However Long It Takes.

By Spring-

91.7K 3K 619

More

However Long It Takes.
Bölüm 2.
Bölüm 3.
Bölüm 4.
Bölüm 5.
Bölüm 6.
Bölüm 7.
Bölüm 8&9.
Bölüm 10.
Bölüm 11.
Bölüm 12.
Bölüm 13.
Bölüm 14.
Bölüm 15.
Bölüm 16.
Bölüm 18.
Bölüm 19.
Bölüm 20.
Bölüm 21.
Final.
Ek bolum: Düğün gunu!

Bölüm 17.

2.7K 117 21
By Spring-

Caroline'in disleri ortaya çıkmıştı ve Hayley'in de gözleri acık ela rengine dönmüştü. Su an ikisi de birer savaşçıydı.

Ilk once içeri bir adam girdi, bu kendilerine camdan bakan kısıydi. Caroline hırladi ve adam direkt olarak gözünün icine baktı. "Agnes. Senin yuzunden öldü." dedi dişlerini sikarak.

Caroline zihninin gerisinde bu ismi bulup çıkardı, ritüeli yapan yaşlı cadıydı. "Evet, kanımı almak isterken." dedi Caroline meydan okur gibi, gözdağı vermeye çalışıyordu.

Cocuk ona birkac adım attı. "Küçük bir kıza gore fazla kendine güveniyorsun." dedi basını yana eğerek. Içeri kızlı erkekli bir grup girdi. "Buradan gidin." dedi Caroline vampir gözleriyle. "Yoksa sizi iyi seyler beklemiyor." Kimse kıpırdamadi.

-"Bebek. Ölüm getirecek. Onun ölmesi gerekiyor."

-"Deneyin bakalım." dedi Caroline hiriltiyla. Birkac kisi oraya dogru hamle etti, Hayley bıçağını öne doğrulttu. "Bizi cok uğrastirdin küçük kurt." dedi aynı cocuk. Oynamak istiyor gibiydi.

"Cabuk olmalıyız." dedi gruptaki kızlardan biri. "Kökenler gelmeden.."

Caroline'in gözü o küçük haraketi yakaladı ve Hayley'nin yanında duran vampir daha elindeki bıçağı kullanamadan Caroline ustune atıldı. Cocugu boynundan tutup duvara yapistirdi ve elindeki bıçağı çekip aldı.

Bu sırada grup harekete geçmişti. Caroline önüne çıkan birini boynundan tutup fırlattı, digerinin karnına tekme attı. Öldürmek icin degil, uzaklaştırmak icin oynuyordu.

Hayley bir cadıyı kolundan bıçakladı. Cadı bağırarak geriye dogru gitti. Neredeyse sırt sırta vermişlerdi; Caroline cadılara tekme ve yumruk atıyordu. Hayley ise yalnızca kendinden uzak tutmaya çalışıyordu.

Birden ikisi de korkunç bir baş ağrisiyla yere düştüler.

Başlarındaki damarlar surekli çatlıyor ve art arda beyin kanaması geçiriyorlardı. Caroline en son bu acıyı mezuniyetinde yaşamıştı. Ayağa kalkıp büyüyü yapan cadıya hamle etti ama acı onu felç ediyordu, tekrar oldugu yere basını sıkarak düştü.

-"Marianne soyundakini almalıyız." dedi bir kız. "Onu öldürdüğümüzde güç kazanacak bir seyimiz olmalı. Kökenlere karsi."

-"Elimizde yaşlı cadı yok." diye mirildandi biri. "Ritüeli tamamlamak icin. Önce kurdu halledelim." Iki kisi öne cikti ve Hayley'nin kollarından tuttu. Geriye dogru yatırarak onu sabitlediler. Biri ayağıyla bacaklarını da yerde tutuyordu.

İki kızın çığlıkları birbirine karışmıştı.

-"Bebeğime dokunmayın!" Hayley çırpınıyordu. Bir cadı önüne gecti ve karnının üstünde elini kaldırdı. Basını geriye attı ve büyülü sözler mirildandi icin dudaklarını araladı.

