52 hertz

By pornmyung

19.2K 3.1K 4.2K

Hayatının zor bir döneminde kendini bulmak için uyumaya başlayan Hoseok. Onu uykusunda yemek isteyen Taehyung. More

1'Yalnızlık senfonisi
2'Şair çok iyimsermiş
3'Ağlar durur sen uyurken
4'Hangi deniz nereye dökülüyor bana ne
5'Anla ben büyük harflerden ürktüm
6'Sen yaz saati uygulaması
7'Ben böyle umutlu tutsak
8'Ama biliyorum ki, birileri seni kırdığında sen de benim gibiydin
9'Yine de, bazen düşündüğümde
10'Bir arada olabilmek ne mümkün
11'Yağ(m)uru ateşe verdim
13'O masal günü gelinceye kadar
14'Ben yorgun sen güzelsin
15'Bir adam bul kendine sana aynalar tutmasın
16'Bir uyandım, baktım ki gece olmuş ve bütün yıldızlar gözlerime doluşmuş
17'Dostlar bir araya geldik, dünü yaşadık bugün
Son' Üstesinden geldiği(m)iz tüm tehlikeleri hatırladığında

12'Susma veda ederken

818 150 343
By pornmyung

Hoseok gözlerini zar zor açabildi. Başı çatlıyordu ve iğrenç bir şekilde alt tarafında ıslaklık hissetmişti.

Uyanık mıydı bilmiyordu ama öyleydi herhalde. Ve bunun onu korkutması gerekiyordu çünkü Taehyung'u görebiliyordu. Başının ucundaydı ve elleriyle saçlarını okşarken burukça gülümsüyordu. Yaptıklarından pişman olup olmadığını düşündü ve bunun onu çok üzdüğünü fark edince kendini durdurdu. Pişman değildi. İstedi ve yaptı.

"Kapıyı açacağım. Namjoon orada, onu çağır. Tamam mı?"

"Ne için?" Sesinin çıkması bir lütuftu. Boğuk ve kasvetli çıkmasını bekliyordu.

"Banyoya götürmesi için, çok fena gözüküyorsun."

Hoseok, "Sen götürsen olmaz mı?" Diye sordu. Bir kısmı hala Namjoon'u hatırlamadığından korkuyordu.

Taehyung, "Olur olmasına da," dedi ve sessiz kaldı bir süre. Hoseok neden sustuğunu anlayamadan güldü. "Namjoon'u çağır." Dedi ve birden ortadan kayboldu. Hoseok onun ortadan kaybolmasının böyle birden olduğunu öğrenince hayalkırıklığına uğradı.

Pek hayalperest değildi ama daha havalı bir kaybolma düşlüyordu.

Yorgun bedenini yatağa geri bıraktı ve Namjoon'u çağırdı. Taehyung'un neden bahsettiğini ㅡneden Namjoon'u çağırması gerektiğini anlamıştı. Onu silik görüyordu. Kendi kollarını kaldırdı ve onlara baktığında kendisini de silik görüyordu.

Korkmuştu ama Namjoon'a belli etmedi.

"Neyin var senin böyle?" Namjoon endişeyle onun yanına adımlarken sordu. Çatık kaşlarıyla elini Hoseok'un alnına koydu. "Ateşin var."

Hoseok kafasını iki yana salladı. "Üşüyorum." Diye mırıldandı.

Namjoon, Hoseok'u kaldırmaya çalıştı ve bedenini kendine yasladı.

Banyoya götürüp buz gibi suya soktuğunda Hoseok çok huysuzlanmıştı. Üstelik üstünü bile o çıkarmıştı! Hem vücudu yanıyordu hemde kızardığından bayılacakmış gibi hissediyordu.

Banyodan çıkardığında aynaya baktı ve kendini göremeyince kafasını çevirdi. O kendini göremese bile diğerleri görüyordu, bu rahatlatmaydı ve hala berbattı...

"Yoongi'i aradım, geliyor. Hastaneye geçin dedi." Namjoon üstüne bir şeyler geçirdiğinde utançtan ölüyordu. Az önce de bütün her şeyi görmüştü. "Utanma Hoseok, hastayken olur öyle şeyler." Islaklıktan bahsettiğini anlamıştı ve dudaklarını dişleyip gözlerini yumdu.

Taehyung'un ortalıkta olmaması onu delirtiyordu! 

Namjoon onu giydirirken başını ellerinin arasına aldı düşünmemek için kendini zorladı.

"Gidelim." Namjoon onu kaldırdı ve zar zor taksiye bindirdi. Üşüyordu ve Namjoon'a sokuldu. Aklından Taehyung nerede diye defalarca geçirdi ve Taehyung bir türlü gelmedi. Onu duymuyor muydu?

Hastanenin iğrenç kokusunu alırken midesi bulandı ve Namjoon onun eline bir poşet tutturdu. Kemikleri bile ağrırken acilin köşesinde oturmuş Namjoon'un geri dönmesini bekliyordu. Etrafında gözlerini gezdirdi ve herkesin silik bedenlerine baktı. Bakışlarını hızla önündeki poşete çevirdi ve umursamamak için kendini zorladı da zorladı. Bu daha çok midesini bulandırmıştı.

