Dubai'li Aşklar-Fürade(ARA VE...

By ebru1461

45K 1.9K 188

Susabilirdim...Susmadım.Konuşabilirdim... Konuşmadım.Sadece izledim olanı biteni, binlerce olay birbiri ardın... More

GİRİŞ
-1-Fürade-Sen kimsin?
-2-Seni yanımda istiyorum
-3-Babam gelinini görmek istiyo
Dikkat
-4-Torun mu?
-5-Evleniyoruz
-6-Nişan baba
-7-Umman'a yolculuk
-8-Sanane
-9-Gerçek aileni biliyorum
-10-Düğün-Büyük Kavga
Kitap hakkında
-11-Bir bebeğe hazır değilim
-12-Gerçekler(Tahran yolcusu kalmasın)
14-Bu aşkta bir umut kalmadı artık
Fırtına öncesi sessizlik
Kara hüzün-Part-1
Kara hüzün Part-2
Terketmedi sevdan beni
Sezon finali-Şimdi soğuk sarar kollarımı
Şu ayrılık olmasaydı...
8 Mart dünya kadınlar günü
Kul kurar,kader gülermiş
Karanlık
Kitap hakkında

-13-Baba?

1.2K 65 4
By ebru1461

Bölümün başındaki şiir benim en sevdiğim şiirlerden biridir umarım siz de seversiniz.Bölümü oylamayı ve yorum bırakmayı ihmal etmeyin canlar.İyi okumalar.

Bir zerreciğim ki arş'a gebeyim.
Dev sancılarımın budur kaynağı.
Öteler,öteler,gayemin malı;
Mesafe ekinim,zaman madenim.
Gökte samanyolu benim olmalı,
Dipsizlik gölünde,inciler benim.
Kaçır beni âhenk,al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye,onun olsun şâirlik,
Şimdi gözüm,büyük sanatkârlıkta.

Yollara düşmüş adımlarım hayallerimin uçurumlarında tökezlerken ben sessizce oturduğum yerden gökyüzünü izlemekle yetiniyordum.Masmavi bulutlar yerini akşamın alaca kızıllığına bırakırken yanımdaki adamın uyuyan yüzüne baktım.Hem nefret ederken nasıl kanım ısınabilirdi ona?Kirli sakallı yüzündeki o huzurlu ifade ara ara yerini huzursuz akislere bırakırken düşünmek denilen aklımın gizli katiliyle cebelleşiyordum sanki.
Sevmiyorum diyordu bir zamanlar aşık olduğunu söyleyen adam.Bu kadar basit miydi aşk?Sadece iki dudağın arasından çıkan anlamsız bir kelime veya unutulan bir yemin miydi?
Bana göre değildi...Olamazdı.Aşk nefret etmek isteyip onun izlerini bir kitap sayfasında,odadaki eşyalarda ya da çölün o sıcak kumlarında hatırlamaktı.Üstelik papatya yaprakları bile aşk için ziyan edilmezken nedendi insanlarda bu ufacık hoşlantıyı aşk sanma lafzası.
Yanımda hissettiğim kıpırdamayla gözlerimi kapadım.Onu izlediğimi ,onu düşündüğümü ,yaptıklarına binbir anlamlar yüklediğimi bilmesini istemiyordum.Hem ben;Ne onunla yapabilirdim ne onsuz.Karnımdaki bebeğin varlığından güç alıyordu ruhum.Doktordan uçak yolculuğunda bir sıkıntı olmayacağını öğrenmeyi de ihmal etmemiştim.İşte şimdi buradaydım ,geçmişimde kapatamamış olduğum hesapları şimdi kapayıp geleceğe adımlıyacaktım.

"Keşke sana aklımdan geçenleri söyleyebilsem."dedi fısıldayarak.Sesi sıkıntılı sanki bir şeylerden kaçar gibiydi.

Kalbimden göçen kuşlar ,geçen zamana yenilip ölmezken içimde ölen neydi peki?Kalbim mi?Ruhum...Değildi.İçimde ölen ona olan güvenimdi.Neden hep filmlerlerde kadınlar aldatırdı erkekleri?Aldatan erkek yok muydu?Belki de milyonlarca olmasına rağmen onları el üstünde tutan bir anne babanın arkasına saklanır gerçekleri saklarlardı aynı Umut'un yaptığı gibi.
Gözümden dökülen yaşa engel olamazken gözümden düşen yaşı silen o iri elle gözlerimi açtım.

