CİDDİ MİSİN?

By -cilekli_nutella-

103K 8.4K 3.3K

Kapak yapımı ; buse_aydogdu Okulda kalemliğini çantasından çıkarmaya üşendiği için her kitabının içinde kalem... More

1 | ♧
2 | ♧
3 | ♧
4 | ♧
6 | ♧
7 | ♧
8 | ♧
9 | ♧
10 | ♧
11 | ♧
12 | ♧
13 | ♧
14 | ♧
15 | ♧
16 | ♧
17 | ♧
18 | ♧
19 | ♧
20 | ♧
21 | ♧
22 | ♧
23 | ♧
24 | ♧
25 | ♧

5 | ♧

4.6K 396 89
By -cilekli_nutella-

Selim abimle sınıfa doğru yürürken onun Meriç abime ettiği küfürleri duymazdan geliyordum. Çocuğun doğmasında yardımcı olan etkenlerin gece uyuduğu yastığın yapıldığı firmanın torununa bile küfür etmişti sınıfa girene kadar...

"Eşek şakasıymış! Sizin yaptığınız şeye at şakası bile denmez lan. Şimdi espri yaptığıma bakma. Asıl esprilerimi Meriç'in ayak tırnaklarına pembe oje sürerken yapacağım. Şerefsiz piç! Melis'in sesine montaj yapmak nedir lan? Geleceğin Fotomontajcı Cafer'i mi olacaksın sen?" Dedikten sonra duraksadı. "Fotomontajcı Cafer vardı değil mi Asya?" Diye sorduğunda o ismi ilk kez duymuş olmama rağmen başımı onaylarcasına salladım.

"Hah! Cafer sizi uygunsuz uygunsuz şekillerde yakalayıp İnstagram'da rezil etsin inşallah. Arkadaşlarınla fotoğraf çekilirken arkadan gelip el hareketi çeksin, o gün giyineceğin kıyafetin üzerine domates sosu döküp sırıtarak mutfaktan çıksın! Gerizekalı Cafer." Dedikten sonra saçmaladığını fark etmiş olacak ki birden duraksadı. "Ulan ben niye ettiğim her bedduaya Cafer'i karıştırıyorum ki?" Dediğinde tekrar başımla onu onayladım.

"Aynen ya! Ne gerek var Cafer'e? Ben direk beddualarımı sana edeyim." Deyip saçlarını karıştırdı. "İnşallah Bim'de ayıcık desenli pijamalarınla kendine portakal seçerken birden içeriye aşık olduğun çocuk girer de mal gibi ortada kalırsın Asya!"

Kahkaha attım. "Bana Facebook sözleriyle gelme abi." Deyip yanından geçtim.

Koridorda yürümeye başladığımda Selim abimin omuz silkip sınıfa girdi. Dersimiz tarihti ve tahminen beş dakika sonra hoca sınıfa girecekti. Risk alıyordum fakat o kadar bunalmıştım ki içimden sınıfa gitmek bile gelmiyordu.

Okulun müzik sınıfının önünden geçerken kulağıma çarpan piyano sesi öylece durmamı sağladı. Piyanoyu severdim. Piyano dinlediğim zamanlarda uysallaşır, hatta bazen uykuya bile dalardım.

Babam ölmeden önce diğer babaların aksine bana masal okumak yerine piyano çalardı. Hatta bir ara Meriç abimi bile piyano kursuna yazdırmıştı fakat Meriç abim ilk haftadan sıkılıp piyano kursunu bırakmıştı.

Şimdi ise duyduğum piyano sesiyle aklına müziğe aşık bir adam olan babam gelmişti. Aralık kapıdan başını uzatıp piyano çalan kişinin kim olduğuna bakmaya çalıştım.

Dağınık saçlı bir çocuk piyanonun önünde oturmuş, deliler gibi piyano çalıyordu. Arkası dönük olduğu için yüzünü seçemesem de yukarıya yükselen sigara dumanından dudaklarının arasında yanmakta olan bir sigaranın varlığı bariz bir şekilde belli oluyordu.

Notalar hızlandığında gözlerimi kapatıp ortaya çıkan sesleri dinlemeye başladım. Çıkan her nota ruhumun en derinlerde yanmakta olan küçük mumun üzerine benzin dökerek o cılız ateşi kocaman bir orman yangınına çeviriyordu.

