarım açılmıştı.Adeta GQ dergisinden fırlamış gibiydi.
-Bir hafta sonu kaçamağı yapalım mı ?.
Dedi.
-Nereye gideceğiz ki?.
-Nereye gittiğimizin ne önemi var ki,seninle olduktan sonra bana her her cennet.
Bu güzel sözler içimdeki sevgiyi kabartıp,taşırıyordu.Baran bunları söylediğinde adeta bir volkanik dağda çiçek açıyordu,çöle yağmur yağıyordu .Son baharımı yaza çeviriyordu.bir anda.
Baranla geçen bu büyülü günün ardında bir kabus saklıydı.
Bu da benim kabusumdu...
****
Sabah olduğunda...
Baran erkenden kalkıp ben daha yatarken bavulunu hazırlamıştı benimkini de evdeki çalışanlardan birine hazırlatmış.uykumu bölmemek için adeta parmak ucunda yürüyordu.
Takım elbisesini giyip çıktığında yanıma geldi ve saçımı okşayıp yanağıma bir öpücük kondurdu.
-Uyumadığını biliyorum.
-Uyuyordum beni sen uyandırdın.
Dedim yatakta gerinerek.
-Uyuyor olsaydın göz kapakların titremezdi,bunu ikimizde biliyoruz.
-Çok bilmişsin.
-kahvaltı hazır giyin ve aşağıya in,aç halde yolculuğa çıkmanı ikimizde istemeyiz.
-Sen niye bu saatte takım elbiseni giydin?.
-İş yerinde halletmem gereken bir kaç işim var,şirkete gideceğim bir kaç saate dönerim sende o zamana hazır olsan iyi olur.
-Emredersiniz.
-Emir etmiyorum rica ediyorum.
Dedi ve eğilip dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.gülümseyip kapıya doğru yöneldi.kapıyı açıp asker selamı verdikten sonra kapıyı kapattı.
Bir duş aldıktan sonra üstüme bordo bir triko boğazlı bir elbise giydim.saçlarımı da düzleştirip sallantılı bir küpe tercih ettim.
Kahvaltı masasına oturur oturmaz kapı çaldı.Baran kahvaltıya yetişmişti işinin bu kadar erken bitmesi beni mutlu etmişti.
Kendime çeki düzen verip kapıyı gülümseyerek açtım.
Karşımda babam ve Burak vardı şaşkınlıktan dudaklarım aralanmış ve gözlerim büyüyüp kaşlarım yukarı kalkmıştı.
-Baba,Burak...Sizin burada ne işiniz var.
Babam bana hızlıca sıkı bir şekilde sarıldı.
-Hala benden nefret ediyor musun
dedi.
-Seni çok özledim baba.
-Bende seni çok özledim ama,Fazla zamanımız yok hadi zaman kaybetmeyelim gitmemiz gerek.
Dedi ve Babam bir kolumdan çekti. Burak'ta diğer kolumdan çekti. Bir kaç adım ileri gidip.
-Baba ne yapıyorsun,Burak.nereye götürüyorsunuz beni.
Dedim ve kolumu onların elinden kurtardım.ve tuttukları yeri ovalamaya başladım.
-Gitmemiz lazım kızım, hadi kapıdaki adamlar gelmeden.
-Niye geldiniz böyle bir anda.
-Seni güvenli bir yere götürmemiz lazım.burası güvenli değil Baran her şeyi öğrenmiş olabilir.
-Neyi öğrenmiş olabilir?.
-Bak kızım sana her şey'i yolda anlatırım.
-Gitmemiz lazım. Dedi Burak.
-Ben hiçbir yere gitmiyorum,ne anlatacaksanız burada anlatın dedim kollarımı bağlayarak.
-Bak kızım ben zor durumdaydım ve...Bir şey yapmam gerekiyordu bende kötü yolu seçtim aldandım işte...Baran'ın babası benim rakibimdi ve hem ortaklarımı hemde müşterilerimi çalıyordu.beni neredeyse batıracaktı.Son toplantısı benim bitiş noktamdı onu da kazanırsa ben yerle bir olacaktım.gözümü hırs bürüdü... Ben de bir adam tuttum Baran'ın anne ve babasının arabasını bozmasını istedim.belki bir küçük bir kaza olur da o toplantıya gidemez diye ama adam yanlış yeri bozunca çok büyük bir kaza oldu ve Anne ve babasının arabası takla atıp bir kaza yaptılar sonrasında da arabada yangın çıkmış.
-Sen Ne dediğinin, ne yaptığının nasıl bir şeye sebep olduğunun farkında mısın,sen bir katilsin baba katil.
-Günah keçisi arama sırası değil,eğer bu işi babanın yaptığı anlaşılırsa sizi yaşatacağını mı sanıyorsun?.
Dedi Burak.
-Bu seni ilgilendirmez Burak,Allah kahretsin ya,baba beni nasıl bir durumun içine düşürdün Baran öğrenirse ne seni ne annemi ne de beni yaşatır. Sen o gece bir katil olmadın sen bir çocuğu anne ve babasından ayırdın seni asla affetmeyeceğim.
-Senden son bir şey istiyorum kızım eğer gelmemeyi tercih ettiysen belki işime yarayabilirsin,Babanı seviyorsun değil mi anneni?
-Ne istiyorsun benden,söyle?
- Bu evde bir yerde bir kasa var o kasada Baran'a gönderilmiş bir mektup var bir itiraf mektubu aptal adam pişman olmuş ve postayla bir mektup göndermiş Baran okumamış olmalı onu o görmeden kasadan al ve yok et,sonrası basit yarın seni evin önünden arabayla alacağım kaçıp kurtulacağız bu cehennemden.