"İyi misin?Ağrın falan mı var?"dedi telaşlı sesiyle.Gözbebeklerinde endişe kırıntıları vardı.

"Hayır"dedim sesimi soğuk tutmaya çalışarak.Beni aldatan bir adamdan etkilenmem beni gurursuz biri mi yapıyordu?Bilmiyorum ama ondan uzak duracaktım.

"Neden ağlıyorsun?"

"Hiç"

"Bir hiç için mi?"dediğinde omzumu silkip uçaktaki küçük mutfağa geçtim.Dolaptan bir kaç çeşit meyve çıkarıp yıkadıktan sonra soyarak yemeye başladım.Uçağa binmeden önce yemek yediğim için sadece meyve yemek yeterliydi.
Arkamı döndüğümde yanıbaşımda izleyen adam ise şaşkınlıkla bir adım geriye gitmeme neden olmuştu.

" Kaçma benden Burcu."

"Ben senden kaçmıyorum.Sadece senin yüzünü görmek istemiyorum."Koskocam bir yalandı söylediklerim ama inandı.Bakışlarını kaçırıp tekrar yerine oturduğunda yolculuk boyu hep sessiz geçmişti.Ne ara uykuya daldım bilmiyordum ama omzuma koyulan bir buseyle uyanıp etrafıma baktığımda Umut'u gördüm hem sevdiğim hem ölesiye nefret ettiğim adam.

"Hadi baban bizi bekliyor."

Yerimden kalkıp uçaktan indiğimizde günün o kavurucu sıcaklığı esti tenimde.Uçağın indiği pistin zemine vuran kavurucu sıcaklık nefes almayı zorlarken Umut elimden tutup ileride bekleyen siyah araca çekti.Aracın içindeki krem rengi deri koltuklara oturduğumuzda Umut hemen yan taraftaki küçük buzluğu açıp meyve suyunu alarak bardaklara doldurdu.

"Çok sıcakmış dışarısı.Sen iyi misin?"diye sordu.İyi miydim?Açık gezmek yasak olduğu için buralara uygun olarak taktığım, ince şalın altındaki saçlarım terlemişti.Yüzümün sıcaktan dolayı kıpkırmızı olmasını saymazsak gayet iyiydim.

"İyiyim."dedim meyve suyu bardağını alıp içerken.İşte bu iyi gelmişti.

"Burcu seninle konuşmamız gerekiyor biliyorsun değil mi?"

Başımı sallayıp onayladığımda
"Konuşmayacak mısın?"

"Benim anlatacak bir şeyim yok ama senin var yanlış mıyım?"

"Benimle evlendiğine pişman mısın?"

"Pişmanım"dedim ciğerim yana yana.Benim ki sadece öfkemi dindirmek için aradığım bir hedefti oysaki.

Araba ilerlerken ne Umut ne de ben konuşmayı seçmiştik.Yarım saatlik bir yolculuğun ardından merkezde iki katlı asma yapraklarının kuşattığı bir eve geldik.Yeni modern evlerin izlerini taşısa da daha çok geçmiş evlere benziyordu.Dış kapısındaki büyük tokmakla Umut kapıyı çaldığında çok geçmeden kapı açılmış telaşlı ve bir o kadar da heyecanlı insanların yüzleri belirmişti karşımda.

"Hoşgeldiniz"

"Hoşbulduk."dedim sessizce.Sesimin çılmasına bile şaşırmıştım boğazımda düğümlenen kelimeler beni sustururken karşımdaki insanların gülümseyerek bakması korkutuyordu.Belki de farklı bir ailenin içinde bir babamın olduğunu bilmekten dolayı gelişen bir duyguydu bilmiyorum.Hangisiydi babam sağ taraftaki beyaz sakallı başında krem rengi Arap erkeklerinin kullandığı örtmeyi takan mıydı?Yoksa biraz daha gerisinde kalan saçları yeni yeni ağarmaya başlamış adam mı benim babamdı?Kimdi?

