CİDDİ MİSİN?

By -cilekli_nutella-

103K 8.4K 3.3K

Kapak yapımı ; buse_aydogdu Okulda kalemliğini çantasından çıkarmaya üşendiği için her kitabının içinde kalem... More

1 | ♧
2 | ♧
3 | ♧
4 | ♧
5 | ♧
6 | ♧
7 | ♧
8 | ♧
9 | ♧
10 | ♧
12 | ♧
13 | ♧
14 | ♧
15 | ♧
16 | ♧
17 | ♧
18 | ♧
19 | ♧
20 | ♧
21 | ♧
22 | ♧
23 | ♧
24 | ♧
25 | ♧

11 | ♧

3.6K 372 111
By -cilekli_nutella-

Dolabıma astığım montumu üzerime geçirirken, sinirden tırnaklarımı avuçlarıma bastırıyordum.

Selim abim dün gece eve gelmemişti ve bu sabah salona girdiğimde onu içki şişelerinin arasında Melis'in ceketine sarılıp uyurken bulmuştum.

Bu kadarı yeterdi. O kız her canı sıkıldığında benim abime zarar veremezdi!

Çalışma masamın üzerindeki telefonumu arka cebime koyup evin kapısını açtım ve dışarı çıktım. Saat sabahın sekiziydi ve bütün millet uyuyordu.

Önümden geçen taksiciyi durdurup taksiye bindim. Doğruca Melis'in ev adresini söylerken beynimden ona söyleyeceğim cümleleri hazırlıyordum.

O kızın beynini yerinden çıkarıp beyin nöronlarından pasta yapacaktım! Kafasını fırına sokup 360 derecelik ateşte tavuk pişirir gibi ısıta ısıta pişirecektim. Selim abimi üzenlerin nöronlarının arasındaki milimetrik boşluğa şiş sokardım oğlum ben! Melis'te kimdi?

Taksici Melis'in evinin önünde durduğunda gerekli parayı ödeyip taksiden indim.

Şimdi Melis'in kocaman evi tamamen karşımdaydı.

Hızlı adımlarla evinin bahçesinde yürüyüp kapısını tekmelemeye başladım.

"Aç ulan şu kapıyı, pörtlek!" Dedikten kısa bir süre sonra koridordan Melis'in 'Ne oluyor ya?' Diyen Sesini duydum. Ardından seslerin arasına bir erkeğin cümleleri daha eklendi.

Sinir katsayım artarken kapıya sesli bir şekilde daha vurdum. "Kızım şu kapıyı! Beş dakika içinde bu kapı açılmazsa senin çarkına sıçarım." Dediğimde Melis kapıyı açtı.

Açtı açmasına ancak, gördüğüm görüntü birkaç saniye duraklamama neden oldu.

Melis, üzerinde bir erkeğe ait olduğu belli olan beyaz bir gömlekle kapının önünde dikiliyordu. Üstelik, Melis'e bakan herkes gömleğinin altında iç çamaşırları olmadığını anlardı.

Melis sinir bozucu sesiyle, "Asya? Senin bu saatte burada ne işin var?" Diye sorduğunda onu kenara itip evin içine girdim.

"Bütün gece Selim abim senin şerefine içerken, sen kendini kime becertiyordun söylesene?" Diye hafif yüksek bir tonda konuşurken, evin merdivenlerini çıkıp Melis'in yatak odasına girdim.

Ancak, odada gördüğüm kişi bana bu sabahın ikinci şokunu yaşatacak nitelikle birisiydi.

Kaan üzerinde sadece pantolonuyla Melis'in dağınık yatağında bağdaş kurmuş, telefonuyla uğraşıyordu.

Hemen arkamdan Melis'inde odaya girdiğini hissettim.

"Bak Asya açıklayabilirim." Dediğinde Kaan'ın bakışları saniyesinde üzerime çevrilmişti.

Kaan, soğuk bir ses tonuyla, "Senin burada ne işin var?" Diye sorduğunda gülümseyip ellerimle ikisini işaret ettim.

"Siz varya..." Deyip birkaç saniye duraksadım. "Sizden iğreniyorum."

***

Odamın balkonunda otururken, artık sinirden ağlama noktasına gelmiştim. Önümdeki tencereden bir yaprak sarması daha aldığımda telefonuma bir mesaj geldi.

: O sarmalardan biraz daha yersen karnın ağrıyacak.

Birkaç saniye duraksadım ve çevreme bakındım. Fakat, sokaktan geçen kimse yoktu.

Ben : Sanane.

Çok geçmeden cevap geldi.

: Melis'le Kaan arasında hiçbir şey yok sarışın.

Bakışlarım tekrar etrafta dolanırken, bana günlük hayatta 'Sarışın' diye hitap eden tek kişinin Kaan olduğunu fark ettim.

: Pekala pot kırdım galiba.

Ben : Derdin ne?

Diye mesaj attığımda '♧' çoktan çevrimdışı olmuştu.

Telefonumu masanın üzerine fırlattığımda ağzıma aynı anda üç tane daha sarma atmıştım bile.

Bu kadar sarmanın bana yeteceğini düşünüp tencerenin kapağını kapattım ve balkondan çıkıp salona doğru yürüdüm.

Ajdar'ın korkunç sesini buradan bile duyabiliyordum. Anlaşılan, Berkan abim hayatının %98'inde yaptığı gibi yine Ajdar dinleyip kendi kendine kafa buluyordu.

Salonun içine girdiğimde tamda beklediğim manzarayla karşılaştım.

Berkan abim yine, salonun ortasındaki masaya çıkmış, Youtube'den açtığı Ajdar şarkısıyla dans ediyordu.

Meriç abim salonun penceresine yaslanmış, sigara içerken benim İnstagram hesabıma yorum yapan erkeklere hayatımda duymadığım küfürleri tekerleme yapıp paragraf şeklinde tek tek gönderiyordu.

Selim abim ise... Dün gece elindeki tüm biraları bitirdiği için ayran içiyordu. Muhtemelen, bakkala gidip kendine bira alacak parası kalmamıştı ya da dün ki güzel kafasıyla tüm paralarını klozete boşaltıp üzerlerine aseton dökmüştü.

"Annem nerede?" Diye sorduğumda Selim abim elindeki ayranı kafasına dikip, "Ciğerim yanıyor ulan benim. Banane annemden!" Dedi.

İçimden, 'Bu sabah gördüğüm rezaleti bilseydin ne halt yerdin?' Diye geçirirken dışımdan gülümseyip "Saykosum oğlum işte," Dedim.

"Saykoluk maykoluk! Ciğerim yanıyor ulan." Derken elindeki bardağın dibinde kalan ayranı da kafasına dikti.

Sonuç olarak evin en aklı başında insanına sormayı planlayarak aynanın karşısına geçtim ve, "Annem nerede Asya?" Dedim.

Aldığım cevap ise, Meriç abim tarafından kafama fırlatılan sigara çakmağından ibaretti.

"Öküz!" Diye bağırıp balkona doğru ilerledim ve masanın üzerindeki telefonumu alıp odama geçtim.

Yatağımın üzerinde uzanır bir pozisyon aldığımda telefonuma '♧' kişisinden üç mesaj geldiğini fark ettim.

: Derdimi sormuşsun ya hani,

♧ : Can sıkıntısı.

Mesajını okuduktan sonra gözlerimi devirdim.

Ben : Canın sıkıldığı için mi herkese mesaj atıyorsun?

Çok geçmeden cevap geldi.

: Yoo sadece canımın istediği kişilere mesaj atıyorum.

Ben : Senin Kaan olduğunu biliyorum.

♧ : Üzdün...

Ben : Peki.

♧ : Tamam.

Ben : İyi.

♧ : Naber?

Mesajına gözlerimi devirip telefonumu yatağımın üzerine bıraktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım.

Henüz yirmi dakika önce bir tencere yaprak sarması yemiştim ama şimdi yine acıkmıştım. Anlaşılan, yine yediğim yiyecekler birbirlerini yiyerek kendilerini midemin içinde yok etmişlerdi.

Dolabı açıp içinden annemin dün akşam pişirdiği makarnayı çıkarttım ve çattalla yemeye başladım.