Birden acı kesildi. Caroline gozlerini açarak kendisine büyü yapan cadıya baktı ama tek gordugu elinde kanlı bir kalple ayakta duran Klaus oldu.

Daha kimse ne oldugunu anlamadan vampir hızıyla gidip Hayley'in başındaki cadının boynunu kırdı ve ancak o zaman bütün yüzler yeni gelenlere döndü.

Klaus'un yüzünde oyle bir ifade vardı ki Caroline dahi bulacağı herhangi bir yere kaçmak istedi. Elijah'in sağ gözü segiriyordu. Arkadaki Rebekah'in endişesi biraz kırılmıştı ve sabırsız duruyordu. Yanındaki isim daha da sasirticiydi, Marcel. Yumruğunu sıkmıştı ve bekliyordu.

-"Burada. Büyü. Yapamazsınız." dedi her kelimeyi vurgulayarak. Rebekah alayla ona baktı. "Su an takıldığın sey bu mu canım?" Marcel ona döndü ve sonra bunu daha sonra halletmek üzere cadılara baktı.

Klaus gozlerini Caroline'a dikmişti. Caroline yavaşça ayağa kalktı. Bir cadı korkuyla onların yanından kaçmak icin hamle etti ama Klaus gozlerini ayırmadan onu boynundan tuttu ve karşıdaki duvara fırlattı, duvardan tozlar dökülüyordu. Yere bilinçsiz bir sekilde düştü. Herkes korkuyla bekliyordu.

-"Benim evime gelip cocuğumu taşıyan kadına ve sevgilime zarar vermeye çalışıyorsunuz." Klaus ilk kez Caroline'i bu sekilde tanıtmıştı, Hayley şaşkınca ona baktı. Rebekah ise basını yana eğdi. "Sizin soyunuzu en büyüğünüzden bebeklerinize kadar kurutacagim." Bu sakin ses diğer her seyden daha korkunctu.

Caroline gözleriyle odada kalan kişileri taradı. Hayley'in başındakilerle birlikte bes kisi kalmışlardı.

Ve birden olanlar oldu.

Klaus kapının girişindeki demir askılığı aldı ve en yakınındaki cadının karnından geçirdi. Aynı hızla çekip çıkardı ve digerinin boynuna o kadar hızlı vurdu ki kafası bedeninden kopup diğer yana uçtu. Kalan uc kisi dehşet içindeydi ama her sey cok hızlı oluyordu. Bir cadı büyü yapmak icin elini kaldırdı ama Rebekah vampir hızıyla yanına gidip kolunu çevirdi, kırılan tum kemiklerinin sesi duyuluyordu. Cadı daha acı icinde bagiramadan Rebekah sert bir hareketle boynunu kırdı. Hayley'nin başındaki cadılardan biri yerdeki bıçakla karnına dogru anlık hamile etti ama Hayley ona tekme attı, Elijah onu boynundan tutup yere vurdu. Yer sallandı ve cocuğun gozleri yuvalarında son kez oynayıp kapandı, basının yanından koyu bir kan süzülüyordu.

Mikaelson kardeşler su an bir katliam gerçekleştiriyordu. Marcel dahil digerleri izliyordu.

Son bir cadı kalmıştı, digerlerinden daha küçük duran sarısın bir cadı.

Klaus elindeki kanı dudaklarına götürerek ona yaklaştı, kız titriyor ve ağlıyordu.

"Yalvarırım beni öldürmeyin."

Klaus güldü ve ona yaklaşmaya devam etti. Caroline da titriyordu, midesi bulanmıştı. Klaus'un bu hali onun kötü adam olmadıgı fikrine alışmasını zorluyordu. Bunun kendisi icin oldugunu hatırlattı.

-"Adın ne?" diye sordu Klaus.

-"Isabel." dedi kız nefes nefese. "Ben bir sey yapmadım. Beni öldürmeyin."