"Buyrun içeri gelin."dedi üzerinde geleneksel kıyafeti olan bir kadın.
Umut kulağıma eğilerek

"Sakin ol.Onlar senin ailen"

"Benim bir ailem yok."diye fısıldadığımda sessiz ortamda tüm yüzlerin dikkatı bana kaymıştı.Ama bir vardı ki onun bakışlarında anlık bir çöküş ardından toparlanarak ilerledi.Çatı katındaki çardağın altında sedirlere oturduğumuzda yanındakilere bakıp bakışlarını bana odakladı.

"Kızımla beni yanlız bırakır mısınız?"dedi herkes birer ikişer terk ettiğinde Umut alnımdan öpüp

"Çağırdığın zaman ben burdayım tamam mı güzelim."dedi şefkatle.Alışık değildim bunlara.Bir iyi bir kötü davranırken ne yapmamı bekliyordu.O yanımızdan gittiğinde BABAM la başbaşa kalmıştım görmediğim bilmediğim adını bile duymadığım bir adam babam.
Oturduğu sedirde ellerini dizlerin üstüne koyup öne doğru eğildi.Neydi bu gözlerindeki huzursuzluk mu?Pişmanlık mıydı? Ciğerlerine derin bir nefes çekip  konuşmaya başladı.

"Geçmişi geri getirip yaşadığın acıları geçiremem..."

Konuşmasına izin vermek istemiyordum.Affederdim...

"Lütfen ne söyleyeceksen söyle sonra gitmek istiyorum."

"Peki kızım...Yıllar önce annenle tanışmıştım.Çok güzeldi rahmetli..."

"Öldü mü?"

Gözlerindeki yaşları silip devam etti konuşmaya

"Öldürüldü...O zamanlar istihbarat teşkilatı adına çalışıyordum.Dostumuzdan çok düşmanımız vardı.Senin doğduğun sene eve saldırmışlar aneni hizmetlileri korumaları öldürmüşler.Rahmetli annen seni sığınağa saklamış.Geldiğimde evi kan götürüyordu anneni evin yakınındaki ormanlıkta bulduğumuzda çoktan ölmüştü.On ysdi kurşun çıktı bedeninden ölümüne sebep olan on yedi kurşun..."dedi gözlerindeki yaşları silip devam etti konuşmaya.

"Benim de peşimdeydiler bu yüzden seni İstanbulda kslan faslı bir kadına bıraktım.Olaylar yatıştığında seni almaya gittiğimde seni başkasına verdiğini söyledi.Aradım buldum da ama peşimdeki adamlar her adımımı izliyorlardı.Yanında kaldığın aileye aylık para vermeye başladım.Sana kötü davrandıklarını öğrendiğimde de kocandan yardım istedim."

"Yani tesadüf değildi.Umut'un beni araması yanlış numara masalı evlenmemiz tesadüf değildi..."

"Değildi."

"Yıllar sonra karşıma çıkıp hayatımı mahvetme iznini kimden aldın sen!Mutlu musun yaptığından BABA kızın mutsuz.Peki sen mutlu musun?"

"Kızım..."

"Bana kızım deme!Senin yaptığın işler olmasaydı belki de annem yaşıyor olacaktı.Biz yan yana sade bir baba kız olacaktık belki paramız olmayacaktı ama siz yanımda olacaktınız"

"Haklısın" dedi yaşlı adam.

Ellerim sinirden titrerken gözyaşlarım bir sis gibi görüşümü engelliyordu.Bedenimi hissedemiyordum sanki bana ait değildi sanki başkasının bedeninden koğan bir parçaydım.Bakışlarım kayarken yere düştüğü hissettim en son duyduğum ise iki adama ait sesti.Biri babam...Diğeri ise kocam.

"Kızımm!"
"Burcu!"
...
Bedenimdeki sersemlikle birlikte gözlerimi açtığımda başımda bekleyenlerin tüm bakışları üzerime toplanmıştı.

"İyi misin Burcu?"

Başımı iyiyim anlamında sallayıp BABA'ma odakladım bakışlarımı.Ne hissediyordu?Endişelenmiş miydi benim için?Korkmuş muydu bir şey olacağından?
Yerimde doğrulup

"Gitmek istiyorum."dedim

"Burcu..."