Öncelikle bana mesaj atan o, '♧' Kişisinin Kaan olup olmadığından emin olmam lazımdı.

O sırada mutfağa giren Meriç abimle tüm bu konuları daha sonra düşünmeye karar verdim ve önümdeki makarna tabağından bir çatal daha aldım.

"Neden şu mutfağa her girdiğimde seni yemek yerken yakalıyorum lan ben?" Dediğinde omuz silktim.

"Çünkü beleş."

"Makarnalarda beleş herhalde anasını satayım. Annem bir haftadır aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor yeminle!"

"Sahi annem nerede?"

"Bizi makarnayla avutup dışarı çıktı. Saçlarını boyatacakmış." Dediğinde sırıttım. Üvey babacığıma güzel görünecekti tabi ki!

"İyi o zaman ben odamdayım." Deyip mutfağın çıkışına yöneldiğimde Meriç abim bileklerimden tuttu.

"Bana bak. Senin sevgilin mi var lan?" Dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.

"Ne sevgilisi lan? Yok sevgilim falan."

"Hadi be. Telefonundan arka arkaya mesaj sesi gelince bende sevgilin varsa on lira istesene diyecektim, sigara alacak param kalmadı amına koyayım." Diye kendi kendine söylenirken ayağına tekme attım.

"Ciddiyim. Neden bu kadar malsın?" Dediğimde o da sırıttı. "Çünkü beleş."

"Özenti!"

"Memnun oldum, bende Meriç." Deyip bana orta parmağıni göstererek mutfaktan çıktı.

Bende elimdeki çatalı tezgaha iteleyerek onu takip ettim. "Berkan, hadi oğlum bizde eve gidelim artık." Dediğinde dudaklarımı büzdüm. "Gitmeyin ya!"

Selim abim de elindeki şalgamı havaya kaldırıp, "Asya'ya katıldığım için çok üzgünüm ama kız haklı." Dedi.

Evdeki tüm ayranı kökünden kurutunca, bu sefer de annemin geçen kış yaptığı şalgamlara saldırmıştı.

Berkan abim, "Oğlum YGS sınavına 10 ay, 23 gün, 13 dakika, 18 saniye, 47 salise kaldı. Bak mesela, şu anda saniyeler 17'ye düştü. Evde birazcık uyuyup sınava bir hafta kala 18 tane test kitabı bitirmem lazım. Hem iki buçuk saattir Ajdar dinlemiyorum. Birazcık diş macunu yiyerek banyoda kafa bulmam lazım." Dediğinde Meriç abim ensesine şaplak attı.

"Sana oksijen veren ağacın dallarını sikeyim. YGS'nin son haftasında nasıl 18 tane test kitabı bitireceksin?"

"Yani kalıyor musunuz?" Diye sorduğumda Berkan ve Meriç abim aynı anda "Yoo," Dedi.

"Lütfen, lütfen, lütfen!"

Meriç abim, "Bana üç paket sigara alırsan bu işe kefilim." Dediğinde Berkan abimde arkasından ekledi, "Bana da yeni bir diş fırçası alırsan kabul ederim. En son aldığım diş fırçasının arka tarafına kolonya sürünce fırçanın rengi açıldı anasını satayım."

Continue Reading

You'll Also Like

270K 11.2K 16
"Peki en sevdiğin renk ne Şervano?" Gökyüzüne bakıyordu bende ona. Onu izlemek gökyüzünü izlemekten daha cazip geliyordu bana. "Firuze. " " Efendim...
1.9M 128K 56
TAMAMLANDI Siz: Her şeyi anlarım. Siz: Ulan beni babamın doğurduğunu bile anlarım ama, Siz: Birinin beni dolandırıp, bankamdan sadece 31 TL çekmesin...
6.7K 654 33
Savaş'ın Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarında bankın birinde oturmuş Fenerbahçe'li kadının yanına oturmasıyla başlar her şey. Argo ve küfür içe...
7.1K 597 20
Baş hekimin Ağızdan çıkan kelimeler hayatımı mahvetmeye yeticek derecedeydi "Nera durandan alınan kan örneği ile kıraç ilkaydan alınan kan örneği %9...