Doktorlar hala oturduğu yerde ona serumu takarken, Namjoon elindeki poşeti aldı. Onu acile aldıklarında Yoongi ve Jimin'de gelmişti.

Jimin yanına gelip elini tuttuğunda Yoongi ona uzun uzun baktı. Bir şeyleri anlayıp anlamadığını bilmiyordu. Yine de yanına gelip elini saçlarında gezdirdi ve üzgünce ona baktı.

"Kendini nasıl hissediyorsun?" Diye sordu.

"İğrenç, kusmuk gibi kokuyorum." Hoseok zar zorda olsa fısıldayabiliyordu.

Jimin hemen atladı. "Mızmızlanma Hoseok, eve gidince sana çok sevdiğin yemeklerden yapacağım. Eklerde alacağım." Jimin, Hoseok'un elini öptü.

Hoseok onun davranışlarına hala şaşırıyordu ama gülümsedi. Daha sonra onu özel odaya aldılar. Muhtemelen bunu Yoongi yapmıştı. Hareket etmek Hoseok'a çok zor geliyordu çünkü vücudu ölü gibi ağırdı.

Yoongi, Jimin'e doktoru çağırmasını söyleyince ikisi yalnız kalmıştı ve Hoseok uyuyormuş gibi davranıyordu. Çünkü Yoongi'nin bir şeyleri fark ettiğini biliyordu. Bunu bildiğinden ve açıklamasının tutarsızlıkla dolu olacağına adı gibi emin olduğundan onunla konuşmamak için çaba sarfediyordu.

"Burdasın biliyorum," dedi Yoongi. Hoseok gözlerini hafifçe araladı ve Taehyung'u gördü. Yerinde fırlayıp onu dövmek istiyordu ama vücudu hala yorgundu ve Yoongi ile ne konuşacaklarını merak ediyordu.

Uyuyormuş gibi davranmaya devam etti.

"Gerçekten," Yoongi iç çekti ve elleriyle yüzünü ovdu. "Ona bir baksana, mahvetmişsin onu." Taehyung bir şey demedi. Yoongi devam etti. "Eğer benden intikam almaya filan çalışıyorsan-"

"Hayır!" Taehyung bağırdı.

"Ses kesini onu uyandıracaksın."

"Senden intikam almaya filan çalışmıyorum."

"Sana inanmıyorum," Yoongi, Hoseok'un yanındaki sandalyeye çöktü. Taehyung hala ayaktaydı. Hoseok onu göremiyordu ve merak ediyordu. Kendisi kadar kötü müydü, ne kadar kötüydü, onunda canı çok yanıyor muydu ve kendisi gibi, birbirlerine ihtiyaçları olduklarını düşünüyor muydu? "Hoseok giderse onu saniyesinde unuturum. Sanki hiç hayatımda olmamış gibi. Hayatıma devam ederim. Evimde iki oda olduğunu ve Jimin'le beraber kaldığıma inanırım."

"Amacım onu bu hale sokmak değildi." Taehyung sonunda konuştu.

"Yalan söyleme, sana ne yaptıysam aynısını ona yapmışsın."

Taehyung güldü. "Evet ama bu seni umursadığımdan değildi. Sadece kendime yalnız birisini buldum ve bu Hoseok'tu."

Yoongi yeniden iç çekti. "Sana yardım edebilirim. Sana birisini bulabilirim, Hoseok'a bunu yapma. Buradan silip kendini geri getirmek için onu kullanma." Yoongi onu ikna etmek için daha sakin bir sesle konuşuyordu. " Sende yeniden gelirsen, benim gibi, sana yaptıklarımı hatırlamayacaksın. Hoseok'a yaptıklarını hatırlamayacaksın. Hiçbir şey hatırlamıyorsun tamam mı?" Şimdi daha ikna ediciydi ama Taehyung onu umursamadı.

"Neden bunu yapayım; bu kadar yakınken uyanmaya?"

Hoseok'un kalbi kırılmıştı, uyanmayı bu kadar çok mu istiyordu? Onun için uyuyabilirdi. Kendini salak gibi hissetti. Kendine değer vermeyen birisine değer vermek salaklıktan başka bir sey değildi.

"Sikeyim, ona bunu yapacak mısın?" Yoongi bağırdı. "Seni seviyor!"

"Ben de!"

"O zaman? Sana yardım edebileceğimi söylüyorum."

"Sana inanmıyorum! Gittikten sonra dakika bile dolmadan beni unutacaksın ne yardımından bahsediyorsun?"

Yoongi sessizleşti. "Kendini bana hatırlatabilirsin. Bak ciddiyim, Hoseok'dan uzak dur."

"Nesin sen, onun sevgilisi filan mı?"

"O benim ailem. Jimin gibi, annem ve babam gibi. Hoseok'un onlardan farkı yok ve onu hemen unutmanın ne kadar acı vereceğini tahmin bile edemiyorum, kayboldu diyecek herkes, bende buna inanacağım."