"Umut daha fazla ısrar etme geldim dinledim şimdi de gitmek istiyorum."

Odadaki herkesin yüzünü üzgün bir ifade kaplarken kararlılıkla baktım hepsinin yüzüne.

"Eziz baba..."diyerek cevap bekler gibi babama baktı Umut.

"Üzme evlat kızımı istiyorsa gidin."

Kendimi dışarı atıp aracın koltuğuna oturduğumda çok geçmeden umut da içeridekilerle vedalaşıp gelmişri.
***
Çok geçmeden araç kumlarla kaplı kızgın asfalt yolda ilerlerken tekerlerin savurduğu bir kaç kum tanesi açık camdan kucağına düşüyorfu.Ne hissetmesi gerektiğini olan bu olaylar karşısında ne yapması gerektiğini bilmiyordu.Uzun bir yolculuğun ardından 4×4 durduğu yer çölün ortasında bir vahaydı.Upuzun hurma ağaçlarının iri yaprakları altındaki gölgede yetişen ince otlar bu kumlarla kaplı arazide bulunamayacak bir nimetti.Araçtan inip bu büyüleyici manzaranın göbeğine foğru yürümeye başladı burcu.Arkasındaki takip eden büyük adımlar durduğunfa belinden sarılıp ellerini karnında kenetledi.

"Nasıl beğendin mi güzelim"dedi Umut kendine has bariton bir o kadar da iç gıcıklayıcı bir şekilde.

"Güzel ama çölün ortasında ne işimiz var?"yarım yamalak da olsa bu yakınlkta konuşabildiğine sevindi.

"Birkaç gün tatil yapmanın sana iyi gelebileceğini düşündüm."

"Bu vaha da mı?"

"Vaha olduğuna bakma hadi gel"diyerek elinden tutup önden ilerleyerek ince uzun otların bacaklarında kıpırdanarak gıdıklanmasına neden oldu.Düşmemek için uzun eteklerini tutup hurma ağaçlarının arasında umutun peşinden ilerledi.Önündeki hurma ağacını aştığında karşısına çıkan manzarayla adeta yerinde mıhlandı.Önünde duran berrak gölün üzerine yansıyan bitkilerin gölgesi suya yansıyıp yeşil akisler oluşturuyordu.Bu küçük gölün yanı başınds keçeden örtülerle yapılan kare şeklindeki çadırın yanına ilrleyip önündeki örtüyü yana çekerek içeri girdi.Önünde adeta küçük bir ev vardı.Yere koyulan kırmızı yer minderleri ayağının altındaki koyu kırmızı işleöeli kilim,Bir köşwyw koyulmuş meyveler ve çadırın köşesinde çok da derin olmayan yiyecekleri serin tutmak için kazılan bir kuyu vardı.

"Hadi gel oturalım"dedi Umut kolumdan tutup kırmızı minderlerin üzerine oturturken.

"Burası adeta saklı bir cennet"dedim kendime engel olmayarak.Gerçekten de öyleydi.Kim inanırdı ki çölün ortasında kumların arasında böyle bir yerin olacağına.

"Bugün hiçbir şey düşünmeden normal eşler gibi davransak."

"Nasıl"

"Mesala sevip sevmediğin şeyler ben sana sen bana anlatsan."

"Sadece bugünlük seni affetmem yaptıklarını unutmam unutamam."

"Peki"

"Eeee ilk kim başlıyor"

"Sen başla"dedi burcu umursamaz meraklı görünmemeye çalışarak.
"Benim sanıldığı gibi çok da iyi bir hayatım yoktu.Param pulum vardı belki ama mutlu olmak için yetmiyordu.On yedi yaşlarındayken baya hareketli bir hayatım vardı.Gece eğlenceleri motora olan tutkum takıldığım çevre...Sonradan geçirdiğim motor kazası yüzünden bir daha ne ailem razı oldu ne de ben denedim bir daha motora binmeye."

"Nasıl oldu bu kaza?"