-"Seni öldürmeyeceğim." dedi Klaus omzunu tutarak, kız korkudan bayılacak gibiydi. "Gidip diğer cadılara burada yaşananları anlatacaksın." Kız ağlamaya devam ederek basını salladı. "Bir daha buna teşebbüs edilirse neler oldugunu söyleyeceksin. Her seyi. Harfi harfine."

Kız yeniden basını salladı ve çıkmadan dönüp Caroline'a baktı. Caroline şaşırmıştı çünkü kız tuhaf derecede birini andırıyordu.

Kendisini.

Yutkundu ve baska bir tarafa baktı. Kız koşarak kapıdan cikti.

Klaus ilerledi ve yerden Hayley'i kaldırdı. "Iyi mısın?" dedi yavaşça. Hayley basını salladı ama oldukca bitkindi. Klaus onu kucağına aldı. "Üstünü değiştirip uyumalısın." dedi yumuşakca. Caroline onlara bakıyordu, Klaus ona döndü. "İyi mısın askım?" Caroline basını salladı, sonuçta Hayley onun çocuğunu taşıyordu. Kafasını baska tarafa çevirdi. Klaus'un yuzune baktığını hissediyordu ama inatla ona bakmadi.

Rebekah yanlarına ilerledi. "Bebek iyi mı?"

-"Sanırım oyle." dedi Hayley ellerini karnına koyarak. Elijah endişeyle onu izliyordu.

Iste yine o aile tablosu.

Kapıda duran Marcel'in kendisini izlediğini fark etti ve o yana döndü. Kaslarını kaldırmıştı ve dudaklarında saçma bir gülüşün izleri vardı. Caroline da tek kasini kaldırdı. Mikaelson'lar Hayley'i yukarı götürürken Marcel bir cesedin üstünden atlayıp yaklaştı. "Demek prenses prensini bulduğunu düşünüyor." Caroline cevap vermedi. "Ne kadar mutlu bir son. Kanlı cesetler arasında hamile bıraktığı kızı odasına çıkarırken masalın ana karakterini burada bırakıyor."

-"O çocuğunu taşıyor." dedi savunur gibi. Marcel cevap olarak yalnızca güldü ve bu Caroline'in daha cok sinirini bozdu. Odasına çıkmak icin merdivenlere yöneldi.

Odasına girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Yorgundu, bedenen ve ruhen. Henüz birkac dakika geçmişti ki aşağıdan Rebekah'in sesi duyuldu. "Evet cesetleri ben kaldırırım tabi." Sitem eder gibiydi. Caroline aşağıda sürüklenme sesleri duydu, Rebekah cesetleri taşıyor olmalıydı. "Sayenizde çamaşır sularının markasını ezberledim."

Caroline'in sinirleri bozulmuştu. Bu dediğinden sonra gülmeye başladı ve o sırada kapısı acildi. Gelen Klaus'tu. Caroline ona baktı. "Hayley iyi mı?" Klaus basını salladı. "Sen iyi mısın?"

-"Evet" dedi Caroline üstündeki ceketi çıkararak.

-"Cok korktum." dedi Klaus ona yaklaşarak. "Sana bir sey olacak diye.."

-"Bana mı Hayley'e mı?" dedi ters ters. Boyle davranmamasi gerektigini biliyordu. Çıkışından dolayı mahcup olmuştu. Elini boynuna götürdü ve camdan dışarı baktı.

Klaus güldü. "Cocuğum icin." Gülmeye devam ederek ona yaklaştı.

Caroline derin bir nefes aldı.

-"Bencillik yapıyorum, haklisin."

-"Bencillik yapman hoşuma gidiyor." dedi belinden tutarak. "Hayley onu korumak icin kavga ettigini söyledi."

-"Ah oyle mı dedi?" Caroline biraz gevşemişti. Ona yaslandı.

-"Evet. Iste benim kızım." Ikisi de kahkaha atmaya başladılar. Klaus belinden daha sıkı tuttu. "Kıskanınca cok ateşli oluyorsun."