Saçımı okşadıktan sonra,
-Akıllı kızım yapacağından hiç şüphem yok.
dedikten sonra babam çıktı.Burak'ta bana sarıldı ve yanağımdan bir makas alıp "Dikkatli ol bebeğim "."Ve iyi şanslar buna ihtiyacın olacak,seni seviyorum".dedi ve evden çıktılar.
Resmen şaka gibiydi kapıyı ardından kapattım.
Ne yapacağım ben şimdi?.
Her şey bitti,ben bittim dedim dudağımı ısırarak.
Baran'ı nasıl bırakıp gideceğim ben?,beni bırakmaz ki ne yapsam bırakmaz.
Öylece koltukta oturup camdan dışarıyı boş gözlerle izliyordum.Baran eve söz verdiği gibi erken gelmişti saat 7. civarı evin zili çalındı çalışan kadın kapıyı açarken ben daha şimdiden gerilmiştim elim ayağım titremeye başladı. Baran'ın ayak sesi duyulduğunda bir kalp çarpıntım artmaya başladı.
Baran yanıma gelip yanağımı öpünce irkildim.
-Hazır mısın sevgilim?
dedi.
boğazımı temizleyip dudaklarımı ıslattım yüzüne bile bakmayıp parmaklarımla oynamaya başladım.
kısık bir sesle,
-Gitmek istemiyorum.
dedim.
-Neden?.
Cevap veremedim.
oturduğum tekli koltuğu çevirdi ve karşı karşıya geldik yutkundum.
-Benimle konuşurken gözümün içine bak,elinle oynamayı kes,yüzüme bak,kime diyorum.
Çenemden tutup başımı yukarı kaldırdı,sonra elimi tuttu.
-Bak bana bak,değişen bir şey mi var.
-Hiçbir şey değişmedi,sadece kendimi iyi hissetmiyorum.
Bu endişeli,sevgi dolu gözlere bakarak nasıl kötü bir şey diyebilirdim ki,gözlerinin içine baka baka yalan söyledim.
-Gel bakayım neyin var senin?.
dedi ve diz çöküp belime sarıldı.
Onu gerçekten çok seviyorum, bilmiyorum kendimi kaybolmuş hissediyorum,yalan bataklığında yalanın içine batmış da çıkamayan,çıkmaya çalıştıkça dahada batan biri gibi.
-Sorun yok,sadece kendimi kötü hissediyorum.hasta olacağım sanırım.
-Tamam iptal edelim,senin kendini iyi hissettiğin bir gün gideriz,sen kendini üzme.
-Sen gidebilirsin,sonra bende arkandan gelirim nasıl fikir.
-Seni burada bırakmak mı,asla.
-Ama bu senin için çok önemli,yarın otelde çok önemli bir toplantın yok muydu zaten senin.
-Evet yeni ortak için sözleşme imzalanacak ama senden önemli değil.
-Biz zaten toplantıdan sonra balayı tatili yapmayacak mıydık?.
-Evet de sen böyleyken gidemem.
-Lütfen Baran senin işine engel olmak istemem,bir gün dinlenip gelirim.toplantı saat kaçta? .
-9'da.
-Biliyorsun ağvaya gitmek saatlerini alır istersen bu geceden git.
-Beyza 2 saatimi alır erteleyip sabah giderim,hem Sen beni istemiyor musun,yoksa bana mı öyle geliyor?.
-Hayır sadece seni düşünüyorum.
-Tamam öyle olsun bakalım,ama hiçbir yere gitmiyorum bu gece seninleyim.
-Tamam peki,kal.
-Büyük adaya geleceğin günü sabırsızlıkla bekliyorum.
-Bende merak ediyorum.
bir anda hıçkırık tuttu,yalan söylediğim zaman mı oluyor ne.
-Bir dakika hıçkırık mı tuttu seni,yoksa bana yalan mı söylüyorsun.
-Ha... hick.
hıçkırık sesinin ardından hayır diyebildim.
-Hayır ne yalanı. hick!.
-Baya baya hıçkırık tuttu seni,yine çok tatlısın ki.
dedi ve yüzümü avuçlarının arasına aldı ve dudağıma bir öpücük kondurdu.
-Nerede kalmıştık.
-Evet,ben şöyle bir karar verdim de, bu gece son gecemiz miş gibi geçirelim mi?.
-Ne demek şimdi bu.
-Sakin ol, konseptimiz bu Baran kaya ismi de ''Son Gece''.
-Bak bu bana saçma geliyor ama oynayalım bakalım,sen istiyorsan.
-O zaman oyun başlasın bu gece telefon yok,korumalar,çalışanlar kimse olmayacak sadece ikimiz.
-Bunu kabul edemem.
-Hadi ama bir gece sadece.
-Tamam peki öyle olsun.
dediği an elimi uzattım cebinden telefonunu çıkarıp bana verdi bahçeye çıkıp havuza attım.
şaşkınca baktı.
-Ne yapıyorsun sen bu kadarı da fazla.
-Bana güven.
-Sonraki evre en güzel kıyafetlerimizi giyeceğiz ve mum ışığında bir yemek yiyeceğiz.
dediğim oldu.
Kısa omzu açık önden yırtmaçlı kırmızı elbisemi giyip, koyu tonda bir ruj sürdüm.makyajımı tamamladıktan sonra saçımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. tüm silahlarımı kuşanmıştım.
Makyaj masamın çekmecesinden çıkardığım uyku ilacını elime alıp uzun süre baktım bunu yapmak zorundaydım,'' beni affet sevgilim''.
Bölüm sonu...