Gözlerim hala kapalıyken kurumuş dudaklarımda oluşan tebessüme engel olamadım.

Aniden arkamdan bir çift el bileğimi sarıp beni odanın içine çektiğinde ağzımdan çıkan tiz bir çığlığa engel olamadım.

Müzik odasındaki müzik çoktan kesilmişti. "Bu kızı seni izlerken buldum Kaan." İnce çıkan bir kadın sesiydi.

Başımı beni tutan kıza çevirdiğimde piyanoyu çalan çocuk, "Beni izlediğini biliyordum Cemre. Şimdi kızı rahat bırakıp dışarı çık." Dedi.

Kız bozulmuştu fakat belli etmemeye çalışarak beni bıraktı ve dışarı çıktı.

"Sen? Nasıl?" Diye sorduğumda ses tonumdaki şaşkınlığı gizleyememiştim. Onu izlediğimi biliyorsa neden hiçbir şey dememişti?

Düşüncelerimi duymuş gibi, "İzleyicileri severim sarışın." Dedi ve piyanonun üzerindeki notaları çantasına yerleştirmeye başladı.

"Sarışın mı? Hah!" Diye homurdandığımda dudağının kenarı yukarı kıvrıldı.

Nota dolu okul çantasını sırtına asarken "Evet, sarışın. Sen sarışın değil misin?" Diye sordu ve odadan çıktı.

***

"Selim, bu soruyu sen çözmek ister misin?" Hocanın sorusuyla Selim abim başını yasladığı sıradan kaldırıp kaşlarını çatarak ona bakan matematik hocasına çevirdi bakışlarını. Sevim hoca derste uyuyan öğrencileri hiç sevmezdi ve hoca seslenene kadar Selim abim tam da hocanın sevmediği şeyi yapıp sırada uyuyordu.

"Hocam bu seferlik kalkmasam?" Dediğinde hoca ona 'Hiç şansın yok' Der gibi baktı.

Selim abim oflayıp ayağa kalktı ve tahta kalemini alıp sorunun önüne geçti.

"Hocam on ile onu çarparsak yüz eder. Yoksa yirmi mi ederdi lan? Yok yok. Yüz eder. Ama şimdi dokuzun neyi eksik değil mi? Dokuz ile onu da çarparsak doksan eder. Şimdi bu doksanla yüzü toplayıp içinden iki çıkartınca sonucu bulacağım." Deyip doksanla yüzü toplamak için parmaklarıyla saymaya başladı fakat söylediği şeylerle sorunun alakası yoktu. Kendi kafasından bir şeyler uyduruyordu. "Hesapladım hocam. Doksanla yüzü topladığımızda doksan yüz eder. Doksan yüzden de iki çıkarınca bir kalır." Dediğinde hoca masanın üzerindeki cetveli Selim abimin kafasına fırlattı.

"Bir de dalga geçiyor eşek herif! Doksan yüz ne evladım? Matematikte öyle bir kelime yok. Hayır bazen senin ileri zekalı mı geri zekalı mı olduğuna karar veremiyorum. Nesin sen?" Diye sinirle sorduğunda Selim abim çenesini kaşıdı.

"Hocam valla ben Enistein'in eve gelen tüpçünün yumurtalıklarını dölleyerek oluşturduğu bir varlığım. Yani ileri zekalılık konusunda Enistein'e, ama geri zekalılık konusunda tüpçücü anneme benziyorum. Geçenlerde Edison üzerimde deney yapmaya çalıştı ama zavallı adamın devreleri yanınca ampulü ben buldum. Yani uyanın diyorum. Ampul benim icadım. Kapitalizmin sizi kandırmasına izin vermeyin. Adamlar sizi ayakta uyutuyor. Ampulü ben buldum ben! Edison benim üzerimden prim yapıyor." Dediğinde bütün sınıf gülerken matematik öğretmenimiz sinirle masasının üzerindeki ders kitaplarını Selim abimin kafasına fırlatırken "Çık dışarı aptal herif!" Diye bağırdı.

Selim abim eliyle matematik öğretmenimize asker selamı verip sınıftan çıktı. Çıkarken de söylediği tek şey "Hadi bensiz iki ders matematik işleyin enayiler!" Oldu.