Eski günlerin görüntüleri zihninde tekrar hayat bulurken anlatmaya başladı.
O gün okuldan çıktığında gelen mesajagülerek baktı.Elindeki defteri ikiye dürüp çıkış kapısında motorlarının yanında bekleyen arkadaşlarının yanına varıp
"Akşam yarış varmış"dedi.
"Oha harbi mi"
"Yalan borcum mu var oğlum?"
"Abi ben gelmiyorum yakalanırız falan babamla daha yeni kavga ettik."
"Siz ne yaparsanız yapın ben bu akşam bu yarışa gideceğim."Motora bindiğinde son süratle yola koyuldu iki saate ancak varırdı zaten yarışın yapılacağı yere.Yarış şehir dışındaki eski otobanda yapılacaktı.Hala çalışan yol artık yasa dışı yarışlara daha çok ev sahipliği yapar olmuştu ama polisler de adım başı takip etmeye başlamıştı.Yarış pistine vardığımda kumlu ve engebeli zemin adrenalinin en âlasını yaşatırdı insana buna emindim.İşaret fişeğiyle yarış başladığında arkamda eşlik eden sevgilim vardı.Her şey normal seyrinde ilerliyordu ikinci sıradaydım.Biraz daha hızlanıp öndeki motoru geçeceğim sırada kumlu zeminden dolayı virajda hakimiyeti kaybettim.Otoban kenarı uçurum kadar yüksekti o kazadao öldü.Ben ise kaburgalarımdaki çatlaklar ve kolumdaki ve başımdaki derin yarayla kaldım"dedi umut cümlelerini tamamlayıp derin bir nefes aldı.

"Ama sen nişanlandığın kızı sevdiğini sandığını söylemiştin."

"Annemin isteğiyle nişanı yapmıştık dediğim gibi sevdiğimi sanmışım."

"O kadar zaman boşuna kürek çektim değil mi?Hiç sevmedin beni?Kazada ölen o kız vardı aklında..."

"Ben seni gerçekten sevdim burcu"Dedi umut.Bir şey diyemedim eğer onun yaptığı sevmek ise neden ben bunu hissedemiyordum.

"Neyse boşver"dedim geçiştirmek için.

"Hadi sen anlat bakalım en sevdiğin renk"

"Mor"

"En sevdiğin çiçek"

"Nergis"

"Hangi ayda doğdun?"

"Şubat"

"Kova burcusun o zaman"

"Sen burçlarla mı ilgileniyorsun"

"Tahmin ettim sadece.Üniversitedeyken bir arkadaşım ilgileniyordu ondan bir kaç bir şey kaptım ben de"

"Hımm anladım "dedim dalgınca.Erkekler burçlara bakmaz gibi gelse de illaki hepsi kendi burcunu biliyorfu eee o zaman diğer burçları da görmüş olurlar değil mi yani çok da şaşılacak bir şey değil.Dedi kendi kendine.
Önümdeki sininin üzerindeki bardaki suyu alıp içtim çok sıcaktı burası.

"Baban konusunda ne yapmayı düşünüyorsun güzelim."

"Bilmiyorum.Hep annemi bulacağımı düşündüm ben.Babamla belki boşanmış olacaklardı karşılarına geçip hesap soracaktım anneme nasıl bırakbildin beni diyecektim ama hiç böyle düşünmedim.Beni bulmalarını engellemek için benim için öldürülmüş.Babam..O beni korumak için yanıma gelmemiş ama yıllarca gelmemesini affedemiyorum Umut olmuyor.Ne kadar istesem de yapamıyorum."

"Sen kendini üzme güzelim nasılsa bir gün her şey düzelicek"dedi umut içindeki ses ise bunun tam tersini söylüyordu
Düzelmeyecek
Her şey daha da kötü olacak
Gerçekleri açıklayamayacaksın diyordu.
Ama susuyordu söyleyeceklerinden habersiz iki yürek.Belki de en çok sustuklarından hesap vereceklerini bilmeden.

Umarım sevmişsinizdir.
Gizli okuyucularım da ortaya çıksa benden mutlusu yok hadi bak bi tık.Bölüm ithafı isterseniz de söylemeniz yeterli.

Continue Reading

You'll Also Like

210K 868 12
Her bölümde farklı bir seks hikayesi olacaktır. ona göre okuyunuz
6.4M 279K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
151K 1.3K 10
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
699K 31.3K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...