-"Ben kıskanmıyorum!" dedi Caroline kafasına vurarak.

-"Hı hı." dedi alayla Klaus dudaklarını sarkitarak.

-"Hic de bile, ben.." Klaus cümlesini tamamlamasına izin vermeden onu öptü.

Caroline bir gun buna alışacak mı cok merak ediyordu. Bu her zaman bu kadar yeni ve şaşırtıcı mı gelecekti?

Bu sefer opusmede farklı bir taraf vardı. Daha korumaci bir yan, Klaus onun burada olduguna inanmak istiyor gibiydi. Onun icin gercekten korkmuştu. Caroline da burada oldugunu kanıtlamak icin istekle karşılık verdi.

Klaus'un elleri belinden yukarı çıktı ve omuzlarından kollarına kadar geri indi. Dokunduğu her yer ürperiyordu. Klaus hafifçe geri çekilerek vücudunun ona nasıl tepki verdiğine baktı. Gülümseyerek yeniden dudaklarına yaklaştı. Caroline da ellerini Klaus'un sırtında dolaştırdı. Kaslarının kasildigini hissediyordu. Birbirlerinin dokunuşlarına bile bedenlerinin böylesine tepki vermesi sasirticiydi.

Öpmeye devam ederek elleri onun bluzune indi ve yavaşça siyirarak basından çıkardı. Caroline bir an icinden ne giydiğini düşündü, siyah dantelli iç çamaşırını giymişti.

Klaus'un tişörtünü çıkardı. Daha once de onu ustsuz gormustu, Silas ona saldırdığında. Üstündeki kus dövmelerini hatırlıyordu, ellerini onun ustune koydu.

Klaus Caroline'in sutyeninin askılarını tuttu ve çekti. "Bunu sevdim."

Caroline utandi, yanaklarının kızarmaya başladığını hissediyordu.

-"Bu halinin ne kadar guzel oldugunu biliyor musun?" Yavaşça kulağına fisildadi, Caroline nefesiyle gidiklaniyordu. Klaus kulağının altından başlayarak boynuna kadar öpmeye başladı, sakalları teninde dolaşırken gozlerini kapadı. "Fazla curretkarsin." dedi sessizce. Klaus onu yatağa yatırdı, kollarını havaya kaldırdı ve basını ustune ellerinden tutarak sabitledi. Caroline basını geriye attı ve altında kıvrandı. Klaus opucukleriyle aşağı inerken tek eliyle pantolonunun düğmesini actı. Hala tek eliyle onun kollarını basının üstünde tutuyordu. Caroline bacaklarını sallayarak pantolonundan kurtuldu. Klaus elleriyle bacaklarını kavradı ve bileklerine kadar bacağının icinden dudaklarını sürttü. "Klaus.." Caroline bariz bir sekilde kivranmaya başladı. Simdi elleri serbest kalmıştı, onu Klaus'un göğsüne yerleştirdi ve parmaklarını dolaştırdı. Klaus gözlerinin icine baktı, cok parlakti. Caroline doğruldu ve uste gecti, onun boynunu öperken altındaki baskıyı hissediyordu. Dudaklarını aralayarak Klaus'un boynunu emdi ve nefes alısının hızlandığını fark etti. Oturur pozisyona gecti, Klaus merak ve heyecan icinde ona bakıyordu. Caroline onun pantolonun düğmesini actı ve ayağa kalkıp pantolonunu çıkardı. Siyah takımının icinde inanılmaz görünüyordu, Klaus yatağın kenarına oturdu ve onu kendisine çekti. Caroline kucağına cikti. Klaus'un suratı göğüslerinin hizasindaydi ve ikisi beraber hareket ediyordu. Klaus onun sutyenini çıkardı ve yeniden altına aldı. "Seni cok seviyorum." dedi Klaus. "Hem de cok." Iç çamaşırını çıkardı. Caroline son bir kez "Klaus.." diye inledi ve gozlerini kapadı.

Continue Reading