Daha sonra uzun bir sessizlik oldu ㅡTaehyung gitmiş olmalıydıㅡgeriye sadece Yoongi'nin iç çekişleri kaldı. Kapıyı kapatıp gittiğinde Hoseok yattığı yerden doğrulmuştu. Duyduklarıyla ne yapması gerektiğini de bilmiyordu, Taehyung artık onun kafasından geçenleri duymuyordu. Yoksa uyumadığını anlardı. Her şey sarpa sarıyordu ve Hoseok'un elinden bir bok gelmiyordu. Üstüne üstlük iki gündür buradaydı ve çok yorulmuştu.

Burnunun ucunda Taehyung belirdiğinde gözlerini ona dikti. Ondan korkmuyordu ki, o Taehyung'du. "Oh, selam." Demişti keyifle.

"Oh, merhaba." Hoseok onu taklit ederken sesi yorgundu.

"Sesin çok yorgun."

Hoseok kafasını salladı. "Yorgunum ama az önce seni öldürmek istiyordum."

"Bizi duydun mu?"

"Her şeyi."

Taehyung gülümsedi. "O halde beni öldürmek istemen gayet normal." Elini Hoseok'un saçlarına uzatıp sevecen haliyle okşadı. Hoseok, kalbinin bir yerlerinde, onun sevgisinin dürüst olduğuna inanmak istiyordu.

"Eğer uyursam senin gibi mi olacağım? Ve sende benim bedenime filan mı gireceksin?"

Taehyung, Hoseok'un saçındaki elini alnına indirip vurdu gülerek, "O küçük aklından neler geçiyor senin?" Diye sordu ve ekledi. "Öyle bir şey yok, bana inanıyorsun değil mi?"

"Bir tarafım sana inanmak istiyor."

"Orayı dinle o zaman, eğer uyursan uyanabileceğim bu doğru, ama artık bunu isteyip istemediğimden emin değilim. Sana bunu yapmak istemiyorum. Kafam bu noktada gerçekten karışıyor."

"Yoongi'e böyle söylemedin."

Taehyung geçiştirdi. "Ona hala gıcığım ben, bu halde olmamın sebebi o ve eğer uyanıksa bu benim sayemde, bana minnettar olmalı. Yani ona yalan söylüyordum."

Hoseok rahatladı. Sonsuza kadar uyumakla ilgili bir problemi yoktu ama yanında Taehyung olmayacaksa orada olmanın anlamı da yoktu. "Ona gıcıksın ama sana yaptıklarının aynısını bana yaptın değil mi?" Diye sordu.

Taehyung karşısında kıvranıyorken, "Öyle denilmez," dedi.

Hoseok kaşlarını çattı. "Doğru söyle."

Taehyung bir oflamayla omuzlarını düşürdü. "Evet, aynısını yaptım."

"Yani onunla yattın." Hoseok bunu söyler söylenmez pişman olmuştu.

Taehyung sırıttı. Hoseok kendi elleriyle ona koz verdiğini hissetmişti. "Oh, demek bunu merak ediyordun?" Dedi keyifle. Uzanıp kollarını Hoseok'a sardığında, Hoseok kendini camdan atmak istedi. "Onunla yatmadım. Arkadaşına kin beslemen gerekmiyor."

"Bu yüzden ona kin beslemezdim zaten, sen o kadar değerli değilsin." Hoseok burun kıvırarak mırıldanmasına rağmen Taehyung'un sarılışına karşılık verdi.

Taehyung, "Tabii, tabii." Dedi alayla.

"Bak ben ciddiyim." Hoseok, dudaklarını birbirine bastırmadan önce mırıldandı.

"Hoseok, seni seviyorum." Taehyung aniden söylediğinde Hoseok ellerini Taehyung'un gömleğinin üzerinde yumruk yapmıştı. Bu iyi hissettiriyordu ve hiç düşünmediği kadar doğru. Yine de: "Hmm," diye mırıldandı.

"Ya sen?"

"Bilmem."

Taehyung onu omuzlarından tutup yüzlerini hizaladı ve gülümsedi. "Ben seninde öyle hissettiğini biliyorum, bunu bilmem için illa aklını okumam gerekmiyor." Hoseok'un alnına minik bir öpücük kondurup geriye çekildi. "Bu yüzden bir süre gitmeliyim. Sen kendini toparlayana kadar."

"Yoongi'nin söylediğini mi yapacaksın?"

"Bilmiyorum, bir başkasına daha bunu yapmak, zor. Bunlar gerçekten çok garip şeyler, anlayamacağın kadar garip. Zaten ben de anlamıyorum." Taehyung ona açıkladı. "Yine de şimdi endişen ben değil; iyileşmek olsun. Söz veriyorum geleceğim."

Hoseok dudaklarını büzdü ama tebessüm etmek adına kendine zorladı. Taehyung kaybolmadan önce, "Peki." Dedi sadece.

Continue Reading

You'll Also Like

40.6K 3.5K 31
"Bence siz pedofilisiniz, Bay Min."
2K 138 21
"Boks gerçekten çok mu önemli?" "Beni neden aldattın?" 311223.040124
12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
121K 10.2K 30
Hoseok: Kardeşin kardeşimi götürüyor az sahip çık amk [Texting]