9 | ♧

3.9K 371 96
                                    

Yatağımın üzerine oturmuş, önümdeki bilgisayara boş bakışlar atıyordum. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu ve sıkıntıdan patlamak üzereydim.

Sonra aklıma gelen bir fikirle her genç kızın mutlaka yapmış olduğu şu saçma testlerden yapmaya karar verdim. Test konularının bulunduğu siteye girip konu başlıklarını okumaya başladım.

Ruhun kaç yaşında?

Hangi meslek sana en uygunu?

Ne kadar egolusun?

Kilon yaşına göre ne kadar uyumlu?

Galiba sonunda birisi dikkatimi çekmişti. Kilon yaşına göre ne kadar uyumlu? Yazısına tıklayıp sayfanın açılmasını bekledim.

Kesin yine Meriç abim lol oynuyordu. O yüzden internet bu kadar yavaştı.

Nihayet sayfa açıldığında soruları cevaplamaya başladım. Yirmi sorunun tamamını da yanıtlayıp sonucun çıkmasını beklerken farkında olmadan tırnaklarımı kemiriyordum.

Eğer, bilgisayar hoşuma gidecek bir şeyler söylemezse onu kablolarıyla beraber buzluğa kilitlerdim.

Birkaç dakika sonra sonuç açıklandığında gözlerimi kırpıştırıp biraz bekledim. Ancak sonuç hala aynıydı. Ekranda kocaman "Fıçı gibisin!" Yazıyordu.

Çığlık atıp bilgisayarın ekranını kapattım. Fıçı mı? Fıçı! Benim 6 kilo fazlam vardı sadece. O yüzden kimse bana fıçı diyemezdi! Onları tek tek öldürürdüm.

Fakat, hala beynimde o 'Fıçı Gibisin' cümlesi dolanıyordu. Kaşlarımı çatıp yatağımın altındaki baskülü çıkardım ve üzerine çıktım.

53 Kiloydum. Ve bence gayet normaldi. Yoksa değil miydi? Çok mu kiloluydum yoksa?

Oflayıp odamdan çıktım ve mutfakta yemek yapan annemin yanına gittim.

"Anne ben diyete başlıyorum." Dediğimde annem elindeki kaşıkla tenceredeki yemeği karıştırma işine ara verip bana baktı.

"Hadi canım! Bende tam senin için makarna yapıyordum sen seversin diye." Dediğinde gözlerim kocaman açıldı. "Oha makarna mı? Şey... Anne, belki de diyete Salı günü başlamalıyım. Ne dersin?"

Annem gülerken ocağı kapattı ve mutfaktan çıktı. Sinsice tezgahın üzerindeki çatalı alıp tencerenin kapağını açacağım sırada mutfağa gözleri kapalı olan Berkan abimin girdiğini gördüm.

Köpek gibi etrafı kokluyordu ve dili dışarı sarkmıştı. "Oha. Anne sen makarna mı yaptın?" Diye bağırdığında hızla tencereyi ocaktan alıp baharatların olduğu çekmeceye sokmaya çalıştım.

Berkan abim hala gözleri kapalıyken mutfağı koklayıp ocağa doğru yaklaşmaya başladı. "Koklayabiliyorum. Sevgilim buralarda bir yerlerde!" Dediğinde elimdeki çatalı kafasına fırlattım.

"Hoşt! Uzaklaş lan azgın köpek!" Diye bağırdığımda Selim abimde içeriye girmişti.

"Öğk. Burası makarna kokuyor, anne akşam yemeğine makarna yaptığına inanamıyorum!" Neyse ki Selim abim konusunda şanslıydım. O, makarnadan nefret ederdi.

"Susar mısın? Nefret ediyorsan dışarı çık." Dediğimde Selim abim bana orta parmağını gösterip dolaptan kendine bir elma aldı ve mutfaktan çıktı.

Şimdi geriye Meriç abimle Berkan abim kalmıştı.

Aslında Meriç abim kolay lokmaydı. Çünkü o da makarnadan pek haz etmezdi. Asıl düşünmem gereken kişi Berkan abimdi.

CİDDİ MİSİN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin