-1-Fürade-Sen kimsin?

3.9K 156 9
                                    

Multimedya'da pastahanemizin isminin yazılı olduğu tabela var.Kısaca Burcu'nun pastahanesi de diyebiliriz.Umarım beğenirsiniz.
...

Kimse benimle oynamıyor diye ağlayan çocuk!
Sen büyü hele,
Bak ne oyunlar oynayacaklar seninle.
....

"Ne var anne?"dedi Burcu sesindeki tahamülsüzlüğü gizlemeyerek.

"Bir yere gitme Burcu. İşimiz var.Baban getirdi adamları."dedi kadın sesindeki soğuk imgelerle.

O mu?O annesiydi işte!Kızının tek bir kez saçlarını okşamayan,ağladığında gözyaşlarını silmeyen bir anne(!) Ne kadar anne olabiliyorsa o kadardı.Neden aradığını biliyordu aslında.Yine eve gelip, hizmet etmesini isteyecekti.Öyle masumane şeylerden değildi o hizmetten kasttettiği.Babasının eve getirdiği erkeklerin, isteklerini yapmasına izin vermesini istiyorlardı, tıpkı bir orospu gibi.Normal bir anne babasının olmasını her şeyden çok isterdi, ama yoktu.Küçükken çok hayaller kurmuştu.Doğum gününü hatırlayacakları bir günün hayaliyle uyanmıştı sabahlara.Ya da düştüğünde elinden tutup kaldıracak birini hayal etmişti hep.Olmamıştı...Küçücük çocuk aklıydı işte!Düzeleceğini sanmıştı.Sonra...Mutlu olacağına olan inancını bile zamanla, yok etmeyi başarmışlardı.

"Bir yere gitme.İşimiz var!"

"Gelemem.Ben senin gibi biri değilim anne!O adamlara hizmet etmem.Ben fahişe değilim!"Dedi Burcu yine.Annesini sinir etse de, bu böyleydi.

"Sen benim kızımsın.Ne demişler; kızlar annelerine çekermiş.Sen de benim gibisin boşuna lak lak yapma."

"Ben orospu değilim.Ben sen değilim.Olmayacağım anladın mı?Beni doğurmuş olabilirsin ama sen benim annem değilsin anladın mı?"dedi sinirle.Dişlerini sıkmaktan çenesi kasılmıştı ve tüm söyledikleri küfür edercesine dökülmüştü dilinden.

Evden çıkıp zar zor açtığı pastahaneye gitti.Okutmamışlardı' sana para mı yetiştireceğiz 'diyip öylece bırakmışlardı ,hayallerinin yıkıntılarıyla baş başa.Viran olmuş sokağın başındaki durağa yetişip, otobüse bindi.Şu otobüsler de ne zor işti.Ayakta kalmak... Her kavşakta bir o yana, bir bu yana ayran misali sallanıp duruyordu.İki durak sonra otobüsten inip şirin yazılarla yazılmış Pastalojiye geldi.Beyaz üstüne ,pembe yazılar tam bir tatlılığı simgelerken, 'İ' harfinin noktası yerine süslü, pembe bir cupcake resmi koyulmuştu.Adımlarını pastahaneden içeri yönlendirdi.

Burnuna dolan ,vanilyanın o mayhoş kokusunu seviyordu.Hamur kokusunu,çikolata ve muz kokularının birbirine karışmasını...Kısacası bu pastahaneyle ilgili her şeyi seviyordu.

"Aslı hazır mı cupcake'ler?"dedi neşeyle şakıyarak.

"Ohho...Çoktan hazırlandı da satıldı bile abla.İkinci tepsileri attık fırına.Bugün geç kaldın... İyi misin?Bir şey yok değil mi abla?"

"İyiyim canım merak etme."dedi yüzündeki yalancı gülümsemesiyle.Ne iyiydi ama(!) Kahrolasıca annesi ,sürekli onu adamlara pazarlamaya çalışırken, ne kadar iyi olabilirdi?Ya da hayatının içine eden kumarbaz bir babası varken ne kadar iyi kalabilirdi?

"Ablaa! Burcu abla iyi misin?"
Duyduğu sesle yine düşünceleri arasında kaybolduğunu anladı.

"İyiyim Aslı. Dalmışım..."dedi sıkıntıyla.O sırada Aslı'nın annesi konuştu.Anne kız çalışıyorlardı bu pastanede.Aslı'nın babası öldükten sonra ,zor zamanlar yaşamışlar ve hem okul parasını çıkarmak, hem de evin ihtiyaçları için okuldan artan vakitlerinde çalışıyordu.Annesini ise geçen sene almıştık işe.

Dubai'li Aşklar-Fürade(ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now