Kendi kendime "Gerizekalı." Diye mırıldanırken çantamdan siyah kapaklı defterimi çıkarttım. İçinde her sıkıldığımda yaptığım karalamalar mevcuttu. Boş bir sayfa çıkarıp sınıfın pencerelerine bakarak yine bir şeyler karalamaya başladım.

İlk başlarda saçma gibi görünse de, çizimlerin bittiğinde sayfayı kaplayan şekil herkesin hoşuna giderdi.

Kağıdın kenarına birkaç çizik atıp onları birleştirerek küçük bir çiçek oluşturdum. Aslında oluşan şey papatya, gül, zambak gibi somut bir çiçek figürü değildi. Daha çok fantastik hikayelerdeki zehirli bitkilere benziyordu.

Tam kenara bıraktığım kalemi tekrar elime alacakken teneffüs zili çaldı ve öğrenciler çantalarını toplamaya başladı.

Çıkardığım defteri geri koyup çantamı da alarak sıradan kalktım ve sınıfın çıkışına yöneldim.

Okulun bahçesinin en köşesine yerleştirilmiş olan bankta abimlerle birbirimizi beklerdik. Adımlarımı hızlandırarak koridorda ilerlemeye devam ettim fakat tam o sırada telefonuma bir mesaj geldi.

Gönderen ; Gizli Numara

Çalışma masanın üzerine bıraktığın o beyaz zarfı yarın geri istiyorum. Zarfı spor salonundaki dolapların üçüncüsüne koyup kaybol. Ve birdaha asla sana ait olmayan şeyleri asla sahiplenme!

Ellerim titrerken çevreme bakındım. Yine izleniyor gibi hissediyordum fakat koridorda benden başka kimse kalmamıştı.

Bir yerlerden beni izlediğini ve sesimi duyduğunu biliyordum. Titreyen ellerimle okul eteğimin ucunu sıktığımda telefonuma bir mesaj daha geldi.

Gönderen ; Gizli Numara

Korkma benden.

"Kimsin sen?" Diye bağırdığımda sesim boş koridorda yankılandı.

"Korkmuyorum senden!"

Ve bir mesaj sesi daha.

Gönderen ; Gizli Numara

Yarın korkup kormadığını göreceğiz.

Ellerimi yavaşça eteğimin ucundan çekip tekrar konuşmak için ağzımı açmıştım ki koridorun başından bana doğru yürüyen Meriç abimi gördüm.

"Sonunda şizofren mi oldun Asya?" Dedi gülerken. "Koridorda kime bağırıyordun?" Dediğinde kendimi gülümsemek için zorladım. "Evet şizofren oldum lan. Delirttiniz beni!"

Abilerimizden en çok hangisini sevdiniz gençler? Bu arada siyah kapüşonlu, gizli numara ve Kaan? Sizce ilerleyen bölümlerde bu karakterler Asya'nın hayatında hangi rolü oynayacak?

Beğendiyseniz oy vermeyi, beğenmediyseniz beğenmediğiniz yerleri bana bildirmeyi ve daha büyük bir okur kitlesine ulaşmamız için kitabı okuma listenize eklemeyi unutmayın🌸

Ayrıca, yeni bölüm beklerken henüz yeni yayınladığım hikayem olan Dayanılmaz'a da göz atabilirsiniz :D

Continue Reading

You'll Also Like

648K 27.8K 38
Ne demiş atalarımız "En büyük aşklar nefretle başlar." Nefretten doğan aşkı okumaya hazır mısınız? @bora_atalarr: beni dikizlemeyi kes @selinnozgur:...
49.7K 3.5K 10
。⁠◕Bu his çok tuhaftı onlar benim gerçek ailemdi ama bir o kadarda uzaklardı...◕⁠。
1.3M 60.6K 55
Texting SİZ: Kardeşim kargomu getirsenize ne demek kurye vefat etti!? SİZ: Hayır aldığım şey de az buz bir para değil. SİZ: Ben o gitarın parasını...
4.5M 269K 83
Her şey; aslında bütün aile fertlerinin yapmak isteyip de yapamadığı, ailenin küçük oğlu Murat ve eşi Nalan'ın isyanıyla aile apartmanını terkedip, o...