5 | ♧

4.6K 396 89
                                    

Selim abimle sınıfa doğru yürürken onun Meriç abime ettiği küfürleri duymazdan geliyordum. Çocuğun doğmasında yardımcı olan etkenlerin gece uyuduğu yastığın yapıldığı firmanın torununa bile küfür etmişti sınıfa girene kadar...

"Eşek şakasıymış! Sizin yaptığınız şeye at şakası bile denmez lan. Şimdi espri yaptığıma bakma. Asıl esprilerimi Meriç'in ayak tırnaklarına pembe oje sürerken yapacağım. Şerefsiz piç! Melis'in sesine montaj yapmak nedir lan? Geleceğin Fotomontajcı Cafer'i mi olacaksın sen?" Dedikten sonra duraksadı. "Fotomontajcı Cafer vardı değil mi Asya?" Diye sorduğunda o ismi ilk kez duymuş olmama rağmen başımı onaylarcasına salladım.

"Hah! Cafer sizi uygunsuz uygunsuz şekillerde yakalayıp İnstagram'da rezil etsin inşallah. Arkadaşlarınla fotoğraf çekilirken arkadan gelip el hareketi çeksin, o gün giyineceğin kıyafetin üzerine domates sosu döküp sırıtarak mutfaktan çıksın! Gerizekalı Cafer." Dedikten sonra saçmaladığını fark etmiş olacak ki birden duraksadı. "Ulan ben niye ettiğim her bedduaya Cafer'i karıştırıyorum ki?" Dediğinde tekrar başımla onu onayladım.

"Aynen ya! Ne gerek var Cafer'e? Ben direk beddualarımı sana edeyim." Deyip saçlarını karıştırdı. "İnşallah Bim'de ayıcık desenli pijamalarınla kendine portakal seçerken birden içeriye aşık olduğun çocuk girer de mal gibi ortada kalırsın Asya!"

Kahkaha attım. "Bana Facebook sözleriyle gelme abi." Deyip yanından geçtim.

Koridorda yürümeye başladığımda Selim abimin omuz silkip sınıfa girdi. Dersimiz tarihti ve tahminen beş dakika sonra hoca sınıfa girecekti. Risk alıyordum fakat o kadar bunalmıştım ki içimden sınıfa gitmek bile gelmiyordu.

Okulun müzik sınıfının önünden geçerken kulağıma çarpan piyano sesi öylece durmamı sağladı. Piyanoyu severdim. Piyano dinlediğim zamanlarda uysallaşır, hatta bazen uykuya bile dalardım.

Babam ölmeden önce diğer babaların aksine bana masal okumak yerine piyano çalardı. Hatta bir ara Meriç abimi bile piyano kursuna yazdırmıştı fakat Meriç abim ilk haftadan sıkılıp piyano kursunu bırakmıştı.

Şimdi ise duyduğum piyano sesiyle aklına müziğe aşık bir adam olan babam gelmişti. Aralık kapıdan başını uzatıp piyano çalan kişinin kim olduğuna bakmaya çalıştım.

Dağınık saçlı bir çocuk piyanonun önünde oturmuş, deliler gibi piyano çalıyordu. Arkası dönük olduğu için yüzünü seçemesem de yukarıya yükselen sigara dumanından dudaklarının arasında yanmakta olan bir sigaranın varlığı bariz bir şekilde belli oluyordu.

Notalar hızlandığında gözlerimi kapatıp ortaya çıkan sesleri dinlemeye başladım. Çıkan her nota ruhumun en derinlerde yanmakta olan küçük mumun üzerine benzin dökerek o cılız ateşi kocaman bir orman yangınına çeviriyordu.

Gözlerim hala kapalıyken kurumuş dudaklarımda oluşan tebessüme engel olamadım.

Aniden arkamdan bir çift el bileğimi sarıp beni odanın içine çektiğinde ağzımdan çıkan tiz bir çığlığa engel olamadım.

Müzik odasındaki müzik çoktan kesilmişti. "Bu kızı seni izlerken buldum Kaan." İnce çıkan bir kadın sesiydi.

Başımı beni tutan kıza çevirdiğimde piyanoyu çalan çocuk, "Beni izlediğini biliyordum Cemre. Şimdi kızı rahat bırakıp dışarı çık." Dedi.

Kız bozulmuştu fakat belli etmemeye çalışarak beni bıraktı ve dışarı çıktı.

"Sen? Nasıl?" Diye sorduğumda ses tonumdaki şaşkınlığı gizleyememiştim. Onu izlediğimi biliyorsa neden hiçbir şey dememişti?

CİDDİ MİSİN?जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें