Mavi Isırık

By BrooklynCF

765K 54.4K 8.8K

Bilmediğin bir şeyi asla ısırma. Sonunda ne olacağını bilemezsin. More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Önemli not
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Merhaba
Herkese Yeniden Merhaba

Bölüm 27

11.9K 1K 302
By BrooklynCF


Masanın hemen köşesinde oturan gözlüklü adamın uyarıcı bakışlarına maruz kalmama hiç gerek yoktu. Masaya vurup durmamın sinir bozucu olduğunu ben de biliyordum. Ama bana bakıp duran adam şu anki duygularımı bilmiyordu. Ne yaşadığımı tahmin bile edemezdi. Şu an nasıl bir durumun içerisinde olduğumu bilse gelir masaya bir de o vururdu. Mavi Elma, diğer bir deyişle büyücü bana bakıyordu. Aramızdaki gerginlik bütün odayı kaplamıştı. Mavi, olup biteni anlamaya çalışıyor gibiydi. Bir şeylerin ters gittiğini fark etmeyecek kadar aptal değildi. Helen, gözleriyle babasını soru yağmuruna tutuyordu. O da bu durumdan rahatsız olmuştu. Bir yanım çıkıp gitmek istiyordu bir yanım durmak. 

"Orhan Bey, sizi yeni çalışanımız Zuhal Hanım'la tanıştırmak istiyorum. Kendisi, şirketin tanınırlığını arttırabileceğine dair güzel fikirlerle geldi. Faydalı olacağını düşünüyorum. Siz de reklam bölümünde olduğunuza göre beraber çalışmanızda fayda var." Büyücünün adının Orhan olması beni biraz şaşırtmıştı. Daha egzotik, daha büyülü bir isim falan bekliyordum. Büyülü bir isim nasıl olurdu onu düşünemiyordum ama... Neyse.

"Evet baba. Zuhal Hanım çok iddialı bir kişilik. İyi anlaşırsınız umarım." Helen'in lafları iğne gibiydi. El üstünden alınan kan gibi can acıtmaya yönelikti sadece. Ayrıca baba ne demek oluyordu? Büyücü, yani Orhan Bey nasıl onun babası olabilirdi? Eğer Mavi'nin dediği gibi Mavi'nin annesiyle yaşadığı yasak ilişkinin meyvesiyse Helen... O zaman Mavi'yle Helen kardeş olurlardı. Helen, elini Mavi'nin yanağına yaklaştırdı.

"Durun siz kardeşsiniz!" Fırlayıp Helen'in elini havada yakaladım. O sırada kalçamla su şişesini devirmiştim. Az önce bana tip tip bakan gözlüklü adam başta olmak üzere herkes tek tek ıslanıyordu. Bütün dosyalar su içinde kalmıştı. Helen'i kenara itip dengesini kaybetmesine neden olmuştum. Ayağı, sandalyenin bacağına takıldı ve arkada ikram için bırakılan atıştırmalıkların üzerinde buldu kendini. Toparlanmaya çalışırken ince topuklularının kurbanı olup meyve suyu kasesinin içine düştü. Herkes aynı anda acı bir çığlık koyverdi. Elimle yüzümü kapatıp parmak arasından izlemeye devam ediyordum. 

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Ne bu saçmalık!" Mavi adeta ateş püskürüyordu. Gözleri alev alevdi. O zaman uzun zamandır lekesine bakmadığımı fark ettim. Kahverengi lekesi neredeyse bütün gözünü kaplamak üzereydi. Elimi uzattım. Sonra da geri çektim. O, artık dokunabileceğim biri değildi. Özellikle de şu an. 

"Ne bu saçmalık dedim sana! Açıklama bekliyoruz!" Bu adamın gidip nişanlısını kaseden çıkarması gerekmiyor muydu bana bağırmak yerine?

"Şey, ben yeni sloganımızı sunuyordum. Evet, evet! Yeni sloganımız." 

"Durun siz kardeşsiniz'in neresi slogan? Aydınlatabilir misiniz bizi?" Orhan Bey konuşmuştu. Kıvranışımdan zevk aldığı her halinden belliydi. 

"Iıı dün öğrendim ki yeni DNA çalışmaları yapıyormuşsunuz. Sıkıcı başlıklar yerine dikkat çekmek için böyle bir başlık kullanmak daha iyi. İnsanlar klişe şeyleri severler. Bunu kabul etmeseler de severler. Şu akraba evliliğinin sonuçlarıyla ilgili olan makaleye bu başlığı atmayı önerecektim." Sanırım ucuz yırtmıştım. Odadaki gözler tatmin olmuş gibiydi. Mavininkiler hariç.

"Hala neden Helen Hanım'ın üzerine atladığınızı açıklamadınız Zuhal Hanım?" Bir yalan da bunun için bulmalıydım acilen.

"Elinde örümcek vardı. Örümceklerden nefret ederim de. Tik gibi bir şey oluştu bende. Gördüğüm yerde öldürmem lazım." dedim hızlı hızlı.

"Özür dile." 

"Ne?"

"Hemen Helen Hanım'dan özür dile!" Gözlerim doldu. Benden canımı istese daha kolay olurdu. Bütün hayatımı çalan kadından basit bir sakarlık yüzünden özür dilememi istemesi çok ağırdı.

"Hemen!" Göz bebeklerim titredi. Onun gözlerinde duygu yoktu. İlmik ilmik ördüğüm bütün umutlarımı yıkıp atmıştı. Hıçkırıklarımı bastırmaya çalışıyordum.

"Helen Hanım sizden çok özür dilerim. Beni affedin lütfen." Kelimeler zorlukla çıkmıştı boğazımdan. Her bir harf yeniden dağlamıştı kalbimi. Mavi, Helen'i düştüğü yerden kaldırdı. Elbisesi sırılsıklam olmuştu. 

"Senin tuhaf biri olduğunu en başından fark etmiştim. Suç sende değil o yüzden. Suç, seni buraya kabul edende." Bu sözleri Mavi'ye söylediğini biliyordum. Ki bana söylemiş olsa da yakamazdı canımı. Çünkü artık hissedemeyecek kadar uyuşmuştum. Onun için her şeyi feda etmiştim. Onun mutluluğu ve yaşamı için kendimden vazgeçmiştim. Bunları bilmediği gibi beni böyle küçük görmesi zoruma gidiyordu. Artık yapamıyordum. Bu kadarı fazlaydı. Bütün kanım çekilmişti sanki. Günlerce değil, yıllarca acı çekeceğimin farkındaydım.

Helen çantasını alıp odayı terk etti. Diğerleri de sırayla çıkmaya başladı. Orhan Bey kalmıştı. 

"Mavi, fazla olmuyor musun? Hepimiz hata yapabiliriz. Görülmez kaza. Oldu bitti. Bak, benim kızım olmasına rağmen büyütmedim bu kadar." Bütün bunları yaşamama sebep olan adam, Mavi'ye kızıp beni koruyordu. Nedense bunun bir iyilik değil, yeni bir planın parçası olarak görüyordum. 

"En ufak hatanda seni kapının önüne koyarım. Anlıyor musun? En ufacık hatanda!" Mavi, Orhan'ın onu azarlamasıyla birlikte daha çok hiddetlenip bana son kez var gücüyle çıkışmıştı. Daha sonra da ceketini alıp hızla odayı terk etti. Nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim bile o ana kadar. Düşmemek için sandalyeye tutundum.

"İyi misin?" dedi Orhan elini uzatırken.

"Bu senin ne kadar umurunda?" 

"Bak, ben sandığın kadar kötü biri değilim Zuhal. Nedenlerim var." Ne kadar itiraz etsem de oturmama yardımcı olduktan sonra karşıma, sandalye çekip o da oturmuştu.

"Helen, Mavi'nin kardeşi falan değil. Çok uzun yıllar sonra yaşadığım günlük ilişkilerden birinin meyvesi. Ama çok sevdim Helen'i. Sonuçta günahsızdı. Ayrıca benim kanımdan." Helen'in, Mavi'nin kardeşi olmamasına üzülmüştüm. Onları ayırmak için belki de kalan tek şansım buydu çünkü.

"Nereden çıktın peki yeniden Orhan Bey? Neden benimle uğraşıyorsun bu kadar?" 

"Çünkü her babanın istediğini istiyorum. Kızımın mutlu olmasını." Derin nefes almasından anladığım kadarıyla uzun bir hikaye beni bekliyordu.

"Mavi'ye büyü yaptığım zamanlar sadece annesiyle baş başa kalmak istemiştim. Annesi, oğlunu o kadar çok seviyordu ki bir türlü aklını toparlayamıyordu. Ama sonra fark ettim o, kocasını da çok seviyordu. O kadar çok öfkelendim ki Mavi'nin büyüsünü bozmadım. Ama her güçlü büyünün bir bedeli vardı. Kızım, hiçbir zaman gerçek aşkı bulamadı. Aklıma Mavi geldi. Onu gördü Mavi. Ama aşık olmadı. Ve ben de bir büyü daha yaptım." 

"Kızına aşık olması için. Çünkü aşık olursa sonsuza dek kızın mutlu olacaktı. Ona ölümsüzlüğü de vermiş olacaktın." 

"Evet. Her babanın hayali değil midir bu? Sonsuza kadar mutlu. Ama yine dediğim gibi. Her büyünün bedeli vardır. Helen'in annesi, amansız bir hastalığa yakalandı. Tedavi etmek için çok çalıştı kızım. Mavi'yle bu şirketi, benim saklandığım çiçekten ilaç bulmak için kurdular. Ama bu imkansızdı. Çünkü büyü yapmam gerekiyordu."

"Ve sen yapmadın. Çünkü daha fazla bedel ödemek istemiyordun." dedim bir kez daha onu tamamlayarak.

"Evet. Benimle konuşmadı. Nasıl olduysa Mavi'ye büyü yaptığımı da öğrendi. Çekip gitti. Mavi de ben de harap olduk. Mavi büyünün etkisiyle üzgündü sadece. Sonra sen çıktın ortaya. İlk yaptığım büyüdeki kız sendin. Mavi'nin aşkı. Sen, onun gerçek aşkıydın. Diğer yaptığım büyüyle Helen için yaptığım büyü arasında gidip gelmeye başladı Mavi. Sonra seni seçmeye karar verdi. Sana olan sevgisi, benim yaptığım büyüden daha baskındı. Bu durum Helen'i daha da yıktı."

"Sen de Mavi'yi öldürmeye mi karar verdin?" 

"Hayır. Ben yapmadım onu. İki büyü arasında kaldığı için o da bedel ödüyordu. Ben de her şeyi başa sardım."

"Nasıl yani?"

"Her şeyi unutturma sebebim buydu. O ölseydi, kızım çok üzülürdü."

"Bunun için de bir bedel ödemiş olman lazım." dedim. Öyle bir gülümsedi ki ağlasa bu kadar üzülmezdim. Her yanından çaresizlik akıyor gibiydi.

"Kızım, öz babasının canını aldı."

"Nasıl yani?"

"Mavi Elma'yı kopardı. O elma, benim ölümsüzlüğümdü." 

"Anlamadım?"

"Artık son canım. Ölürsem geri dönüşü yok yani." 

"Bu çok acımasızca. Bunu nasıl yapabildi?" 

"Yaptı işte. O yüzden senden rica ediyorum. Hayatlarından çık. Çünkü Mavi, kızımı düştüğü yerden kaldırmak yerine hala seninle konuşuyor."

"Fark etmedin galiba? Herkesin içinde beni azarladı." 

"Evet, çünkü yine senden hoşlanmaya başladı. Ama o nişanlı. Kendine yediremediği kabul edemediği için seni, kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Yeniden sana aşık olmadan git. Kızım mutlu olsun istiyorum sadece. Hayatından çıkıp gideceğim. Çok da uzak değil bu. Mavi, ona bırakabileceğim tek hazine. Lütfen, lütfen bize bunu yapma."

"Peki bana ne olacak? Beni kim düşünecek? Benim kimim var? Çok bencilce değil mi bu? Kızın, işine gelmediği zaman seni öldürmeyi bile göze almış biriyken nasıl bunu benden isteyebilirsin ki? Kızını ilk tanıdığımda başka erkeklerle birlikteydi. O, Mavi'yi sevmiyor. Hak etmiyor. Neden bunu yapayım?" Ayağa kalkmış ona bağırıyordum. Tutmaya çalıştığım gözyaşları artık yerinde durmuyordu.

"Onu sevmediğini biliyorum. Hayatında olsun istiyor sadece. Ama dediğim gibi. Bu, onun tek kurtuluşu." 

"Bu çok bencilce."

"Hayatın adil olduğunu kim söyledi ki sana?" Yanıma gelip saçlarımı okşadı.

"Senin baban sağ olsaydı ve böyle bir şeyi Helen'den isteseydi? Senin için? Böylesi daha iyi emin ol." Beni odada tek başıma bırakmıştı. Masayı toplarken kendi kendime mırıldanıyordum.

"Benim babam öldü ama. Benim için karar verebilecek tek kişi benim."

Yazardan NOT; 

Herkese Merhaba!! Neden geç yazdığımı soruyorsunuz. Çünkü maalesef kanser hastasıyım ve mini bir tedavi sürecindeyim. Ama bu ara sık sık yazabilirim. Lütfen yeni bölümde neler okumak istiyorsanız yorum olarak bırakın ki ilhamımı sizden alayım. Sizleri seviyorum. Hikayemi sayfalarınızda paylaşırsanız çok sevinirim.

xoxo

Continue Reading

You'll Also Like

218K 4.2K 190
Bu kitapta kızlara dair her şey var. Okul tüyoları, bir genç kız nasıl olmalı bu kitapta hepsi var .Yani kısaca kızların el kitabı! İnşallah beğenirs...
1.5M 18.5K 10
gizemli ve ilgi çekici...
241K 4.2K 30
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı.Bir an kalbim duracak gibi oldu. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi ve odamın kapısını açt...
397K 17.3K 48
Allahım n'olur bu korkunç bir kabus olsun ve ben birazdan uyanıp o salak Eyüp'ün de bulunduğu okula gideyim. Eyüp aptalını bile görmeye razıydım şu a...