OYUN

By ggulsse

72.3K 5.7K 2.3K

Sadece oyun sandığınız şey bir gerçekse? Katil sandığınız kişi de aslında bir kurbansa? Katil kim? Sırada k... More

OYUN
SANDIK
OYUN |4
OYUN |5
OYUN |6
OYUN |7
OYUN |8
OYUN |9
OYUN |10
OYUN |11
OYUN |12
OYUN |13
OYUN |14
OYUN |15
OYUN |16
OYUN |17
OYUN |18
OYUN |19
OYUN |20
FİNAL

OYUN BAŞLASIN

5.8K 397 135
By ggulsse

Hazırlandıktan sonra mutfağa geçtim ve son bir kez daha dolaptan soğuk su çıkarıp içtim. Yaklaşık yarım saat önce dolaba koyduğum bir şişe soğuk suyu da alarak sırt çantama koydum.

Madem şehrin çıkışında bir yerdi o zaman ben de kesin çok susayacaktım. Zaten bir de otobüsle gideceksek kesinlikle çok terleyeceğizdir diye düşünmüştüm.

Telefonumun zil sesini duyar duymaz oturma odasına koştum. Ortadaki sehpanın üzerinden telefonumu aldım. Ekranda Taner'in ismi yazıyordu. Hiç beklemeden telefonu açtım.

"Efendim?"

"Ezgi, haydi neredesin? Kızların hiçbiri daha gelmedi. Cenk arıyor şimdi. Saat geliyor."

"Tamam, tamam. Geliyorum hemen."

Telefonu kapattım ve hızlıca ışıkları kapatıp telefonumu da alıp kapıya yöneldim. Spor ayakkabılarımı da ayağıma giyip dışarıya çıktım.

*****

Parka vardığımda herkes çoktan gelmişti. Bir tek ben kalmıştım. İleriden Taner yanıma geldi.

"Ezgi, bir şey olmadı değil mi? Geç kalınca merak ettim. Aradım da o kadar. Açmayınca daha da telaşlandık."

Sırt çantamdaki telefonu almaya yönelirken araya Elif girdi.

"Ya Ezgi öldüm meraktan."

"Allah Allah. Telefonumun sesini kısmışım. Özür dilerim gençler."

"Bir daha geç kalma." diyerek endişeli endişeli baktı Dilara.

O sırada ileriden mavi farları olan bir otobüs bize doğru gelmeye başladı.

"Bu gelen otobüs bizimki herhalde?" diyerek uzun zaman sonra sesini duyurdu Mert.

"Adamların otobüsü bile havalı lan." diyerek hepimizi gülümsetti yine Cenk. Aslında çok da gülecek bir durum yoktu. Ama Cenk'in söyleyiş biçimi bile güldürmeye yetiyordu.

"Haydi, haydi. Bekletmeyelim adamları." diye komik bir liderlik yaptı Taner.

Otobüs çoktan durmuştu. İçindeki adam bize cins cins bakıyordu ve sinirli görünüyordu.

Hızlıca otobüse bindik. Anlaşılan bugünkü randevu tek bizimki idi. Bu da iyi bir şeydi aslında. Kendi grubumuz dışında başka insanlar olsaydı sıkıcı olurdu bence.

Otobüste birçok oturulacak yer vardı. Dilara ve Cenk sevgili oldukları için ikisi yan yana oturdular. Elif ve Mert de yan yana oturmuşlardı. Ben de Taner'in yanına oturmuştum.

Herkes fısır fısır konuşuyordu. Oyun hakkındaki düşüncelerini ve deneyimlerini kendi YouTube kanalında takipçilerine anlatmak eminim Dilara için mükemmel bir şey olacaktı. Evet, arkadaşım bir youtuber ve ben de onunla gurur duyuyorum.

Taner boş boş oturmaktan sıkılmış olacak ki konuşmaya başladı.

"Sence nasıl bir şeydir?"

"Bence çok da farklı bir şey olmayacak. Yani her zamanki korku oyunları işte. Sadece birkaç şifre çözüp anahtarı bulacağız ve çıkacağız."

Taner gülmeye başladı.

"Niye güldün?"

"Bu cümleleri söylerken aslında içten içe korktuğunu biliyorum."

Yanaklarıma dokundum.

"Ay, çok mu belli oluyor yahu?"

Taner hala gülüyordu. Omzuna hafifçe vurdum. Arkadan Cenk seslendi.

"Şoför ağabey hiç böyle şarkı falan yok mu ya?"

Adamdan ses gelmeyince arkadan Mert de bağırdı.

"Amca konuşmayacak herhalde. Şuna bak yüzümüze bile bakmıyor."

"Amca hala gelmedik mi?" diyerek ayağa kalktı Taner.

Adam şöyle yavaşça kafasını kaldırdı ve gözlerini Taner'in gözlerine dikti. Aniden de fren sesi duyduk ve otobüs büyük bir sarsıntıyla durdu.

"Ne yapıyorsun be adam?" diye çemkirdi Dilara. Sesi kulaklarımda büyük bir ağrı başlattı.

"Tuvalet molası." diyerek adam ilk defa konuştu.

Adam otobüsten indikten sonra ön tarafa geçtim ve büyük ön camdan dışarı baktım. Petrol ofisinde durmuştuk.

"Bu adam tam deli çıktı." diyerek tüm gözleri üstüne çekti Cenk.

"Belki de sadece akıllı." diyerek büyük bir sessizlik yarattı Mert.

Az önce sadece kafamı çevirmiştim. Fakat bu sözden sonra dayanamayıp tüm vücudumla bizimkilere döndüm. Mert'in cümlesi aklımı karıştırmıştı.

"Niye akıllı olsun ki? Adam çok sessiz sadece o kadar."

"Adam çok sessiz, evet. Ama sessiz olması da akıllı olduğunun bir işareti değil mi sence de?"

"Ne saçmalıyorsun sen?" diyerek Cenk de Mert'e döndü. Bakışları değişmişti.

"Bence bizden sakladığı bir şey var. Bunu söylemek istiyor. Ama söylerse de başı belaya girecek. Bu yüzden sessizliği tercih ediyor."

"Bize ne yapabilir ki?" diye korkarak sordu Dilara.

"Korkma aşkım ben varım yanında senin." diyerek yapmacık bir şekilde konuştu Cenk. Şu anda ortam o kadar gergindi ki kimse Cenk'in bu tavrına gülmedi. Tek tepki veren Dilara idi ve o da omzuna hafifçe vurmuştu.

"Mert. Adam bizden ne saklasın ki? Hiçbirimizi tanımıyor. Bizden saklayacak bir şeyi yok." diyerek merakla sordum.

"Bence var."

"Ne var oğlum açık açık konuşsana." diye konuştu Taner biraz yüksek bir ses tonuyla. Anlaşılan o da tırsmıştı. Tıpkı şu anda Mert dışındaki herkese olduğu gibi. Göz göze geldiğimizde ona hiçbir şey yok dercesine baktım ve kafamı çevirdim.

Herkesin gözü korkuyla kocaman açılmıştı ki Mert bir anda kahkaha atmaya başladı. Bu çocuk deli miydi?

"Şu tiplere bak ya. Nasıl da korktunuz hepiniz?"

Herkes soru sorarcasına deli gözüyle bakıyordu Mert'e.

"Adam delinin teki işte. Size şöyle helalinden bir şaka yapayım dedim." demesiyle Elif'in Mert'in omzuna pat diye vurması bir oldu.

"Oğlum sen delisin asıl!" diyerek yine çemkirdi Dilara. Bu kız ne de güzel çemkiriyordu.

Biz daha şakanın şokuyla uğraşırken adam geldi. Tuvalet molası da ne kadar uzun sürmüştü böyle. Adam girer girmez otobüsü çalıştırdı. Ben daha ayaktaydım oysa ki. Neredeyse yere düşüyordum ki Taner beni kolumdan yakaladı. Gülümseyerek yanına oturdum.

Adam hızlı sürüyordu.

"Ne oldu? Niye bu kadar hızlıyız?" diye sordu Taner.

"Geç kaldık. Oyuna çoktan başlamanız gerekirdi."

Konuşabiliyormuş demek ki diye geçirdim içimden.

Yaklaşık on beş dakika daha yol gittikten sonra oyun alanına varmıştık. Dışarıdan bakıldığında gerçekten de kocaman bir yerdi.

"Vay!"

"Havalı."

"Çok eğleneceğiz gençler."

Bir çok ses çıkıyordu her kafadan. Ben de şaşırmıştım. Dışı bu kadar büyük olduğuna göre içi çok eğlenceli olacaktı.

İçeriye girdik. Kapıda oyun yönetmeni vardı. Oyunu o yönetiyordu ve biz oyunu bitirene kadar burada olacaktı. Bittiğinde eğer anahtarı bulup biz açamazsak kapıyı açacak olan oydu.

Yönetmen gerekli bilgileri verdikten sonra giriş kapısının olduğu yere gittik. Kapı da oldukça güzel ayarlanmıştı. Demirdendi. Aynı zamanda kapı içeriden açılamıyordu. Bu sebeple oyunda kural ihlali yapmayacaktık.

"Oyun çok güzel ve eğlenceli olacak gibi görünüyor." dedi Cenk.

"Çok eğleneceğiz gençler!" diye bağırdı Elif.

Adam demir kapıyı açtı ve tekrar konuştu.

"Oyun başlasın."

Continue Reading

You'll Also Like

526 179 7
⚠️Yetişkin İçerik "Onu benim öldürdüğümü mü düşünüyorsunuz?" diye sordum, normalde yapmadığım şekilde aramıza mesafe koyarak. Sıradan bir günde ona '...
14.8M 600K 54
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu...
1.3M 122K 150
New York Araştırma Merkezi'nden bir bilim adamı, çok sayıda "Tasarım Bebek" oluşturarak Dünya'nın bundan böyle çok daha yaşanılası, huzur ve refah do...
MAHZERA By Ecwq_Queen

Science Fiction

301 95 4
"Hayat acımasız bana aynes..." Bi adım attı bana dogru, geriye dogru gittim vücudum mermerin soguk yüzüyle buluştu nefes alışverisim ne kadar hızlans...