Baran bavulları alıp arabaya kadar taşıdı.sonra bagaja koyması için şoför'e verdi.
Şoför bagaja koyduktan sonra arabaya geri döndü biz çoktan arabanın içine girip oturmuştuk.
Hiç konuşmadım ve camdan dışarı baktım.
Baran'la hiç göz teması kurmadım o koltuğun bir ucundaydı ben bir ucunda aramamızda kocaman bir boşluk vardı.
Baran yüzüme bakıp aramızdaki boşluğu kapatınca kapıyla aramda kalan son boşluğuda kapatmış oldum.
kaçtığımı görüp,
-Isırmam merak etme!.
Dedi.
Ve bir sigara yaktı.
-İçme şu Lanet şeyi her tarafım sigara kokuyor senin yüzünden.
-Burağı seviyor musun?.
-Nerden çıktı şimdi bu?.
-Çünkü onu koruyorsun onun için benimle kavga ediyorsun,keşke beni de o kadar sevseydin.
-Sen de bu kadar kalpsiz olmasaydın!.
-Kalpsiz biri olmak için nedenlerim vardı. beni yargılayamazsın!.
-Yargılamıyorum ama çok zor birisin.
-Bazen zor biri olduğumu biliyorum. fakat böyle olmayı ben de istemedim.
-Konuşmayalım.
-Bak!.
Deyip yüzümü çevirdi.
Ben senin benden beklediğin kişiye bürünemem,senin beklediğin kişi olamam bunu o kafana sok!.
-Affedersin.
Deyip Baran'ın gözlerinin içine baktım.
O ise çekilip önüne baktı.
Baran'ı yine kırmıştım.
-Ben çok mu dayanılmazım,bana katlanamıyor musun?.
Dedi sitemle.
-Yok öyle bir şey.
-Bak gökkuşağını istiyorsan yağmura katlanmalısın!.ya yağmurun dinmesini beklemeyip çekip gidersin,ya da kalırsın yağmur durar ve sende gökkuşağının keyfini çıkarırsın.karar senin!.
-Cevabını bilmediğim şeyler sorma.
-Kararsız olmandan nefret ediyorum.
Deyip gözlerini kapattı ve kollarını bağladı.
İzlemeye başladım tabi Baran tek gözünü açıp bana bakasıya kadar.
-İzlenmeyi sevmiyorum!.
-Bakmıyordum bile!.
Dedim ve önüme döndüm.
Bu yol çok sıkıcı geçecek gibi...
Radyoyu açar mısınız dedim ve çalan müziği dinlemeye başladım.
Yol bitmişti Baran Türkiye'nin en iyi beş yıldızlı otellerinden birine rezervasyon yaptırmıştı.otel plajın hemen yanındaydı.
Otel'in önüne geldiğimizde Baran arabadan indi ve içeri girdi bende onu takip ettim resepsiyona doğru gitti.
-Rezervasyonumuz vardı.
-İsminiz?.
-Baran kaya.
Kadın bilgisayara bakıp,
-Evet balayı odanız hazır efendim.
diyerek bir kart uzattı.
-Teşekkürler.
Dedi ve resepsiyondan uzaklaştı.
-Baran dursana balayı odası ne demek şimdi?.
Diyerek kolunu tuttum.
Kolumu tutup kolundan çekti ve asansöre bindi.
Beni hiç umursamayışı beni deli ediyordu kim umursanmamak görmezden gelinmek isterdi ki?.
Ardından bende bindim asansörden indiğimizde Baran oda no 100'ün önüne geldi ve kartla kapıyı açtı içeri girdikten sonra bende girdim Baran kendini üstü güllerle süslü havludan kuğuları olan beyaz büyük yatağa atarken ben gördüklerim karşısında şok oldum.
-Ben bu odada kalmam.
-Keyfin bilir.
-Burda bir tane yatak var.
-İkimiz için yeterince büyük.
-Ve bir tane yorgan var.
-Paylaşırız.
-Bu iyi bir fikir değil.
Kendi kıyafetlerinden bir siyah şort bir siyah kolsuz tişört çıkardı.
Üstündeki ceketi çıkarıp yatağın üstüne koydu.sonra beyaz gömleğinin düğmelerini açtı ve çıkardı.
-Bana burda üstünü değiştireceğini söyleme!.
-Değiştireceğim.
-Gidiyorum! sen benim tüm sınırları zorlamakla birlikte sabrımı da sınıyorsun!.
-Ne diye tanıştığımız günden beri naz yapıyorsun ki?, anlamıyorum.
dedi pantolonunun kemerini çıkarırken.
-Ben biraz hava alacağım!.
Dedim ve odadan dışarı çıktım.
Otel çok güzeldi otel de restoran,spor salonu,bar,spa,hamam,sauna her şey vardı.
Normalde olsa bunun zevkini sürerdim ama canım şuan hiç istemiyordu.
Yarım saat sonra odaya geri döndüğümde kartı almadığımı gördüm mecbur kapıyı çaldım baran kapıyı açtı belinde havlu ve nemli vücuduyla.ıslak saçlarını eliyle düzeltti.
-Demek sonunda gelebildin.
-Beni mi bekliyordun?.
dedim.
-Sayılır.
Gözlerimi Baran'ın üstünden alıp içeri girecektim.
Ama Baran'ın kapıdaki kolu buna engel oldu.
Cıklayıp kapıdan kafasını çıkardı ve etrafa baktı etrafta kimsenin olmadığını görünce beni kucakladı.
-Ne yapıyorsun?.
İçeri girdikten sonra kapıyı ayağıyla kapattı ve beni yatağa kadar götürdü.
-İndirsene,seni öldürüceğim!
Dedim ve çırpınmaya başladım.
-Ölürsem senin elinden olsun.
Dedi ve beni yatağın hemen yanında indirdi.
Hemen geri geri gittim. tişörtümün boğazından tutup beni çekti.
Böylelikle aramızdaki mesafeyi kapatmış oldu.
-Dur saçmalıyorsun yapma!.
Dedim bana yaklaştığında.
Kulağıma eğilip,
-Bu oyunun sonsuza kadar sürmesini istiyorum.
Dedi.
Demesiyle birlikte hıçkırdım ve nefesimi tuttum.
-Neden?.
-Çünkü hayatımın geri kalan her saniyesini seninle geçirmek istiyorum...
-Ne oldu da değiştin?.
-Çünkü artık bazı şeylerden sıkıldım,tek başıma uyumaktan nefret ediyorum!,tek başıma yemek yemekten de.
-Benden de sıkılırsan?.
-O gün geldiğinde çek silahı vur beni!,değişeceğim ciddiyim.
-Söz mü?.
Dudağımı öpüp,
-Söz.
Dedi.
Sonra beni döndürüp yatağı arkama aldı.
-Benim ol sadece benim.
-İstemiyorum.
-Beni istemediğini mi söylüyorsun?.
-Evet...
-Bana aşık olduğunu ne zaman anlayacaksın?.
-Aşık değilim.
-Seni istiyorum görmüyor musun?,bana minnettar olduğunu söylemiştin o zaman beni ödüllendir.
Dediği an dudağına küçük ani bir öpücük kondurdum.
Gözlerini büyütüp şaşkınla baktı.
-Minnettarım.
-O zaman gerçekten minnettarsan biraz önceki şeyi bir daha yapsana.
Baran'ın yüzüne ellerimi götürdüm ve dudağına yaklaştım ve öptüm dudağımı çekeceğim sıra da Baran bir atak yaptı ve dudaklarımın ayrılmasına izin vermedi ve beni öptü.
Sonra bir adım attı belimi kavrayınca bende kendimi yatakta buldum.
Üstüme çıktı ama hiç dudaklarımdan dudaklarını çekmedi.
Ellerini ellerime kenetledi.
Nefessiz kaldığımda ittim,
İkimizde kısa ve hızlı bir nefes aldık.
Baran boynumdaki saçları eliyle çekip boynuma kafasını gömdü ve sert ve şehvetli öpücükler vermeye başladı.
Bu beni irkiltiyordu.
Çarşafı elimle sıkmak zorunda kalmıştım.
Adeta boynum onunla bütünleşmişti,boynumu ısırınca acıyla inledim.
sadece titremeye başladım.
Isırdığı yeri öpüp,
-İstiyorum seni beyza,benim seni arzuladığım gibi seninde beni arzulamanı istiyorum.
Diye fısıldadı.
Şuan ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.Cansu'nun söylediklerini hatırlayıp,
-Bende.
-Bende ne?.
-Bende seni istiyorum.
Dedim kısık bir sesle.
Teslim ettim kendimi sana merhem oldu senin bedenin benim tüm acılarıma.
Artık benim de kaderim bağlı seninkine.
Sensin tamamlayan beni,bir yapboz parçası gibi.
Uzun zamandır bu anı bekliyormuşcasına güldü ve beni büyük bir arzuyla delicesine öptü.
-Senin isteğin benim için emirdir.
Dedi dediği son şey buydu.
Aslında benim duyduğum son şey buydu desek daha doğru olur...
Bir kaç saat sonra kendimi yatakta çırılçıplak başım Baran'ın göğsünde ona sarılmış bir şekilde buldum.
O da saçımı okşuyordu.
Ona ait mişim gibi...
Islak vücutlarımızda ki terin o kendine has sıcaklığı vücudumuzu etkisi altına almıştı.
Sadece kalp atışlarımızın ve nefesimizin normale dönmesini bekledik.
Sonrasında uyuya kalmıştım kötü bir rüya gördüm bir kabus sıçrayarak yataktan kalktım baran uyuyordu uyanmaması için nefesimi düzenleyip alnımın ve boynumun terini elimin tersiyle sildim. Baran'dan uzaklaşıp ona sırtımı döndüm.
Baran korktuğumu anlamış olmalı ki beni rahatlatmak için belime sarılıp başını omzuma koydu.
Beni biraz da olsa rahatlatmıştı onun kollarında olmak insana güven ve huzur bahşediyordu.
Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Bu anılar benim için asla unutulmayacak anılardı.
"Artık renkli biri olacaksın kötü adam!"
Bölüm sonu...