11 | ♧

3.6K 372 111
                                    

Dolabıma astığım montumu üzerime geçirirken, sinirden tırnaklarımı avuçlarıma bastırıyordum.

Selim abim dün gece eve gelmemişti ve bu sabah salona girdiğimde onu içki şişelerinin arasında Melis'in ceketine sarılıp uyurken bulmuştum.

Bu kadarı yeterdi. O kız her canı sıkıldığında benim abime zarar veremezdi!

Çalışma masamın üzerindeki telefonumu arka cebime koyup evin kapısını açtım ve dışarı çıktım. Saat sabahın sekiziydi ve bütün millet uyuyordu.

Önümden geçen taksiciyi durdurup taksiye bindim. Doğruca Melis'in ev adresini söylerken beynimden ona söyleyeceğim cümleleri hazırlıyordum.

O kızın beynini yerinden çıkarıp beyin nöronlarından pasta yapacaktım! Kafasını fırına sokup 360 derecelik ateşte tavuk pişirir gibi ısıta ısıta pişirecektim. Selim abimi üzenlerin nöronlarının arasındaki milimetrik boşluğa şiş sokardım oğlum ben! Melis'te kimdi?

Taksici Melis'in evinin önünde durduğunda gerekli parayı ödeyip taksiden indim.

Şimdi Melis'in kocaman evi tamamen karşımdaydı.

Hızlı adımlarla evinin bahçesinde yürüyüp kapısını tekmelemeye başladım.

"Aç ulan şu kapıyı, pörtlek!" Dedikten kısa bir süre sonra koridordan Melis'in 'Ne oluyor ya?' Diyen Sesini duydum. Ardından seslerin arasına bir erkeğin cümleleri daha eklendi.

Sinir katsayım artarken kapıya sesli bir şekilde daha vurdum. "Kızım şu kapıyı! Beş dakika içinde bu kapı açılmazsa senin çarkına sıçarım." Dediğimde Melis kapıyı açtı.

Açtı açmasına ancak, gördüğüm görüntü birkaç saniye duraklamama neden oldu.

Melis, üzerinde bir erkeğe ait olduğu belli olan beyaz bir gömlekle kapının önünde dikiliyordu. Üstelik, Melis'e bakan herkes gömleğinin altında iç çamaşırları olmadığını anlardı.

Melis sinir bozucu sesiyle, "Asya? Senin bu saatte burada ne işin var?" Diye sorduğunda onu kenara itip evin içine girdim.

"Bütün gece Selim abim senin şerefine içerken, sen kendini kime becertiyordun söylesene?" Diye hafif yüksek bir tonda konuşurken, evin merdivenlerini çıkıp Melis'in yatak odasına girdim.

Ancak, odada gördüğüm kişi bana bu sabahın ikinci şokunu yaşatacak nitelikle birisiydi.

Kaan üzerinde sadece pantolonuyla Melis'in dağınık yatağında bağdaş kurmuş, telefonuyla uğraşıyordu.

Hemen arkamdan Melis'inde odaya girdiğini hissettim.

"Bak Asya açıklayabilirim." Dediğinde Kaan'ın bakışları saniyesinde üzerime çevrilmişti.

Kaan, soğuk bir ses tonuyla, "Senin burada ne işin var?" Diye sorduğunda gülümseyip ellerimle ikisini işaret ettim.

"Siz varya..." Deyip birkaç saniye duraksadım. "Sizden iğreniyorum."

***

Odamın balkonunda otururken, artık sinirden ağlama noktasına gelmiştim. Önümdeki tencereden bir yaprak sarması daha aldığımda telefonuma bir mesaj geldi.

: O sarmalardan biraz daha yersen karnın ağrıyacak.

Birkaç saniye duraksadım ve çevreme bakındım. Fakat, sokaktan geçen kimse yoktu.

Ben : Sanane.

Çok geçmeden cevap geldi.

: Melis'le Kaan arasında hiçbir şey yok sarışın.

CİDDİ MİSİN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin